Botsvana: Jakuzinizde Uzanırken Aslanları İzleyebileceğiniz Ülke

5540963735_aa4f3ed43e_bGeçen ay Amsterdam’a dönmeden önce evimize kalmaya gelen Edvar Ter Haar ile çok sevdiğimiz Yakup’ta, keyfimiz yerinde, karşılıklı rakı içiyorduk. Garsonlarla Türkçe konuşma çabasını “Türk kızlarının Türkçe konuşmaya çalışan turiste verdiği tepki”den aşina olacağınız hayranlık eşiğinde izlemeye devam ederken, birden kafamızın üzerinde bir ampul belirdi; Bizim Edvar ile Amterdam üzerine değil, Botswana üzerine bir röportaj yapmamız lazım!

Edvar, Benetton kataloğu gibi bir çocuk. İngiltere doğumlu, babası Hollandalı, annesi Türk, Belçika ve Çek Cumhuriyeti’nde büyümüş ancak şu an Hollanda’da yaşıyor ve Botswana’da iş yapıyor. Biz daha bunları bile hazmedememişken, bir de bize 2 tane Botswanalı abisi olduğunu söyleyince, koyduk kafamıza, hemen soruları hazırlamaya koyulduk. Botswana hakkında o kadar çok şey öğrendik ve o kadar ilgimizi çekti ki, aklımızın ucundan geçmeyen bir yer, bir anda gitmeyi planladığımız destinasyonlardan birine dönüştü. Botswana kültürü, safari, yaşam koşulları ve gezilecek yerlere kadar bir sürü konu, Edvar’ın samimi anlatımı ile karşınızda. Özellikle safari ile ilgili anılarını okurken büyüleneceksiniz, bizden söylemesi.

376707_10151001734973562_1122772812_n

Before going back to Amsterdam last month, Edvar Ter Haar stopped by Istanbul to spend a few days at our house. While we were toasting our rakıs, (if you don’t know what rakı is pack your bags now) having a good time at one of our favorite spots Yakup (a traditional tavern like seafood restaurant in Taksim) we suddenly had a light bulb appear above our heads; we have to interview Edvar about Botswana!

Edvar, all by himself could make this season’s Benetton catalog. Born in England, has a Dutch father, a Turkish mother, grew up in Belgium and Czech Republic and now lives in Holland and does business in Botswana. Before we even got to sink in all this information, he told us he as 2 brothers from Botswana. And then we really set our mind to doing the interview, and came up with the questions as fast as we could. We found out so many interesting things about the country, that it quickly became a must see destination for us. Here you have it, a genuine interview that will let you explore the Botswana culture, Safari, living conditions, and much more. Enjoy!

Botswana’ya ne sebeple gidiyorsun? Daha doğrusu, Google’a yazmaya üşenecekler için ilk önce şunu sormamız daha doğru olur, Botswana nerede?

Botswanalı 2 abim var ve uzun süre İngiltere’de yaşadıktan sonra memlekete taşınmaya karar verdikleri için, 1999’dan beri Botswana’yı sık sık ziyaret ediyorum. Orada olmaktan o kadar keyif alıyorum ki, Belçika’da liseyi bitirdikten sonra okula 1 sene ara verdim ve 6 ay orada kaldım. Bu sürede bir sivil toplum kuruluşunun çitaları korumak adına başlattığı projeye yardım için ülke çapında bulunan safari localarında 2 ay kamp yaptım. Aslında babamın ayak izinden gidiyorum diyebilirim. O gençken, (1970-1980 yıllarında), henüz Botswana’nın tamamında 3 km yol varken orada 10 sene yaşamış. Ben de yıllarca Afrika ile ilgili hikayeler dinleyerek büyüdüm ve ilk fırsatta oraya gitmeye karar verdim.

Botswana, Güney Afrika kıtasında, Güney Afrika, Namibia, Zambia ve Zimbabwe ülkeleri arasında bulunuyor. (baştan söyleseydiniz ya). Kara ile çevrili bir ülke, denize hiç kıyısı yani hiç plajı yok! (lanet olsun- dublaj efekti). Ülke Fransa büyüklüğünde ama 2 milyon nüfusu var. Hayal edebileceğiniz gibi, boş ve ıssız çok alan var. Bu arazilerin çoğu ‘Doğa rezervi’ olarak çok sıkı bir koruma altında. Bunun da Botswana’daki yabani hayatın gelişmesinde çok büyük bir katkısı oluyor. Karanın 80%’i Kalahari Çölü kapsamında. Yine de nereye giderseniz gidin biriyle karşılaşabiliyorsunuz. Mesela geçen senelerde yaptığımız bi’ motosiklet turunda en yakın kasaba yüzlerce km uzaklıkta olmasına rağmen çalılıklar arasında kendi kendine yürüyen biriyle karşılaşmıktık. Hem de halinden gayet memnundu, bize bi’ gülücük atıp el sallamıştı ve yoluna devam etmişti. (gayet normal)

map-of-botswana

What is your general purpose of visit to Botswana? Or we should start by asking, for people who might know anything about Botswana and don’t want to take the time to Google it, where is Botswana?

I have been visiting Botswana since 1999, partly because my two (half) brothers are from there and both of them have chosen to relocate to the country from the United Kingdom. After my trip for the millennium, I enjoyed the experience so much that I decided to spend 6 months in Botswana during my gap year. In those six months I worked for a human rights NGO, lived in a safari lodge for 2 months helping with Leopard conservation and travelled the country extensively. In many ways I was following in my father’s footsteps. He lived in Botswana for 10 years as a young man from the 1970-1980 – when there was only 3 km’s of road in the entire country. I grew up hearing stories about Africa, and went there as soon as I could…

Botswana is located in Southern Africa roughly between South Africa, Namibia, Zambia and Zimbabwe. As such, it is a landlocked country – which means it has no access to the sea and therefore no beaches (damn!). The country is about the size of France but only has a population of 2m people. As you can imagine, it has a lot of uninhabited land. Thankfully, much of the land has been given ‘Nature Reserve’ status, allowing Botswana wildlife to flourish. Much of the land, about 80%, is covered by the Kalahari Desert. However, you pretty much come across someone wherever you go. On a motorbike trip we were literally hundreds of kms from the nearest town and someone was just happily walking through the Bush with a big smile and friendly wave.

Botswana’yı biraz bize tanıtır mısın?

Bana göre Botswana’yı tanımlayan en önemli şeyerinden biri, ülkenin vizyonunun geniş, siyasi açıdan istikrarlı olması ve zengin doğal kaynaklarına çok önem verip, başarılı bir şekilde yönetilmesi. Ama tabi turistik açıdan yaklaşıldığında, Botswana olağanüstü doğası ve yabani hayatı ile meşhur. Üstüne dünyanın en büyük elmas kaynaklarından birine sahip olması da cabası. Ülke doğru kararlar ve liderlikle bütün bu varlıklarını korumayı ve kendini geliştirmeyi başarmış. Bence bu yüzden bütün bunlar Botswana’yı çok önemli kılıyor ve Afrika’da örnek ülkelerden biri olmasını sağlıyor. Ki maalesef Afrika’da kötü örnek çok, hikayeleri hepimiz duyuyoruz.

What are the main things that define Botswana?

To me what defines Botswana is the successful way in which it has managed its rich natural resources thanks to its political stability and vision. Botswana is famous for its beautifully preserved wildlife and nature, in addition to its huge diamond reserves. Wise leadership has protected both of these valuable assets. Given some of the bad examples in Africa, to me this is what defines Botswana and makes it inspiring in Africa.

Peki bizi oraya çekecek, gitme isteği uyandıracak ne gibi özellikleri var Botswana’nın?

Botswana’yı kocaman bir doğa parkı olduğunu düşünün. Bu kadar büyük bir ülkede sadece 2 milyon populasyon olunca, hayvanlara da çok büyük bir yaşam alanı kalıyor. Burası diğer Afrika ülkeleri aksine hiç agresif, yoğun, ve gürültülü bir yer değil. İnsanlar nazik, yardımsever ve uysal. Buranın en yoğun ve iş merkezi olan Gaborone bölgesinde bile insanlar birbiriyle muhabbet etmeye, şakalaşmaya vakit ayırıyor, hayatlarını yavaş bir tempoda ve mutlu yaşamayı tercih ediyor. Ben Batswana ( botswanalılara bu deniliyor) insanları kadar kibar ve arkadaşca bir toplulukla daha önce karşılaşmadım ve bu yüzden sürekli geri geliyorum. Ama buradaki en ilgi çekici şey tabiki Safariler..

What are the things that would attract us to this country and make us want to visit?

Botswana is a very special country in the African continent. The country as a whole is like a giant nature reserve. With only 2m people in such a large country, many areas are left completely to the indigenous animal population. The point is that when you visit Botswana, you experience a country that is not aggressive, busy and noisy as some highly populated countries in Africa. Rather, the people are kind, gentle and peaceful. Even in the heart of the Central Business District of Gaborone, people take time to speak to each other and tell each other jokes. The pace of life is slower and people appear to be happier. I have never met such kind and gentle people as the Batswana (pural of people in Botswana) and that is one of the reasons I keep going back. But truly the biggest attraction is going on Safari…

botsAcı ama gerçek Afrika deyince çoğumuzun aklına Safari’den başka bir şey gelmiyor. Dolayısıyla bu konu ile ilgili merakımız büyük. Bize safariler hakkında biraz bilgi ve ipucu verebilir misin? Burada safari turuna çıkmak güvenli mi?

Afrika’nın doğasını gerçekten anlamak için yapmanız gereken, kamp yapmak dışında, Safari’ye çıkmak. Şahsen beni en heyecanlandıran tarafı, tura çıkmadan önceki o macera hissi. Neyle karşılaşacağını, ne göreceğini tahmin edemiyor insan. Bir de her seferinde farklı şeylerle karşılaşabilyorsunuz.

bla

Bu kadar vahşi hayvanın arasında, doğanın ortasında nerede kalacağınızı merak ediyor olmalısınız. Bu Safarilerde neyle karşılaşacağınızın hiç bir garantisi yok ama en azından çevre tamamiyle vahşi olmasına rağmen konforlu ve lüks bir konaklamanız olacağı garanti. Safari boyunca size özel küçük bungalov tipi evlerde kalıyorsunuz. Bazılarında size özel jakuzi ve havuz bile oluyor. Bu evlerin inanılmaz bir mimarisi var; rüstik mobilyalar, otantik dekorasyanlar, samandan çatılar.. Burada rahat rahat uyuyup, kafanızı dinleyip, duşunuzu alabilirsiniz. En son Safariye çıktığımda havuz ya da jakuzi yoktu ama inanılmaz bir açık hava duşu vardı. Dışarda duşumu alırken bir anda bana doğru gelen bir aslanı görünce ne yapıcağımı şaşırmıştım. Bu evlerde minibar, bir de uzaktan vahşi hayvanları gözlemleyebileceğiniz teraslar oluyor.

Safari tur organizasyonlarında detaylara gerçekten çok önem veriliyor. Vahşi ortama ve doğaya çok çabuk alışıyor insan. Sabah 5’de kalkıyorsunuz, kendinize gelmek için bi’ kahve ya da çay içip, ufak bir şey atıştırıyosunuz ve hemen 4×4 arabalara atıyorsunuz kendinizi. Dışarısı kapkaranlık oluyor ama safari rehberiniz gününe başlayan vahşi hayvanları ayırt etmenize yardımcı oluyor. Sonrasında muhteşem bir Afrika gündoğumuna şahit oluyorsunuz. Konaklama alanınıza geri döndüğünüz de sizi bir sürü farklı yemek çeşidinin bulunduğu bir kahvaltı bekliyor. Kahvaltınızı yaparken hayvanları ve doğayı izleyebiliyorsunuz. Kahvaltı bittikten sonra herkes odalarına dönüp birkaç saat kestiriyor, biraz havuza giriyor, öğle yemeği yiyor ve tekrar arabalara binip tura çıkıyor. En güzel dakikalardan biri de arabanızı kullanan tur rehberinizin aniden durup, çalılıkların, doğanın ortasında size günbatımına karşı bi’ gin tonik servis yapması.

5713946478_d677a5bde8_o

Akşam yemekleri de ayrı bir keyif. Bazen hava soğuk olduğunda ateş yakılıyor ve Safari’deki herkes bir araya toplanıyor. Tur rehberinize daha önce yaşadığı hikayeleri sormayı unutmayın, inanılmaz hikayeler duyacaksınız. Safari macera ruhlu değilseniz size göre gelmeyebilir ama herkesin mutlaka hayatında en az bir kere yaşaması gereken bir şey.

We all love giraffes, elephants, especially lions and all sorts of wild animals. Can you tell us about the safaris in Botswana? Is it safe to take a safari and how would you describe the experience?

Personally what makes Botswana, in my opinion, truly special and stand out from the crowd is its wildlife. One of the best ways to enjoy African nature, apart from camping in the wild, is by going on safari. What excites me the most about Safari is the sense of adventure leading up to the trip. There is always a great sense of the unknown – you never quite know what you will see or experience and each trip is different as you set out on your African adventure.

One thing you are guaranteed is a luxury stay in the middle of an otherwise completely wild environment. When on safari in Botswana the equivalent of a hotel room is a cottage. In other words, you have your own haven, a private cottage in which to relax, observe nature, sleep, wash and have a drink. The cottages are always beautifully designed, with thatch roofs, rustic wooden furniture and authentic interiors. They can be extremely luxurious, sometimes with private Jacuzzis and swimming pools. Last time I went there was no swimming pool or Jacuzzi, but I did have an amazing outdoor shower – though I jumped inside when I saw a lion approaching in the distance (see what I mean by adventure!). Each cottage has a terrace and a mini bar so you can enjoy a sundowner overlooking the wild animals from a safe distance.

fil

When on safari you are really well looked after. Your whole stay will be extremely organized – you adapt to the rhythm of nature and the wild animals. At 05.00 am you will wake up, have morning coffee or tea, a small snack, and then jump onto your 4×4 where your game ranger will start your morning game drive. It’s pitch dark but your game ranger will help you spot the wildlife waking up. Soon you will experience the African sunrise over the horizon and nature will come alive. When you get back from your morning game drive at 09.00 am a huge breakfast is laid out for you with every food you could imagine. Your breakfast area always overlooks a watering hole, so you just keep watching the animals. After eating, everyone heads back to their cottage and gets a few hours of sleep. Then its time to wake up again, head to the swimming pool, eat lunch and then join on your afternoon game drive. Its always a special moment when the game ranger stops the car, sets out a table for you in the middle of the bush, and serves you a gin and tonic to enjoy as the sun sets across the hills in the distance.

When you get back to camp everyone is offered a glass of port or another refreshment and after discussing the events of the game drive everyone heads out to dinner. Dinner is always in a special location of the lodge – the place with the best view. Last time I was there it was still chilly at night, so the huge bonfire keeping us warm was a welcome treat. Everyone who joined you for your game drive is arranged to sit with you over dinner, along with your game ranger, so you can discuss in further detail the wildlife you saw and ask any questions you have. Often, I ask the game rangers about stories or experiences they have had in the past. Remember, they have been guiding people in the wild for many many years and often have a great story to tell. So ask them!

Going on safari, to me, is one of the best holidays imaginable. The combination of the excitement of a game drive and the peace and quiet of nature you experience from the comfort of your cottage is unbeatable. What I would say is that it is not for everyone, only those with an adventurous spirit. But even for those of a more sensitive disposition – you have to experience it at least once in your life.

4844465124_eb5b788412_o

 

Oradayken başka neler yapmalıyız? Yapmadan/görmeden asla dönmeyin dediğin birşey var mı?  

Botswana’nın doğasıyla ve hayvanlarıyla meşhur olduğuna ikna olmuşsunuzdur artık bu noktada. Safariler dışında bence mutlaka kamp yapmalısınız. Bu vahşi doğada kamp yapmak kendi rotanı çizdiğin, kendi maceranı yarattığın bir Safari’ye çıkmak gibi bir şey. Kesinlike çok farklı bir heyecanı ve hissi var. Tabi bu şekilde sizi sırtlanlar, aslanlar, leoplarlar, fillerden sadece bir parça naylon ayırıyor, ama bunun insana yaşattığı adrenalin inanılmaz bir şey.  En son bu şekilde bir kamp yaptığımda abim yanında tüfek getirmişti, ‘kendimi korumak için bana nasıl bi’ silah vericeksin’ dediğimde bana küçük yarı boş bi’ biber gazı spreyi fırlatmıştı. (Aslan gibi olduğumuz için bize de kullanıyorlar) Sonra tabi başıma bir sürü acayip şeyler geldi: tek gözlü bir sırtlanın et pişirirken bana saldırması (bu benim aptallığımdı kabul ediyorum), çalılıklar arasında yıkanmaya çalışırken birden karşıma turist dolu bir 4X4 gelmesi ve çıplakken fotoğraflarımı çekmeleri, arabayla nehir üzerinden karşıdan karşıya geçmeye kalkışmadan arabadan timsah dolu bir suyun içine atlayıp ne kadar derin olduğunu anlamaya çalışmam, yengemi, yemeğimizi çalmaya çalışan maymunların arasından kurtarmam, bütün gece çiftleşen aslanların sesi yüzünden uyuyamam, her sabah kahveyle Amarula (Botswana’nın Baileys’e benzeyen yerli bir içkisi) içmem gibi bir sürü acayip anım var.

What other attractions are there to see? Is there something you would say “You have to be crazy not do do/see this before you leave”?

Let’s be honest what attracts most people to Africa if they are a tourist is the nature and wildlife. Apart from staying in a safari lodge, I would absolutely recommend that you also have a camping safari experience. Basically, camping in the wild of Botswana is like taking your traditional safari lodge experience, and turning the adventure/excitement switch to full blast. Trust me, it is a completely different feeling. Rather than living, sleeping and driving from a position of safety, you are living in the middle of the bush. When you are camping on the ground and nothing but a piece of nylon is separating you from Hyenas, Lions, Leopards and Elephants – now that’s an adventure. Last time I went camping my brother brought his shotgun just in case. When I asked him what I would get as protection, he threw me a small, half empty bottle of pepper spray. Now that’s brotherly love.

551038_10151001733148562_933689384_n

When you are on a camping safari, way more funny, scary and exciting things happen to you. Last time I had the following experiences: being attacked by a one-eyed Hyena whilst grilling a steak (probably not very clever of me); coming face to face with a 4×4 carrying 8 tourists who were on a game drive whilst I was naked having a “Bush shower” – they took lots of pictures; being ordered by my older brother before a river crossing: ‘get out of the car and test how deep the water is before I try to drive through it’– it was pretty deep and there were crocodiles; saving my sister in law from a group of Baboons who stole our cheese crackers; getting up in the morning after having been kept awake all night by mating Lions to find fresh Leopard tracks surrounding your tent; the warmth of a huge log fire on an African winter night, and drinking Amarula (local alcoholic drink similar to Baileys) with coffee first thing in the morning – every morning.

Oraya kadar gitmişken yakınlarda ziyaret edebileceğimiz başka şehirler, yerler var mı?

Başka şehire gitmeyin! Hemen, şimdi eşyalarınızı toparlayıp size en yakın Safari noktasına gidin. Eğer Gaborone şehrine gidiyorsanız (Botswana’nın başkenti), Johannesburg, Güney Afrika aktarmalı uçmanız gerekiyor. Vaktiniz varsa orda birkaç gün kalabilirsiniz. Ya da Cape Town’a uçabilirsiniz, orası da çok güzel ve görmeye değer bir şehir.

Any close by cities we could include in our tour?

No! My advice would be get your shoes, khakis and shades on, hop into a small plane and fly to your nearest safari destination ASAP. If you are flying to Gaborone, the capital city of Botswana, then you are going to go via Johannesburg, South Africa. If that’s the case, then spend some time there and if you can fly over to Cape Town, which everyone agrees is stunningly beautiful.

Botswana hakkında haberlerde, orda burda pek fazla bir şey duymuyoruz. Hatta bu röportaja kadar Botswana diye bir bir ülke olduğunu bilmeyenler bile vardı eminim. Oranın ekonomik ve politik durumuyla ilgili bizi biraz bilgilendirebilir misin? Gelişen bir ülke mi? Doğal kaynakları neler? (Çabuk elinizi mouse’dan çekin, bu soruyu geçmeye çalışacağınızı biliyoruz)  

Botswana 1966 yılında bağımsız bir ülke ilan edildiğinden beri çok hızlı gelişiyor. Ekonomik başarısı çok partili demokratik bir yönetim biçimi olmasına dayanıyor. Bağımsızlığını ilan ettikten kısa bir süre sonra da çok büyük bir elmas kaynağı olduğu keşfedilmiş. Bugüne kadar demokratik olarak, seçimle gelmiş 4 cumhurbaşkanı bu kaynakları çok iyi yönetiyor, koruyor ve kazançlarıyla ülkenin ve halkın yararına yatırımlar yapıyor. Botswana ve bu yönetim biçimi Afrika’daki diğer ülkelerin doğal kaynaklarını nasıl koruması ve gelişmesi gerektiği konusunda çok önemli bir örnek. Bugün, turizm, tarımcılık (özellikle et ihracatı) çok önemli sektörler arasında. Ama dediğim gibi en önemli ekonomik destek elmas kaynaklarından geliyor. De Beers (Dünya’da elmas sektörüne en hakim şirket) kısa süre önce merkez ofisini buraya taşıdı. Özetle, burası çok başarılı ve güvenli bir ülke.

2We don’t hear much about Botswana in the news. What is the economic and political state, is it a developing country, what are the main resources? (the next one is assuming you will say diamonds)

Botswana has been one of the fastest developing countries in the world since independence in 1966. Their economic success is closely tied to their political status as a multi-party democracy. In fact, shortly after independence Botswana discovered diamonds. Since then, a succession of four democratically elected presidents have used their wise leadership to preserve this natural resource and reinvest the proceeds for the benefit of Botswana and its people. Botswana is an example to Africa of how natural resource wealth, in combination with sound governance, can develop a nation. Today, key economic sectors include tourism and agriculture (beef exportation) but the biggest economic boost in Botswana is of course diamonds – they are the largest producer of diamonds by value in the world. In fact, De Beers has just relocated their global HQ to Botswana’s capital city. In other words – it’s a safe and successful country!

Yani Botswana’da herkes elmas gibi parlıyor mu? Kabul ediyoruz baya kötü bir espriydi, ama oradan tonlarca elmasla geri dönebilir miyiz; fiyatlar daha uygun oluyor mu?

Evet, baya kötü bir espriydi gerçekten. İnsanlar değil ama gülücükleri elmas gibi parlıyor. Bu esprinin de bizimkinden aşağı kalır bi’ yanı yok. Ciddi olacak olursak, üzülerek söylüyorum ama hayır, orada hiç de ucuz değil. Elmas üretimi çok sıkı bir denetim altında. Hatta elmas satın almak isteyen herhangi biriyseniz elmasın yanına bile yaklaşamayabilirsiniz. Devlet şu anda elmas sektörünün alt segmentlerini (parlatma, kesim, işleme) canlandırmak için mücevher firmalarını teşvik etmeye çalışıyor. O yüzden kim bilir belki ilerde indirimli mağazalar olabilir, ama ben pek umutlu değilim.

So does everyone in Botswana shine bright like a diamond? Ok this was a horrible joke. But can we come back with loads of jewelry; is it much cheaper over there?

Yes that is a horrible joke. They don’t shine bright like a diamond, but their smiles do. Ok, I admit, an equally horrible answer. But on a more serious note – I hate to tell you this but no, jewelry isn’t much cheaper there. The diamond production process is tightly controlled. In fact, if you are just a normal person looking to buy diamonds you probably wont get anywhere near diamonds. That said, the Botswana government, in their attempt to stimulate the downstream diamond industry in Botswana (polishing, cutting, manufacturing, jewelry production) is looking at bringing more jewelers to the country. So who knows, perhaps soon there will be discount diamond stores, but I’m sorry to say it’s not that likely.

Botswana kültürünün en değişik özellikleri neler? Tuhaf karşıladığın, anlamlandıramadığın gelenekleri var mı?

Bence kültürlerinin en değişik özelliklerinden biri tarihlerindeki kabile kavramının insanların üzerinde yarattığı politik ve sosyal etkiler. Kabilelerin sosyal açıdan önemi bugün hala kültürlerine ve geleneklerine yansıyor. İnsanların hangi kabileye ait olduğu hala toplumların oluşumunda önemli bir rol oynuyor. Kabilelerin şekillenmesi Botswana demokrasinin yaygınlaşmasında da katkısı oluyor; kabilelerde Kgotia olarak bilinen kabile toplumu içinde gerçekleşen geleneksel toplantılarda belirli kararlar alınıyor. Bu toplantılarda açık müzakereler aracılığıyla üyeler alınan kararları onaylamak için fikirlerini, görüşlerini tartışıyor. Baya uzun demokratik bir süreç haline geliyor yani anlayacağınız.

Toplumda büyük önem taşıyan başka bir özellik de ki bu aynı zamanda kökünü kabile hayatından almış sayılabilir,  insanların doğaya gösterdiği saygı ve değer. Bu özellikler Setswana diline (Botswana’da konuşulan dil) de yansımış. Ben dili bilmiyorum ama duyduğuma göre bir çok sıfat kökenini ve anlamını doğada gerçekleşen olaylardan ve vahşi hayvanların davranışlarından alıyormuş. Botswana, kültürünü, kabile geleneklerini ve doğalarını yüz yıllar önce nasıl koruduysa bugün de aynı biçimde koruyor. Tabi bunlar benim kendi görüşlerim. Botswanalıların (Batswana) bugün hala büyükbaş hayvan sahibi, haftasonları zamanlarının çoğunu hayvan sürüleriyle ilgilenerek geçiren insanlar olması doğaya verdikleri önemi bir kez daha vurgulamış oluyor.

2167431861_9d3ac95ec9_b

What is the most unique feature of the culture? What do you find is the most unusual thing about their culture and tradition?

In my opinion the most unique feature of their culture is the historical importance that the tribe has played as a political and social force for the people of Botswana. Many aspects of their culture today still reflect the social importance of the tribe. Which tribe you belong to is still very much a feature of present day society. The structure of the tribe has also contributed to the prevalence of democracy in the country – decisions within the tribe are made during a traditional meeting of members of the tribal society known as a Kgotla. This meeting is in essence an open discussion where all members can voice their opinion so that the tribe can come to agreement-it’s a hugely democratic process.

What also still features heavily in society, and this too finds its roots in tribal life, is the appreciation and reverence they have for nature. This manifests itself in many ways, but perhaps most specifically in the Botswana language. Although I cannot speak Setswana (the major language of Botswana) I have heard that many of the adjectives in the language find their origin and meaning in the observations stemming from occurrences in nature or behaviors of wild animals. The emphasis in Botswana on safeguarding Botswana culture through preserving tribal traditions and the natural environment seems as important today as it was hundreds of years ago. This is in my opinion one of the most special elements of their culture. Highlighting this is the fact that many Batswana today still own cattle (cows) and to this day spend much of their weekend tending their herd – at one with nature again.

Botswana’yı epey bir ziyaret etmişsin. Hatta sadece ailenden dolayı değil ama işinle bağlantılı olarak buraya taşınma gibi bir düşüncen bile var. Biz de merak ediyoruz, bu kadar doğa içinde ve ıssız bir ülkede insanlar günlerini nasıl geçiriyor?

Botswana’dan daha yeni 3 haftalık, bol bol iş görüşmeli ve toplantılı bir seyahatten döndüm ve size günlerimin nasıl geçtiğini anlatsam heralde sıkıntıdan ölürsünüz. Burada ideal bir günü size şöyle güzel bir hikaye kıvamında anlatayim.

Yılın 340 günü hava güneşli, yani hergün mutlu, süper bir havaya uyanıyorsunuz. Bence sabahları günün en güzel zamanı, özellikle yaz aylarında sıcaklığın öğleden sonra 38-40 derece olduğunu göz önünde bulundurduğunuzda..Bu yüzden yerliler güne erken başlamayı seviyor, hatta sabah 5’de bütün halkı ayakta görmek mümkün. Zaten Afrika’da güneş erken doğduğu ve güneş ışığı sabahın köründe ağzınızın içine girdiği için erken kalkmak pek de zor olmuyor. Sabahları insanların en aktif olduğu zaman, ben de o yüzden iş görüşmelerimi kahvaltıda yapmaya çalışıyorum.

Dikkatimi çeken bir başka şey de insanların biribiriyle olan ilişkilerine verdiği önem. Mesela iş görüşmelerini bi’ kahve içerek, bi’ öğle yemeğinde yapmayı tercih ediyorlar. Bu samimiyeti Amsterdam’da ya da Londra gibi şehirlerde bulmak mümkün değil. Orada herkes telefonla görüşmekten, email yazmaktan böyle küçük şeylere önem vermiyor.

Burada bir de çok aktif bir expat topluluğu var.  (Expat da ne derseniz: kendi ülkeleri dışında çalışmaya giden kişiler). Özellikle De Beers firması merkez ofisini buraya taşıdıktan sonra bu topluluk iyice büyüdü. Konuyla ne alakası var diyorsanız, bu gruptaki kişiler sürekli bir aktivite peşinde. Hemen her gün birisi sizi yemeğe, birşeyler içmeye davet ediyor.

2688_72167203561_3542732_n

You have visited Botswana several times and say you might consider moving there as it is becoming a hub for your business. How would you describe a routine day in the country? How do the locals usually socialize besides work?

Having just returned from a three-week trip to Botswana I can tell you exactly what my routine was but it would bore you to death as I was in meetings all day. Instead, I can tell you what my ideal day in Botswana would be.  

With about 340 days of sun a year, you can pretty much count on a beautiful, bright morning. Mornings are the best time of day, especially in the summer, when afternoon temperatures can rise to 38-40 degrees Celsius. As such, the majority of people are up at 5 am, which is easy in Africa because the sun rises early and you want to get out of bed. Because everyone is active in the morning, I would generally have a breakfast meeting for business or even better have lunch with one of my brothers who live there.

One thing I noticed in Botswana is that people there are happy to meet up for coffee or lunch to discuss business. There is still very much an emphasis on people to people relationships. I have sometimes missed this approach in Amsterdam or London, where everyone is so busy making phone calls and sending emails that they don’t have the time for a good cup of coffee. You can learn so much more over coffee than between screens.

There’s also a vibrant expat community in Botswana, which has just expanded by about 80 families who have moved to Gaborone along with the De Beers relocation. Almost every night someone invites you to have dinner at their place where you can sit outside and enjoy the cool breeze of sunset with a cold beer.

Peki gençler eğlence için neler yapıyor? Gece hayatı, konserler, etkinlikler var mı? Bir de biz her ülkeye özgü içkiyi öğrenmeye ve denemeyi gönlümüze yazdık. Buraya özgü olan içki nedir? (Burada içki içmek her gün daha da zorlaştığı için şansımız başka yerlerde deniyoruz)

Buradaki gençler dünyadaki diğer gençler normalde ne yapıyorsa aynen onu yapıyor: bol bol içip, bol bol arkadaşlarıyla takılıyor. Buranın asıl içkisi Chibuku adında özel bir şekilde mayalanan bir bira. Ama insanlar genelde Afrika’nın geneline özgü biraları tercih ediyor. Aklıma gelen birkaç marka St. Louis, Hansa ve Castle. Gece hayatına gelince, Johannesburg ve Istanbul’dan şaşmayın ve burası için fazla bir beklentiye girmeyin.

What do the youngsters do for entertainment? Is there nightlife, events, concerts? And the most curious question of all, what is the local alcoholic beverage?

A lot of the youngsters do exactly what many youngsters do for entertainment – spend a lot of time drinking the local alcoholic beverage and chilling out together. Actually, the truly local drink is called Chibuku, which is basically a specially brewed thick beer. However, I think most people choose just to drink locally brewed African beer. Well-known African brands I remember you can get there include St. Louis, Hansa and Castle. In terms of nightlife I would stick to Johannesburg or Istanbul!

Orada başına gelen en tuhaf olay neydi? Yani en azından bizim garip bulacağımız bir durum.

Neden bilmiyorum ama Botswana’da başıma pek tuhaf bir şey gelmiyor. Tamam, gecenin bir yarısı bir su aygırının beni kovalaması, tuz gölünde kamp yaparken bir kum fırtınası ortasında kalmam ve yatağımda akrepler bulmam biraz heyecan verici ve alışılmadık olmuş olabilir..(yok canım bizim her zaman başımıza gelen şeyler bunlar). Bir kere de bi’ motosiklet kazasında omzum çıkmıştı ve eve dönmek için motosikleti 800 km tek elimle kullanmak zorunda kalmıştım. Bu tabi tuhaf bir durumdan daha çok acı verici bir durum.

What is the weirdest thing that happened to you while you were there? Or something that we would think is very unusual?

For some reason weird things rarely happen to me when I am in Botswana. Ok apart from a few exciting moments in the wild when I have been chased by a hippo at night, experienced a sand storm in the salt lakes whilst camping and found scorpions in my bed. One time I dislocated my shoulder in a motorbike accident, so riding the 800kms back home one handed was pretty weird I suppose. Actually it was more painful than weird.

Not: Röportajın orijinalini İngilizce yaptığımız için, anlamını yitirmemesi açısından Türkçe’ye birebir çevirmek yerine kendimizce küçük değişiklikler yaptık.

1 Comment

  • Sincerely Yours,I read your blog named “Botsvana: Jakuzinizde Uzanırken Aslanları İzleyebileceğiniz Ülke | Oi the Blog” daily. Your humoristic style is awesome, keep doing what you`re doing! And you can check my website about 藍光影片.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir