Fotoğraf Makinesi Önerileri: Kullandıklarımız ve Sevdiklerimiz

Bu ara bize sık sık sorduğunuz soruları cevaplamak gibi bir görev edindik galiba. Hazır bir süre yerimizde durabilmişken bol bol içerik üretiyor, mümkün olduğunca yazmamızı istediğiniz konulara odaklanıyoruz. Bu sefer konumuz nedir? Sanki başlıkta görmemişsiniz gibi cevaplayalım: Kullandığımız fotoğraf makineleri. Bu konuyu özellikle Instagram ve Facebook üzerinden o kadar çok sordunuz ki biz de hepsini tek bir yazıda toparlayarak ve küçük çaplı özelliklerinden bahsederek bir faydamız olsun istedik.

Sonradan gelebilecek “neden bu kadar çeşitli makine kullanıyorsunuz?” sorusuna da şimdiden bir açıklık getirmek isteriz. Efenim bunun birkaç sebebi var. Bir kere 2 kişi olmamızın ve beraber yaşıyor olmamızın bir faydası olsun değil mi? Yani kıyafetleri, takıları, ayakkabıları paylaştığımız kadar diğer eşyaları da paylaşıyoruz da diyebiliriz. Ayrıca her makinenin bir başka özelliğinden faydalanıyor oluşumuz da söz konusu tabii, o kısmını aşağıda daha da detaylıca açıklayacağız. Bu arada aşağıda yazdığımız fotoğraf makinelerinin hepsini birden kullanmıyoruz tabii. Bazıları önceden kullandığımız ancak memnun olduklarımız, ihtiyacınıza göre içinden seçersiniz diye onları da fotoğraf makinesi önerileri listemize eklemeden geçmek istemedik.

Fujifilm

Canon EOS 500D

Elimizde en uzun süredir bulunan, özellikle bayağı iyi videolar çekebiliyor olması nedeniyle sevdiğimiz makinemiz. Fotoğraf konusunda profesyonel olanlardan duyduğumuz kadarıyla amatörü eğlendiren, giriş seviyesi kabul edilen bir makine-imiş efenim. Teknik kısımları ile ilgili yorum yapmak bize düşmez, çünkü fotoğraf konusunda herhangi bir profesyonelliğimiz yok, ancak bizi çok uzun süre pek güzel idare etti ve gayet de memnunduk.

Bizim açımızdan ilk dezavantajlı yönü çok büyük ve ağır olması. Zira seyahat ederken ya da günlük yaşantımızda bu denli büyük bir makineyi taşımak pek de kolay olmuyor, o sebeple kendisini video çekimlerimiz için elimizde tutarak daha pratik bir şeylere geçiş yaptık. Bir de tabii çektiğimiz fotoğrafları anlık olarak telefona aktaramama meselesi sorun yaratıyordu, zira “bloggerımsı bir şey” olduğumuz için fotoğrafları anlık olarak sosyal medyada paylaşma ihtiyacımız oluyor ve bu makine bu özelliğe sahip değil.

Bu arada neden 500D diye soracak olursanız, dediğimiz gibi biz bu makineyi alalı yıllar oldu. Hatta çıkış tarihi 2009’a kadar dayanıyor. (2009’un üzerinden 7 yıl geçtiğini hatırlayıp biraz sinirlerinizi bozmaya ne dersiniz?) Bu model üzerine Canon EOS serisinde birçok model çıktı, 6D, 7D, 8D, allah ne verdiyse. Yani özellikle bu tip bir makineye tutulduysanız özelliklerini ve fiyatlarını karşılaştırarak daha güncel makineleri de değerlendirebilirsiniz.

İzlanda
Fujifilm X-T10

Canon’u kullandığımız dönem boyunca yaşadığımız “öff makineyi almasam olmaz mı ya” düşüncesini kafamızdan silip atmayı başaran tam bir canısı ile karşınızdayız: Fujifilm X-T10. Canon’dan daha küçük, daha hafif, çantada taşınabilir bir boyutta ve wifi özelliği sayesinde fotoğraflarınızı anlık olarak telefonunuza aktarabilme şansı tanıyor. Ayrıca gece fotoğrafı konusunda bir facia olan bizler için bayağı kurtarıcı oldu, sanıyoruz İzlanda’daki kuzey ışıklarını fotoğraflama çabamız esnasında bu makine elimizde olsaydı çok daha güzel şeyler başarabilirdik. Bizim gibi fotoğraf konusunda pek de profesyonel sayılmayacak kişiler için otomatik modu da pek kullanışlı. Şiddetle tavsiye ediyoruz.

Samsung NX Mini
Samsung NX Mini

Profesyonellik seviyesi daha düşük ama performansı çok çok başarılı bir makine arıyorsanız senelerce kullandığımız Samsung NX Mini’yi her daim önerebiliriz. Bu, yukarıda söz ettiğimiz iki makineden de çok daha küçük, hafif ve her daim yanınızda taşıyabileceğiniz bir alet. Arkasındaki ekran çevrilebilir bir yapıda olduğu için pek hoşunuza gidebilecek bir selfie çekme modu da mevcut. Ayrıca fotoğraflayacağınız ortama göre pek çok farklı modu ve çok pratik, basit bir menüsü var. Eğer çok ekstrem çılgın fotoğraflar çekme peşinde değilseniz sizin makineniz Samsung NX Mini olabilir diye düşünüyoruz. Bu arada makinenin birçok farklı renk seçeneği de mevcut, şekilci sinsilere duyurulur. (biz de öyleyiz ne olmuş ulan?)

Biz daha pratik olması sebebiyle NX Mini kullanmayı tercih ettik ama eğer Samsung’un bir tık daha profosyonel bir makinesini istiyorsanız Samsung NX300 de bir seçenek olabilir. NX Mini ile kıyaslandığında bu makinede daha büyük bir sensör, daha yüksek çözünürlük, daha iyi video kalitesi gibi özellikler var. Genellikle daha iyi özellikler= makinenin daha ağır olması demek olduğu için buna göre bir tercih yapabilirsiniz.

Instax Mini
Fujifilm Instax Mini

Hadi itiraf edin, Amerikan filmleri yüzünden bu Polaroid makinelere özeniyordunuz di mi? Evet biz de özendik. Evet biz de “shake it like a polaroid picture” esprisi yapmak istedik. Var mı itirazı olan? İşte Instax Mini’yi de öyle bir zamanımızda aldık. Gayet basit, gayet pratik, gayet ne olduğu aşikar. Çok büyük bir performans beklemenize gerek yok ama, aradığınızı bulabileceğinizin garantisini veririz. Kullanımı son derece kolay, zaten birkaç modu ve basabileceğiniz tek bir tuş var, dolayısıyla kafanızın karışma ihtimali sıfır. (karışırsa suçu kendinizde arayın, üzgünüz….) Belki siz de bizim gibi bu makineyle çektiğiniz fotoğraflardan ayrı bir dev çerçeve oluşturarak DIY kralı olabilir, Tumblr terk tavırlar sergileyebilirsiniz.

GoPro Hero Sualtı

GoPro Hero 4

Sanıyoruz artık GoPro’nun işlevini ve diğer makinelerden farkını bilmeyen kalmamıştır, biz de bu sebepten mütevellit kendisini bayıla bayıla kullanmaktayız. Özellikle sualtı çekimlerimizde ve efsane manzaralar yakalayabileceğimiz anlarda tartışmasız favori makinemiz GoPro. Ayrıca arada bir de olsa ekstrem sporların bir parçası olduğumuz zamanlarda da mutlaka yanımıza alıyoruz. Şayet alacak olursanız suya sokabilmenizi sağlayan aparatını ve yedek şarjını almanızı öneririz. Şarjı biraz hızlı tükeniyor, ancak yedek şarjla sorun olmuyor.

Aynasız Fotoğraf Makinesi Mi Dslr Mi?

İnternetin, cep telefonlarının evrimini yaşamış, en büyük hobilerinden biri “90’larda büyüdüğünüzün x kanıtı” gibi listere bakmak olan bir nesil olarak fotoğraf makinesi konusunda da acayip değişimler gördük. Bir zamanlar dijital makine alırken odaklandığımız noktalar yalnızca makinenin kaç megapiksel veya hangi renk olduğu gibi basit özelliklerken, şimdi makine almadan bir sürü detay değerlendirmemiz gerekiyor; Yok objektif değişiyor mu, video, flaş, zoom kalitesi, sensör büyüklüğü ne alemde, wifi özelliği var mı gibi onlarca soru..

Son zamanlarda fotoğraf makinesi konusunda en popüler hale gelmiş sorulardan biri de Dslr makine mi aynasız makine mi daha iyi? Daha önce fotoğraf makinesi alma girişiminde bulunmadıysanız neyden bahsettiğimize dair hiçbir fikriniz olmayabilir, bizim de son dönemlere kadar yoktu açıkçası. Yazının üst kısmından da anlayabileceğiniz üzere hala da teknik detaylarına pek hakim sayılmayız. Ama özellikle Fujifilm makinemize geçiş yapma sürecimizde gündeme gelen bir soru olduğu için durumu size bildiğimiz kadarıyla özet geçelim istedik. Kısa ve net bir özet olacağını da uyaralım, konu ile ilgili büyük bir ikilem yaşıyorsanız uzman birine danışmanızda fayda var. Dediğimiz gibi, bizim fotoğraf konusunda herhangi bir profosyonelliğimiz olmadığı için yalnızca araştırma ve deneyim üzerine yazmış bulunuyoruz. Aranızda “siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz arkadaş bu işler böyle değil” diyenler varsa buyursun gelsin, diğerlerine de faydalı olmak adına yorumunu yapsın. GEL HELE GEL GEL.

Öncelikle bu iki makine görüntüsünü kafanızda canlandırmanız adına şunu söyleyebiliriz; yukarıda bahsettiğimiz Canon EOS 500d bir Dslr, Fujifilm de bir aynasız makine.

fotoğraf makinesi önerileri
Bu sorunun son dönemlere kadar gündemde olmamasının bir sebebi var. Eskiden profesyonel/iyi fotoğraf çekmek isteyenler çoğunlukta Dslr makine tercih ediyordu. Çünkü o dönemde (hangi dönem oluyor bu biz de tam emin değiliz bu arada) Dslr makineler aynasızlara kıyasla çok daha fazla özelliğe sahiplerdi; lens yani objektif değiştirilebiliyordu, daha fazla objektif ve eklenti seçeneği, daha büyük sensörü ve dolayısıyla daha iyi fotoğraf kalitesi ve HD video kalitesi gibi özellikler sunuyordu. Şimdiki aynasız makineler yeni teknolojilerle geliştirildiği ve Dslr makinelerinin kalitesine yetiştiği için az önce bahsettiğimiz özelliklerin neredeyse hepsini sunabiliyor. Hatta bazı noktalarda daha avantajlı bile olabildiği için hepimizi büyük bir ikileme sürüklemiş durumda. Allah başka dert vermesin..

DSLR makinelerde yani “Digital singe-lens reflex camera” (he tamam bee şimdi anladım, niye baştan söylemiyorsun) ayna mekanizması olduğu için gövdeleri aynasız makinelere kıyasla daha büyük ve daha ağır. Eğer makinenin ağırlığı sizin için tek kıstassa bu yazının gerisini okumanıza bile gerek olmayabilir. Dslr makinelerin en büyük avantajlarından biri daha fazla objektif seçeneği olması. Zaten bu sebeple profesyonel çekim yapmak isteyenlerin çoğunluğu hala Dslr tercih ediyor. Daha uzun pil ömrü, daha çok manuel ayar seçeneği olması da bu makinenin başka avantajlarından.

Gördüğünüz gibi Dslr makine için çok da fazla söyleyecek sözümüz yok. Dslr OUT, aynasız IN. Şaka şaka biz ikisini de seviyoruz. Aslında aynasız makineler fotoğraf çekmeyi seven ya da bizim gibi yarı prefosyonel, bloggerımsı kişiler ya da Instagram profiline “photographer” yazan binlerce kişi için gayet yeterli. Daha küçük, daha hafif ve taşıması çok daha pratik olması en büyük avantajlarından. Şimdilik daha az objektif seçeneği olabilir ama, yine de objektif seçenekleri gün geçtikçe artıyor. Ayrıca daha küçük olması sizi yanıltmasın, fotoğraf makinesi seçme işi “Size matters” demeniz gereken konulardan biri değil. Günümüz itibarıyla en yüksek megapikselli makineleri genellikle Dslr makineler olsa da, bazı aynasız makinelerdeki sensörler de Dslr makinelerde bulunanlarla aynı büyüklükte. Yani benzer kalitede fotoğraf yakalayabiliyorsunuz. Çoğu aynasız makine video konusunda da Dslr ile kapışabilecek kıvamda, hatta bazılarında 4k teknoloji olmaya başladığı için daha ilerde bile denilebilir. (4k ne olduğunu tam anlayamasak da iyi bir şeye benziyor, son teknoloji diye hemen sevmeye programlandık). Ayrıca seri fotoğraf çekme konusunda da daha başarılı.

Aynasız makinelerde dikkat etmek isteyebileceğiniz özelliklerinden biri viewfinder, yani vizörün olup olmaması. Daha ucuz modellerde vizör olmadığından fotoğraf çekerken lcd ekranı kullanmanız gerekiyor, bu da ortamdaki ışığın ekrana yansıması durumunda sizi yanıltabilir.

13 Comments

  • Merhaba, blogunuzu takip etmeye baslayali cok olmadi, eskiye doğru yazilarinizi okumakla mesgulum. Belki gozumden kacan, belki de henuz denk gelmedigim bir sey sormak istiyorum, yazilari birlikte mi yaziyorsunuz yoksa her yazi birinizin elinden mi cikiyor? Üslubunuzu ve espri anlayisinizi cok sevdim. Çok surukleyici kiliyor metinleri. Basarilarinizin ve seyahatlerinizin devamini dilerim.

    • Selam, çok sevindik beğenmenize! 🙂 Aslında çoğunlukla yazıları ayrı ayrı yazıyoruz. (bazen çok eğlenceli olabileceğini düşündüklerimizi oturup birlikte yazdığımız da oluyor:)) Ama sonrasında mutlaka birbirimizin kontrolünden geçiriyoruz, aklımıza gelen, ekleyebileceğimiz detay ve ipuçlarını yazıların içine ekliyor ve o şekilde yayınlıyoruz.

      Sevgiler!

  • Merhaba,

    Yakın zamanda İzlanda’ya gitmek istiyorum, kutup ışıkları için ne önerirsiniz? Bu arada bloğunuzu keyifle takip ediyorum, iyi seyahatler 🙂

    • selam! biz kuzey ışıklarını canon ve samsung ile çektik. ama tripod da şart, aman unutmayın! 🙂 izlanda yazılarımızdan birinin içinde konuyla ilgili bildiklerimizi yazmıştık bu arada, ona da göz atabilirsiniz. sevgiler!

  • Benim de 500D makinam vardı bir zamanlar. Hırsız aldı götürdü. Sonra 60D aldım. Mütüş bir makina kendisi.
    Bir de 50MM lens alın bence. 500D’nin kit lensini pek beğenmiyorum ben. 50MM hem ucuz, hem de çok güzel fotolar çekilebiliyor kendisiyle.

  • Merhaba, İdil Hanım’in kullandığı siyah canon olması lazım resimlerden anlaşıldığı kadarıyla memnun musunuz?

    • valla memnunuz, yazıda da bayağı bir anlattık aslında, daha diyecek bir şeyimiz kalmadı hakkında hahah 🙂

  • Makina konusunda aklım tamamen durdu fiyatlar uçtu ne yapmamız gerekiyor bilemiyorum.
    Yok yani almaktan vazgeçecem bi makina 7 8 milyar olur mu ya

  • Blorunuzu yeni gördüm. Şahsen çok yararlanacağımı düşünüyorum. Hele bir şöyle eski yazılanları okumaya başlayayım, yorumu sonra paylaşırım.
    Teşekkürler.

  • Merhabalar,

    Ben rüzgar santrallerinde çalışmaktayım, rüzgar türbini kanat gözlemi yapmak için bir fotoğraf makinesi almayı planlamaktayız. Daha önce Field Scope ve vizör kullanıyorduk bu gözlemler için fakat Nikon ile son görüşmemizde Nikon Coolpix P900’ü önerdiler. Kanat gözlemi yapacağım maksimum mesafe 160 metre civarında ve net olarak görmem gerekli bu noktayı taranacak alanı eşkanar üçgen gibi düşünürsek 56 metre kenarlar taban 10 metre şeklinde ve bu yüzey üzerinde bulunan 5-10 cm lik hasarları görebilmeliyim. Sizce bu makine bunun için uygunmudur zoom ve fotoğraf kalitesi işimi görür mü ?

    Teşekkürler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir