Röportaj: Finlandiya’da Yaşamak ve Eğitim Üzerine

Finlandiya
Nordik ülkelerde yaşam, Finlandiya, Norveç ya da İsveç gibi bir ülkede yaşamak, böyle bir deneyimin nasıl olabileceği, nasıl da “olmayabileceği”… Ne yönüyle yaklaşırsanız yaklaşın fark etmez, son yıllarda hepimizin aklını buna benzer konular kurcaladı di mi? Özellikle bizim nesle özgü bir durum mu bilmiyoruz ama, dünyanın diğer ülkelerinde bir yerlerde, özellikle gezegenin kuzeyinde bir noktalarda bizimkinden çok daha farklı yaşam koşullarının var olduğunu bir şekilde hepimiz görüyoruz. Biliyoruz çünkü, sırf “acaba oralarda yaşanır mı” diye düşündürten havası değil farklı olan, taksiye bindiğinde yaşadığın his de farklı, gece vakti sokakta yürürken hissettiğin şey de ya da yağmurlu bir Salı günü okulun kapısından içeri girdiğindeki beklentilerin de öyle. Yeri geliyor eğitim sistemlerini övüyoruz, yeri geliyor refah seviyesinden dem vuruyoruz, yeri geliyor yaşam biçimlerini ve hayat kalitelerini kıskanıyoruz. Bu sebeple hem Finlandiya’da eğitim görme şansı yakalamış, hem de Finlandiya’ya yerleşip oranın kültürüne iyice adapte olmuş sevgili Deniz ile Finlandiya’da yaşamak üzerine bir röportaj yapmaya acayip heves ettik. O da bize her şeyi o kadar güzel anlattı ki, şimdi gönül rahatlığıyla oralarda yaşamaya daha çok heves edebiliriz. Bu röportaj bizim açımızdan iyi mi oldu kötü mü karar veremedik……….

Başlamadan gelen not: Önce bi’ havasını soluyalım diyenler için Finlandiya’ya ilişkin rehberlerimizi şöyle bıraktık. 

Finlandiya'da yaşamak
Merhaba muasır medeniyetler seviyesinden Deniz, nasıl gidiyor? (kıskandığımız belli oldu mu…….) Neden Finlandiya’da yaşıyorsun, nasıl oldu bu iş, bize biraz işin yaşam hikayesi kısmından söz edebilir misin?

Merhabaaa! Valla kıskandığınız hiç belli olmadı, çünkü en son West Coast turu yapıyordunuz! 🙂 Benim Finlandiya’ya ilk gelişim 2011’de 1 senelik AFS lise değişim programı ile oldu. Program dahilinde size başvuru esnasında verilen listeden 5 tane ülke sıralayabiliyordunuz. Benim de ilk tercihim Finlandiya’ydı ve listeye Norveç, Filipinler falan bile yazmıştım haha. O zamanlar rakçıydık tabii, ‘oo Finlandiya, metal müzik, kuzey ışıkları’ falan diye en çok Finlandiya’yı istemiştim. Bir de o zamana kadar hiç gitmediğim bir ülke olsun istiyordum. Marmara Üniversitesi hukuk fakültesine yerleşip okulu 1 sene dondurdum ve Finlandiya’ya geldim. 6 bin küsur kişilik küçük bir kasabada bir at çiftliğine, tam anlamıyla ‘düştüm’. Beni 1 sene evinde ağırlayan aile, binicilik ile uğraşıp, yarış atı yetiştiriyorlardı. Orada lise son sınıfa yerleştirdiler beni. Orada da zaten eşim Joonas ile tanıştım. Değişim programı bitince İstanbul’a geri döndüm tabii ama, 2017’de tekrar Finlandiya’ya taşındım 🙂

Finlandiya
Hangi şehirde yaşıyorsun? Yaşamak için ideal bir şehir, ben burada aradığımı buldum diyebilir misin? Finlandiya’da yaşamak gibi bir hayali olanlar için hangi şehri önerirsin?

Ben şu an Orta Finlandiya’daki Jyväskylä şehrinde yaşıyorum. Joonas’ın yüksek lisansı ve işi devam ettiği için buraya taşındım. Bu kadar çabuk adapte olacağımı ben de düşünmemiştim! Gelir gelmez bir sürü uğraş buldum kendime. Örneğin geldiğimin ertesi günü şehrin konservatuar korosunun seçmelerine katıldım, 1,5 senedir devam ediyorum, Fince konusunda inanılmaz yardımcı oldu. Üniversiteden işletme ve sosyoloji dersleri almaya başladım. Burada biraz fırsatları kovalamanız ve sürekli araştırma içinde olmanız gerekiyor. Çünkü Jyväskylä gibi orta büyüklükteki şehirlerde, örneğin Helsinki’deki kadar imkan ve olanak bulunmuyor. Biraz uyanık olmak gerekiyor özetle haha. Ama özellikle bir kadın olarak artık rahat bir nefes almış durumdayım, çünkü İstanbul’daki son zamanlarımda artık aklımı kaçırmak üzereydim. Evden dışarı çıkmak dahi bir külfetti benim için, zihnim yoruluyordu sokakta yürürken, ‘kim baktı, kim dokundu’ diye. O yüzden iyi bir zamanlamayla taşındım. Finlandiya’nın her şehri benim için “yaşanılabilir şehir” kategorisinde. Örneğin, en basitinden, Finlandiya’da bir taksiye bindiniz, şoför yanlış yola girdi diyelim, taksimetreyi durdurur, kendi hatası yüzünden sizden para almayı doğru bulmaz çünkü. Böyle küçük şeyler zaten o yeri yaşanır kılıyor benim için. Ama şunu da eklemekte fayda var ki, Finlandiya’da mutlu bir hayat sürebilmek için evden ve evde vakit geçirmekten keyif alabilmek gerekiyor. Çünkü burada, dışarıda yeme-içme, alışveriş merkezinde turlamak, Türkiye’deki gibi günlük bir hadise değil. Mesela aynı şekilde, gece dışarı çıkılacaksa, gece mutlaka evde başlar, bara gidilecekse de o zamana kadar herkes sarhoş olmuştur zaten 🙂 O yüzden ev hayatından keyif alabiliyor olmak, uzun vadede Finlandiya’da mutlu olabilmek için önemli bir faktör. Burada şehirler genel olarak birbirlerine çok benziyor. Ama imkan olarak en ideali Helsinki. İş imkanı daha yüksek, etkinlik ve sosyal aktivite imkanlarının neredeyse hepsi Helsinki’de. Ancak kiralar ciddi derecede pahalı.

Finlandiya
Finlandiya vatandaşı olmak ile ilgili meseleler nasıl ilerliyor? Bu zorlu bir süreç mi, çok zaman gerektiriyor mu?

Finlandiya vatandaşı olmak, bulunduğunuz duruma göre 4 ila 7 sene arası sürebiliyor. Örneğin; Fin vatandaşıyla evliyseniz, burada 4 sene yaşadıktan sonra vatandaşlık alabiliyorsunuz. Ama tabii dil de bilmek gerekiyor. Fince veya İsveççeden biri için dil sınavına girip, dil becerinizi kanıtlamanız gerekiyor. Bunun dışında ödenmemiş hastane masrafı, para cezası veya vergi de olmaması gerekiyor. Vergi konusunda zaten çok hassaslar. Vergi kaçıranın da gözünün yaşına bakmıyorlar, ciddi yaptırımları oluyor.

Finlandiya
Şu anda orada ne iş yapıyorsun? Bize biraz Finlandiya’daki iş yaşantısından bahsedebilir misin? Örneğin tahmin ettiğimiz gibi her şey sistematik ve aşırı düzenli mi ilerliyor, hatır gönül, kayırmaca, var mı böyle şeyler?

Şu anda bir yandan dil kursuna gidip bir yandan yarı zamanlı olarak posta dağıtımı yapıyorum 🙂 Eylül ayında da yüksek lisansa başlamış olacağım. Yani kendi alanımda bir işte çalışmadım hiç Finlandiya’dayken, daha doğrusu çalışamadım. Burada kendi mesleğimi yapabilmeme en az bi 2-3 sene var gibi görünüyor. Çünkü hukukçuysanız denklik alıp, master yapıp, üstüne de Fince hatta biraz da İsveççe bilmek gerekiyor. Yabancıların burada karşılaştığı en büyük engel de bu. Sözel bir bölümden mezunsanız, burada çalışabilmek için mutlaka Fince bilmeniz gerekiyor. ‘İngilizce biliyorum, yeterli’ gibi bir durum yok. Burada işveren-işçi arasında Türkiye’de olduğu gibi ‘gizli’ bir statü farkı yok. Yok izin günüm yatmamış, yok kıdem tazminatımı vermiyorlar gibi olaylar da kolay kolay yaşanmaz.

Yalnız şunu da belirteyim ki, her ne kadar Finlandiya’da ırkçılık, Avrupa’nın geneline göre çok minimal düzeyde olsa da, yabancıların iş bulması pek de kolay olmuyor. Hatta geçen Fin ekonomistin biri ‘yabancılar Finlere göre daha az maaş alsın, böylece iş bulabilsinler’ şeklinde bir söylemde bulundu, bir deli kuyuya taş atmış şeklinde.. Tabii böyle bir talebin Finlandiya gibi bir ülkede kabul görmesi mümkün değil ama bu fikrin tartışılabiliyor olması bile durumu açıklıyor aslında.

Finlandiya (1)1
Helsinki
Biliyorsun, genel olarak kuzey ülkelerinin pahalılığı ile ilgili bir endişe hakim. E doğruya doğru hakikaten de civardaki diğer ülkelere kıyasla, en azından bir gezgin için, bayağı pahalı oluyorlar. Peki söz konusu Finlandiya’da yaşamak olunca da durum böyle mi? Yani orada yaşayıp orada para kazanan birisi de “abi burası çok pahalı ya” diye düşünüyor mu? Mesela Helsinki’deyken tanıştığımız kişiler içki almak için Estonya’ya geçip geri döndüklerini söylemişlerdi, bu ona mı delalet, abartmışlar mı?

Valla abartmamışlar! Talin-Helsinki arasındaki feribotlardan inerken, çekçeklerle kasa kasa içki taşıyan Finleri rahatça görebilirsiniz. Örneğin Noel öncesi veya ‘mid summer’ öncesi daha bile çok oluyor. Çünkü içki gerçekten pahalı. Barlarda falan satılan içkinin fiyatına girmeyeyim zaten. Genel olarak market alışverişi, dışarıda yeme-içme olayları da pahalı. Ama şunu da söyleyeyim ki, Türkiye şu anda market fiyatları konusunda Finlandiya’yla yarışıyor. Elektronik konusuna gelirsek, net olarak şunu söyleyebilirim ki Finlandiya çok daha ucuz Türkiye’ye göre. Hatta şu anda baktım ki, 64gb’lik iphone XS Max Finlandiya’da 7.800 liraya denk geliyorken, Türkiye’de 10.800 TL.. Quick math.

Finlandiya (14)
Peki hazır konu pahalılıktan açılmışken, bize biraz kira, market alışverişi, ulaşım vb. günlük yaşam harcamalarından örnekler vererek durumu açıklayabilir misin?

Örneğin Jyväskylä’da 600 euroya 2+1’lik bir ev kiralayabilecekken, Helsinki’de en az 1000 Euro’yu gözden çıkarmak gerekiyor. Ama öğrenciyseniz, ‘yurt-ev’lere başvurup çok daha az ödeyebiliyorsunuz. Bu bahsettiğim evler de bir odada 10 kişinin kaldığı yurtlar değil, öğrencilerin kendi çocuklarıyla bile kalabildiği normal evler, sadece fiyatı daha düşük olan, genelde apartmanda ortak saunası, çamaşırhanesi olan evler. Bazı sebzeler Finlandiya’da çok pahalı olabiliyor. 250 gramı 5 Euro olan bamya da var burada, gelip de onu yemeyin mesela. 🙂 Ulaşım konusunda ise, genelde insanlar bisiklet kullanıyorlar, otobüsler oldukça pahalı, en azından benim yaşadığım şehirde. Örneğin aylık otobüs kartının fiyatı 60 euro. Ben ise kışın bisiklet sürmeye tırstığım için otobüs kullanıyorum, çünkü yerler çok kaygan oluyor.

Kalite şahane değil ama aşağıdaki soruda bunu kast ediyoruz, o sebeple koyduk. // Kaynak: http://finnishness.blogs.tamk.fi/tag/personal-space


İnternette hep dolaşan bir fotoğraf vardır denk geldin mi hiç? Bir otobüs durağı, insanlar bekliyor, ama aralarında metrelerce boşluklar halinde bekliyorlar, kimse birbirine yakın durmuyor. Orası Finlandiya mıdır değil midir tam bilemiyoruz, çünkü internete güven olmaz. Ama yine de şunu merak ediyoruz, hakikaten bu “personal space” meselesine ciddi bir önem veriliyor mu oralarda? Şayet öyleyse bu durum Türkiye’den Finlandiya’ya yaşamak isteyen biri için sosyal anlamda bir tuhaflığa sebep oluyor mu?

EVET önem veriliyor! Finleri sevmeme en çok sebep olan özellikleri! Ben bile şu an otobüs durağının içinde bekliyor olsam ve içeri biri daha girse ‘noluyor lan’ derim. Ama otobüse bindiğinizde de şoföre ‘merhaba’ diyerek giriyorsunuz, otobüs kartını bastığınızda da ‘teşekkürler’ diyerek devam ediyorsunuz. Ya da bir markete girdiniz diyelim, çalışan görünce ‘merhaba’ demelisiniz. En azından Jyväskylä’daki adet bu şekilde. Yani aslında düşünüldüğü gibi bir asosyallik mevcut değil. Finler genel itibariyle kibar insanlar. Mesela Joonas’ın bankamatik önünde sıra bekleyiş şekli beni o kadar gururlandırıyor ki. Önündeki kişiyle arasında 3 metre kadar boş mesafe bırakıyor neredeyse. Başlarda bu şekilde hareket etmeye kendilerini zorladıklarını düşünürdüm ama hayır, bu yerleşmiş ve kültürlerinin bir parçası haline gelmiş bir tavır. Bir de sauna hadisesi var, benim en çok aldığım soru ‘herkes saunaya çıplak mi giriyor?!’. Bazen evet, bazen hayır. Ortama, yakınlık derecesine göre de değişebiliyor. 7 senelik arkadaş grubumuzda kadın-erkek çıplak girmeyi kimse problem etmezken, koroda sauna gecesi olduğu zaman kadın erkek diye mutlaka ayrılıp sırayla giriliyor.

Finlandiya
Genel olarak orada sıradan bir gün nasıl geçiyor? Bir Cumartesi gününü aktif bir şekilde değerlendirmek isteyen bir lokal neler yapıyor mesela?

Biraz sıkıcı bir cevap olacak ama kış olduğu zaman daha çok evde zaman geçiriliyor. Belki bi’ yemeğe ya da içmeye falan çıkılıyor tabii ama kışın günün tamamını dışarda geçirmek bence mümkün değil. Hava çok karanlık oluyor ve dışarısı -20 derece olduğu zaman demin bahsettiğim ‘evde vakit geçirmeyi sevme’ mevzusu devreye giriyor. Örneğin geçen haftasonu, arkadaşlarımız bizdeydi, herkes kendi içkisini getirdi, saunaya girdik, ben Türkiye’den okey getirmiştim onu oynadık. Ama yaz oldu mu tüm parklar doluyor, açık pazarlar oluyor, sosyal aktivite imkanları artıyor, mayolu insanlar da görebiliyorsunuz güneşlenen, piknik yapan.

Peki kültürel anlamda “heyy dostum burada neler oluyor böyle” dedirten, şaşırdığın, Türkiye ile kıyaslayınca yadırgadığın şeyler oldu mu?

Başlarda çok olmuştu. Çok resmi bir ortamda bile saunaya girilebilmesi, geğirme ve tükürmenin çok da ayıp karşılanmaması, içki kültürü.. Ama hiçbir zaman beni rahatsız eden, huzursuz eden bir durumla karşılaşmadım, onu söyleyeyim. Aksine, kendimden çok fazla şey buldum Fin kültüründe. Ama en net şekilde beni şok eden olay, ‘ayaklardan üşütmek’ kavramına burada kimseyi inandıramadım, aksine gülüyorlar, ‘ayaklardan soğuk mu sdfsd’ şeklinde.. Bu konuyla ilgili düzgün İngilizce kaynak da bulamadım internetten, asla inanmıyorlar! Bir de, mutlak şekilde gerekmedikçe, doktora gitmemeleri.. Örneğin Joonas geçen hafta saunada ciddi şekilde elini yaktı ve 1 tam gün boyunca, canı yanmasına rağmen doktora gitmeyi reddetti. Ertesi gün zorla ikna ettim de gittik. Zaten hastaneye gittiğinizde genelde bomboş oluyor.

Finlandiya
Hepimizin en çok merak ettiği konulardan biri dünya çapında şanı alıp yürümüş meşhuuur Finlandiya eğitim sistemi. (böyle etli ekmekten bahsediyor gibi de anlatılmaz ya sdfs) Ne düşünüyorsun, hakikaten de mükemmele yakın ve yansıtıldığı kadar farklı mı?

Evet yansıtıldığı kadar farklı. Burada hem lisede, hem de üniversitede birer sene geçirdiğim için bu konuyla ilgili deneyimlediğim bazı şeyler var. Finlandiya’daki eğitim sistemini farklı kılan sebeplerin en başında, aile yapısı ve kültür geliyor. 1. sınıfa başlayan bir çocuk düşünün, okula herkesin giymek zorunda olduğu okul üniformasıyla gidip her sabah andımız okuyan, yağmur yağdığında tenefüste dışarı çıkıp oynaması yasak olan çocuk mu daha mutludur, yoksa okula girdiğinde ayakkabılarını çıkarıp çoraplarıyla dolaşabilen, öğretmenine ismiyle seslenebilen, ders arasında hava -20 derece olsa bile parkta oynayabilen çocuk mu? Finlandiya’daki eğitim sisteminin farkı bu aslında. Ben liseyi Finlandiya’da okuduğum sene, okulun müdürü beni ortaokul kısmındaki ‘ev ekonomisi’ dersine yazdırmıştı. (sanıyoruz eskiden bizde de vardı bu ders) İçinde 4 tane mutfağı olan kocaman bir sınıf, bu mutfakların içinde de fırın, bulaşık makinesi, tencere-tava, her şey var. Öğrenciler 4-5 kişiden oluşan 4 gruba ayrılıyor, öğretmen yemek tarifini ve malzemeleri dağıtıyor, her grup kendi mutfağında bu tarifi yapmaya başlıyor. Gruptaki bazı kişiler ana yemeği hazırlıyor, bazıları masayı kuruyor. Yemekler yapıldıktan sonra herkes oturup grupça yaptığı yemekleri yiyor. Sonunda da her takım kendi mutfağını temizleyip, bulaşıkları yerleştiriyor ve ders bitiyor. Ders bu.. Lisenin ortamından da biraz bahsedeyim, benim lisemde, girişte büyük ceket askılığı vardı ve millet ayakkabısını çıkarıp yün çoraplarını giyer, ceketini oraya bırakır, okulda öyle dolaşırdı. Her ders için ayrıydı sınıflar ama okulun içinde öğrencilerin zaman geçirebildiği koltuklu alanlar, bilgisayar alanları vardı. Öğrenciler müdüre bile ismiyle seslenebilirdi. Ast-üst ilişkisi kesinlikle hissedilmiyor. Öğretmenler de çorapla, crocslarla dolaşıyordu okulun içinde. Yani demek istediğim şu ki, buranın eğitim sisteminin bu kadar iyi olmasının arkasında, ödev vermemenin ötesinde, kültürel sebepler var. Ahlak ve terbiye anlayışı da farklı. Öğretmene saygınızı göstermek için, öğretmen her sınıfa gelişinde robot gibi ayağa kalmak zorunda değilsiniz. Kendiniz olabildiğiniz bir ortamdan bahsediyorum. Buradaki eğitim sisteminin özelliği bu.


İşin üniversite kısmı ile ilgili bilgin var mı? Mesela Finlandiya’da üniversite sınavı diye bir şey var mı, o konuda sistem bizdeki gibi mi? Üniversite eğitimine ilişkin belirgin farklar söz konusu mu?

Bence Finlandiya’daki üniversite giriş sınavlarındaki Türkiye’ye göre en farklı olan şey, bölüme yönelik çalışıyorsunuz, yani mesela Helsinki Üniversitesi hukuk fakültesi istiyorsunuz diyelim, bunun için fakültenin yaptığı kendi sınavına girmeniz gerekiyor, mesela başka bir üniversitenin hukuk fakültesine de başvurmak istiyorsanız, ayrıca ona da hazırlanmanız gerekiyor. Yani ‘tek sınava girdim, 20 bölüm yazdım, bi tıp bi mühendislik ooh ortaya döktür ‘’ diye bir durum söz konusu değil. Bu şekilde üniversiteye girmeden önce materyallere çalışırken de bölümle ilgili aşağı yukarı bir fikre sahip olmuş oluyorsunuz. Bunun yanında, birçok bölümün sınav sonrası sözlü mülakatları da oluyor. Ama mesela benim eşim sadece sözlü mülakatla fakülteye girmişti çünkü lise bitirme sınavında derece yapmıştı ve genel ortalaması da çok yüksekti. Böyle durumlar da olabiliyor.

Finlandiya
Finlandiya’da yaşamak süper, müthiş bir ülke, eğitim şahane, sistem şöyle, insanı böyle deyip duruyoruz ama, Fin halkının şikayetçi olduğu, memnun olmadığı bir şeyler de vardır elbet di mi? Yoksa haberleri açınca sadece “ağaçtan kedi kurtarıldı” haberleri mi var hahah

Her ülkede olduğu gibi maalesef bazen cinsel istismar, bıçaklanma ya da neonazi gruplarının yürüyüşleriyle alakalı haberler oluyor ama çok nadir. Son zamanların en bomba haberi, polis teşkilatının başındaki adamın aynı zamanda uyuşturucu mafyasının başındaki kişi çıkmış olmasıydı, hatta dizisi bile çekildi. Onun dışında, mesela öğrenciler, devlet tarafından verilen öğrenci aylığının düşük olmasından şikayetçi. Ama cidden aşırı tırt haberler oluyor bazen.


Son olarak Finlandiya’da yaşamak meselesini bir kenara koyacak olursak, Finlandiya’ya gelmişken “şuraya uğrayın, şunu yiyin, bunu için” diyebileceğin birkaç lokal öneri alabilir miyiz?

Finlandiya’ya tatile gelmeyi düşünen herkese söylediğim şey şu, gelip de normal bir otelde kalmaktansa şehre yakın, içinde Fin saunası olan bir kulübe tutun Airbnb’den, otellerden daha ucuz oluyor zaten. Hele araba kiralarsanız, biraz daha şehir dışı olan çok uygun fiyata yerler de bulabilirsiniz. Çünkü insanlar genelde Helsinki’ye gelip 1 günde şehrin çoğunluğunu gezmiş olunca, hayal kırıklığına uğrayabiliyor. Ben de Helsinki’ye ilk gittiğimde, -5 derecede tişört giyenler dışında, pek ilgimi çeken bir şey olmamıştı. Pahalı bir ülke olduğu da göz önünde bulundurulursa, daha farklı bir deneyime dayalı bir tatil planı çizilebilir. Örneğin Finlandiya’nın kuzeyine gidilebilir. THY’nin Ocak’tan itibaren, kuzey ışıklarını net şekilde görebileceğiniz yerlerden biri olan Rovaniemi’ye (kuzey Finlandiya’daki bir şehir) uçuşları başlıyormuş mesela. Mutlaka yapılmalı. Bunun dışında, bence denenmesi gereken birkaç yemek söyleyeyim:

  • Kuzey ülkelerinin klasik yemeği, lohikeitto, yani somon çorbası ve pirinçle yapılan, geleneksel bir Fin yemeği olan Riisipiirakka
  •  Saunaya mutlaka girin, otelde kalsanız dahi orada da mutlaka ortak bir sauna vardır.
  • Sauna taşlarına dökdüğünüz suya biraz bira karıştırıp öyle dökün, buharlaştığında güzel bir aroma katıyor.
  • Arabanız varsa, mutlaka milli parklardan birini ziyaret edin. (nationalparks.fi)
  • Bir gece kulübünü ziyaret edin, bir Finle sohbet edilebilecek en uygun zaman olabilir sizin için.
  • Bir Fin’e Türkiye’den hediye getirmek istiyorsanız, peştamal getirin.
  • Helsinki’ye giderseniz Temppeliaukio kilisesini ziyaret edin.

7 Comments

  • Çok keyifli bir röportaj olmuş. Hayranı olduğum kuzey ülkelerinin birini bizim ağzımızdan detaylı öğrenmiş olduk. Röportaj için teşekkürler biizm kızlar Öykü, İdil, Deniz.

  • Çok güzel faydalı bir yorum olmuş 👏🏻Emeğinize sağlık ☺️ Geçen yıl Finlandiya’nın Tampere şehrinde 6 ay erasmus öğrencisiydim. Finlandiya’daki üniversitedeki derslerimin bitmesi tam bugün 1 yıl oldu. Hâlâ her gün günlük hayatımın temposunda orada yaşadığım bir anım aklıma takılıyor ve gülümsüyorum. İnsanı kendine hayran bıraktıran bir ülke. Totalde 17 ülke gezdim ama hayatımda huzur dolu hissettiğim başka bir ülke olmadı. Orada yaşamanın hayaliyle yaşıyorum 🙏🏻 Dileyen herkesin hayatında bir kez olsun keşfetmesi gereken bir ülke ❤️

  • Çok keyifli bir röportaj olmuş. 1989 ve 1990 yıllarında Dünya Liselerarası futbol turnuvası için gitmiştim Helsinki’ye. Röportajınızı okurken o yıllar geldi aklıma, çok güzel günlerdi. O yıllarda da bize göre çok gelişmiş bir ülkeydi zaten. Keşke imkan olsa da tekrar görebilsem.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir