Hangi Ülkede Hangi İçkiyi Denemelisiniz?

alcohol
Başka bir ülkeye gitmenin en keyifli yönlerinden biri de, yeni tatlar keşfedebilmek. “Ben böyle bir şeyin varlığından haberdar olmadan nasıl yaşıyordum?” dan başlayıp “Bunu yiyen insan olamaz” eşiğine kadar uzanabilecek her türlü şeyle karşılaşabiliyorsunuz. Tabi bu noktada özellikle genç kesimin ilgi alanı olan “alkollü içkiler” büyük bir merak konusu olabildiği gibi, oraya gitmişken “bakalım bu beni sarhoş edecek mi?” deneyleri de vuku buluyor. Biz de karar verdik, denediğimiz, sevdiğimiz ya da sevmediğimiz içkileri de göz önünde bulundurarak, küçük çaplı bir rehber oluşturduk. Bu rehberi okurken, bizim bu konuda herhangi bir iddiamız olmadığını, tamamen kişisel yorumlar üzerine yazdığımızı ve türlü türlü saçma yorum ile karşılaşabileceğinizi aklınızın bir köşesinde bulundurun. Şimdiden afiyet bal şeker olsun.

absinthe
Çek Cumhuriyeti

Çek Cumhuriyeti’nin, en çok alkol tüketen ülkelerden biri olduğunu göz önünde bulundurursak, burada seçenek çok. Kafka nasıl böyle yazıyor sandınız?

*Becherovka: Bende daha çok öksürük şurubu etkisi yaratan, ama kişisel yorumlara açık olan, tarçınlı likörümsü Çek içkisi.

*Absinthe: Türk gençlerinin “Kanka dayım Prag’dan dönerken absinthe getirmiş, içince kendimi havada gördüm” cümlelerine maruz kalan Absinthe’i bilmeyeniniz yoktur. Özellikle Prag’da solucanlısından (evet ciddiyim), alkol oranı çıldırmış olanına kadar birçok çeşidini bulabilirsiniz. Şeker eritme, özel kaşığını kullanma gibi atraksiyonlara girişmeniz gerekebilir.

*Krusovice: Özellikle dark versiyonu en sevdiğim biralardan biri olma özelliğini taşıyan bu birayı, oralara kadar gitmişken denemeden dönmemelisiniz.

belgian-beer
Belçika

Belçika’da en ön plana çıkan alkollü içki kuşkusuz bira. Çeşit çeşit bira bulabilmeniz mümkün.

Kriek: Genel olarak biranın tadını sevmeyenlerdenseniz, bu vişne aromalı, hafiften vişneli sodayı anımsatan lezzetli bir içecek. Oralarda “kız birası” diye biliniyor, erkeklik tribine girecekseniz başka şişeye koyup için.

beers_indexAlmanya

Biliyorsunuz ki Almanya’nın olayı bira. Öyle ki, memlekette 200’e yakın çeşidi mevcut. Dolayısıyla, “ben şunu beğendim şunu için” gibi bir şey söylemem yanlış ve haksızlık olabilir. Ayrıca bu dosyayı aralamak istiyorsanız, şöyle bir şey mevcut ve benim çok hoşuma gitti.

Schnaps: Yemekten sonra sindirim amaçlı, shot olarak tüketilebilen, über sert (bakın Almancam zirve yaptı) lavabo açıcı tadındaki bu içkiyi, bu muhteşem yorumlarımdan sonra, dilerseniz tüketebilirsiniz. Siz bana bakmayın, ben bu işin üstadı falan değilim, tadında göre yargılıyorum işte.

drink-pálinka-and
Macaristan

Budapeşte’ye giderken orada yaşayan, ya da daha önce gitmiş olan arkadaşlarımdan duyduğum tek bir cümle vardı: “Palinka diye bir içki var, onu (buraya olumlu bir şey bekliyorsunuz) sakın içme!” Tabi hal böyle olunca ben hemen Budapeşte’ye gidip, Palinka içtim. Palinka, shot olarak tüketiliyor, armutlu, elmalı, muzlu diye uzayıp giden birçok çeşidi var. Bakmayın tabi böyle şirin durduğuna, içtikten sonra iç organlarınıza olan etkisini teker teker hissediyorsunuz maşallah.

sangria
İspanya

İspanya denince akıllara gelen içki Sangria’dır. Bir “şarap kokteyli” olarak tanımlayabileceğimiz Sangria, doğru düzgün bir versiyonunu içtiğinizde, oldukça lezzetli, hafiften meyve suyu gibi bir tada sahiptir. Şu ana kadar deneyip de sevmeyen insan ile karşılaşmadım, denemeden dönerseniz peşinizdeyim.

limoncello
İtalya

İçki konusunda pek çok seçeneğe boğulabileceğiniz ülkelerden biri de İtalya. Yaklaşık 2 hafta önce oradan dönmüş biri olarak, “onu mu denesem bunu mu denesem?” manyaklığında, bütün gün alkollü dolaştığımı fark ettim.

Şarap: Benim favorilerim Montepulciano ve Chianti. Ancak neyin damak tadınıza uygun olacağını bilemiyorum tabi, çok çeşit var, şaraba özel bir ilginiz varsa, daha detaylı bir araştırma gerektirebilir.

Limoncello: Türkiye’de “Eyüp Sabri Tuncer” adıyla bulabileceğiniz bu İtalyan likörü, bana kalırsa limonata ile kolonya karıştırılarak hazırlanmakta. Zaten orjinalini açtığınız anda ortamı bir kolonya kokusu sarıyor. Sek içerseniz de adamı devirir. İtalya’da her yerde çeşit çeşit şişesiyle boy göstermektedir.

Grappa: Yemekten sonra shot yapmalı içkilerin İtalyan versiyonu olan Grappa için yine güzel bir tanımım var: Üzümden yapılan kezzap. Afiyet olsun.

fransa şarap
Fransa

Fransa’ya gidip de “Ay ben burada ne denemeliyim?” diyeceğinizi sanmıyoruz. Biliyorsunuz, buranın olayı şarap. Bizim oradaki şarap tüketimimiz, “her gün farklı bir şarap deneyelim” sığlığında gerçekleşti ve içip de beğenmediğimiz bir şey olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu konuyla ilgili “konuştukça batıyorsun” durumunu yaşamamak için, işi bir bilene soramasak da, ona yönlendirdik. Buyrun.

sake
Japonya

Çekik ırkların kafayı pirinçle bozmasından mütevellit, ülkenin en ünlü içkisi olan “Sake” de pirinçten yapılıyor. Ben pirinçten pilavı bile zor yaparken, adamların pirinçten içki üretmesini gerçekten saygıyla karşılıyorum. Tadını soracak olursanız, yüksek alkol oranına rağmen içimi kolaydır, kezzap içmiş hissi uyandırmaz, gönül rahatlığı ile deneyebilirsiniz.

tekila
Meksika

Ülkemiz sınırları içinde de gayet popüler olan, kusmalı bayılmalı anıların baş tacı “Tekila”, Meksika’nın milli içkisi. Tadını, tuzunu, içimini çoğunuz biliyorsunuz. Yine de gidip yerinde denemekte fayda var. Bir de orada, “şişe açıldı mı bitirmeli” gibi bir durum var, sanıyorum turistlerden pek hoşlanmıyorlar ve alkol komasına girmemizi istiyorlar.

daiquri1
Küba

Küba’nın olayı, çoğumuzun bildiği üzere Rom. Ancak bu işin orijinalinin kesinlikle Bacardi değil, Havana Club olduğunu da bilmelisiniz. Türkiye’deki en popüler, 30 liradan ucuza bulunca sevinmeli içkiler kategorisinden Mojito, Küba’nın yerel içkilerinden biri. Üstelik orada çok sıradan olduğu için pek de ucuz. Bunun dışında sabahtan akşama kadar kokteyle boğulma ihtimalinizin çok yüksek olduğu Küba’da içebileceğiniz en güzel iki içki Pina Colada ve Daiquiri. Pek tabi ülkede bol bol tüketilen kola, lim ve rom karışımı Cuba Libre‘yi de unutmamak gerek.(Ben koladan nefret ettiğim için bunu sona attım) Özellikle Pina Colada konusunda algınızı değiştirecek Küba’da, kokteyl konusunda kendinizi kaybetme hakkına sahipsiniz. Yumulun.

Rusya

Stolichnaya, Moskovskaya, Russki Standart gibi türevlerini bulabileceğiniz votka, Rusya’nın yerel içkisi. Genellikle sek içildiği gibi, kokteyl versiyonları da ne içtiğinizi fark ettirmeden adamı Leyla’ya çevirip, eski sevgiliye mesaj attırıp, ertesi gün çaresizlikten “ay cnm kuzenm yazmş ya:))” dedirtebilir.

guinness1
İrlanda

-Guinness: Bana kalırsa İrlanda’nın ve dünyanın en güzel biralarından biri olan Guinness, İrlanda’ya özgü bir bira. Türkiye’de de mevcut, ama İrlanda’da daha ucuz. O yüzden gitmişken keyfini çıkarın.

-Whiskey: İrlanda’da ona “whisky” değil “whiskey” denir tartışmalarına sık sık maruz kalan bu içkinin, ilgi alanı olanlar tarafından bilinebileceği, Jameson, Bushmills gibi gayet başarılı versiyonları mevcuttur. Orada daha ucuz olduğu da bir gerçektir.

how-to-make-a-dirty-martini
Amerika

Amerika’dan çıkma çeşit çeşit içki var. Bildiklerinizi sıralamak yerine, iki favorimi sizinle paylaşayım, belki sizin de iki yeni favoriniz olur.

Blue Moon: Belçika usulü Amerika birası. Şahsen portakallı şeyleri hiç sevmiyor olmama rağmen, bu birada hiç rahatsız etmeyen bir aroma vardır. Bardağın kenarına portakal iliştirmek de adettendir. Mutlaka deneyin.

– Dirty Martini: Daha sıradan bir biçimde açıklayacak olursa; zeytin sulu votkalı martini. Türkiye zeytin cenneti olmasına rağmen bu içkiyi burada nerede denersem deneyeyim, bir türlü olduramıyorum. Amerika’da bu ve bunun gibi kokteylleri çok güzel hazırlıyorlar. Özellikle bazı yerlerde martini ile servis edilen zeytinler peynir dolgulu, MUTLAKA deneyin. Biraz da çalıp bana getirin.

7 Comments

  • Selamlar,

    Kendi sitemin (birasevdasi.blogspot.com) linkini görünce pek bir sevindim. Beğenmenize de çok sevindim 😀

    Ayrıca bu sayfada yazılanlar da benim için çok faydalı oldu. Sonuçta, biradan başka bir şey içmeyen biri olarak olur da Japonya ya da Küba’ya gidersem (işşşşalllah) neler denemem gerektiğini biliyorum artık 😀

  • Grappa, üzümden değil üzüm sapından yapılıyor yanlış bilmiyorsam. Zaten içince de insanın ağzına gelen tat bu yönde.
    Yemekten sonra sert içki içmek, sindirimi kolaylaştırırmış, o nedenle içiyorlar böyle saçma sapan şeyler.

  • “Gerçekten Budapeşte harika ve sakin bir şehir.Tekrar gitmiş gibi olduk:) Ben gItmeden önce rehber ayarladım. Arkadaşlar süperlerdi. Havalimani transferini ve şehir turu kusursuzdu ve fiyatları uygundu. ( http://www.budapestetur.com ) Vaktinizi iyi kullanmak için kesinlikle aynısını yapın derİm. Şehri hikayeleri ve tarihiyle gezmek çok zevkliydi. Estergona gelmiş gidin derim.

  • İtalya için vazgecilmez içkilere Prosecco ve Spritz Aperol de eklenmeli. Almanların Beherovka’sı Jaegermeister’dir. Bira olarak da Weissbier elbet, markası mühim değil ama tercihim Paulaner veya Erdinger 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir