Münih Gezi Rehberi: Oktoberfest Olmadan da Güzel

Bir zamanlar Umut Sarıkaya’nın da dediği gibi; “Almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden almadım……….” Evet çok doğru, aynen öyle. Ich liebe dich be Almanya. Fakat bu sevgi pınarı hallere rağmen niyeyse Münih Gezi Rehberi hazırlamak gayesiyle Münih’e doğru yola çıkarken kafamda bir takım tereddütler, inceden bi’ hevessizlik durumu… Kim bana bunu yaptı, nasıl yaptı, neden yaptı bilmiyorum ama, bir şekilde Münih’in sıkıcı olduğu bilgisi kafama yerleştirilmiş. (uzaylılar tarafından kafama çip yerleştirilse de aşağı yukarı böyle betimlerdim) Kim atıyor kardeşim bu bilgileri ortaya? Münih basbayağı mis gibi şehirmiş. Eğlenceli, aktif, güzel müzeleri, koca koca parkları, parkları kadar kocaman, çeşit çeşit biraları, civarında günübirlik gezilecek türlü türlü yeri var, daha ne istiyorsunuz? Özellikle “Schengen vizem var, işe hasta oldum diye yalan söyleyip Perşembe – Pazar 3-4 günlük bir yerlere gitsem” arayışınız varsa tam şehri, çok net seçenekleriniz arasına ekleyebilirsiniz. (eğer iyi ve detaylı bir müze gezicisiyseniz 3-4 güne müzeleri sığdıramazsınız ama onu söyleyelim)

Münih

Tüm gezi boyunca “ulan biz neden bu şehirde bu kadar az kalmak gibi bir hatada bulunduk” diye diye dolandığımız ve Berlin’den sonra Almanya’daki favori şehrimize dönüşmüş olan sevgili Münih; özür dileriz, muhtemelen civarını dolaşmak için seni ziyarete tekrar geliriz. Neyse uzatmayalım, karşınızda Münih Gezi Rehberi.

Başlamadan gelen not: Münih Gezi Rehberi yanında bonus olarak Berlin, Nürnberg, Heidelberg ve Köln rehberlerimizin de selamı var, sizi ilgilendiriyorsa oralara da bekleniyorsunuz. Ayrıca Instragram’dan tüm bu gezilerin görüntülü halini de izleyebilirsiniz, hepsi profilimizde sabit ve gün gün ayrılmış biçimde duruyor.


Münih Gezi Rehberi: Münih’e Ne Zaman Gidilir?

İDDİA EDİYORUZ; Dünyadaki en pis şey ne İskandinavya’nın, ne Antarktika’nın ne de Grönland’ın soğuğudur….. Dünyadaki en pis soğuk, ORTA AVRUPA soğuğudur. Neden? Çünkü Orta Avrupa soğuğu sinsidir. Avrupa’nın göbeği bu abi neticede dersiniz, Nordik ülkede değilim ne kadar soğuk olabilir der hafife alırsınız, hava durumunda 4 derece yazar, -4 değil ya kardeşim, idare ederiz dersiniz. Sonra gittiğinizde SURATINIZA O KESKİN RÜZGARI BİR YAPIŞTIRIVERİR, tüm hayatınızı baştan sona sorgularsınız. Arkadaşlar, kusura bakmayın, ağır konuşacağız; Orta Avrupa soğuğu resmen ŞEREFSİZDİR… Bu sebeple Münih’e özellikle bir etkinlik için gitmiyorsanız belki kış aylarından kaçınabilirsiniz. -işin kötüsü en iddialı etkinlikler de hep soğuk dönemlere denk geliyor- Ancak yok bana hava durumu koymaz diyorsanız aslında Münih’te herhangi bir dönemde gidebilirsiniz, aşağıda biraz daha spesifik önerilerde bulunalım.

*Oktoberfest: Münih denince akla gelen en baba etkinlik pek tabii Oktoberfest. Eylül’ün sonunda bir yerlerde başlayıp Ekim’in ilk Pazar günü son bulan bu festivale her yıl resmen milyonlarca kişi katılıyor ve denk gelmemiş olsak da şehirde katılmış bulunduğumuz bir diğer festivalden yola çıkarak (aşağıda söz edeceğim) inanılmaz eğlenceli geçtiğini öngörmek pek de zor değil. Eğer ilginizi çekiyorsa, Münih’e giderken temel gayeniz müze müze gezmek değil eğlenip coşmaksa ve kalabalıkla ilgili bir derdiniz yoksa Münih gezinizi Oktoberfest dönemine denk getirmek iyi bir fikir olabilir. Şayet Oktoberfest’e gitmeye heves ettiyseniz otel/airbnb arayışınıza aylar önceden girişmeniz gerektiğini hatırlatalım, aksi takdirde ya yersiz yurtsuz kalırsınız ya da konaklamaya abartı fiyatlar ödemeniz gerekir. Muhtemelen mekanlar da tıklım tıklım olacağı için özellikle gözünüze kestirdiğiniz restoranlar varsa “amaan daha çok var” demeden onlara da rezervasyonu yapıştırın gitsin. Özetle götü yaymayın (göt dememize kızmıyorsunuz di mi, bize Can Yücel esprileri yaptırtmayın) her şeyinizi uzun süre önceden planlamaya bakın.


*Christkindlmarkt:
Böyle yazmak hoşuma gitti diye yazdım, yoksa bildiğimiz Noel pazarından bahsediyorum, ama bize göre süslü isimlisi……Eğer Christmas pazarı gezmeyi, soğuğu yeterince güzel olmasına rağmen sıcak şarap içmeyi, sahip olmadığınız Noel ağacı için süsler bakınmayı, buz gibi havada ayakta dikilip her şeyin içine tarçın koyulmuş halini yemeyi (Grinch vibes only) ya da bu dönemde, yani Kasım sonuna doğru başlayıp 24 Aralık’a kadar Avrupa’da bulunmayı seviyorsanız Münih yine güzel bir şehir tercihi olabilir, çünkü pek çok farklı pazar yeri kuruluyor. (pazar yeri deyince de sanki DON VE DOMATES yan yana satılan pazarlarımız gibi oldu, neyse) Bu dönemde gidecek olursanız en popüler pazar şehrin göbeği sayılabilecek Marienplatz’da kuruluyor, ancak diğerlerine de göz atıp karar vermek istersiniz diye tahmin ederek şehirde kurulan tüm pazarların şööyle bir anlatıldığı şu yazıyı buraya bırakıyorum. 


*Fasching:
Şans eseri denk geldiğimiz bu etkinlik de Münih’i ziyaret etmek için bayağı eğlenceli bir dönem. Fasching dediğimiz şey bir festival, aslına bakarsanız bir karnaval ve yalnızca Münih’te değil, Köln, Düsseldorf ve başka şehirlerde de kutlanıyor. Karneval, Fasenacht, Fasnet gibi türlü türlü ismiyle karşılaşabilirsiniz ve muhtemelen aralarında en popüleri Köln’de gerçekleşeni. Aslında bir Pagan festivali ancak sonradan Hristiyanlık ile özdeşleştirilerek daha dini bir festivale dönüşmüş. “Dini” olarak nitelendirmemiz sizi yanıltmasın, çünkü gerçekten de bütün şehrin sokaklarda partilediği, insanların çeşitli kostümlerle ortalıkta cirit attığı, büyük hazırlıkların yapıldığı, geçit törenlerinin düzenlendiği bir karnavaldan söz ediyoruz. Sonrasında beer garden’lara gidilip herkesin topluca bira gömdüğü, birbirinize şeker fırlattığınız (hayatımda ilk kez gözüme şeker geldi?) bayağı eğlenceli bir ortam. Münih’te Fasching dönemi her sene aynı tarihlere mi denk geliyor bilmiyoruz, örneğin biz 16 Şubat hafta sonuna denk geldik, dolayısıyla eğer böyle bir amacınız olursa tarihleri kontrol etmekte fayda var. Bizce çok eğlenceli bir deneyimdi, aklınızda bulunsun.

Münih Gezi Rehberi

Münih Gezi Rehberi: Münih’te Ulaşım

Münih’in ulaşım ağı bir insan olsaydı onunla ciddi düşünüyor olurduk. Münih’in ulaşım ağı bir insan olsaydı, Taksim Meydanı’na onun heykelini dikerdik. Münih’in ulaşım ağı bir insan olsaydı, oyumuzu ona verirdik. (Yılmaz Özdil gibi hissediyorum kendimi şu an) Konuyu anladınız, Münih’in gayet gelişmiş, kıskanılası, adamı BİZDE NİYE YOK diye bağırtacak türden bir ulaşım ağı var, elinde olsa sizi kucağında taşıyıp evinize bırakacak, yatağa yatırıp başucunuza su bırakacak. O sebeple emin olun şehri yürüyerek gezmeye üşendiğiniz, yürümekten bacağınızın kopayazdığı o dakikalarda çok rahat edeceksiniz. Daha nasıl öveyim sırtıma metro haritasının dövmesini mi yaptırayım?

Münih Gezi Rehberi
*Münih Havaalanı’ndan şehre ulaşım

Öncelikle şehre indiğiniz kısmı bi halledelim, sağlam bir şekilde evinize/otelinize ulaşın, sonra şehir içine geçeriz. Zaten yapmanız gereken şey belli ve gayet kolay; Münih Havaalanı’nın içindeki S-Bahn hatlarından birini kullanacak ve yaklaşık 35-40 dakika gibi bir sürede merkeze ulaşmış olacaksınız. Bu noktada S1 VE S8 şeklinde iki hat seçeneğiniz var, onu şehrin hangi tarafına gideceğinize göre belirlemeniz gerekiyor. Çok kafanız karışırsa havaalanı içindeki Tourist Information’a ya da biletinizi aldığınız yere sorarsanız sizi yönlendiriyorlar.

-Bu ulaşımı sağlamak için Airport City Day Ticket adlı bileti edinmeniz gerekecek, eğer grup halindeyseniz ona göre bir bilet seçeneği var ve tek tek almaktan daha ucuza geliyor, aklınızda bulunsun.(normalde tek kişi 11-12 Euro gibi bir şey, ancak 5 kişiye kadar gruplarda fix 24 Euro) Bu bileti aldığınız takdirde hem havaalanından şehre ulaşımınız, hem de o gün içinde şehir içi ulaşımınız için kullanabiliyorsunuz, yani o günün ulaşım problemi daha şehre indiğiniz gibi çözülmüş oluyor.

-S-Bahn’a bindikten sonra gideceğiniz yere göre hat değiştirip U-Bahn’a geçmeniz gerekebilir ve bu işinizi daha kolaylaştırabilir, bu kısmı da ya Google Maps’ten yol tarifi alıp onun önerisine göre hareket ederek ya da yine Tourist Info’ya sorarak çözebilirsiniz.

-Eğer Münih Havaalanı’ndan şehir merkezine değil de başka bir şehre geçecekseniz Flixbus’ı kullanabilirsiniz. Onun detaylarına şuradan bakarsınız.

Münih Gezi Rehberi
*Şehir içinde ulaşım:

Biz Münih gezimiz boyunca U-bahn, S-bahn, tramvay, otobüs, özetle Münih’in bize toplu taşıma adına sunduğu ne varsa kullandık ve hepsine kefiliz. Birinden indik diğerine bindik, öbüründeyken berikinin planını yaptık falan, Almanlar bizim kadar verimli kullanmamıştır toplu taşımayı, yok mu şöyle bi devlet nişanı, ne bilelim bi “ne de güzel değerlendirdiniz bu şanlı sistemi, alın size vatandaşlık ödülü” gibi bir şey……

-Öncelikle kesin bilgi; şayet Munich Card almak gibi bir niyetiniz yoksa (onu alınca zaten toplu taşıma ücretsiz oluyor çünkü) toplu taşımayı en uygun fiyatlı şekilde kullanmanın yöntemi Day Ticket almak. Eğer tek başınıza geziyorsanız Single olanı, yanınızda birileri daha varsa Group olanı almanız mantıklı olan seçenek. O toplu taşıma araçlarını zaten gün içinde birkaç kez kullanacağınız garanti olduğu için hiç alternatif şeyler düşünmenize gerek yok, en makul çözüm bu, çünkü gün içinde limitsiz sayıda kullanım hakkı tanıyor. Daha az toplu taşıma aracı kullanacağınızı tahmin ettiğiniz günler kullandıkça tekli bilet de alabilirsiniz tabii ki, o da elbette bir seçenek.

Münih Gezi Rehberi
-Münih geziniz genelinde tüm toplu taşıma biletlerinizi istasyonlarda denk geleceğiniz bilet makinelerinden kolaylıkla edinebilirsiniz. Çoğu makinede Türkçe seçeneği de vardı, dolayısıyla bir dil bariyeri problemi de söz konusu olmayacak.

-Alternatif bir ulaşım aracı olarak Lime ya da Voi’yi kullanabilirsiniz, elektrikli scooter işi Münih’te bayağı popüler ve düzayak bir şehir olduğu, bisiklet yolları son derece yaygın olduğu için güven içinde, panik olmadan kullanabilirsiniz, app’lerini indirin gerisi geliyor. Hani daha önce hiç kullanmadıysanız ve bir heves uğruna ağzınızı yüzünüzü dağıtmaktan korkuyorsanız buyrun burada deneyin, sonra İstanbul’da bir üst lige çıkarsınız, öyle rahat.

-Belki aklınıza Uber kullanmak seçeneği gelmiş olabilir, çünkü Uber başımıza gelen en iyi şeylerden biriydi herhalde, ama bir sebepten Uber Münih’te biraz problemli-imiş, aklınızda bulunsun. Bu işler çok hızlı değişebiliyor, yine bi’ araştırırsınız gitmenize yakın, ama zaten Münih gibi efektif bir toplu taşıma sistemine bir şehirde Uber ya da taksi olmadan dolaşmak çok kolay, dolayısıyla bu pek de umrunuzda olacak bir mesele değil.

Münih Gezi Rehberi

Münih Gezi Rehberi: Münih Pahalı Mı?

Yani, pek de değil aslında, bu tamamen şehirde bulunduğunuz aktivitelere ve bazı detaylara dikkat edip etmemenize bağlı. Münih’in o kadar da pahalı olmadığını iddia etmemizin sebebi, burada bulunabileceğiniz pek çok aktivitenin çok para harcamayı gerektirmemesi. Net bir turistik aktivite olan bira bahçelerinde bira içmek, koca koca müzeleri gezmek (bunun ipucunu aşağıda vereceğiz), özellikle yaz dönemi bayağı eğlenceli olan şehir parklarında vakit geçirmek gibi türlü türlü aktivite gerçekten de çok para harcamanızı gerektirmeyen şeyler. Özetle pek tabii Balkan ülkeleri ya da Ukrayna vb. ülkeler gibi uygun fiyatlı olmasa da özellikle Avrupa’daki Paris, Amsterdam ya da Londra gibi büyük şehirlere kıyasla Münih bir seviye daha bütçe dostu bir şehir sayılabilir.

Münih Gezi Rehberi
Yanınıza ne kadar para alacağınızı tahlil edebilmeniz adına harcamalarımızdan birkaç örnek verecek olursak;

*3. dalga kahvecide latte vb. kahve: 2,5-4 Euro

*Mekanlarda 50lik lokal bira: 3 – 4,5 Euro civarı

*Popüler mekanlarda kokteyl: 10- 14 Euro

*Lokal bir restoranda ortaya atıştırmalık söylemeli, 2 ana yemekli ve biralı akşam yemeği: 14 – 18 Euro (kişi başı)

*Popüler bir mekanda yumurtalı avokadolu kahvaltı ya da smoothie bowl benzeri bir şeyler: 7 – 10 Euro

Biraz da Münih’te harcamalarınızı hafifletmek adına neler yapabileceğinize ilişkin ipuçları verelim;

*Öncelikle çok önemli bilgiyle girelim, Pazar günleri birçok müzeye giriş ya ücretsiz ya da yalnızca 1 Euro, bunu mutlaka değerlendirin. Listeye şuradan bakabilirsiniz. 

*Munich City Pass hem toplu taşımayı ücretsiz olarak kullanmanızı, hem de pek çok müzeye ücretsiz girmenizi sağlıyor, eğer listedeki müzelere gitmeyi düşünüyorsanız ve toplu taşımayı sık sık kullanacaksanız kesinlikle mantıklı ve daha hesaplı. Ayrıca bisiklet kiralamak konusunda da indirim sağlıyor. Şu linkte detayları var, neleri kapsadığına bakıp ona göre alıp almayacağınıza karar verebilirsiniz. 

*Suya boş yere para vermeyin, musluk suyu içiliyor ve kafelerde de ücretsiz olarak içebiliyorsunuz. Ancak gerçek su içicilerine (evet böyle bir ayrım var) kötü haberimiz var, Münih’in musluk suyunun tadı güzel değil…………..

Münih Gezi Rehberi
Münih Gezi Rehberi: Münih’te Konaklama/Hangi Bölgede Kalmalı?

Münih’in yukarıda öve öve bitiremediğimiz ulaşım ağı sebebiyle gidip de oranın Beylikdüzü mesafesinde bir yerinde kalmadığınız sürece aslında toplu taşımaya yakın herhangi bir noktada konaklayabilirsiniz. Ancak şöyle biraz daha hip, ne bilelim daha indim mi şehrin popüler bir noktasının göbeğine düşeyim derdindeyseniz Maxvorstadt tarafı iyi bir seçenek olabilir.

Biz Airbnb’mizden ve yerinden çok memnun kalmıştık ancak maalesef ev sahipleri evlerini Airbnb’den kaldırmışlar, o sebeple linkini veremiyoruz. Fakat direkt o bölgede otel/ev aramak isterseniz şu linki bırakalım, en azından aynı bölgedeki seçeneklerden aklınıza yatan yerde kalabilirsiniz. 

Münih Gezi Rehberi
Münih Gezi Rehberi: Münih’te Gezilecek Yerler

Özellikle müze gezmeyi seviyorsanız ve Münih’te kısıtlı zamanınız varsa tam anlamıyla ayvanın süper büyük boyunu yemiş bulunuyorsunuz, çünkü Münih’te gezecek çok fazla müze var. Üst üste müze gezince bir noktada insan baydığı ve baktığını da anlayamaz hale geldiği için bu müzeleri birkaç güne yaymanız gerektiğini de düşününce en mantıklısı ilgi alanlarınıza göre seçmece yapmak ve birkaç favori müzenizi belirlemek olacaktır, bunun için zaten web sitelerini ve güncel sergileri bi’ kurcalarsınız.

Pek de müze insanı değilseniz ve daha çok şehri keşfetmek niyetindeyseniz Münih sizi bu anlamda da mutlu edecektir. Kışın zaten aktivitesi bol, şayet yukarıda söz ettiğimiz dönemlerden birine denk geldiyseniz onlarla meşgul olacaksınız. Yazın gittiyseniz şehrin bambaşka bir havası olacak, parklarda, bira bahçelerinde sosyalleşeceksiniz, her türlü çok iyi şehir, o yüzden heyecanınızı yüksek tutabilirsiniz. Şimdi Münih’te neler yapabileceğinize şöyle bi’ bakalım. Şöyle bi derken 32423 satır falan sürecek, hazırlıklı olunuz.

Marienplatz Münih
Marienplatz

Konuya şehrin göbeğinden girelim; Marienplatz. Münih’in en köklü, en ünlü meydanı, bazılarınız Bayern Munich’in kutlamalarını yaptığı meydan olarak da biliyor ve bunu bildiğini de bilmiyor olabilir. Evet o meydan, bu meydan, İŞTE MEYDANEY. Tarihi 1158 yılına kadar dayanan bu meydanın o dönemde de şehrin göbeği sayılmasının sebebi, en önemli sokakların hepsinin bu meydana çıkıyor olmasıymış.

Marienplatz’da sizi şahane mimariye sahip birkaç yapı bekliyor, bu sebeple çok turistik noktaları önemsemiyorsanız bile bizce en azından bi’ yolunuzu düşürüp şöyle bi’ etrafınıza bakının, istemiyorsanız işin daha turistik aktivite kısımlarına girişmezsiniz.

*Meydanı domine eden, direkt dikkatinizi çekecek o heybetli, kuleli, Gotik yapı Yeni Belediye Binası. (Neues Rathaus) “Böyle yeni mi olur abi, pimapen falan yok mu” diye diye ağzınız açık seyredeceğiniz güzellikte bir bina olduğunu bizim söylememize gerek yok zaten.

Münih Gezi Rehberi
Marienplatz’ı gece bir türlü düzgün çekemediğimizi dönünce fark ettik……….Bira tüketimi problemleri…………

*Neues Rathaus’a dönüp kafanızı sağa çevirince de Altes Rathaus yani Eski Belediye Binası oradan size bakıyor olacak. Daha az heybetli bir yapı olmakla birlikte onun da hoşluğu tartışılmaz, bi bakarsınız.

*Tam bulunduğunuz meydanda Juristische Bibliothek adlı inanılmaz güzel bir kütüphane bulunuyor. Aslına bakarsanız halka açık ve girmenizde bir problem yok, çünkü siz de halksınız….. Ancak “oo hadi bi INSTALIK FOTO” diye girmenizde problem var. (genel olarak böyle bir cümle kalıbını kullanıyorsanız bir problem olabilir bu arada) Yani efendi gibi kütüphanede sessiz sakin çalışmaya geldiysen sorun yok, ama fotoğraf kalabalığıyla mı uğraşacağız kütüphanede kardeşim diyorlar, e haklılar. Her halükarda görmeyi kafaya koyduysanız fotoğraf makinesi çıkarmadığınız sürece idare edebilirsiniz gibi, ama fotoğrafa yeltenirseniz tepki çekebilirsiniz, haberiniz olsun. Millet içeride fotoğraf çekmenin taktikleri üzerine blog yazıları falan yazmış da bize biraz magandalık gibi geldi, o yüzden sizi bu konuda gazlamayalım.

*Bu meydana kadar gelmişken şehrin simge yapılarından biri olan St. Peter’s Church’e de bi göz gezdirebilirseniz. Eğer bir şehir manzarası sevdalısıysanız ve 300 basamağı (sitelerinde 299 basamak yazmışlar yer miyiz biz bu oyunları ya) çıkmayı göze alırsanız tepesinden manzara da fotoğraflayabilirsiniz. Bilin bakalım kimler o kadar basamağı çıkmaya üşendi……

Viktualienmarkt
Viktualienmarkt Münih
Viktualienmarkt

Hazır Münih’in Old Town tarafında dolaşmaya başlamışken o civardan devam edelim, çünkü Marienplatz ile Viktualienmartkt arası 4-5 dakikalık bir yürüme mesafesi, olur da bu rotayı izleyecek olursanız işiniz kolaylaşır. Geçmişi çok gerilere dayanan bu pazar yeri (aslında bir meydan işte) aslında zamanında Farmers Market olarak oluşturulmuş. Çiftçiler, üreticiler taze ürünlerini getirip burada satıyormuş. Günümüzde ise aslında benzer bir mantıkta, ancak biraz daha modernize edilmiş ve çeşitlendirilmiş gibi düşünebilirsiniz. Hem oldukça turistik bir nokta, hem lokallerin hatta şeflerin restoranları için taze ürünler almaya geldiği bir pazar yeri şeklinde tarif edebileceğimiz Viktualienmark’ta hem evinize götürmek için bir şeyler alabilirsiniz (ev yapımı şahane hardal mesela?) hem de ayak üstü bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Kahveci (Kaffeerösterei Viktualienmarkt adı) ne bilelim sosisçi vb. stantlar da var,  dolayısıyla şöyle bi’ bir saat dolanmak keyifli olabiliyor.

Asamkirche
Sendlinger Münih
Asamkirche & Sendlinger Strasse

Viktualienmarkt’tan 500-600 metre civarı bir uzaklıkta, alışveriş anlamında da çeşitlilik yakalayabileceğiniz Sendlinger Strasse üzerinde bulunan Asamkirche 1700’lü yıllarda yapılmış bir kilise. Dışarıdan bakınca da dikkatinizi çekecektir ama, asıl mevzu içini görmekte, çünkü gerçekten uzun süre incelemekten boynunuzun tutulmasına sebep olacak güzellikte bir mimarisi var. İçeriye herhangi bir ücret ödemeden girebilirsiniz, mutlaka görmeniz konusunda ısrarcıyız, çünkü allahım bu ne güzellik?

*Sendlinger Strasse üzerinde alışverişlik güzel yerler var derken birkaç favorimizi buraya bırakmadan geçmeyelim; hastası olduğumuz ve Türkiye’de bulamayacağınız iki marka olan Weekday, ve &Other Stories tam olarak bu sokak üzerindeler. Ayrıca bu sokağı kesen sokaklardan birinde de Brandy Melville var, haritada çözersiniz yerini. Kusura bakmayın, tüm paranızı buralara yatırırsanız sorumluluk kabul etmiyoruz.

*Hemen alışverişe aklınız gitmesin, buraya kadar gitmişken sokağın Sendlinger Tor’u da görmeyi ihmal etmeyin. Burası savunma için inşa edilmiş ve şehirdeki ayakta kalmış olan 3 önemli şehir kapısından biri.

Residenz Münih
Residenz

Hala şehrin modern yüzü ile tanışmamışken bu kafadan ilerliyoruz, sonra işler biraz daha değişecek.  Yine Marienplatz’ı baz alacak olursak o civara 5-6 dakika yürüme mesafesindeki Residenz, bulunduğunuz Bavyera bölgesi hükümdarlarının eski kraliyet sarayı ve 1920 yılından beri müze olarak kullanılıyor. Bakın, buraya giderken herkes yapmakta olduğu eylemi ciddiye alsın ve en iyi yürüyüş ayakkabılarını falan giysin, çünkü DE VA SA bir saraya giriş yapıyorsunuz. O kadar büyük bir alandan, o kadar fazla odadan bahsediyoruz ki, şurada yaşayan 2 insanoğlu birbirini hiç görmeden hayata gözlerini yumabilir. HEY GİDİ BEEE. Odaları incelemek, tek tek detaylara bakmaya çalışmak, ne bilelim sırf tavanların ya da içerideki eserlerin üstüne düşmek bile zaten saatlerinizin geçmesine sebep olur, dolayısıyla burayı asla hafife almamanızı öneririz.

*Saraydaki odaların içinde odanın ne için, kim tarafından, ne gaye ile kullanıldığına ilişkin açıklamalar var, dolayısıyla OO NO KODOR GOZOL BO ODOO diye aval aval bakarak geçmiyorsunuz. Daha da hakkını vererek gezmek isterseniz Audio Guide alabilirsiniz, ancak bu içeride geçireceğiniz zamanı daha da uzatır, ona göre planlama yapmanız için söylüyoruz.

*Bilet alırken Residenz için ayrı, hazine bölümü için ayrı ve her ikisi için kombine bilet satıldığını gözden kaçırmayın. Hazine bölümünü gezmek gibi bir niyetiniz ya da vaktiniz yoksa yanlışlıkla kombine bilet almayın.


Eisbach Wave
Englischer Garten

Dünyanın en büyük şehir parklarından birinin Münih’ten olduğu bilgisine sahip miydiniz? Biz de değildik. Englischer Garden koskocaman, hatta resmen uçsuz bucaksız bir şehir parkı ve özellikle yaz döneminde parkları değerlendirmeyi bilen ve yeşile hasret kalmamış Münihliler ile dolup taşıyor. İyi ki yazın gitmedik de kıskançlıktan ikiye ayrılmadık, kim bilir ne kadar keyifli oluyordur.

*Yaz kış fark etmeksizin (muhtemelen yazın daha yoğundur tabii) parkın içinde bulunan Chinese Tower’ın oradaki bira bahçesine uğrayabilirsiniz. Kendisi Münih’teki en büyük ikinci bira bahçesi.

*Parkın içindeki en ilginç aktiviteyi de es geçmelim; Eisbach Wave’de sörf yapan birileri var? Evet basbayağı Şubat’ın ortasında, şehrin göbeğinde sörf yapan insanlardan söz ediyoruz, kışın bile bu haldeyse yazın kim bilir nasıl oluyordur. Bizim detaylandırarak süslememize gerek olmaksızın yeterince ilginç bir deneyim olduğunu düşünüyoruz, bi gidip bakarsınız herhalde?

Münih Pinakothek
Pinakothek Müzeleri

Tamam artık müze dosyasını aralamamız lazım, ertelenecek bir tarafı kalmadı. Başlıkta çoğul eki kullanmamızdan da anlayacağınız üzere birkaç müzeyi kapsayan bir kuruluştan bahsediyoruz ve her biri de farklı dönemlere ait eserleri kapsayan, farklı farklı konseptlerde koca koca müzeler. Eminiz ki bunlardan en az ikisini gezmek isteyeceksiniz, dolayısıyla şöyle bi’ ne olduklarından bahsedelim, daha detaylı bilgi isterseniz şuraya da göz atarsınız.

Alte Pinakothek: 14 yy – 18 yy aralığına ait Avrupalı sanatçıların eserlerini kapsıyor. Dürer, Da Vinci, Titian, El Greco, Rubens gibi baba sanatçıların eserleri de koleksiyona dahil.

Neue Pinakothek: Bu müze bir süredir renovasyon sebebiyle kapalı. Bu sebeple bazı eserler Alte Pinakothek’in al katında sergileniyor, dolayısıyla şimdilik bunu da yetiştirmek için endişelenmenize gerek yok. Yine de gitmeden önce açılıp açılmadığını bi’ kontrol edersiniz.


Pinakothek der Moderne:
Bu müze 4 farklı bölüme ayrılıyor ve Modern Art Collection, Graphic Collection gibi farklı farklı alanlara odaklandığı bölümler söz konusu. Bize kalırsa buranın içeriğine şöyle bir bakıp ilginizi çekip çekmediğine dikkat ederek gitmekte fayda var.


Museum Brandhorst:
Bu bir çağdaş sanat müzesi, Andy Warhol, Cy Twombly gibi sanatçıların eserlerini de içeride görebilmeniz mümkün. Eğer gezme imkanınız olmazsa bile binasını görmeyi ihmal etmeyin, oldukça güzel bir mimarisi var, tam da fotoğraflık.


Lenchbachhaus

Tabii ki Pinakothek Müzeleri’nden bağımsız olarak gezebileceğiniz pek çok başka önemli müze ve sergi alanı da var. Bunlardan hoşunuza gidebileceğini düşündüğümüz biri de Lenchbachhaus. Gitmeden önce yine şuradan güncel sergileri kontrol edebilir ve ilginizi çekme durumuna göre ziyaret edebilirsiniz.


Metro Durakları

Aranızda artık iyice kafayı yediğimizi düşünmeyenler için Münih Gezi Rehberi kapsamında bu tuhaf başlığı da açtık, evet, resmen açık açık metro duraklarını gezmenizi öneriyoruz, yazarken biz de bi’ garipsedik……Ancak Münih’teki bazı metro durakları gerçekten görsel olarak çok iyi fotoğraflar yakalamanızı sağlayabilecek güzellikte (bir Stockholm metrosu değil tabii) Bu sebeple şayet bu sayacağımız metro duraklarından bazılarına yolunuz düşerse ya da yakınlarına giderseniz buralarda bi’ inip fotoğraf çekebilirsiniz. Eğer bizim kadar kafayı kırdıysanız “amaaan zaten otura otura gidiyorum işte” diyerek bazı ölü zamanlarınızı (mesele gece dışarı çıkma niyetinizin olmadığı bir gün eve dönmeden önce falan) bu durakları görmeye ayırabilirsiniz. Buyrunuz, tespit ettiğimiz güzel olabilecek duraklar şunlar; Westfriedhof, Marienplatz, Candidplatz, Am Hart, Duelferstrasse, Kreillerstrasse, Boehmerwaldplatz, Georg-Brauchle-Ring. Lütfen fotoğraflarını Google’a yazıp bakmadan gidip de sonra BİZ BURAYI BEĞENMEDİK AMA falan demeyin, bozuşuruz……..


Goetz Collection

Özel bir çağdaş sanat koleksiyonu olan Goetz Collection da yine ziyaret etmek isteyebileceğiniz sergi alanları arasında. Mimari açıdan da bayağı hoş görünen müzenin konumu merkeze birazcık uzak, ancak eğer kafaya koyduysanız, ne bilelim mutlaka görmek istediğiniz bir sergiye denk geldiyseniz tabii ki yine Münih’in toplu taşıma sistemi ile çile çekmeden ulaşabilirsiniz. Web sitelerinde hali hazırda var olan sergileri ve yakın zamanda gelecek olanları inceleyebilirsiniz, gideceğiniz tarihe göre ilginizi çekip çekmediğine karar verirsiniz.


Münih Gezi Rehberi: Fotoğraflık Birtakım Noktalar & Kısa Kısa

Deutsches Museum: Nedenini bilmediğim bir şekilde kafamda sürekli Rammstein ile ilişkilendirdiğim bu müze bir bilim ve teknoloji müzesi. Ziyaret etmedik, içeriğini bilmiyorum, ancak ilgisini çekebilecekler için es geçmeyelim dedik.

Nymphenburg Sarayı: Burayı ziyaret etme imkanımız olmadı, ancak Münih’teki popüler turistik aktivitelerden biri. Belki ilginizi çekebilir.

Justizpalast: Evet metro duraklarından sonra şimdi de adliyeye gidiyoruz hazır mısınız?sdfs Güzel kardeşim güzel işte, ne yapalım yani…..Güzel fotoğraf çekmek isterseniz binanı içine bi’ bakın deriz.


Herzs-Jesu-Kirche:
Mimarisi ile sizi şaşırtacak, bildiğiniz kiliselerden bayağı farklı, modern bir yapı, bu sebeple vaktiniz olursa ve mimariye ilgi duyuyorsanız görmek isteyebilirsiniz.

BMW Museum: Evet, Münih’te babalar gibi bir BMW Müzesi var, eğer konuya ilginiz varsa muhtemelen hoşunuza gidecektir. Binası mimari açıdan da hoş bu arada, o anlamda da görmeye değer.

Endless Staircase: Merkezden biraz uzak kalması sebebiyle maalesef göremediğimiz Umschreibung, Olafur Eliasson adlı sanatçının bir dış mekan çalışması. Arkasındaki binalar ile birlikte gerçekten güzel bir görsel oluşturuyor, şayet vaktiniz ve enerjiniz olursa fotoğraflamak ve görmek üzere ziyaret edebilirsiniz.


Münih Gezi Rehberi: Münih’ten Günübirlik Geziler & Birleştirilecek Rotalar

Münih konumu itibariyle pek çok farklı noktayı ziyaret etme şansınızın olduğu bir yerde. Dolayısıyla eğer vaktiniz varsa Münih gezisinizi çok da kısa süreli tutmaya kalkışmadan önce bi’ ne var ne yok bakınmakta fayda var. Alternatif birkaç seçeneğinizden aşağıda bahsedecek olursak;

*Neuschwenstein Kalesi: Münih’ten gitmezseniz başka bi’ yerden de buraya geçmeye kalkışır mısınız bilemiyoruz, o sebeple burayı listenin başına aldık. Hani şu sağda solda karşınıza çıkan listelerde “Disney’e ilham veren kale” diye görüp durduğunuz yer var ya, işte bu tam olarak orası. Güzelliği ve ihtişamı tartışılmaz, dolayısıyla Münih’ten kolaylıkla ve 2-2,5 saat gibi bir sürede ulaşabileceğiniz bu yeri görmeden dönmemek iyi bir fikir olabilir. Ulaşımı da zor değil, Münih Hauptbahnhof’tan Füssen’e tren binip oradan böyle 10-15 dakikalık bir otobüs yolculuğu ile işler halloluyor.


*Nürnberg:
Nürnberg ile Münih’in arası trenle 1 saat civarı bir şey, dolayısıyla buradan oraya geçmek, hatta belki Nürnberg’i de gezip dönüşü oradan gerçekleştirmek çok mantıklı bir rota, çünkü Nürnberg’den Türkiye’ye direkt uçuş var. Buyrun Nürnberg rehberimizi buraya bırakalım, gerisi oradan gelir zaten. 

*Salzburg: Bir diğer şahane fikir, Salzburg’a geçip oradan İstanbul’a dönmek, 2 FİLM BİRDENNN. Münih Salzburg arası tren ile 1,5 saat gibi bir şey sürüyor, oradan gaza gelip  günübirlik Hallstatt’ı görmeye bile geçersiniz, buyrun size mis gibi bir rota daha, üstelik iki ülke görmüş oluyorsunuz. Salzburg Gezi Rehberi ve Hallstatt Gezi Rehberi işinize yarar diye linklendi bile.

*Dachau Concentration Camp: Bu biraz daha sarsıcı, ağır bir günübirlik gezi olabilir, çünkü Münih’e tren ile yarım saat uzaklıkta bulunan bir toplama kampı bulunuyor. Biz burayı ziyaret etmedik, ancak ziyaret etme imkanı bulduğumuz başka toplama kamplarını göz önünde bulundurunca yazarken bile tüylerimiz diken diken oluyor, dolayısıyla detaylarını araştırıp vaktiniz olursa burayı ziyaret etmenizi önerebiliriz.

*Eibsee: Burası Münih’e yaklaşık 2 saat uzaklıkta bir göl, şans eseri Instagram’da Münih araştırmaları yaparken karşılaştık ve doğruyu söylemek gerekirse hakkında pek de fazla bilgimiz yok. Ancak şayet vaktimiz olsaydı mutlaka gidip bakardık, çünkü fotoğrafları cidden harika görünüyor. Biraz daha doğayla haşır neşir olduğunuz bir aktivite arayışındaysanız burayı da bir araştırabilirsiniz.


Münih Gezi Rehberi: Birtakım İpuçları

*Münih Gezi Rehberi için çok önemli, pek önemli bir detaydan bahsetmeden gitmeyelim; Eğer Münih’te bir pazar gününe denk gelecekseniz pek çok yeri kapalı olabileceği aklınızda bulunsun. Buna mağazalar ve süpermarketler de dahil. Açık bulabileceğiniz tek market tahmin edersiniz ki bazı Türk marketleri. Birçok mekan da erken kapatıyor ya da komple açmıyor. Bu sebeple özellikle alışverişli işlerinizi Pazar gününe bırakmayın ve mutlaka gitmek istediğiniz bir mekan varsa Pazar açık olup olmadığını mutlaka kontrol edin. Ulan Pazar çöp mü oldu şimdi diye düşünüp üzülmeyin, müzeleri Pazar gününe bırakın, çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi Pazar günleri şehrin birçok müzesine giriş yalnızca 1 Euro.

*Toplu taşımada “heheheh kimse kontrol etmiyor BİLET ALMAYAM” çakallığını kovalamayın, şak diye ticket control’ü bastılar mı BÜTÜN ULUSUMUZU REZİL EDERSİNİZ……….sdfs

*Münih’in soğuğu çok pis çarpıyor, üstünüze başınıza ona göre bir şeyler alın. Yani gündüz sadece kazakla oturabiliyorken akşam bir anda üstüne 8 kat daha çıkmanızı gerektirebilecek bir soğuğa dönebiliyor, o sebeple dikkatli olmakta fayda var.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir