Japonya Yeme İçme Rehberi: Bir Ülkeyi Mideye İndirme Girişimi

Japonya’ya gidip Japon mutfağını yerinde deneyimlemenin bizim gibi yeme içme konusunda gözü dönmüş insanlar için neler ifade ettiğini tam anlamıyla anlatabilmenin imkanı yok. Buraya 50 sayfalık durum betimlemesi yapsam, her önümüze konan tabakta yüzümüzde oluşan o aç gözlü ifadenin yarattığı etkiyi yaratmayacak, her yeni tabakta yüzüğü görmüş Gollum gibi, salon kadını çizgisinden çıkarak ağzı yüzü birbirine girmiş Galadriel gibi olduğumuzu kanıtlayamayacağız. Günlük yaşantısında bile günün 2 saatini ne yiyeceğini düşünmeye ayıran ve bundan hiçbir şekilde utanç duymayan, kötü yemek yediğinde ise günün geri kalanından umudu kesilen insanlar için Japon mutfağını yerinde deneyimlemenin verdiği hazzı bir kafanızda canlandırır mısınız? O yüzden tahmin edersiniz ki Tokyo’ya ayak bastığımız andan itibaren modumuz şuydu: Tamam, varız, direkt varız, sorgusuz sualsiz varız, donatalım masayı, açalım pantolonların üst düğmelerini. Biz Japonya’yı yutağımızdan yemek borumuza tüm sindirim sistemimiz ile haşır neşir etmeye geldik, YOK MU YENİ Bİ ŞEYLER YİĞİDİM?

Tokyo Gezi Rehberi



Eğer siz de bizimle benzer duyguları paylaşıyorsanız ve ufukta Japonya gezisi ihtimali varsa, güzel günler sizi bekler ve sizin adınıza çok heyecanlıyız dostlar. Elbet arada hayal kırıklıkları yaşayacak, elbet her yediğinizin kölesi olmayacaksınız ama, özellikle Japon mutfağına ilginiz varsa ya da kendisi ile biraz daha içli dışlı olmak istiyorsanız harika bir deneyim sizi bekliyor. Biz normalde tüm bu rehberleri ayrı ayrı yazıyor olmamıza rağmen Japonya’da biraz fazla uzun bir zaman geçirdiğimiz ve çok çok çok fazla mekan denediğimiz için 3 baba şehirden birtakım favorilerimizi (ve belki 1-2 hayal kırıklığını) derlemenin daha mantıklı ve sizin açınızdan daha uygulanabilir olacağını düşündük. Japonya Yeme İçme Rehberi sizi bekler,
iyi okumalar ve şimdiden afiyetler.

Başlamadan gelen not: Buralara kadar geldiyseniz Tokyo Gezi Rehberi , Osaka Gezi Rehberi ve Japonya Gezisi Nasıl Planlanır yazılarımız da ilginizi çekebilir.

Japonya Yeme İçme Rehberi
Japonya Yeme İçme Rehberi: Japon Mutfağına Girizgah ve Denemeden Dönülmemesi Gerekenler

İşin restoran/mekan önerileri kısmına girmeden önce biraz Japonya genelinde denemek isteyebileceğiniz, Japon mutfağına özgü lezzetlerden bahsetmek istiyoruz ki neyle karşı karşıya olduğunuzu bilin ve sipariş verirken panik yaşamayın. Bunların bazıları eminiz ki hali hazırda bildiğiniz, Türkiye’de de karşınıza çıkan şeylerdir, bazılarıyla ise yeni tanışacaksınız ve dönüşte canınızın asla tam olarak aynısını bulamayacağınız bir şeyi çekme belası ile karşı karşıya kalacaksınız, o kısım için üzgünüz…..Belki restoran falan açarsınız o gazla ya, fena mı olur?

Kobe Eti
Kobe Bryant’a adını veren Kobe Beef (ali nazik de olabilirdi)

Şimdi biraz popüler yemeklerden kendi betimleme tarzımızla bahsedelim. (yani BU YANLIŞ O ÖYLE DEĞİL TAM gibi şeyler söylemeyin demeye çalışıyoruz) 

*Ramen: Evet bildiğiniz bir yerden başlıyoruz. Ramen en basit tanımıyla noodle’ın Japon versiyonu. Et suyu/tavuk suyu ve birtakım sebzeler ve bir çeşit protein ile servis edilen, genellikle çorbadan hallice bir şekilde önünüze koyulan leziz mi leziz bir yemek. Tabii bunun da birçok versiyonu mevcut, ama genel mantık bu.

*Soba: Soba da ramen benzeri bir şey, ama karabuğday ile hazırlananı gibi düşünebilirsiniz, bu sebeple tadı biraz daha farklı oluyor. Sıcak ya da soğuk tüketilebiliyor, her iki versiyonuna da denk geldik.

*Udon: Ulan bu da ramen işte abi ne diye 50 tane isim buldunuz diyeceğiniz bir başka benzer şey, udon. Bu ramen ve soba’dan daha kalın bir noodle ve soba gibi karabuğday ile değil, bildiğimiz buğday onu ile yapılıyor. Özetle Udon ve Soba’yı renklerinden ve kalınlıklarından yola çıkarak ayırt edebilirsiniz.

Japonya Yeme İçme Rehberi 1
Gece Memory Lane’e Yakitori yemeye giderseniz ortam bu

*Onigiri: Onigiri ile muhtemelen daha önce özellikle Avrupa’da bir yerlerde karşılaştınız ve “heee onu diyorsunuz anladım şimdi” etkisi yaratacak. Bunu şey gibi düşünün, sushiden hallice Japon sandviçi. Dışı kalınca bir pirinç tabakası ile kaplı (ekmek yerine pirinç var gibi düşünün), içinde ise tonbalığı, somon ya da başka bir balık ve sos oluyor. Bu mayonez de olabilir, başka bir sos da. Genellikle üçgen formu veriliyor ve minik bir sandviç ebatında oluyor ama daha küçük, top gibi versiyonlarıyla karşılaşmanız da mümkün.

*Gyoza: Bunun tarifi çok kolay; Japon mantısı. Dumpling gibi düşünün, sadece formu biraz daha farklı. İçinde karidesten ete, tavuktan, patatese pek çok şey olabiliyor, soyaya batırıp yiyorsunuz ve tabii ki çok güzel.

*Okonomiyaki: Buna Japanese pancake diyen de var, omlet gibi diyen de var, ama ben size bunun asıl neye benzediğini söyleyeyim: LAHANALI MÜCVER. Pek çok versiyonu var, içine bir sürü farklı malzeme eklenebiliyor ve genellikle geleneksel olarak bunu yapan yerlere gittiğinizde önünüzde kendiniz pişiriyorsunuz, baya Türk işi bir ortam oluyor, eğlenceli aktivite. Okonomiyaki’nin en babası da Hiroşima’da oluyor, oraya kadar inecek olursanız ordakini deneyin.

Okonomiyaki
Okonomiyaki’nin de çeşitleri var, ancak genelde bu görüntüde oluyor.

*Takoyaki: İki kelime, sonsuz haz; Ahtapot topları. (Durex reklamı da olabilirdi) Hay allahım ben bu yazıyı bir şeyler yemeden tamamlayamayacağım……Takoyaki’yi böyle ana bir yemek gibi değil de, atıştırmalık gibi düşünün. Yolda takoyakici mi gördünüz (bak bak terimlere bak TAKOYAKİCİ sdhs) alıyorsunuz 5’liyi, yapıştırıp yolunuza devam ediyorsunuz. Bu adamı doyurmaz, amatörü eğlendirir, mideyi sevindirir…

*Yakitori: Bunu da Türkiye’de yaşayan birine açıklaması gayet kolay, çok net; Japon usulü tavuk şiş. Genelde yanında bir takım sebzeler ile de servis ediliyor, mis gibi bir içki sonrası yemeği, aşağıda size bunu nerede yiyeceğinizi anlatacağız.

*Tamagoyaki: Bir çeşit Japon omleti, ama yapımı pek de kolay değil. Yumurta katmanları, sarımsağın rulo formuna getirilmesi ile hazırlanıyor ve yumurta içerikli bir yiyecekten beklenenin aksine bunu kahvaltıda tüketmiyorlar. Sushicilerde önünüze gelme ihtimali yüksek.

Gyoza
Gyoza mantıdan hallice bir şey

*Kobe Beef: Kobe Bryant’a adını veren (şaka değil, ailesi bundan yemiş ve çok beğenmişler, cidden ŞAKA DEĞİL), Wagyu sığırlarının eti kullanılarak yapılan bir biftek. Dünyanın en pahalı etlerinden olması ile de biliniyor, ama eğer biraz merakınız varsa ve buna para ayırmak isterseniz deneyim adına gidebileceğiniz 2 yer önerimiz var, aşağıda bahsedeceğiz. Et nasıldı derseniz, şöyle söyleyelim, ömrümüzde yediğimiz en iyi et olduğunu daha ilk lokmada anlamıştık.

*Japanese Cheesecake: Eğer güzeline denk gelirseniz hayatınızda yiyeceğiniz en bebeksi yumuşaklıkta tatlılardan biri olacak olan, yumurta, krem peynir bazlı acayip güzel bir tatlı. Salyalarım damlayacak birazdan yazarken, yetiş ya EMİNE BEDER, yetiş ya OKTAY USTA.

*Mochi: Pirincin hamur kıvamına getirilmesiyle hazırlanan bir tatlı. Adamlar ülkelerinde yetişiyor diye kafayı pirinçle bozmuş, biz de pirincin hastasıyız, müthiş bir eşleşme oldu resmen. Mochi’nin içinde pek çok farklı dolgu bulunabiliyor, sizi en şaşırtacak olanı ise muhtemelen “red bean”li olacak. (kırmızı barbunya gibi bir şey) Red bean ile yapılan tatlılar burada gayet normal karşılanıyor, tadı da tahmin ettiğiniz kadar kötü değil, deneyimlemek adına bi’ bakarsınız. Genel olarak mochi’yi kesin deneyin, red bean aklınıza yatmadıysa çilekli, ne bilelim matchalı falan alın, çünkü ÇOK YUMUŞAK, yastık yemek gibi bir şey.

Luke's Lobster Tokyo
Japonya Yeme İçme Rehberi: Tokyo Yeme İçme Önerileri

Tokyo gibi DEV bir şehirde deneyecek o kadar fazla şey var ki, umarım siz de bizim gibi onu mu yesem bunu mu gömsem derken akıl sağlığınızı korumakta güçlük çekmezsiniz. Japon mutfağı sevenler zaten şimdiden mutluluk nöbetleri geçiriyordur, bu konuyla ilgili tereddütleri olanlar ise hiç merak etmesin, çünkü illa her gün Japon mutfağına özgü yemekler tüketmek zorunda değilsiniz. Tokyo’dasınız abi, ne isterseniz o var, ama mümkünse biraz deneyimlere açık olalım, her gün McDonald’s yiyenle sohbeti kesiyoruz…..


*Hemen Tokyo’daki favori kahvecilerimizle konuya girelim, böylece farklı farklı bölgeleri dolaşırken minik molalar verebileceğiniz yer seçenekleriniz de olur. Öncelikle favorilerimizi söyleyelim, The Roastery by Nozy Coffee ve About Life Coffee. Koffee Mameya ise değişik bir deneyimdi, çünkü kahveye resmen bilim adamı edasında yaklaşıyorlar ve bu işi bir deneyime dönüştürmek için ellerinden geleni yapmışlar ama neticede önünüze gelen kahve öyle efsane bir şey değil? Son olarak Onibus Coffee, Little Nap ve Glitch Coffee de seçenekleriniz arasında bulunabilir.

*Şehir genelinde kafe anlamında Deus Ex Machina Cafe, Kitsune Cafe, Supreme Cafe gibi  ünlü markalara ait kafe konsepti oldukça yaygın. Bunların kahveleri de gayet kaliteliydi, ayrıca Deus Ex Machina’nın atıştırmalıkları da oldukça lezzetliydi, yine mola vermek için farklı farklı bölgelerde iyi seçenekler.

Japonya Yeme İçme Rehberi 6
*Kahvaltı için Bill’s Omotesando ve Clinton St. Baking Company oldukça popüler, bunlarda kapıda sıra ile karşılaşma ihtimalini göze alarak gidin. Benitsuru ise “fluffy pancake” ile ün salmış bir mekan, ancak o kadar ünlü ki, rezervasyonsuz gitmeyi aklınızdan bile geçirmeyin, biz kafamıza göre gidince en erken akşamüstü 5’te yer olduğunu söylediler. :’))) Eğer pancake konusunda ısrarcıysanız Rainbow Pancake de oldıkça popüler, ama bizce öyle efsane bir tarafı yoktu, o bölgede zaten dolaşmak isteyeceğiniz için hızlıca bir kahvaltıya uğranabilir. Son olarak Amerika’dan beri inanılmaz hastası olduğumuz Egg Slut’ın Tokyo’da da şubesi var, mut la ka deneyin.

Yasuda*Sushi meselesine gelecek olursak, tabii ki bu konuda yüzlerce seçenek var ve dolayısıyla kafanızın karışması çok ihtimalli. Eminiz siz de araştırıp bir sürü sushi yiyebileceğiniz mekan bulacaksınız, ama bir seviye daha özel bir sushi deneyimi, yani ÖZ HAKİKİ JAPON SUSHISI istiyorsanız önerebileceğimiz adres: Sushi Bar Yasuda. Buranın pahalı kabul edilebilecek bir yer olduğunu en baştan söyleyelim, çünkü buraya yalnızca sushi için değil, o deneyimi yaşamak için de gidiyorsunuz. Yani yemeğe eşek gibi para bıraktık kalktık yaklaşımını bir kenara bırakarak gitmek gerekiyor. Alanında çok ünlü bir şef olan Yasuda, 7-8 kişilik bu deneyimde her sushiyi tek tek önünüzde hazırlıyor, size her evresini anlatıyor, sorularınızı cevaplıyor ve tek tek isteğinize göre servis yapıyor. Bu deneyim için tabii ki mutlaka önceden rezervasyon yapmanız gerekiyor, onun için link de bırakayım. Yasuda’da yer bulamazsanız alternatif olarak benzer ayarda Sukiyabashi Jiro (inanılmaz ünlü, o yüzden ÇOK pahalı, giden bize de anlatsın), Sushi Kanesaka ve Ginza Sushi Ichi de değerlendirilebilir.

*Bir diğer önemli ve imkanınız varsa mutlaka ama mutlaka denemenizi önereceğimiz, hayatımızın en iyi et deneyimini yaşadığımız ve ömrümüz boyunca unutamatacağımız lezzet olan Kobe Beef’i Kobe’ye kadar gidemeseniz bile Tokyo’da deneyebilirsiniz. Bunun için net adres: Shima Steak. Gerçekten hayatımızda hiç böyle bir şey yemedik ve yemeyeceğiz ve bu satırları yazarken klavyeye gözyaşlarım damlasa yeridir…….Mutlaka rezervasyon yaptırın ve başlangıçları da denemeyi ihmal etmeyin, onlar da müthişti. Shima’da yer bulamazsanız alternatif olarak Ishida’ya da bakabilirsiniz, Kobe’de bulunan restoranın Tokyo şubesi de var. Bunu da tıpkı yukarıdaki sushi meselesi gibi bir “deneyim” olarak düşünmeniz gerektiğini hatırlatalım, (deneyim dedik mi ne olduğunu biliyorsunuz cüzdan bırakılacak yani sdfs)  aman diyelim fiyatlara bakmadan gitmeyin.

Japonya meyve
Japon Meyveleri
*Bir başka Japonya harici bir yerde deneyemeyeceğiniz ve yine “deneyim” olarak yaklaşmanız gereken konuya geçelim; Japon meyve&sebzeleri. Japonların, Japonya’da pek de fazla meyve yetişmemesinden mütevellit de gelişen “kusursuz meyve” yaratmak gibi acayip bir gayeleri var. Bu meyveler kokusunda, üstündeki dokusuna (bu nedir Tarkan şarkısı falan mı), hatta ebatına kadar her meyvenin en iyisini, en özelini üretmek gibi mevzu söz konusu. Bu sebeple şok olacağınız fiyatlara satılan (2000 liraya kavun falan düşünün, şakasız) meyvelere şahit olacaksınız. Tabii ki bu göreceğiniz her meyve sebze için geçerli değil, ayrı bir sektör gibi düşünün. Öyle ki Japon halkını özel günlerde, ne bilelim ev ziyaretine giderken falan birbirlerine hediye olarak bu meyvelerden almak gibi bir huyları bile varmış. Eğer bu meyvelerden birinin tadına bakmak isterseniz şehir genelinde bu tip özel mağazalar göreceksiniz ve bizce KESİNLİKLE deneyin. Hepsi öyle alınmayacak kadar pahalı değil, 1 kez olsun bu deneyimi yaşamak adına bizce en azından 1 şeftali, ne bilelim birkaç çilek, üzüm falan alabilirsiniz, deneyimleyebilmeniz için bir seviye makul fiyatlara satılanları var. O yediğimiz çilek ve üzümün kokusunu, tadını unutabilmemiz imkansız. Haritada “Shibuya Nishimura Fruits Parlor Dogenzaka” diye aratacak olursanız çıkan yere gidin, orada alınabilecek fiyatta olan meyveler var, oradan deneyebilirsiniz.


*Tokyo’da, hatta Japonya genelinde AVM’ler çok popüler ve bazı avm’lerin gurme katlarında pek çok farklı restoran standını bir arada bulabiliyorsunuz. Öyle uyduruk bir şeymiş gibi düşünmeyin, yani gidip Pizza Hut ve KÖFTE DERYASI falan yemeyeceksiniz, düzgün ve özellikli yerlerden bahsediyoruz. Lokallerin de sık sık uğradığı, evlerine alışveriş de yaptığı, “akşam misafirim var birkaç meze alayım”ın Japonya versiyonunun hayata geçtiği yerler gibi düşünün. Bu gibi yerlerde Japon mutfağından farklı farklı şeyler deneme imkanınız oluyor, hepsini dolaşıp canınızın istediklerinden toplama yapabilirsiniz. Takashimaya Shinjuku’nın gurme katı bunun için iyi bir seçenek olabilir. Aklınızda bulunsun, eğer içeride yiyecek olursanız saçma bir şekilde ekstra ücret ödemeniz gerekiyor sdjs, o yüzden paket olarak alın dışarıda yiyin kardeşim ne gerek var. Ayrıca belli bir saatten sonra ürünler ertesi güne tazeliğini yitireceği için her şeyi çok daha ucuza satmaya başlıyor, kampanyalar yapıyorlar, o yüzden biraz daha kapanış saatine doğru gitmek sinsi bir tasarruf planı olabilir,

*Gyoza denemek için nokta atışı tek bir yer önereceğiz; Harajuku Gyoza Lou. Çok fazla çeşit var, porsiyonlar öyle çok da büyük değil, artık ortayı donatırsınız. Sake söylemeyi de es geçmeyin.

*Bir akşamınızı, mesela içki masasından kalktıktan sonra gelen mide kazınması anlarından birini Piss Alley’deki mekanlarda değerlendirin. Yakitori + bir takım sebzeler (sarımsak seviyorsanız o pişmiş sarımsaklarını yemeniz lazım) + 1-2 shot sake, eve dönmeden önce bir güzel gidiyor ki sormayın. Bu aktivite bizim alkol sonrası kokoreçe/tantuniye düşme aktivitesinin Japon versiyonu, hem eğlenceli, hem çok lezzetli bir deneyim, ihmal etmeyin.


*Ne alaka şimdi Tokyo’da İtalyan restoranı demeyin, Pizza Studio Tamaki alanında acayip ünlü ve gerçekten de oldukça lezzetliydi. Özellikle burratalı pizzalarını unutamıyoruz, lütfen bir akşamınızı buraya ayırın ve o pizzayı deneyin. Tabii ki ikinciyi söyleyeceksiniz…..

*Ramen denemek için size 3 seçenek verelim, net olsun; Ramen Yamaguchi, Ichiran Ramen, ve.Ginza Kagari Honten. Ramen sipariş verirken bizce soğuk olan versiyonunu söylememeye dikkat edin, asla sıcağı kadar lezzetli değil. Ayrıca LÜTFEN, o ramenlerin üzerindeki yumurtalara burun kıvırıp bir kenara atmayın, özellikle Ramen Yamaguchi’de. Çünkü o yumurtalar soyanın içinde pişiyor ve renginin o şekilde koyu olmasının sebebi de o; hayatınızda yediğiniz en iyi yumurtalar listesine girebilir. Afiyetler <3

Japonya Yeme İçme Rehberi
*Eğer daha önce “lobster sandwich” denemediyseniz mutlaka uğramak isteyebileceğiniz yer; Luke’s Lobster. Amerika çıkışlı bir yer, ama Japonya’da da şubeleri var. Kabul edelim, lezzeti Amerika’dakiler kadar iyi değil, ancak yine de çok güzel…..

*Japon mutfağından sıkıldıysanız ve şöyle hızlıdan bir şeyler atıştırmak istiyorsanız King George Sandwich iyi bir seçenek.

*Çok salakça bir öneri olduğunu kabul ederek yine de aşırı şirinliği sebebiyle şu Instagram’da da karşınıza çıkıp duran gökkuşağı gibi pamuk şekerler yapan mekanın adını bırakalım: Totti Candy Factory

*Yine şehirdeki “bubble tea” (içinde tapioca adlı jelibon kıvamında topçuklar olan bir içecek) çılgınlığına şahit olup denemek isterseniz en iyisini yapan yer: Flippers. Buranın tatlıları da oldukça lezzetli.

Japonya Yeme İçme Rehberi
Japonya Yeme İçme Rehberi: Kyoto Yeme İçme Önerileri

Tahmin edersiniz ki Kyoto, Tokyo kadar dev ve genel olarak gastronomi alanında ön plana çıkan bir Japon şehri olmadığı için burada yeme içme konusunda biraz daha durulabilirsiniz. Mesela Japon arkadaşlarınızla konu üzerine konuşunca “Kyoto’da boşu boşuna sushi yemeye kalkışmayın oranınki pek bir şeye benzemez” gibi yorumlar bile gelebiliyor. Ancak burada da tabii ki güzel önerilerimiz olacak, illa sushi yiyecek değiliz herhalde.

*Yine kahvecilerle girizgah yapalım, Kyoto’da ne favorimiz, hem görüntüsü, hem kahvesi ile kesinlikle Walden Woods. Hayatımızda gördüğümüz en güzel kahvecilerden biri olabilir. Weekenders Coffee’deki çalışanlara ayar olsak da oranın da kahvelerinin hakkını vermek lazım, oraya da yolunuzu düşürün. Bunun haricinde %100 Arabica, Vermillion (bunun dışındaki oturulacak kısmı çok hoş), Kurasu, Here Cafe, Wife and Husband da mola için uğrayabileceğiniz diğer seçenekler.



*Clamp Coffee Sarasa’nın kahveleri pek efsane olmasa da kahvaltısı da olduğu için uğranabilir. Haritadaki konumu saçma çıktığı için bulması biraz zor, bir ara sokakta, böyle oto tamircisine mi geldik kardeşim bu ne böyle dedirtecek bir noktada kalıyor. Eğer yanlış yerde olduğunuzu düşünüyorsanız, doğru yerdesiniz……Sentido’da da aynı şekilde hem kahve hem kahvaltı bir arada, orası da sabah için iyi bir seçenek. Genel olarak Kyoto’da çok iyi kahvaltı umudunu bir kenara bırakmanızı öneririz, üzgünüz, diğer öğünlere diyelim.

*Nishiki Market Kyoto’nun yeme içme anlamında uğrayabileceğiniz en iyi yerlerinden, özellikle taze deniz ürünleri için. Onlarca restoran bir arada, bir noktada başlayın, gözünüze kestirdiğiniz her şeyi yiye yiye ilerleyin, özellikle öğlen saatlerinde gitmek için ideal. Spesifik bir öneriyi de es geçmeyelim, “çiğ istiridye” yemek konusunda bir sorununuz yoksa mutlaka Daiyasu’ya uğrayın.



*Kyoto Gogyo’nun “burnt ramen”i çok çok çok lezzetli, burada ramen denemeyi ihmal etmeyin. Bir diğer alternatif olarak Ippudo’da da ramen yiyebilirsiniz.

*Chao Chao Sanjo Kiyamachi’de çok lezzetli gyozalar yiyebilirsiniz. Yine çok fazla çeşit var, dolasıyıyla bol bol sipariş verebilirsiniz. Kapıya gittiğinizde sıra varsa girişin hemen önünde bulunan listeye adınızı yazmanız gerektiğini hatırlatalım, boş boş kapıda beklemeyin.


*Koe Donuts’ın donutları çok lezzetli, içinde bulunduğu yer de tipi çirkin olsa da tam bir alışveriş cenneti, artık elinizde donutla dolaşıp Japon halkını delirte delirte alışveriş yaparsınız.

*L’escamoteur ve Nokishita711 acayip popüler 2 bar, her ikisinde de sıra bekleme ihtimaliniz yüksek, ancak beklemeye değecek kadar güzel deneyimler. Ayrıca Sour adlı mekan da tatlıydı, aslında dümdüz votkanın içine günlük gelen taze meyveler koyuyorlar çok bir olayı yok, ama yine de hoş.

*Kyoto’nun şanının alıp yürüdüğü konulardan biri matcha. Dolayısıyla son birkaç yıldır dünya genelinde popülerleşmiş bu ürünü yerinde deneyip net olarak sevip sevmediğinize karar vermek için iyi bir yerdesiniz. Biz matchanın pek de sevdalısı sayılmayız, ama Gion bölgesinde yediğimiz matchalı dondurmalar çok hoşumuza gitti, belki siz de onlardan denersiniz? (denediğimiz yerin adını unuttuk 🙁 o yüzden bölge söylemek zorunda kaldım)

Japonya Yeme İçme Rehberi
Japonya Yeme İçme Rehberi: Osaka Yeme İçme Önerileri

Osaka’nın mutfağı Japonya genelinde bol bol övülüyor, dolayısıyla burada yeme performansınızı Kyoto’dan bir tık daha üste çekebilirsiniz. Doğruya doğru, biz özellikle takoyaki ve okonomiyaki konusunda ön plana çıkan Osaka’ya ulaştığımızda artık çok uzun süredir Japonya’da olduğumuz için yeme performansımız biraz düşmüştü çünkü inceden bi ABİ BEYTİ FALAN YOK MU BÖYLE ORTAYA KARIŞIK IZGARA DA OLABİLİR  durumuna geçiş yapmaya başlamıştık. Ancak yine de elimizden geleni yaptık (vah canım ya dediniz di mi şu an) ve sizler için birtakım önerilerimiz var.


*Evet hemen kahveci favorimizi açıklayalım; Brooklyn Roasting Company. Ama Kitahama şubesi, çünkü dışarıda oturabileceğiniz alanı çok keyifli. Doğruyu söylemek gerekirse buranın favorimiz olmasında kahvelerinden çok lokasyonu etkisi var zaten. Bunun dışında Moto Coffee, Lilo Coffee, Mel Coffee Roasters, Granknot Coffee ve Takamura Wine & Coffee de seçenekler arasına eklenebilecek kahveciler.

*Kuromon Ichiba Market’in çok çok iddialı bir alternatif adı var: Osaka’nın Mutfağı. Hoaaydaaahh, öyle derseniz mahvoluruz, öyle derseniz biz buraya saldırırız….Aslına bakarsanız yukarıda bahsettiğimiz Nishiki Market’in Osaka versiyonu gibi bir şey; yine özellikle taze deniz ürünleri overdose.

Izakaya Toyo
*Izakaya Toyo AMCA ile Netflix’teki bir programda tanıştık ve burayı denemeyi o anda gönlümüze yazdık. (İzlemek isterseniz programın adı Street Food) Bilmiyorduk ki aramızdan biri burada yedikleri sebebiyle KUSACAK. Evet, doğru bilidiniz, her şeyi yiyebilen ve bununla övünen çöp mideli Öykü’nüz burada yedikleri sebebiyle FENALAŞTI. O yüzden olur da izler ve heveslenip gitmek isterseniz aklınızda bulunsun. :’))))

*Fue’ye okonomiyaki denemek ve ortam için uğranabilir, burayı da bir yemek programında görüp not almıştık. Ortam derken öyle müthiş bir görüntü beklemeyin, baya salaş bir yer. Ancak biz gittiğimizde o kadar “Japon ocakbaşısı” gibi bir havası vardı ki, böyle amcalar hep birlikte oturmuş sake içip okonomiyaki yiyor falan, o sebeple hoşumuza gitti. Yoksa inanılmaz bir şey beklemeyin yani, biz okonomiyakinin o kadar da sevdalısı olmadık zaten.

*Eğer Japon mutfağından sıkıntı bastıysa sizi anlayabiliyoruz, bu noktada yeni açılmış bir pizzacı olan Critters imdadınıza yetişebilir, pizzaları gayet iyiydi.

*Japanese Cheesecake için en ünlü yer Rikuro’s Cheesecake. Bize kalırsa bu işin en iyisi değil, ama yine de denemek adına gidilebilir. Burası genel olarak çok popüler olduğu için muhtemelen sıraya denk geleceksiniz. Eğer pes edecek gibi olursanız sıranın diğer tarafından içeri giriverin, çünkü o sıra bekleyenler “yeni çıkan sıcak cheesecake’i” bekliyorlar, siz sabah yapılmış olanlardan da yiyebilirsiniz, aynı tat, sadece sıcak değil. Bu arada cheesecake’i bütün halde veriyorlar, koskoca bir cheesecake yani, dilim almak diye bir şey yok. Ama pes etmeyin, eğer 2 kişiyseniz bile onu gömersiniz bizce ya da biz normal değiliz……

Japonya Yeme İçme Rehberi 3
Japonya Yeme İçme Rehberi: Sake ve Japon Viskisi

Japonya’dan alınabilecek ya da oradayken denenebilecek içkilerden de kısaca bi’ bahsedelim, çünkü  Türkiye’de bulamayacağınız, bulsanız da çok daha pahalı olacak orijinal şeylerle karşılaşacaksınız.


Sake

Tabii ki aklınıza ilk gelen şey sake olacak, çok normal, bizim de öyle. Aslına bakarsanız anladığımız kadarıyla sake Japonca alkol anlamına geliyor, yani tüm yurtdışılılar olarak hepimiz adamlardan sake istediğimizde aslında bağımlı gibi ne olduğunu söylemeksizin ALKOL istiyoruz, onlar da bizi bozmuyor gibi bir durum var sdfs.  Aslında bahsetmeye çalıştığımız şeyin adı “nihonshu”, fakat dünyaya sake olarak yayılmış diyebiliriz O sebeple biz de yazı boyunca yine sake diyerek devam edeceğiz, en azından artık işin doğrusunu biliyorsunuz. Tahmin edersiniz ki Japonya’daki diğer her şey gibi sake de pirinçten elde ediliyor. Adamlar ülkede pirinç yetişiyor diye pirincin her şeyinden faydalanıyorlar, bizce süper bir şey. Daha önce hiç içmediyseniz ve tadı konusunda tereddütleriniz varsa betimlemeyi deneyelim; Böyle çok hafif bir rose gibi düşünebilirsiniz, zaten su gibi akıp gidiyor, tam salına salına sinsice sarhoş edecek bir içki.

Sakenin tek bir çeşidi yok, pek çok farklı versiyonu var. Örneğin Namazake, pastörize edilmemiş hafif bir sake çeşidi, Nigorizake görüntü olarak daha bulanık, çünkü içinde biraz pirinç bırakıyorlarmış ve tadı daha tatlı oluyor, Amazake çok daha tatlı ve alkol oranı çok daha düşük gibi gibi, şimdi tek tek sake çeşidi anlatmayayım 2 saat. Bunlar gibi sake çeşitlerini denemek isterseniz gittiğiniz her şehirde mutlaka sake tadımı yapabileceğiniz yerler bulacaksınız zaten. Ancak öyle 25 çeşit sakenin önünüze koyulduğu yerleri pek de tavsiye etmiyoruz, biz öyle bir hataya düştük ve önümüzde her sakeyi tek tek anlatan kartlar olmasına rağmen açıkçası o kadar çok üst üste içinde bir noktada tadı ayırt edememeye başladık. Gerçekten denemek istiyorsanız daha nitelikli yerler tercih etmeye dikkat edin. Mesela Kyoto’daki Fushimi Sake District civarındaki yerleri inceleyebilirsiniz.

Sakenin nasıl içildiği konusuna gelecek olursak, ilginç bir şekilde hem soğuk hem de sıcak servis edilebiliyor. Sıcak olan genellikle kış döneminde tercih ediliyormuş, biz sıcak şarabı bile pek de sevmeyen insanlar olarak ona pek yanaşmadık, deneyip de severseniz bize de anlatın…..Genelde, shot bardağından hallice bir bardakta servis edildiği için “ulan bunu hemen kafama mı dikmem lazım” endişesi yaşayabilirsiniz, yoo, nasıl istiyorsanız öyle için, ama biz her zaman shot yaptık ve pişman değiliz.


Japon Viskisi

Aslına bakarsanız bu konuda o kadar da söyleyecek şeyimiz yok, çünkü engin bilgilerimiz dahilinde değil.… Yani gittik, denedik, sevdik falan ama, viski gibi iddialı bir konuya herhangi bir hakimiyetimiz yokken vay efendim şunun tadı güzeldi, bunun tadı kötüydü şeklinde ahkam kesmek bize düşmez gibi geliyor.

Sadece viski sevenler ya da o kadar da bilgim yok ama denemek de isterim tabii diyenler için Japonya genelinde pek çok mekanda karşınıza çıkacak, bizim de denediğimiz en ünlü birkaç markayı şöyle bırakalım ve sessizce uzaklaşalım; Hibiki ve Yamazaki. Sanıyoruz her ikisi de konuyla hiç ilginiz yoksa bile Lost in Translation’daki Bill Murray’nin reklamını yapmaya gittiği firma olarak da hatırlayabileceğiniz Suntory ile ilişkili. Bunlar haricinde Nikka da ünlü bir marka,  gitmişken onu da tadabilirsiniz. Japon viskileri bilgimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz.

*Hazır alkolken konu açılmışken bira severler için de ünlü 1-2 markayı buraya bırakalım, onları da denersiniz: Kirin, Asahi ve Sapporo.


Tokyo Yeme İçme Rehberi
Japonya Yeme İçme Rehberi: Birtakım Öneriler, Kurallar ve Hatırlatmalar

*Chopsticklerle yemekte zorlanıyorsanız çatal isteyebilirsiniz, birçok mekanda plastik de olsa çatal var ve turist olduğunuz aşikar olduğu için çok da garipsenmiyorsunuz.

*Bizde çoğunlukla tersidir ya, burada neredeyse her mekanda yemekten önce size ıslak mendil servis ediliyor. Yani elinizi yemekten sonra değil, yemekten önce silmeniz bekleniyor.

*Ulaşamayacağınız düşündüğünüz, rezervasyon yaparken güçlük çektiğiniz yerler olursa restoranların kendi siteleri hariç yerlerden rezervasyon yapmaya çalışmayın. Çünkü karşınıza bir sürü saçma sapan site seçeneği çıkacak ve bu sitelerin bazıları rezervasyon yapmak için para alıyor? O yüzden mümkünse otelinizden ya da airbnb’de kalıyorsanız ev sahibinizden rica edin.

*Sushi yerken her parçayı laps diye soya sosuna daldırırsanız NAPIYOSUN SEN KOÇUM bakışı atıyorlar. Bazı sushiler soya sosla, bazıları ise o olmadan yeniyor. Hangileri olduğunu bilmiyoruz çünkü biz bunu soyasız yiyin dedilerini de gizlice sosladık…..

*Tüm gezi boyunca Japonya’nın neresinde olursanız olun, sıra bekleme ihtimalinizi göz önünde bulundurun. Bu Japonlar dışarıda vakit geçirmeye bayılıyor resmen ve herrrr şeyin önünde sıraya giriyorlar……

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir