Salda Gölü Gezisi: Instagram’ın Ünlü Ettiği Güzellik

Başlamadan Gelen Not: Eğer Salda Gölü’nün haritadaki konumunu biliyorsanız muhtemelen civarınızda başka gezilecek noktalar olduğunun da farkındasınızdır. Eğer farkında değilseniz de çaktırmayın, girin hemen şimdi Google’dan bakın, koskoca insansınız. Salda Gölü’nü Denizli ve Pamukkale gezileriyle birleştirmeniz konum olarak oldukça mantıklı olur. Hatta biz Denizli-Pamukkale-Salda-Kaş-Antalya şeklinde bir rota çizdik. Ek olarak bu rotaya Ispartayı da eklemek isteyebilirsiniz (biz önceden gittiğimiz için bu rotaya eklememiştik) çünkü burada da son zamanlarda oldukça popüler hale gelen ve  ziyaret etmek isteyebileceğiniz Lavanta Kokulu Köy, yani Kuyucak Köyü var. Bu rotadaki noktaların hepsi için ayrı ayrı rehberler oluşturduk, onları da buraya bırakmadan geçmeyelim;

*Denizli & Pamukkale
*Kaş
*Antalya
*Isparta Lavanta Kokulu Köy

Salda Gölü Gezisi

Salda Gölü Neden Bu Kadar Ünlü?

Hakikaten yahu, ülkenin her yeri göl kaynıyor da bu Salda Gölü neden bu kadar patladı? Nedir bu Türkiye’nin Maldivleri muhabbeti? Ne oldu Jennifer Lopez Salda Gölü’ne gidip üstüne JENNIFER yazılmış pide mi yedi ne oldu yani? (korkmayın öyle bir şey olmadı) Aslında bunun birkaç sebebi var, size ortalığı coğrafya dersine çevirmeden konuyu açıklamaya çalışalım.

*Salda Gölü’nün şanının memleketteki diğer göllere kıyasla alıp yürümesinin ana sebepleri gölün dünya üzerinde Mars’ın özelliklerini taşıyan noktalardan biri (hatta yeryüzünde bu özellikleri taşıyan 2 yerden birinin Salda Gölü olduğu söyleniyor) ve beyaz kum & berrak turkuaz su ikilisi ile tropik bir plajdan hallice bir görüntüye sahip olması. Mars ve Maldivler sözcüklerinin aynı cümle içinde kullanılabildiği bir yerden söz edince ve bu bir anda “TÜRKİYE’NİN MALDİVLERİ” şeklinde gündeme oturunca da kısa bir süre içinde bayağı ilgi çeken bir noktaya dönüştü haliyle. Bu noktada birinin çıkıp doğruyu da söylemesi gerekiyor diye düşünüyoruz, göl tabii ki güzel, ancak son dönemlerde gölü bu kadar popüler hale getiren Instagram fotoğraflarının çoğu biraz fazla oynanmış fotoğraflar. Gidip “ya niye öyle görünmüyor, doğru yeri mi bulamadık” diye düşünmemeniz için bunu da not düşmek istedik ve sizi yanıltmamak adına burada paylaştığımız fotoğraflarda da çok az edit yaptık.

*Salda Gölü’nün Mars ile jeolojik olarak ne şekilde benzerlikler gösterdiğine dair ayrıntılara girmeye cesaret edemeyeceğiz ama (çünkü girebilecek olsak muhtemelen blog yazıyor olmaz ve kim bilir belki Nasa’da falan çalışıyor olurduk), gölde bulunan beyaz kayalıklarda magnezyum olduğu ve bunların Mars’taki kayaların yapısıyla benzerlik gösterdiği söyleniyor.

Salda Gölü Gezisi

*Salda Gölü’nü Türkiye’deki diğer göllerden ayrıştıran bir başka detay da Türkiye’nin en derin tatlı su gölü olarak biliniyor olması, ölçülebilen derinliği 185 metre-imiş.

*Suda bulunan magnezyum ve kil sebebiyle Salda Gölü’nün suyunun cilde iyi geldiği de söyleniyor. Sivilceleri temizliyormuş da lekelere bilmemne yapıyormuş falan. Artık yanınızda damacanalarla mı gidersiniz bilemiyoruz.

*Salda Gölü’nü görmek için oralara kadar gitmenize tek sebep tabii ki suyun rengi ya da TİRKİYİNİN MİLDİVLİRİ muhabbeti değil. Kişisel fikrimizi soracak olursanız zaten buraya bir tek suyun rengini görmeye gitmenin buranın hakkını yemek olacağını düşünüyoruz. Zira Türkiye’de suyun renginden büyülenebileceğiniz ve yüzebileceğiniz onlarca yer var. Burayı farklı ve görmeye değer kılan, doğa + berrak turkuaz su + görmeye pek de alışık olmadığımız beyaz kum ve kayalıklar kombinasyonunun ortaya çok güzel manzaralar ve ortam sunuyor olması.

Salda Gölü Nerede

Salda Gölü Gezisi: Salda Gölü’ne Ne Zaman Gidilir?

Salda Gölü’ne ne zaman gideceğinize civarda ne gibi aktivitelerde bulunmak isteyeceğinize göre karar vermeniz mantıklı olabilir. Eğer özellikle yüzmek gibi bir niyetiniz varsa haliyle daha sıcak aylarda, yani yazın gitmeniz en doğru seçenek olur tabii. Ancak daha sakin bir ortamda yüzmek ve kafa dinleme odaklı gidiyorsanız bayram seyran gibi tatil günlerine denk getirmeden bir Salda Gölü gezisi yapmanız çok daha mantıklı olur, çünkü bu dönemlerde hem çok kalabalık, hem de “Kardeşler Çay Bahçesi ve Aile Piknik Alanı” tadında olabiliyormuş.

Eğer yüzmek çok da derdiniz değilse (bunun kararını vermeden aşağıda Salda Gölü’nde Yüzülür Mü bölümüne bi’ göz atmanızı öneririz) ve eğer sırf gölü görmek niyetiyle bir Salda Gölü Gezisi planlıyorsanız o zaman daha az kalabalık olan bahar aylarında gitmenizi önerebiliriz. Biz Salda Gölü Gezisi planını Mart sonunda yaptık ve şansımıza hem hava çok güzeldi hem de hiç kalabalık olmadığı için fotoğraf çekmeye ve ortamı keşfetmeye çok müsait bir ortam vardı. Bu dönem giderseniz ortamın biraz fazla sakin olacağını da belirtelim, zira gölün etrafında oturup bir şeyler yiyip içebileceğiniz mekanlar bile kapalı olabiliyor.

Salda Gölü Burdur

Salda Gölü aynı zamanda kamp yapmayı sevenler için de popüler bir noktaya dönüşmüş durumda, eğer Salda Gölü’nde kamp yapmak gibi bir niyetiniz varsa kamp koşullarına uygun olabilecek bir hava durumunda gitseniz daha iyi olur herhalde. Biz kamp yapmak için nasıl koşullar gerektiği ile ilgili pek de bilgi sahibi olmadığımızdan bu konuda hiç atıp tutmadan başka konulara geçelim, buraları internette bulduğumuz bilgilere boğmayalım.

Salda Gölü Ulaşım

Salda Gölü Gezisi: Salda Gölü Nerede & Salda Gölü’ne Nasıl Gidilir?

Salda Gölü Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı. Harita üzerindeki yeri tam olarak gözünüzün önüne gelmediyse, ki bunun için sizi kınayacak değiliz, bulunduğu noktayı civarındaki yerlere göre biraz daha detaylı tarif edelim. Salda Gölü Denizli’nin merkezine yaklaşık 100km, Burdur’un merkezine 75km, Isparta’nın merkezine 110km, Antalya’nın merkezine ise 150km uzaklıkta bulunuyor.

Türkiye’nin neresinden Salda Gölü’ne ulaşmayı düşünüyorsunuz bilemiyoruz ama, bizim gibi İstanbul’dan gideceksiniz İstanbul’dan Denizli Çardak Havalima’nına uçarak oradan Salda Gölü’ne ulaşmanız en mantıklı seçenek olur (havalimanı Salda Gölü’ne yaklaşık 50km). Hatta bu civarda daha kapsamlı bir gezi yapmak niyetindeyseniz (ki Instagram’da gördüyseniz biz Denizli-Salda-Kaş-Antalya şeklinde bir rota çizmiştik), bu geziyi Denizli Pamukkale gezisi ile de birleştirebilir, hatta Salda’dan Isparta’ya doğru devam ederek Isparta’da bulunan ve Lavanta Kokulu Köyü olarak bilinen Kuyucak Köy’ünü ve Eğirdir Gölü gibi noktaları da ziyaret edebilirsiniz.

Şayet yukarıda söz ettiğimiz gibi kapsamlı bir gezi yapmak niyetindeyseniz bu civarda araba kiralamanız hayatınızı çok kolaylaştıracaktır. Biz gezimize Denizli’den başladığımız için İstanbul’dan Denizli’ye uçarak havalimanından araba kiraladık ve arabayı rotamızın son durağı olan Antalya’da teslim ettik. Araba kiralama için birkaç farklı seçeneğiniz var ama nokta atışı bir öneri isterseniz biz Europcar’dan kiralamayı tercih ettik, ofisleri direkt havaalanında bulunmuyor ama sizi gelip araçla birlikte havaalanında karşılıyorlar, aklınızda bulunsun.

Araba kiralamak ile uğraşmak istemiyorsanız Salda Gölü’ne ulaşmak için Denizli, Burdur veya Antalya Otogarı’ndan Yeşilova’ya giden otobüslerden birine binebilirsiniz. Otobüs Salda Gölü’nün yanından geçmiyorsa bile Yeşilova’ya kadar gidip buradan Salda Gölü’ne kalkan minibüslerden birini kullanabilirsiniz.

Doğanbaba Plajı Salda Gölü

Salda Gölü Gezisi: Salda Gölü’nde Yüzülür Mü?

Salda Gölü’nün bu denli popüler bir noktaya dönüşmesinde ve daha önce 3423 kişi tarafından ısrarla “Türkiye’nin Maldivleri” şeklinde nitelendirilmesinde Salda Gölü’nün yüzülebilir bir göl olmasının da katkısı büyük. Aslına bakarsanız Salda Gölü’nde yüzülebilir deniliyor ancak Salda Gölü’ndeki kumun bildiğimiz kum olmaması ve killi bir yapıya sahip olup inceden bataklık tadında olması sebebiyle yüzmenin aslında tehlikeli olduğu da söyleniyor. Bu bataklığa benzer yapıda olan kum/zemin suyun içinde sizi aşağıya çekebildiği için tehlikeli oluyor ki, daha önce bu sebepten mi yoksa yüzme bilinmemesi sebebiyle mi tam olarak bilinmese de birkaç kez boğulma vakaları da yaşanmış. Bu sebeple yüzmeyi iyi bilenlerin bile gölde çok açılmaması gerektiğine (çünkü su bir anda derinleşebiliyormuş) ve yüzmenin güvenli olduğu söylenen bölgeler dışında göle girmemesi gerektiğine dair uyarılar da yapılıyor. Dolayısıyla gölde yüzüp yüzmemek tamamen sizin kararınıza kalmış, böyle bir niyetiniz varsa da en azından dikkatli olmanızda, ne olur ne olmaz tek başınıza girmemenizde ve kıyıya yakın kalmanızda fayda var. İlla girecekseniz önden boy versin diye sevmediğiniz bir arkadaşınızı yollayın, ona bi’ şey olmazsa siz girersiniz.

Şahsen bizim kişisel olarak gölde yüzmememize sebep olabilecek bir başka konu da gölde çok fazla su yılanı bulunuyor olduğu gerçeğini duymuş olmamız. Konunun uzmanı bir takipçimiz bizi yılanların zehirli olmadığına ve zararsız olduğuna dair aydınlatmış olsa da teoride su yılanları ile birlikte yüzmek zaten bize pek haz vermediği için bu dosyayı komple kapattık. DOĞA SEVERİZ, AMA YILANLARLA YÜZEMEYİZ, KİMSE KUSURA BAKMASIN.

Pideci Sami Salda Gölü

Salda Gölü Gezisi: Salda Gölü’nde Nerede Yüzülür?

Salda Gölü’nde yukarıda da söz ettiğimiz nedenlerden dolayı suya belirlenmiş alanlarda girmenizi öneriyorlar. Bunların arasında da en bilinenleri Yeşilova Halk Plajı, Doğanbaba Halk Plajı ve Orman Plajı. Doğanbaba Plajı aynı zamanda tahinli pidesiyle de nam salmış Pideci Sami’nin olduğu nokta. Biz gittiğimiz dönemde kapalı olması sebebiyle deneyemedik, dolayısıyla hakikaten övülecek bir yanı var mı, yoksa civarda bulunan tek tük tesislerden biri olduğu için mi herkes orayı öneriyor o kısmı için bir yorum getiremeyeceğiz.

Doğanbaba Halk Plajı ve Yeşilova Halk Plajı aynı zamanda bu civarda kamp yapabileceğiniz 2 alan olarak biliniyor. Dediğimiz gibi bizim kamp yapmak pek uzmanlık alanımız sayılmaz ama aldığımız bilgilere göre Yeşilova’da kiralayabileceğiniz bungalov ve çadırlar varmış, isterseniz kendi çadırlarınızı da kurabiliyormuşsunuz. Bir diğer seçenek de yukarıda söz ettiğimiz Doğanbaba Plajı, ancak anladığımız kadarıyla Yeşilova’daki kamp alanında yiyecek içecek alabileceğiniz ve günlük ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir tesis olduğu için burası daha çok tercih ediliyormuş.

3 Comments

  • Merhabalar Oİ :),
    gerçekten hakkını veren bir yazı olmuş. Ben geçen sene Denizlide yaşadığım sürede gitmiştim, gerçekten güzel bir nokta gezip görmek için.

    İlk olarak katılıyorum, sırf Salda yı görmeye gitmek pek mantıklı değil o kadar waaooow luk bir durumu yok. Eğer yanına Pamukkale-Denizli-Keloğlan Mağarası vb gibi ek noktalar eklenirse uzaktan gelmek hoş olur.

    İkinci olarak ben ilkbahar (sanırım mayıstı) gitmiştim açık bir büfe vardı ama biz (denizli tarafından geldik ve Burdur tarafına ilerledik) biraz daha ilerleyip göl kenarında bir balıkçıya gitmiştik (şimdi adını hatırlayamadım) orası güzeldi, hem uygun hem göl kenarında güzel bir ortam.

    Sonuç olarak yakınsan gelmeye değer, uzaksan tek başına cık 🙂 kaleminize sağlık 🙂

  • Çok güzel bir yazı olmuş. Geçen haftalarda Salda’da ilk kamp deneyimini yaşamış biri olarak şunları ekleyebilirim. Kamp yapmak isteyenler için tesisimsi bir yer var pek birşey sunduğu söylenemez ama konumu güzel sessiz sakin. Geceleri inanılmaz soğuk mutlaka hazırlıklı gidilmeli. Bizim kaldığımız yer Yeşilova Halk plajının hemen yanındaki kamp yeriydi. Suya da girdik yazınızı okuduktan sonra şunu söyleyebilirim şanslıymışız ki bataklık değildi ve su yılanı hiç yoktu su inanılmaz keyifliydi. Evet suyun rengi heryerde Maldivler gibi değil o renk suyun olduğu yer ise kalmaya, kampa uygun değil maalesef. Ve gerçekten adımınızla birlikte dize kadar batabiliyorsunuz ürkütücü😲

  • bence ben görmedim ama gitmek isterdim salda gölünü ama bu eşsiz güzellikte ki gölünü sırf devletten beklememek gerekir türk halkı olarak bizim de bilinçli hareket etmemiz lazım yoksa sonumuz afrika gibi olur sonra allahtan yağdır mevlam su diye yakarırız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir