Joshua Tree Gezisi: Bir Daha Yıldızları Böyle Görecek Miyiz?

Şu uzun soluklu Amerika gezisinde hayatımız boyunca unutamayacağımız onlarca deneyim yaşadık. Her biri hayatımızda kalıcı etkiler bıraktı, her birinin bir başka insana, yeni bir insana dönüşme serüvenimizde – çünkü değişim göstermemek bir marifet değil bir eksikliktir – derin etkileri oldu ve olacak, buna eminiz. İşin tuhaf tarafı, bu sefer o unutamayacağımız anları yaşarken kontrol edemediğimiz bir farkındalık içindeydik. Bu anların hayatımız boyunca aklımızda yer edeceğini, değerini, nasıl etkileri olacağını bilerek yaşadık hepsini. Anın tadını çıkarmamak, anı yaşamamak gibi değil ama. Bazen bir fotoğrafınıza bakıp “bundan 30 sene sonra bu fotoğrafa baktığımda ne hissedeceğim acaba” diye düşünürsünüz ya, işte o düşüncenin anlık olarak, her eyleminizde kafanızın bir köşesinde durduğunu düşünün. Bu durum insanda nedeni açıklanamayan bir hüzün ve hatta belki saçma bir “yaş alıyorum” telaşı oluştursa da, bir yandan da yetişkin olduğunuzu hissediyor, anın değerini bilmenin nasıl bir şey olduğunu anlıyorsunuz. Hiç beklemediğiniz bir anda, tüm o içi boş gelen, pek de bir şey ifade etmeyen “anı yaşa” cümlelerinin anlam kazandığı bir farkındalık yaşamış oluyorsunuz.

Kaynak: https://www.lonelyplanet.com/news/2017/07/27/joshua-tree-national-park-dark-sky-park/

İşte bu betimlemeye çalıştığımız, belki de biraz soyut kalmış olan hisler bize Amerika gezimizin ilk birkaç gününde değil, Joshua Tree’de, gece yarısını biraz geçe, hiçliğin ortasında, karavanımızın önünde alık alık ayakta dikilmiş gökyüzüne bakarken, yıldızları daha önce hiç görmediğimizi bir haliyle gördüğümüzü fark ettiğimiz o dakikalarda geldi. Hiç boşuna güzellemeye çalışmayacağım, dışarıdan bizi o halde görseniz bu kadar “büyülü” bir an yaşadığımızın farkına bile varmazdınız. 3 kız, gecenin karanlığında üstümüzde kat kat birbiriyle alakasız kıyafet, elimizde diş fırçalarımız (sebebini aşağıda açıklayacağım) bir Joshua Ağacı’nın altında dikilmiş gökyüzüne bakıyorduk işte. Evet daha önce yıldızları defalarca kez görmüştük ama böylesini asla! Üstelik çıt çıkmıyordu, sadece kendi sesimiz, arada rüzgar esiyor, üşütüyor, çöldeyiz. Beynimizin arka planında gündüz 40 derece olan hava şimdi kaç dereceye kadar düşmüş olabilir ki diye düşünürken saçma sapan diyaloglar kuruyoruz, başka hayatların varlığını sorguluyoruz, bazen gülüyor, bazen hiç de bilimsel olmayan tespitlerde bulunuyoruz. Kafamızı gökyüzüne dönük tutmaktan başımız dönüyor artık, yine de bakıyoruz, bir daha ne zaman böyle göreceğiz ki yıldızları? Ama en önemlisi biliyoruz ki, bu içinde bulunduğumuz esnada çok da önemliymiş gibi görünmeyen birkaç dakikayı hayatımızın sonuna kadar hatırlayacağız. Fotoğraflarla değil, videolarla değil, elimizde diş fırçaları ile hiçliğin ortasında gökyüzüne baktığımız o an olarak, sadece kafamızdaki hali ile.

Başlamadan Gelen Not: Los Angeles Gezi Rehberi , Los Angeles Yeme İçme Rehberi ve Las Vegas Gezi Rehberi yazılarımızı bıraktık, yakınsınız, işinize yarar. Ayrıca Instagram profilimizdeki sabit hikayelerden bu gezilerimizi izleyebilirsiniz.

Joshua Tree Airstream (2)

Joshua Tree Gezisi: Nedir Bu Joshua Tree’nin Olayı?

Amerika gezisine çıkıyoruz deyince akıllara gelen ilk yerin Joshua Tree olmadığını biliyoruz. Ama aslına bakarsanız küçük bir araştırmaya girişecek olsanız ya da sırf son 3 senedir Instagram kullanıyorsanız bile buranın özellikle son dönemlerde ne kadar popüler olduğunu fark etmişsinizdir. Fakat Joshua Tree’nin bizim dikkatimizi çekmesi ve “bir gün buraya gideceğiz” kararını alışımız pek de sosyal medya ile ilişkili sayılmaz, konu biraz daha gerilere dayanıyor, o kısmına aşağıda detaylandıracağız ve eminiz sizi de ilginizi çekecek.

Joshua Tree Gezisi (12)
Şimdi öncelikle şu konuya bir açıklık getirmek gerek; Joshua Tree gezisi falan diyor, bölgeye Joshua Tree diye hitap ediyoruz ama, aslında Joshua Tree dediğimiz şey gerçekten de bir ağacın adı. Joshua Ağacı yani bildiğimiz. Joshua Tree National Park’ı da kapsayan Mojave Desert adlı çöle özgü, kaktüsten hallice, ağaç formunda, ama tam olarak ikisinin kategorisine de sokamadığınız bir acayip ağaç. Joshua Tree National Park ise bu bölgedeki bir ulusal parkın adı ve ilginç kabul edilmesinin temel sebebi iki farklı çöl ortamının (Mojave Çölü ve Colorado Çölü) bir arada aynı ulusal park içinde yer alıyor olması. Parkın bir tarafında farklı türde kaktüsler yetişebilirken bir tarafına Joshua Tree’ler hakim ve bunun sebebi “yükseklik farklılığı” olarak açıklanıyor, o kısımlara kapasitemiz yetmez, o yüzden daha derinlere girmiyoruz. (aşağıda her ikisini de nerede görebileceğinizi anlatacağız ama)


Joshua Tree’nin bu sebepler haricinde neden ilgimizi çektiği kısmına gelecek olursak konu müziğe ve sevdiğimiz bir takım müzisyenlere kadar bağlanıyor. Joshua Tree, senelerdir birçok müzisyene ve sanatçıya ilham veren bir bölge olmuş. Buranın spiritüel anlamda besleyici, ilhamı verici, kafa açan -iyi anlamda kafa açmak, öyle değil- bir yönü olduğuna ilişkin düşünceler hakim ve buna inanmak için çok sebebimiz var. Jim Morisson’ın, Mick Jagger’ın ve Keith Richards’ın bir zamanlar sık sık yolunu düşürdüğü, U2’nun bir albümüne adını veren, Queens of the Stone Age (solisti Josh Homme Joshua Tree’de doğmuş bu arada), Iggy Pop, PJ Harvey, Arctic Monkeys gibi grupların da kayıt yaptığı bir stüdyo olan Rancho de la Luna’nın bulunduğu bir bölgeden bahsediyoruz. John Lennon’ın The Joshua Tree Tapes adlı bir LP’si bile mevcut. Bu Joshua Tree’de hakikaten bir şeyler var, ama nedir biz de tam açıklamıyoruz. Fakat tahmin edersiniz ki bu sebeplerle de burada bulunmak ve bir Joshua Tree gezisi planlamak bizim için ekstra heyecan vericiydi.

*Konu ilginizi çektiyse Anthony Bourdain’in Josh Homme ile birlikte civarda takıldığı No Reservations bölümünü izlemeniz şiddetle önerimizdir, buraya bıraktık. 

Joshua Tree National Park
Joshua Tree Gezisi: Joshua Tree Nerede ve Buraya Nasıl Ulaşılır?

Joshua Tree California sınırları içinde yer alıyor ve arabanız olmadığı takdirde ulaşmak pek de kolay sayılmaz. Civardaki büyük şehirleri baz alacak olursak Los Angeles’a 240 km civarı bir uzaklıkta, Las Vegas’a ise 350 km civarı bir şey. Şayet araba olmadan ulaşacak olsanız bile burayı dolaşabilmek için arabaya ihtiyaç duyacaksınız, özetle araba bir gereklilik diyebiliriz. Arabayı nereden kiraladığımızı Los Angeles Gezi Rehberinin içinde detaylıca anlatmıştık. 

*Los Angeles’tan buraya doğru yola çıkacak olursanız bu 2-3 saatlik bir yolculuk yapacağınız anlamına geliyor. Kulağa biraz tatsız gelse de sabah olabildiğince erken bir saatte yola çıkmanızı şiddetle öneririz, çünkü Los Angeles’ta özellikle hafta içi ciddi bir trafik olduğu için boşu boşuna zaman kaybetmenize sebep olabilir. Son olarak, Joshua Tree tarafına Los Angeles üzerinden gelecekseniz, Twentynine Palms tarafına doğru yol tarifi alarak ilerlemeniz mantıklı olacaktır, biz öyle yaptık.

*Joshua Tree’ye kadar geldiyseniz Palm Springs civarına da yaklaştınız demektir, orada da 1 gece geçirebilirsiniz.

Joshua Tree Gezisi (7)
Joshua Tree Gezisi : Joshua Tree’de Konaklama

Konaklama bölümü bizim Joshua Tree gezisi için en kilit noktaydı, çünkü rotamıza burayı eklememizin en büyük sebebi şu hiçliğin ortasındaki karavanlardan birinde kalmayı ve o ortamı deneyimlemeyi çok istememizdi. Bahsettiğimiz yeri yalnızca Airbnb üzerinden kiralayabiliyorsunuz ve oldukça az sayıda karavan olması ile insanların buraya ciddi anlamda ilgi göstermesi üst üste eklenince yer bulmak bayağı zor olabiliyor. Biz şanslıydık ve bir şekilde yer bulmayı başardık, siz de Joshua Tree’yi gezmeye gidecekseniz mutlaka, ama mutlaka bu deneyimi yaşayın deriz. Genel olarak bu konsepte yakın pek çok otel seçeneği var bu arada, belki biz gitmeyeli daha da güzel versiyonları da çıkmış, o yüzden şuradan genel bi’ ne var ne yok diye bakınmayı da ihmal etmeyin, şöyle bir kurcaladım da bayağı orijinal yerler türemiş.

Joshua Tree Airstream (1)
Joshua Tree Gezisi (3)
Şimdi karavan deyince tabii insan “ulan teoride güzel ama, pratiğe geçirince rahat eder miyiz acaba” diye düşünmeden edemiyor, haklısınız. Ama burası cidden o kadar rahat ve o kadar ev gibiydi ki, söylenmeye ve şikayet etmeye çok müsait insanlar olmamıza rağmen kesinlikle bu anlamda bir sorun yaşamadık. Zaten karavanların haricinde küçük ve tatlı bir ortak alan da oluşturmuşlar (bizim evden güzeldi bu arada o ortak alan yalan söylemeyeceğim) ve içinde salon, mutfak, hatta gayet ev ortamı olan bir banyosu da var, her türlü ihtiyacınızı da orada giderebilir (çişinizi diyoruz rahat rahat yaparsınız yani, toprağa falan yapmayacaksınız sdfs), alışveriş yapıp yiyeceğiniz dolaba koyabilir, mutfakta kendi yemeğinizi yapabilirsiniz. Hatta gaza gelip açık alanda barbekü bile yaparsınız, o seçenek de var, keyfinize göre. -Bu noktada neden çölün ortasında elimizde diş fırçalarımızla durduğumuzu da öğrenmiş oldunuz, çünkü #karavanlife-

Joshua Tree Gezisi (4)
*Eğer Los Angeles’ı gezmeye gittiyseniz günübirlik bir Joshua Tree gezisi yapmak hiç de imkansız bir şey değil. Burada konaklayacak vaktiniz yoksa bile Los Angeles gezinizin 1 gününü Joshua Tree gezisi için ayırabilirsiniz.

*Eğer Joshua Tree’de kamp yapmak isterseniz gayet içiniz rahat bir şekilde bu aktiviteye de girişebilirsiniz. Joshua Tree’deki kamp alanlarına ve ücretlerine şuradan bakabilirsiniz. Ücretler genellikle 20 doları aşmıyor. Bu arada burada kamp yapmak bayağı popüler bir aktivite olduğu için yerler çok hızlı tükenebiliyormuş, böyle bir planınız varsa bütün hafta sonu sokaklarda oynayıp ödevini Pazar gecesine bırakan öğrenci gibi işi son dakikaya bırakmayıp önceden yerinizi ayarların.

*Yok kardeşim kamp, karavan falan sizin olsun, ben rahatıma düşkün insanım diyorsanız Yucca tarafında, Joshua Tree National Park’a 20 dakika gibi bir uzaklıkta şöyle bir yer var, orada da konaklayabilirsiniz. Daha güzelini de bulamayız artık insaf.

Joshua Tree Gezisi (9)
Joshua Tree Gezisi: Joshua Tree’de Ne Yapılır?

Aslına bakarsanız genel anlamda yapmanız gereken şey “orayı da gezeyim, burayı da göreyim” telaşına kapılmaktan çok işleri biraz daha yavaştan almak. Yani şu yukarıda bahsettiğimiz karavan deneyimini, akşam sağda solda restoran aramak yerine ateşin başına oturup gökyüzünü gözlemlemeyi, bazen hiç konuşmadan bulunabileceğiniz en sessiz ortamlardan birinde bulunmanın verdiği o acayip duyguyu sonuna kadar yaşayın, bizce önemli olan onlar. Biliyoruz, belki de buralara bir daha hiç gelmeyeceksiniz ama, emin olun bu saydıklarımız bu civarda gezip görüp listenizde tik atacağınız yerlerden daha kalıcı olacak. Büyüdük biz resmen galiba ya, ebeveyn gibi hissettim kendimi şunları yazarken, neyse.

Joshua Tree Gezisi (14)
*Joshua Tree National Park

Aslında Joshua Tree’nin ana aktivitesi tabii ki Joshua Tree National Park içinde dolanmak, Joshua Tree denilen ağaçları görmek ve ilginç kaya oluşumlarını gözlemlemek. Zaten aşağıda söz edeceğimiz birkaç şey daha bu parkın içinde yer aldığı için burada ne gibi aktivitelerde bulunabileceğinizi de aslında özet geçmiş olacağız, sadece bölgedeki ana hedefinizi bi’ en başa yazalım istedik. Eğer hikingdi, doğa yürüyüşüydü, bu gibi şeyleri seviyorsanız zaten tam sizlik ortam. Sevmiyorsanız bile bu The Cardigans – My Favorite Game klibi gibi ortamdan haz almamanız, bu film seti terk görüntülerden etkilenmemeniz mümkün değil. Çöldesiniz, etrafınızda inanılmaz fotografik bir şekilde dizilmiş Joshua Ağaçları dolu, eğer sözümüzü dinlediyseniz akşama karavanda kalacak, ateşe marshmellow falan tutacaksınız, şahane gün!

Joshua Tree Gezisi (15)
*Cholla Cactus Garden

Hani yukarıda iki farklı çöl sistemi Joshua Tree’de bir araya geliyor demiştik ya, işte bu sebeple Joshua Tree harici farklı bitki türleri görebilmeniz de mümkün ve hayatınızda göreceğiniz en “şirin” kaktüsleri de koca bir kalabalık halinde Cholla Cactus Garden’da göreceksiniz. Zaten o şirin dediğimiz kaktüslerin adı bile “teddy bear cactus” diye geçiyor. Ama bu ciddi bir uyarıdır, aralarında dolaşsanız bile şirin kaktüs, tatlı kaktüs ayağına çok yanaşmayın, çünkü bunlar bayağı BAYAĞI sivri kaktüsler. Çok tatlı bulduğunuz eski sevgilinizin sonradan iblis çıkması gibi düşünün. İnanmıyorsanız şu videoyu izleyin nasıl ruh hastası gibi adamın bacağına saplanmışlar görün, ŞRFSZ CHOLLA.

Joshua Tree Gezisi (1)
*Skull Rock

Bu taşların, kayaların zamanla çeşitli sebeplerden aşınması sonucu oluşan şekillerden büyülenme işini bizim Kapadokya’ya özgü bir durum zannediyorduk, ta ki Joshua Tree’ye de her yıl aynı şeyi kovalayan binlerce turist geldiğini öğrenene kadar. Valla bizim için pek bir şey ifade etmiyor, ama genellikle insanlar bu tip oluşumları görmekten haz aldıkları için listeye yazmadan geçmek istemedik. Skull Rock görüntü olarak kafatasını andırdığı için popüler hale gelmiş, ilginizi çektiyse yolunuzu buraya da düşürebilirsiniz. (öyle bir yazdık ki yalnız, gitmek isteyeni de vazgeçirir ya, özür diliyoruz sdfs) Lokasyonunu şöyle bırakalım.

*Arch Rock

Bir başka değişik şekilli kaya oluşumu da Arch Rock, bir şekilde aşına aşına kemer formunu almış, ancak sizi buralara sadece bu sebeple göndermeyeceğiz. Arch Rock’a ulaşabilmeniz için arabanızı bırakıp biraz yürüyüş yapmanız gerekecek ve bu yürüyüş esnasında aslında Joshua Tree National Park’ın genel havasını da görmüş olacaksınız. Yani nerede kardeşim bu kaya oluşumu deyip durdukları şeyler demenizin önüne geçelim istedik, buyrun, tam olarak buradalar ve aralarında dolaşabilirsiniz.

Joshua Tree Gezisi (11)
*Keys View

Joshua Tree’ye kadar ulaştığınız takdirde Coachella Festivali’nin yapıldığı Coachella Valley’nin de bayağı bi’ yakınına gittiğinizi biliyor muydunuz? Artık biliyorsunuz. İşte bu Keys View dediğimiz manzara noktasına gidecek olursanız, şayet sisli puslu bir gün değilse, Palm Springs’ten Coachella Valley’e kadar uzanan bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. Tabii buralar çöl olduğu için biraz daha farklı bir manzara beklentisiyle gitseniz daha iyi olur.

*Noah Purifoy’s Outdoor Desert Art Museum

Hiçliğin ortasında bir müze bekliyor muydunuz? Biz de beklemiyorduk. Ama dedik size, Joshua Tree’nin böyle hisler uyandıran bir havası var, duygusu gelmiş, adam buraya açık hava müzesi kurmuş, bizce çok iyi. Burayı hiçbir ücret ödemeden her gün gezebilirsiniz, nasıl gidileceği konusu şurada yeterince detaylı anlatılmış, oradan bakabilirsiniz.

Pioneertown
*Pioneertown

Pioneertown aslında 1940’lı yılların ortalarında bir film seti olarak kurulmuş. Tahmin edebileceğiniz üzere ortam sebebiyle tema olarak tabii ki “şöyle bir vahşi batı havası yaratsak” demişler, e yaratmışlar da. 40’lı ve 50’li yıllar boyunca da burada 50’nin üzerinde film çekilmiş, plan tutmuş yani. Günümüzde ise işi turistik bir aktiviteye çevirmişler, gidip ziyaret edebilir, şöyle bir dolanabilirsiniz. Burada yer alan Pappy and Harriet’s adlı canlı müzik mekanını da gözden kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ederiz, daha önce Robert Plant bile burada çalmış, artık ortamı siz düşünün…

Joshua Tree Gezisi (2)
Joshua Tree Gezisi: İşe Yarar Bir Takım İpuçları

*Abi çölde de mi kahveci buldunuz hasta mısınız siz demeden önce sizi durduralım. BAKIN SİZİ DÖVERİZ, AYAĞINIZI DENK ALIN. Ne var seviyoruz kahveyi ya niye böyle yapıyorsunuz hadi barışalım…… Joshua Tree Coffee Company’i not alın, oralarda kahvesiz kalıp buraya doğru ilerlerken bizi hatırlarsınız.

*Eğer aklınıza takılan bir şeyler olduysa, daha detaylı bilgi edinmek istiyorsanız ya da bir terslik olması halinde Joshua Tree National Park içinde bir ziyaretçi merkezi de mevcut ve her gün saat 17:00’ye kadar açık. Konumunu şuraya bırakıyoruz.

*Özellikle Joshua Tree National Park içinde pek çok noktada telefon çekmiyor. Dolayısıyla gitmek isteyeceğiniz noktaları önceden offline bir haritada işaretlemeyi ihmal etmeyin.

*Yanınıza mutlaka güneş kremi alın, 40 dereceleri aştığı oluyor, kavrulursunuz.

*Üstteki maddenin tam tersi bir öneriye daha ihtiyacınız var; yanınıza akşam saatleri için kalın bir şeyler alın. Akşam hava durumu bambaşka bir hal alıyor, bu sefer de donarsınız.

2 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir