Cote d’Azur’un En Güzeli: Nice Gezilecek Yerler ve Hayatta Kalma Rehberi

Nice, Cannes, Monte Carlo üçlüsü her daim aklımızın bir köşesinde duran, gitsek mi gitmesek mi ikilemi içinde kaldığımız bir trioydu. Sinemaya olan ilgimiz nedeniyle Cannes aklımızı çelmişti, ama Nice’in küçük ve sevimli görüntüsü de kafamızın bir yerindeydi. E Monte Carlo için o kadar ihtişamlı, o kadar şahane dediler ki onu da listemizden bir türlü çıkaramadık. Bu durumda başka çaremiz kalmadı ve biz bu üçünü birden aradan çıkarırız diyerek bu geziye giriştik. Kendilerine yaklaşık 1 hafta ayırdık (ki bizce çok bile geldi) ve bu 3 şehrin gezilmedik yerini bırakmadık. Doğruyu söylemek gerekirse özellikle Cannes ve Monte Carlo’da baya büyük hayal kırıklıkları yaşadık, ancak onların çemkirme kısmını o rehberlere bırakarak Nice Gezilecek Yerler Rehberi ‘mizi gururla sunarız efenim!

***Başlamadan gelen not: Nice Yeme İçme Rehberi’miz de mevcut, aşırı güzel şeyler keşfettiğimiz için oraya da göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca civarda dolanacaksanız Monte Carlo Rehberimize ve Cannes Rehberimize bakmak da isteyebilirsiniz. Sevmedik diye rehberini yazmayacak değiliz herhalde. Lütfen….

Nice FransaNice’e Ne Zaman Gidilir/ Ne Kadar Kalınır?

Nice’e doğru yola çıkarken kafamızda birçok soru işareti vardı. Evet tamam, fotoğraflardan bakınca çok güzel ve şirin görünüyor, ancak şöyle bir araştırınca biraz “sıkıcı” gibi bir havası da var. Üstelik buralara kadar gitmişken Cannes, Monte Carlo, Antibes, Eze gibi yerleri de görelim istiyoruz, e o zaman buraya baya bir vakit ayırmak da lazım! Yoksa oraya gideceğime Sicilya’yı mı keşfederim? Hey tamam dostum, sakin ol ve elindeki bilgisayarı yavaşça yere bırak, bu konuya şu an bir açıklık getiriyoruz. (Bırakma, burada bir şey anlatıyoruz) Eğer denize girmeyecekseniz ve amacınız şehir keşfetmekse aslında Nice için 2 tam gün yeterli olacaktır, geri kalan günlerinizi de aklınızda kalan diğer şehirlere ayırabilirsiniz. Ancak hem denize girer hem gezerim diyorsanız o zaman süreyi keyfinize göre biraz daha uzatabilirsiniz. Burası tam bir sayfiye yeri olduğu için gezecek görecek çok fazla yeriniz yok, şehri yaşamaya bakacaksınız, dolayısıyla gayet rahat takılabilirsiniz.

Gelelim ne zaman gitmeni mantıklı olacağı konusuna. Onu da şu şekilde kategorize edecek olursak;

Yaz: Biliyorsunuz, Nice Avrupa’nın en tanınmış tatil beldelerinden biri, dolayısıyla işten arkadaşınız Tuğçe’yi de, üniversitede hiç sevmediğiniz Ahmet’i de hatta abartıp Jay Z ve Beyonce’yi de görebilirsiniz. Yani? Yani Haziran-Temmuz arası Nice’in en kalabalık zamanları. Evet denize girecekseniz 26+ dereceler ile gayet uygun bir hava var ancak aynı zamanda eğer rezervasyon yaptırmazsanız her yerde beklemenizin gerekeceği ya da geri çevrilme ihtimalinizin olduğu dönemler. Fiyatların en yüksek olduğu dönemler olduğunu da hatırlatalım, ki Nice gibi pek de ucuz olmayan bir şehirde bu durum önemli kabul edilebilir.

Kış: Nice küçük bir şehir, üstelik gözlemlerimize (balkon başına 2 yaşlı Fransız amca) ve okuduklarımıza göre pek de genç bir nüfusu da yok. Dolayısıyla kış ayları Nice’e gitmek için çok daha iyi bir fikir olmayabilir, çünkü çok da kalabalık olmasın derken kovboy filmlerindeki gibi ortalıkta saman toplarının döndüğü, akşam 7’den sonra koskoca caddede 5 kişinin olduğu anlara denk gelip sinir krizinin eşiğinde gelebilirsiniz. Üstelik bu bir Almodovar filmi olmadığı için çok da eğlenceli olmaz. (Göndermeyi alanları buradan öpüyoruz) Kış aylarının iyi yanı, şehrin en uygun fiyatlı dönemine denk gelecek ve restoranlarda yer bulmak konusunda güçlük çekmeyecek olmanız. Fakat bizim fikrimizi soracak olursanız Nice güzel havaların şehri.

İlkbahar/Sonbahar: Eğer Nice’te bir elinizde cımbız bir elinizde ayna, kumsala uzanmaya gitmiyorsanız şehri keşfetmek için en iyi zamanlar kesinlikle ara dönemler. Çünkü hem hava Avrupa’nın geri kalanına göre bunalmayacağınız, ne çok sıcak ne çok soğuk hallerde hem de şehrin yavaş yavaş canlanmaya başladığı ya da canlılığını koruduğu aylar. Şehir genelinde fiyatlar da yaza kıyasla çok daha uygun durumda oluyor.

-Eğer Nice’e ne zaman gideceğinizi şehirdeki etkinliklere göre belirlemek isterseniz Şubat ayında şehri canlı tutmak adına her yıl büyük bir olaya dönüşen pek tatlı Nice Karnavalı  ve Pink Parade <3, Temmuz ayında denk gelmiş olduğumuz gayet eğlenceli geçen Nice Caz Festivali ve Mayıs ayında Fete de la Cuisine var. Şehir bu gibi dönemlerde ekstra keyifli oluyor, bizden söylemesi.

Nice SokaklarıNice’te Nerede Kalınır?

Nice’te konaklamak için çok fazla seçeneğiniz var, çünkü küçük bir şehir olduğu için şehrin göbeğinde konaklamaya çalışmasanız da her noktaya kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Yine de şöyle deniz kenarına yakın olayım, bir tarafım Vieux Nice yani restoran ve gezilecek yerlerin toplandığı eski şehir bölgesi olsun, bir tarafım Promenade des Anglais olsun celebrityler gibi takılayım diyorsanız biz tam olarak bu isteklerinizi karşılayabilecek bir otel bulduk: Albert 1er. Otelin lokasyonu gerçekten şahaneydi, sanırsak daha iyi bir nokta atışı yapamazdık bu konuda. Üstelik Promenade tarafındaki oteller kadar pahalı olmadığı için de ayrıca sevindirik olduk, tesis olarak çok büyük beklentilerle gitmeyip olaya daha bir gezgin tadında bakarsanız kesinlikle memnun kalırsınız.

Nice’te Ulaşım ve Nice’ten Başka Şehirlere Geçiş

Nice gayet düzayak bir şehir. Eğer bizim gibi şehirleri yürüyerek gezmek konusunda psikopatlık derecesine ulaştıysanız çok yüksek ihtimalle neredeyse hiç toplu taşıma aracı kullanmayacaksınız. Dolayısıyla ulaşım konusunda herhangi bir sıkıntınız olma ihtimali oldukça düşük. Tabi ki bizim de yer yer otobüs kullandığımız zamanlar oldu, ki şehirdeki en yaygın ulaşım aracı da bu zaten. Böyle bir durumda da size en yakın durağa gidip her durakta bulunan haritalardan gitmek istediğiniz yöne size ulaştıracak bir hattı kolaylıkla bulabilirsiniz. Olmadı Fransa’nın tüm sempatiklerinin toplandığı Nice insanına sorarsınız.

-Eğer ulaşım için günlük kart vb. bir şey almadıysanız tek kullanımlık bilet fiyatları 1-1,5 euro civarında ve otobüse bindiğinizde şoföre ödeme yapabiliyorsunuz.

-Aklınızda bulunsun, Nice Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşmak, gideceğiniz noktaya göre taksi ile yaklaşık 25-35 euro civarı tutuyor. Daha fazlasını almaya çalışan, taksimetrenin üstünü kapatan taksicilerle karşılaşabilme ihtimaliniz var, böyle bir durumda çemkirme hakkınız kullanarak durumdan haberdar olduğunu söyleyebilirsiniz.

Nice Cannes Monaco-Nice’ten Cannes’a Nasıl Gidilir? Cevap çok basit: Trenle. Üstelik 25 dakikada. Yapmanız gereken şu lokasyonda yer alan Gare de Nice Ville’ye ulaşmak ve 5,30 euro gibi bir fiyata biletinizi almak. İneceğiniz durağın adı Cannes, sorun yok.

-Nice’ten Monte Carlo’ya Nasıl Gidilir? Efenim mantık aynı, yine aynı istasyona gidiyorsunuz, bu sefer 3 Euro gibi bir fiyata Monte Carlo biletinizi alıyorsunuz. İneceğiniz durağın adı da Monte Carlo olduğu için yine kaybolma ihtimaliniz yok.

-Eğer daha fazla alternatif arayışındaysanız Nietzche’nin Böyle Buyurdu Zerdüşt’ün bir kısmını yazdığı Eze kasabasına ya da Picasso’nun hatta Abidin Dino’nun bir süre yaşadığı Antibes’e uğrayabilirsiniz. Antibes’te bir adet Picasso Müzesi de mevcut. İlgisini çekenler için Eze otobüsle/trenle Monaco’ya gidiş yolu üzerine, Antibes’in ise Cannes’a doğru giderken bir tren durağı mevcut, ikisine de kolaylıkla, 10-15 dakika gibi sürelerde ulaşabilirsiniz.

Buradaki tüm tren yolculuklarınız için geçerli bilgi, biletinizi aldıktan sonra görevliye trenin hangi perondan (Peronlar A-B-C şeklinde) tam olarak saat kaçta kalkacağını da sorarsanız oradaki tabelayı kovalamanız gerekmeden direkt treninize yönelirsiniz.

-Her ikisi için de çok sık tren kalkıyor, dolayısıyla bir saat belirleyip ona göre hareket etmek yerine gara ulaştığınızda ilk denk geldiğiniz trene binebilirsiniz.

-26 yaş altı “young adult” kategorisine dahil olduğu için indirim var, bu gruba dahilseniz ya da görüntüde dahil gibi duruyorsanız söylemeyi unutmayın.

Nice Gezilecek Yerler

Aslında yukarıda hafiften rengimizi belli ettik, Nice gezecek çok yerinizin olduğu “ay ben bu kadar yeri nasıl yetiştireceğim?” derken dolanmaktan ayaklarınızın 3 anneanne gücünde şişeceği bir şehir değil. Doyasıya keyfini çıkarabilir, şehrin tadına varabilir, dilediğinizce lokal mekan, küçük galeri ya da Fransız mimarisinin aşırı güzelliğinden yaşadığınız yeri sorgulayacağınız sokak keşfedebilirsiniz.

*Vieux Nice

Nice’te en çok zaman geçireceğiniz bölge olduğu konusunda gayet emin olduğumuz Vieux Nice, buraların eski şehir bölgesi. Türlü türlü restoran, kafe, mağaza, hediyelik eşyacı, bar ve atraksiyonu bu bölgede bulabilirsiniz. Zaten hiçbir şey bulamasanız binaların ve sokakların AŞIRI güzelliği nedeniyle burada aylak aylak dolaşarak bile oldukça keyifli vakit geçirebilmeniz mümkün. Burayı kafanızda “ay çok turistik ben lokal takılmak istiyorum” şeklinde yaftalamayın çünkü Nice zaten küçük bir şehir olduğu için burada turistik ve lokal yerler birbirine karışmış durumda, çoğu yeri lokal ya da turist mekanı olarak ayırabilmeniz pek olası değil. Üstelik siz de turistsiniz ve o kalabalığın bir parçasısınız, yemezler…

-Tavanlarına yandığımız Chepelle de la Misericorde ve Eski Müzik Enstrümanları Müzesi’ne (Türkçe çevirisi bir garip mi oldu sanki?) ev sahipliği yapan Palais Lascaris bu bölgede, kaçırmayınız.

promenade des anglais*Promenade des Anglais

Şimdi gözünüzü kapatın (kapatmadınız di mi?) ve Nice deyince aklınıza gelen ilk görüntüyü düşünün. Çok yüksek ihtimalle gözünüze deniz ve kenarındaki sahil şeridi geldi. Tamam, işte burası tam olarak orası oluyor. Günümüzde oteller, restoranlar, özel plajlar ve halk plajları ile dolup taşan bu sahil şeridinin yapılmasında İngilizlerin büyük payı olduğu için bu ismi almış. Gündüzleri denize girmek için gidebilir, özellikle yaz akşamları burada kalabalığın içine karışarak plajda bayılabilir ya da yürüyüşe çıkabilirsiniz. Vieux Nice, yani eski şehir bölgesini çevrelediği için ara sokaklardan birine daldığınızda da şehrin en güzel bölgesine bir anda karışıverirsiniz.

Hotel Negresco*Hotel Negresco

Hazır Promenade des Anglais’e değinmişken bölgenin hatta Nice’in en ünlü otel Hotel Negresco’yu es geçmek istemeyiz. Bunlar niye bana otel anlatıyorlar şimdi diye düşünebilirsiniz, lakin Negresco sizin bildiğiniz otellerden değil efenim, çünkü bizi gülümseten bir hikayesi ve türlü türlü özelliği var. Güzel hikayesini sona bırakarak ilk iki özelliğinden giriş yapalım: Oldukça pahalı bir otel olan Negresco Orson Welles’ten, Pablo Picasso’ya, Salvador Dali’den Michael Jackson’a kadar birçok ünlünün kalmayı tercih ettiği bir otel. Bunun yanı sıra özellikle lobi bölümü boydan boya inanılmaz sanat eserleriyle dolu küçük bir sanat galerisi tadında ve sırf bu sebeple bile yalnızda dışı değil, içi de görülmeyi hak ediyor.

Gelelim asıl hikayemize. Negresco’nun sahibi Madame Augier, vasiyetinde Negresco’nun tüm kazancının evsizler, sokak hayvanları ve hayvan hakları için kurulmuş bir derneğe bağışlanmasını istemiş. Zaten otelde birçok lüks otelin aksine evcil hayvanınızla konaklama şansınız da var, hatta insanları buna teşvik edebilmek adına odaların bazıları hayvanların da içinde konaklayabileceği şekilde düzenlenmiş. Şimdi Negresco’yu daha çok sevdiniz değil mi?

Place Massena Nice*Massena Meydanı

Her şehrin bir en ünlü meydanı varsa, Nice’in en popüler ve turistik olanı da kuşkusuz Place Massena. Jean Medecin Avenue dahil Nice’in birçok önemli caddesinin orta yerine yer alan, restoranlarla ve mağazalarla çevrelenmiş bu meydan hem turistik açıdan hem de lokaller tarafından gayet popüler bir geçiş noktası. Meydanın tam orta yerinde yer alan ihtişamlı heykel Yunan mitolojisinden bildiğimiz Apollon’a ait.

-Meydanda şöyle bir kafanızı kaldırırsanız tepenizde 7 adet oturan insan figürünün yer aldığını göreceksiniz. “Conversation a Nice” aslı bu eser Katalan sanatçı Jaume Plensa’ya ait ve 7 kıtadan 7 insanı sembolize ediyor. Eser meydana yerleştirildiğinden beri hem seveni hem de nefret edeni çok, biz seven taraftayız. Özellikle akşamları renkli bir biçimde ışıklandırıldığı zaman.

-Kış döneminde, özellikle Aralık ayı civarında Massena Square inanılmaz güzel bir hale bürünüyor. Christmas pazarı, dev bir dönme dolap ve kocaman, ışıklandırılmış bir yılbaşı ağacının kurulmasıyla ortalık adeta film setine dönüyor. Olur da kışın buralara yolunuz düşerse baya mutluluk saçan bir görüntü, kaçırmayın.

Nice Fransa.*Parc de la Colline du Chateu

“Castle Hill” yani “Kale Tepesi” şeklinde çevrilebilecek Colline du Chateu ve civarında bulunan parkı, özellikle Nice’in kalabalık döneminde denk geldiyseniz huzur garantili birkaç saat için birebir. Üstelik Kale Tepesi’nden meşhur Nice sahil şeridi manzarasını Old Town görüntüsü ile karışık izleyebilir ve harika fotoğraflar yakalayabilirsiniz. Buraya kadar her şey gayet güzel görünüyor olabilir, lakin şöyle ufak bir sorun yaşam ihtimaliniz var: Yorgunluktan adam öldüren merdivenler. Bu tepeye çıkmak için baya uzun bir merdiven tırmanmanız gerekiyor. Evet merdivenlerin hemen yanında asansör var, ancak çalışmadığı, bozulduğu zamanlar olabiliyor (ve tabi ki o da bize denk geliyor) ve durum Kavimler Göçü’ne dönebiliyor. Lakin değer mi, değer efenim, dinlene dinlene çıkarsınız.

-Üzgünüz, yukarı tırmandığınızda gözlem alanında da oturacak yer yok. Bunun için biraz daha yukarı çıkmanız gerekiyor.

-Yukarı çıkmak için en iyi zaman akşamüstü, hava kararmadan önceki saatler. Bu şekilde şehri hem gündüz hem de gece görebilirsiniz, her ikisi için de ayrı ayrı tırmanmanıza ve vakit ayırmanıza gerek kalmaz.

Nice Rus Katedrali*St. Nicholas Rus Ortodoks Katedrali

Fransa’da Rus katedralinin ne işi var dediğinizi duyar gibiyiz. Haklısınız, biz ve bizimle beraber Nice’e ayak basan kişi de bunu düşündü. Katedralin yapılma aşaması şöyle gerçekleşiyor: O dönemde İngiliz soyluların sık sık Fransız Rivierası’nı ziyaret etmeye başlamasının ardından Nice’e ulaşan tren yolunun da tamamlanmasıyla birlikte Rus soyluları da Nice gidiyor ve bu bölgeyi gözlerine kestiriyorlar. Ardından çeşitli anlaşmalar yapılıyor ve katedralin burada kurulmasına karar veriliyor. Katedralin bizim açımızdan en büyük özelliği, mimari açıdan Moskova’daki St Basil’s Katedralini andırıyor olmasıydı. Dönem itibariyle mi bilemiyoruz ancak içini görebilmeniz mümkün değil. Yine de dışarıdan da oldukça güzel görünüyor, vaktiniz varsa bizce kesinlikle göz atabilirsiniz.

-Burası şehir merkezinin biraz dışında kalıyor, dolayısıyla bulunduğunuz noktada toplu taşıma kullanmayı değerlendirebilirsiniz. Ancak eğer tren garı yakınlarındaysanız oradan yürüme mesafesi.

cours saleya nice*Cours Saleya Pazarı

Sanki bizde hiç yokmuşçasına sokak pazarı övmeyi seven blog yazarlarından olmadığımızı başından belirterek izninizle biraz Cours Saleya öveceğiz. Çünkü tartışmasız bir şekilde bu pazar şu güne dek gördüklerimiz arasında en sevimli olanlarından biriydi. Burası hem meyve sebze, hem küçük hediyelikler, hem tatlı tuzlu atıştırmalıklar hem de bölgeye özgü sabun ve tuzlar alabileceğiniz oldukça işlevsel bir pazar. Aslında çiçek pazarı olarak biliniyor ve zaten bol bol çiçekçi de mevcut, ancak muhtemelen diğer kısımlar daha çok ilginizi çekecek.

-Lokasyon olarak Old Town’un göbeğinde bulunuyor.

-Hafta içi 17:30’a kadar, hafta sonu 1:30’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

-Yukarıda tuz deyip geçmek istemedik, zira burada varlığından haberdar olmadığınız o kadar çok tuz çeşidi var ki, biz dayanamayıp birkaç tane aldık bile. Wasabili, domatesli, hardallı hatta güllü gibi birçok enteresan çeşit deneyebilir ve alabilirsiniz. Alırken tadına bakmayı unutmayın!

Nice Modern Art Museum*MAMAC

Nice’in bizi en çok heyecanlandıran yönlerinden biri Güney Fransa’nın modern sanat merkezi olarak nam salmış olmasıydı. Bu sebeple Museum of Modern and Contemporary Art’ı da baya büyük bir heyecan içinde ziyaret ettik. Giderken içimizde inceden bir “acaba ağaç dalını önümüze koyup alın size modern sanat!” derler mi acaba korkusu da vardı ama, kesinlikle heyecanlandığımıza değdi, oldukça başarılı bir müzeydi. Eğer ilginiz varsa içeride birkaç saatinizi geçirebilmeniz muhtemel.

-Tramvay ile gidecekseniz Garibaldı durağında, 4,7,9 ya da 10 numaraları otobüslerden biriyle gidecek olursanız Klein/Defly duraklarından birinde inerek kolayca ulaşabilirsiniz. Zaten binayı görünce burası olsa olsa modern sanat müzesi olur diyeceksiniz.

-Pazartesileri kapalı, diğer günler 10:00-18:00 arası açık.

-Adres: Place Yves Klein. Ücret: 6 Euro.

musee matisse*Musee Matisse

Nice ziyaretiniz boyunca ünlü iki sanatçıyı çok daha yakından tanıma şansınız olacak. Birisi Henri Mattisse diğeri ise Marc Chagall. Musee Matisse, Nice’ten çıkmış en önemli sanatçılardan biri olarak kabul ediliyor. Müzesi ise 1963 yılında şehrin Cimiez bölgesinin tepelerine kurulmuş ve Matisse hayattayken, kendisinin de desteği ile kurulduğu için çok daha işlevsel bir müze olmuş. Binasına da hayran kaldığımız müzenin içinde sanatçının resim, heykel, seramik gibi birçok farklı alanda çalışmasının yanı sıra müzeye bağışladığı ya da miras bıraktığı eserleri de mevcut.

-Adres: Avenue des Arenes de Cimiez. 15, 17, 20, 25 numaraları otobüslerden herhangi birisi ile “Les Arenes/Musee Matisse” durağında inmeniz gerekiyor. Toplu taşımasız ulaşmak çok güç, çünkü çok yokuş.

-10:00-18:00 arası açık. Giriş 6 Euro.

-Müze Roma dönemine ait kalıntıların hemen yanında yer alıyor, ilginizi çekiyorsa oraya da bir göz atabilirsiniz.

musee chagall*Musee Chagall

Geldik tanıştığımıza çok memnun olduğumuz, bize de beklediğimiz Marc Chagall’ın müzesine. Efenim doğruyu söyleyelim, biz kendisine yalnızca dini temalı eserler oluşturduğunu okumuş olmamızdan ötürü biraz ön yargılı yaklaştık, lakin pişmanız, özür dileriz. Eserleri, özellikle hikayeleri ile birlikte inceleyerek okuduğunuzda gerçekten çok etkileyici. (Ama Ayşe Arman’ın hacca gidip çok etkilenmesi gibi etkilenme değil tabi) Bizce uzak muzak demeden Chagall’ı yakından tanımaya kesinlikle vakit ayırmalısınız.

-36 Avenue Dr Menard üzerine yer alıyor. Bu da Cimiez tarafında olduğu için Musee Matisse ve Musee Chagall’ı aynı güne denk getirmeniz gayet mantıklı olur. Matisse yakınındaki duraktan buraya ulaştığınız istikamete doğru giderseniz kolayca ulaşabilirsiniz.

-26 yaş altı indirimi olduğunu hatırlatalım.

-Bu arada, biz çok acıkmıştık diye mi bilemiyoruz, ancak esrarengiz bir şekilde müzenin kafesinin patatesleri biraz fazla mı güzel sanki? Siz de bir deneyin.

Kısa Kısa..

-Tabii ki buralara kadar gelmişken Monte Carlo ve Cannes’a geçmek gayet mantıklı bir plan. Monte Carlo Rehberimize ve Cannes Rehberimize de göz atmak iyi bir fikir olabilir.

Parc Phoenix: Nice’in en popüler şehir parklarından bir diğeri. İçinde Asya Sanatları Müzesi, Avrupa’nın en büyük seralarından biri ve botanik bahçesi mevcut. Vaktiniz varsa uğrayabilirsiniz.

Espace Ferrero: Nice’in modern sanat konusunda başarılı olduğunu kanıtlar nitelikteki bir diğer galeri. Öğrencilere ücretsiz, Place Gautier üzerinde bulunuyor ve girişi 10 Euro.

-Place Rossetti: Şehirde dolanırken çok yüksek ihtimalle denk geleceğiniz, Old Town bölgesinin en kalabalık meydanlarından biri. Özellikle akşam saatlerinde çok yoğun, görsel açıdan çok güzel, küçük bir meydan. Nice Cathedral da burada yer alıyor.

-Musee des Beaux-Arts de Nice: Nice’in güzel sanatlar müzesi. İçeride birçok Fransız sanatçının eserlerini bulabilirsiniz. Avenue des Baumettes üzerine yer alıyor.

avenue jean medecinNice’te Alışveriş

Nice’te alışveriş için, ya da biraz daha spesifik bir hale getirecek olursa kıyafet alışverişi için 3 ana seçeneğiniz var; Avenue Jean Medecin, Rue Massena ve Rue Paradiso. Bunların %99’u hali hazırda Türkiye’de bulabileceğiniz ve oralardan almanızın çok bir olayının olmadığı ünlü marka ve tasarımcılardan oluşuyor. Olur da indirim dönemine denk gelirseniz belki biraz daha mantıklı olabilir. Nice’teki alışveriş caddelerini şöyle bir özet geçelim de aklınızda kalmasın;

Avenue Jean Medecin: Burası Nice’in en büyük alışveriş caddesi olduğu gibi turistik anlamda da en popüleri. Çok özel butikler ya da aşırı pahalı mağazalar değil ama, hazır giyim namına Türkiye’den bildiğiniz ne varsa bu cadde üzerine bulabilmeniz mümkün. Bu sebeple çok da büyük bir özelliği olduğunu söyleyemeyeceğiz, ancak yine de Türkiye’de bulunmayan 3-5 markaya ve yol üzerine mola verebileceğiniz kafelere denk gelebilirsiniz. Ünlü Galeries Lafayette de bu cadde üzerine bulunuyor ancak doğruya doğru, buradaki Paris’tekine kıyasla baya dandik.

Rue Massena: Bu cadde, Avenue Jean Medecin’in çok yakınında bulunuyor ve şehrin ana alışveriş caddelerinden bir diğeri. Yine çoğunlukla bildiğimiz markalardan, kafelerden ve fast food restoranlarından ibaret.

Rue Paradiso: Burası yukarıdaki diğer iki caddeye kıyasla daha pahalı tasarımcıların (Chanel, Armani vb.) ve markaların bulunduğu, biraz daha küçük bir sokak. Diğer iki caddeye son derece yakın olduğu için şöyle bir göz atabilirsiniz.

-Özellikle saat 7’den sonra ve Pazar günleri birçok mağazanın kapandığını hatırlatalım, sonra oralarda sinir krizi geçirmeyin. Medeniyet in the house!

Pierre Herme MakaronNice İpuçları

*Nice kesinlikle uygun fiyatlı bir şehir değil. Eğer bütçesi düşük bir tatil peşindeyseniz Nice, hatta komple Cote d’Azur civarını başka bir döneme itelemeniz sinir krizi geçirmemeniz ve homeless olmamanız açısından mantıklı bir karar olacaktır.

*Şehrin uygun fiyatlı olmamasının yanı sıra, Nice’e uygun fiyatlı uçak bileti bulabilmek de aslında oldukça güç. Zaten civardaki Cannes, St. Tropez, Monaco gibi yerlere gidecekseniz de öncelikle Nice’e uçmanız gerekeceği için her türlü buraya uçak bileti almanız gerekecek. Bu konuya çözüm getirebilmek için Picodi’yi yer yer kontrol ederseniz Nice’e daha uygun fiyatlı uçabilme şansınız olabilir. Yalnızca Nice için değil, yurt içi ve yurt dışı başka destinasyonlar için de uçak bileti vb. konularda indirim yakalayabilmeniz mümkün.

*Nice’te ve genel olarak bu çevrede “Fransızlar çok uyuzdur, İngilizce konuşursanız suratınıza tükürürler” falan gibi saçma genellemelerden uzaksınız, güneyli olmanı etkisi midir bilemiyoruz, ancak çoğunlukla herkes gayet sempatik ve bir probleminiz olduğunda mümkün olduğunca size yardımcı olmaya çalışıyorlar.

*Nice Gezi Rehberi hazırlayıp da plajlardan bahsetmemek olmaz. Eğer denize girmek isterseniz Promenade tarafında hem halk plajları hem de özel plajlar var. Özel plajlar için ücret ödemeniz gerekiyor, karşılığında şezlong, havlu gibi ihtiyaçlarınızı karşılıyorlar. Sahil şeridi kumdan değil küçük küçük insanı uyuz eden taşlardan oluştuğu için özel plaj mantıklı olabilir. Umurumda değil diyorsanız gelmiş geçmiş en çirkin modalardan biri olan deniz ayakkabılarına burada sıcak bakmanız gerekebilir, bizden söylemesi.

12 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir