Finlandiya: Soğuk Ama Sempatik

finlandiyaBiz soğuk havasıyla ve intihar oranlarıyla uğraşa duralım, Ercan Topçu Finlandiya’da hem yaşıyor, hem okuyor hem de Finlandiya 2. Lig’inde futbol oynayacak kadar aktif bir hayata sahip. Röportajı okuyunca insanın soğuk havayı falan bir kenara koyup, oralara bir yere gidesi geliyor adeta. Zaten fotoğraflarına bakarken bile doğasından etkilenmemek elde değil. Biz daha ziyaret etmeye çekinirken, kendisi bize her türlü detayı anlatarak ilgimizi Ville Valo dışında bir şeylerin üstüne çekmeyi başardı.

Hangi şehirde yaşıyorsun?

Finlandiya’nın Northern Savonia diye adlandırılan bölgesinde Kuopio şehrinde yaşıyorum.

Orayı tercih etmenin sebebi nedir? İş/okul?

Açıkçası, ana neden okul ancak daha önce Kuzey Avrupa’daki yaşamı bildiğimden, elime geçen okul fırsatlarında Finlandiya’ya öncelik verdim.

SONY DSCSence yaşamak için uygun bir şehir mi, orada yaşıyor olmaktan mutlu musun?

Kuopio gelişmekte olan bir şehir. Gerçekten yaşanılası bir yer. Özellikle doğası ve insanlarıyla bunu size hissetiriyor, ancak tabi ki Türkiye’de doğmuş ve büyümüş bir birey olarak, soğuktan ara sıra şikayet etmemek mümkün değil. Genel açıdan burada çok mutluyum. Tek eksik ailem ve yakın arkadaşlarım. Ama insan her istediğini her yere taşıyamıyor, buradaki güzellikleri görüp, eksik ve yoksun olduğum şeylerin üstünü örtüyorum.

Yaşam koşulları nasıl? Türkiye’ye kıyasla pahalı mı? İskandinav ülkelerinin genellikle pahalı olduğu söyleniyor… Bize birkaç örnek vererek anlatabilir misin?

Türkiye ile kıyaslamak çok yanlış olur. Ciddi anlamda pahalı. Yani aslında klasik deyimle burada 1 Türk Lirasını, 1 Euro yerine koyarsak, o zaman her şey mantıklı geliyor. Kaldı ki kur değerini şimdi hepimiz biliyoruz. Yani ortalamaya vurursak, her şey en az 2 -3 kat daha pahalı. Yeri geldiğinde domatesin kilosu 7 euro’ya kadar çıkabiliyor, hatırlarım Türkiye’deki pazarlardada kilosunu 50 kuruşa almayanı döverlerdi. En basitinden günlük hayatta çok sık kullandığımız toplu taşıma araçlarının tek biletlik seyahat ücretinden örnek verebilirim. Gittiğimiz mesafeler 4 ile 20 km arasında değişmekte ve ücret gündüz 3.20 euro, gece 4.40 euro. Bunlara kıyasla, buraya gelecek insanların bunları göze alması gerekiyor. Burada kazanılan maaşlarla, geçim hiç de zor değil, bir şekilde çark dönüyor insanlar için ancak öğrenciler için hele de dışarıdan gelenler için ciddi anlamda pahalı bir yer.finlandiya

Türkiye’de özlediğin şeyler oluyor mu? Yoksa oranın kültürüne uyum sağlayabildin mi? Sence kültür olarak çok ciddi farklarımız var mı?

Daha önce de belirttiğim gibi, aile en büyük özlem kaynağı, onun dışında bazen rakı, baklava, sarma ve mantı özlenmeyecek şeyler de değil hani. Buradaki kültüre yaşam koşullarına ve insanlara alıştım. Kuzey insanı biraz daha içedönük. Yani kolay kolay konuşmuyorlar. Daha önce İsveç kültürünü de tanıdığımdan, bence Finler ile Türklerin ortak yanları var. Çok ciddi farklarımız yok denecek kadar az ancak burada doğaya muhteşem dikkat ediliyor ve önem veriliyor. Dolayısıyla, bu konuda kuzey Avrupa’dan öğreneceğimiz çok şey var bence.

Orada sıradan bir günün nasıl geçiyor? Günlük hayatta yapılan aktiviteler neler?

Öğrenci hayatı yaşadığımdan, genellikle mesai saatlerinde okulda tezimle ilgili deneyleri yapıyorum tabi eğer aynı zamanda dersim devam etmiyorsa. Buradaki yaşam Türkiye’dekine nazaran çok sakin, günlük yapılan işler daha rahat geliyor bana. Bazı günler sauna etkinliklerimiz veya ev partilerimiz oluyor. Eğlenceye geldiğinde konu, ben burada daha fazla keyif aldığımı düşünüyorum açıkçası. Her gün öğlen saat 2’de çay ve kahve molamız oluyor bütün araştırma grubuyla, hafta sonları ise koşu ve sosyal hayata daha çok önem veriyorum. Burada günlük yapılan aktiviteler arasında sporu da çok kolay ekleyebiliyorsunuz. Hemen hemen her eğitim kurumunun kendi çalışanlarına ve öğrencilerine sağladığı spor tesisleri ve imkanları var. Her gün herkesin bisiklet kullanarak okula işe gitmesini bir kenara bırakırsak, burada yapılan sıradan günlük aktiviteler bile bazen sizi mutlu edebilir.

Biz iklim koşullarından dolayı oraya gelmeye korkarken sen orada yaşamayı başarıyorsun? Türkiye’den giden biri olarak bu konuda zorluk çekmiyor musun? Hem çok soğuk hem de çok depresif bir havası olduğu söyleniyor.

Kendi kendimi buraya gelirken bir şekilde motive ettim, bir şekilde bunu kolayca başardım, çünkü insan vücudu belli bir noktadan sonra iklim koşullarına ayak uyduruyor. Ara sıra Türkiye ziyaretlerinde dondurucu havada tişört ile dışarı çıkmak çok büyük bir etki yaratmıyor ama tabi buna arkadaşlarım şaşırmıyor değiller. Bazen sosyal ağlarda arkadaşlarımın güneşli günler yaşadığını görünce tabi ki içten içe bir soru sormuyor değilim kendime. Hele de yılın sonbahar ve kış mevsimlerinde gün ışığını görmekte güçlük çekiyoruz. Saat 9 gibi karanlık yerini gri ve mavi gökyüzüne bırakıp öğlen 14.30 gibi yeniden kendini gösterdiği de oluyor. Ama bunu kabullenmek ve çok kafa yormamak lazım. Şahsen geçen sene bir veya iki hafta çok kafa yormuştum, sonuçları çok iyi olmadı . Olduğu gibi yaşamak gerekiyor bazen. Bunların aksine, yazın temmuz-haziran gibi 24 saat gündüzü yaşayınca, insan ekstra enerji ile yüklü oluyor. O zaman hissettiğim mutluluğu sanırım kendi ülkemde bile hissedememiştim. Şimdilerde sonbaharı yaşarken, yazın hayallerini kuruyorum. Kışın ve sonbaharın en büyük getirisi kuzey ışıkları bence… Gökyüzündeki doğal ışık şovu, insanı farklı duygulara sürüklüyor. Buraya gelecek olanların kesinlikle araştırması gereken bir şey.

fin

Bir genç ya da öğrenci için hangi bölgede yaşamak daha mantıklı?

Daha sıcak, özellikle vaktin sokaklarda harcanabildiği yerlerde yaşamak bana göre daha mantıklı. Ben kendimi sosyal ilişkiler bakımından açık bir insan olarak görüyorum. Burada biraz daha evlerde ve kapalı alanlarda vakit geçiriyorum ve bunun benden bir şeyler götürdüğünü düşünüyorum. Genç ya da öğrenci olan insanların daha çok doğa ile diğer insanlar ile kucaklaşması gerekiyor kanımca. Bu yüzden Akdeniz ülkelerinde bu durum daha elverişli. Sanırım bilim bu kadar ilerlememiş olsa, kimya eğitimi ve olanakları bu kadar gelişmemiş olsa, Finlandiya’ya belki de hiç gelmezdim.

Nasıl bir arkadaş ortamı var? Samimiyetsizlik ya da kültür farkından doğan anlaşmazlık gibi bir durum söz konusu mu?

Arkadaş ortamı konusu çok derin ve ucu açık bir konu. Çünkü samimiyet kişilik ile bağlantılı bir durum. Ben arkadaşlık konusunda burada daha iyi şeyler başardığımı düşünüyorum. Dostlar ve çocukluk arkadaşları ayrı kefededir benim için onların yerini kimse dolduramaz ama kişisel olarak yanıtlamam gerekirse, İstanbul’da okurken sahip olduğum arkadaş çevresinden çok daha iyi bir arkadaş çevrem oluştu burada. Saygı temeline oturmuş ilişkiler her zaman insan hayatında daha derin yerlere sahip oluyor. Sanırım benim burada elde ettiğim arkadaşlıklar bu yüzden beni mutlu ediyor. En azından benim için, kültür farkı ile samimiyetin ve arkadaşlığın pek bir bağlantısı bulunmuyor.

finlandiyawehEtkinlik ve gece hayatı açısından aktif bir şehir mi?

Gece hayatının bazı kulüplerde 2 bazılarında 3’te bitiyor olması benim “ah nerede o İstanbul geceleri” dememe sebep olsa da, partilerin içeriği ve insanların eğlence konusundaki tutumları hoşuma gidiyor. Etkinlikler, gerek sanatsal gerek sosyal açıdan çok memnun edici. Hatta ve hatta herhangi bir fikri resmi makamlara iletseniz, sizin temanızda bir etkinlik bile düzenlenebiliyor. Bu yüzden Kuopio’daki gece hayatı ve etkinliklerden son derece memnunum. Öğrenciler için de öğrenci birliklerinin anlaşmalı gece kulubü ve barlarında indirimler ücretsiz girişler bir takım sürprizler olabiliyor. Her şey çok düzenli işliyor. Açıkçası gece hayatı kültürü bakımından çoğunlukla beğendiğim söylenebilir.

Dil öğrenebildin mi? Öğrenilebilecek gibi bir dil mi yoksa hiç girişmeyelim mi?

Çok net söyleyeyim, eğer hayatınız boyunca veya en az 5 yıl kalmayacaksanız, girişmeyin derim. Çünkü zaman gerektiren bir dil. Türkçemiz gibi gramer bakımından oldukça karmaşık. Ve ciddi anlamda dikkatinizi vermek gerekir. Ben okuldaki işlerle yeterince yoğun olduğumdan sadece bir tek ders alabildim ve güzel, yararlı şeyler öğrendim. Bunun dışında kültür merkezinin sağladığı dil kursuna da elimden geldiğince gidiyorum. Benim en büyük avantajım burada Finlandiya 2. Futbol liginde bir takımda oynamak oldu. Takım arkadaşlarımla genelde Fince konuştuğumuzdan dolayı, her gün birkaç yeni kelime öğrendim. Sanırım bunların dışında pek de çaba harcadığım söylenemez. Bu dilin insanı en çok uzaklaştıran yanı dünyada sadece 5 milyon kişi tarafından konuşuluyor olması. Daha önce İsveççe öğrendim, buradaki ikinci resmi dil İsveççe, bunun da yardımı dokunuyor ancak İsveççeyi onlar da iyi konuşmadığından o yanım da köreldi zamanla. Eğer doktora çalışmalarına ve iş hayatına burada başlarsam, o zaman Finceyi a’dan z’ye öğreneceğim diye kendime söz verdim. Tavsiyem 2 yıllık bile gelseniz, temel şeyleri öğrenin. Ancak çok derine girerseniz, kendi çalışmalarınızdan ödün vermeniz gerekebilir. Bir şekilde güzel kelimeleri sarf edip karşınızdaki yerli halkın size gülümsediğini görmek bence sizin için bir takdir olacaktır. Yazıldığı gibi okunduğundan, Türkler çok büyük bir sıkıntı çekmiyor telaffuz konusunda.

Buraya kadar gelmişken denemeden ya da görmeden dönmeyin diyebileceğin şeyler var mı? Bize  birkaç ipucu verebilir misin?

Finlandiya’nın eşsiz doğasını keşfedin, göl kenarında bir haftasonu bile olsa bir kulübe kiralayın. Belki balık tutmayı seversiniz, bunu yapın. Kesinlikle saunaya girin, sonra da buz tutmuş göle atlayın . Güzel bir tecrübe bunu yapın. Fin kahvesini de deneyebilirsiniz. Buz hokeyi maçına gitmemek olmaz. Mevsime bağlı olaraktan kendi şehrimden bahsetmek gerekirse, Kuopio’ya eğer yazın geldiyseniz mutlaka ama mutlaka göl üzerindeki tur yapan gemilere binin. İnsanın içini huzurla kaplıyor o tekne gezintisi. Hemen ardından ama yürüyerek ama bisikletle o kıyı şeridini bir turlayın derim ben size. Finlandiya’nın ünlü içkisi Salmiakki’yi deneyin. Yabancıların çoğunluğu sevmiyor ama bence nefret edilecek kadar da kötü değil.

 

2 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir