Paris’te Alışveriş: Bi’ Şeyler Almadan Döneni Döverler

paris lafayette

Dünya çapında Paris ile ilgili bol bol dayatma yapılır. Bunlardan en öne çıkanı ise pek tabi “aşıklar şehri” dayatmasıdır. “Romantizmden öleceksiniz”, “Sevgilisi olmayanlara kezzap atıyorlarmış” şeklinde üzerimize gelip dururlar bu konuda. Halbuki herkesin Paris’i başka işte, ne yaşamayı bekliyorsan, o yöne çevirebiliyorsun bu güzel şehri. İkinci dayatma ise tabi ki, “Paris’te alışveriş keyfiii :)))”. Zorunda mıyız? İlla Champs Elysees’deki Louis Vuitton’un önünde, elimizde içinde sadece anahtarlık olmasına rağmen kocaman görünen poşetlerimizle fotoğraf mı çektireceğiz? Evet, hepimizin bunu yapması gerekmiyor ama, hazır gitmişken güzel bir şeyler bulamayacağınızı söylersem de haksızlık etmiş olurum sanırım. Bu yüzden, küçük çaplı bir alışveriş postu hazırlamak iyi olabilir diye düşündüm. Şuradan şunu aldım, buradan bunu aldım diye fotoğraf paylaşmak gibi bir eyleme girişmeyecek olsam da, nerede ne bakınabilirsiniz küçük ipuçları vermiş bulundum.  Buyursunlar.

Daha başlamadan gelen not: “Dur önce bi’ gezelim, ne alışverişi?” diyenler için, Paris Alışveriş Rehberimize sızmadan önce Paris gezi rehberimiz şurada.

champs elyseesParis’te Alışveriş: Champs Elysees Caddesi

O kadar alakasız harfin bir araya gelişinden “Şanzelize” okunuşunun nasıl çıktığına akıl sır erdiremediğim bu dev caddenin bir ucu Concorde Meydanı’na, bir ucu Arc de Triomphe’a uzanıyor. Büyük ihtimalle dünyanın en ünlü caddesi olan Champs Elysees’nin güzelliğinin pek de tartışılabilir bir yanı olmadığı aşikar. Öyle ki, ilk defa, “çok güzel, bayılırsın, aman allahım” şeklinde övülen bir yer için ben de aynı hisleri besler oldum. Her neyse, konumuz alışverişe dönelim.

Champs Elysees’de bulabileceğiniz mağazalar, çoğunlukla “pardon bu yalnızca bir ayakkabının fiyatı mı?” şeklinde sorular sordurabilecek türden. Louis Vuitton, Cartier, Valentino, Hugo Boss, Guerlain, Chanel, Mont Blanc, Furla, Burberry, Versace, Chloe, Dior, Escada, Zegna, Givenchy, Gucci, Kenzo, Lanvin, Sergio Rossi, Cavalli şeklinde ilerleyen, (kategoriyi anlamışsınızdır bence) dünyaca ünlü birçok markayı burada bulabilirsiniz. “Bunların çoğu Türkiye’de var, ben niye burada alayım ki?” diyebilirsiniz. Aslına bakarsanız haklısınız da. Fiyatlar konusunda herhangi bir fark da yok üstelik. Bu noktada oradan alışveriş yapmanın tek avantajı Tax Free şansınızın olması.

Fiyatlarını biraz daha makul olarak değerlendirebileceğiniz Levi’s, Abercrombie, Gap, Adidas, H&M, Etam, Sephora, Yves Roches, Nine West, Promod, Zara gibi mağazaları bulabilmeniz de mümkün. Welcome to züğürt tesellisi.

Hediyelik eşya alışverişi konusunda, Champs Elysees üzerinde ve ara sokaklarında birçok alternatif bulabilmeniz mümkün, ancak özellikle cadde üzerindekiler gereksiz pahalı. Turistik noktalardan uzaklaştıkça çok daha makul fiyatlısını bulabilecekken buradan almanın alemi yok. Yok ben uğraşamam aramakla diyorsanız, en azından ara sokaklara şöyle bir kafa uzatın, ve oradakilerden alın. Arcades des Champs-Élysées adlı pasajda, Starbucks’ın arkasında kalan noktada, oldukça sevimli hediyelikler bulabilirsiniz.

Paris’te Alışveriş: Bir Takım İpuçları

-Cadde üzerindeki Disney Store, Disneyland’in içindeki mağazaya göre oldukça az çeşide sahip. Çoğunlukla çocuklara/bebeklere hitap eden ürünler var.

-Kızlar, Abercrombie’nin girişinde sizi karşılayacak olan steroid basılmış ergenlere şöyle bir bakabilirsiniz bence. Abercrombie’nin cadde üzerindeki yerini söylememe hiç gerek yok, parfüm kokusundan boğazınız yanmaya başlayınca sağınıza bakın, hemen oracıkta göreceksiniz.

-Bu caddedeki mağazalar çoğunlukla 10:00-21:00 arası açık, zamanınızı ona göre planlayın.

-Caddenin orta yerinde inmek için metroya binip 1. hattı kullanarak George V durağında inebilirsiniz.

Sandro, Maje ve Pinko’ya özellikle göz atın, İstanbul’a kıyasla çok daha fazla çeşit bulabilirsiniz. (Sandro İstanbul’da var mı o konuda pek emin değilim)

-Bir gününüz burada geçirmeyi düşünüyorsanız, klişe ama sevimli bir tercih olan Laduree’nin kahvaltısı ve kruvasanları gayet lezzetli. Makaronları için kötü diyemeyeceğim ama, çok daha güzellerini sokak pazarlarında bulabilirsiniz.( Mesela Louvre’un girişinde kurulan) Bunun dışında bir şeyler yiyip içebileceğiniz çeşit çeşit mekan cadde üzerinde mevcut.

Chez Clement adlı mekanda, alışkın olduğumuzdan biraz daha farklı, Brüksel’dekine benzer bir midye&patates deneyimi hoşunuza gidebilir. Lokal yer arayışındaysanız, bu mekan oldukça turistik, aklınızda bulunsun, sonra kızmayın bana.

-Çay seviyorsanız, cadde üzerindeki Kusmi Tea Store’da değişik çeşit ve aromalarda çaylar bulabilmeniz mümkün. Ben eve de aldım, ve bayılarak içiyorum, tavsiye edebilirim.

-Gitmişken Arc de Triomphe’a çıkıp, etrafa şöyle bir bakınsanız güzel olur sanki.

-Yine cadde üzerindeyken gerçekleştirebileceğiniz pek acayip bir etkinlik daha var. O da sağda solda görebileceğiniz fazlasıyla ilgi çeken spor arabaları kiralamak. 2013 itibariyle 20 dakikası 80 euro civarı bir şeydi. O kadar istiyor olabilir misiniz?

Galeries-Lafayette-ParisBoulevard Haussmann

Marcel Proust’un senelerce yaşadığı Boulevard Haussman, Champs-Elysees’den sonra Paris’te alışveriş için en çok tercih edilen ve en popüler bölgelerden biri. Bunun ana sebebi kuşkusuz, pek ünlü Galeries Lafayette ve Primtemps’i üzerinde bulunduruyor olması.

Bizdeki çirkin alışveriş merkezlerinin çok daha güzel ve ihtişamlı versiyonu olarak kabul edebileceğimiz bu iki “department store”u nasıl bulacağız gibi bir derde düşerseniz, etraftaki Asyalı popülasyonu takip etmeniz yeterli olacaktır. Çünkü en çok onlar alışveriş yapıyor, çünkü tax free için girmeniz gereken o devasa kuyruğun tüm sebebi onlar, çünkü siz 2 gömlek alırken onlar 22 gömlek alıyor olacaklar. (bu konuda biraz doluyum)

Galeries Lafeyette’te kozmetik, ev, giyim ve yiyecek gibi birçok farklı ürün bulabilmeniz mümkün. Anlatmak için çok klişe ve bayağı bir tanım olacak ama, “Boyner’in güzel olanı” olarak düşünebilirsiniz mesela. Fiyatlar tabi ki Champs Elysees’dekileri aratmıyor. Zaten ürünleri de Champs Elysees’dekilerin tek bir mekanda toplanmış hali olarak düşünebilirsiniz. Çeşit çok, fiyatlar da çok, ama oldukça güzel şeyler bulabilmeniz pek tabi mümkün. Mimari açıdan inanılmaz olduğu gerçeğini de unutmamak lazım, insan alışveriş mi yapsın, binayı mı incelesin karar veremiyor. İçeride ne var ne yok merak ediyorsanız, şuraya bir göz atmalısınız. Pazar kapalı. Onun dışında her gün 9:30-20:00 arası açık.

Printemps ile Galeries Lafayette birbirlerine komşular. Ancak aralarında içerik olarak ne fark var da yan yana böyle devasa iki mağaza koymuşlar diye soracak olursanız, inanın ben de bilmiyorum. Bana kalırsa aynısının lacivertiydi işe. Printemps’in içinde hangi marka ve tasarımcılara ulaşabilirsiniz merak ediyorsanız, şurada detaylı bir liste mevcut. Pazar kapalı. Onun dışında her gün 9:30-20:00 arası açık. Perşembeleri bir çılgınlık yapıp 10’a kadar açık kalıyorlar.

İpuçları

-Bu bölgeye, metroya binip, Chaussée d’Antin, Trinite ya da Opera durağında inerek ulaşabilirsiniz.

-İndirim dönemine denk gelirseniz, her şey çok daha güzel olabiliyor. Ancak manyakça bir kalabalığa hazırlıklı olun.

-Bu bölgede hediyelik, ıvır zıvır alabileceğiniz birçok dükkan ve yemek yiyebileceğiniz sevimli kafeler mevcut. Ayrıca orada burada makaron deneyerek en güzelini tespit edebilirsiniz.

-Galeries Lafayette’in en üst katındaki uzak doğu restoranı her daim gereksiz kalabalık oluyor. Sushileri güzel, ama öyle çok büyük bir olayı yok. (evet çok büyük bir olayı olan sushiler de oluyor) Çıkın sokaklarda oturun, ne kendimizi AVM’ye kapamaya meraklı halkız biz arkadaş!

ShakespeareCoParisQuartier Latin

Bir dönem Hemingway’in ve James Joyce’un yaşadığı, Oscar Wilde’ın öldüğü, Picasso’nun Guernica’yı tamamladığı, ressam ve diğer sanatçıların cirit attığı Paris’in bir diğer aşık olunası bölgesi Quartier Latin. Böyle okuyunca alışveriş yapmak yerine çok daha farklı şeyler yapası geliyor insanın tabi ama, tamam, ben konumuzdan sapmıyorum.

Bu bölgede daha makul fiyatlı alışveriş yapabilmeniz mümkün. Ancak bu da, farklı seçenekler bulmaktan çok, bildiğimiz hazır giyim mağazalarına maruz kalmanıza neden oluyor.

– Before Sunset’ten de hatırlayacağınız, dünyada en sevdiğim kitapçılardan biri olan Shakespeare & Co, Üstelik gezginler için dükkanın üst katında, birkaç saat orada çalışmaları karşılığında konaklayabilecekleri küçük yataklar bile var. İnsanın sevdikçe sevesi geliyor.

Cafe de Flore ve Les Deux Magots bu bölgede.

-Bölgeye ulaşmak için Notre Dame’ın bulunduğu noktadaki bir köprüden karşıya geçivermeniz yeterli. Ya da metroya binip St Michel durağında inebilirsiniz.

-Bu tarafa gelmişken, sokaklarda keşif turuna çıktıktan sonra Jardin de Luxembourg’a giderek dinlenebilir, çimlere bayılabilir, biber gazına maruz kalmadığınız bir parkın keyfini çıkarabilirsiniz.

-Bence burada alışveriş yerine yapacak çok şey var, boşverin alışverişi diyecek noktaya geldim galiba.

colette parisRue Saint Honore

Aynı zamanda konaklamayı tercih ettiğim bölgelerden biri olan Saint Honore, müthiş şirin bir bölge. Alışveriş konusunda ise, sizin için ne kadar tatmin edici olacağını bilemesem de, bilmediğiniz duymadığınız onlarca küçük tasarımcı ve butik bulabileceğinizin garantisini verebilirim. Bu bölgede, ev dekorasyonu konusunda da birçok seçenek var.

Colette, Comptoir des Cotonniers, Cotelac ve Tosca Blu, uğrayıp beğenebileceğiniz destinasyonlar. Fiyatlar konusunda olumlu bir şey söylememi bekliyorsanız, söylemeyeceğim Lavinya.

-Buraya Champs Elysees’den yürüyerek kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

-Bu bölgede bulunan La Castiglione’de öğlen bir şeyler yiyebilirsiniz.

paris_maraisLe Marais

Paris’in en güzel, sevimli ve bohem bölgelerinden biri olan Marais, en farklı butik ve tasarımcıları keşfedebileceğiniz bölgelerden biri. Bana kalırsa, Paris’te alışveriş yapacağım ve farklı bir şeyler bulmak istiyorum diyenler için de, Paris sokaklarına kaybolmak, güzel fotoğraflar çekmek, şirin bir kafede kitabımı okumak istiyorum diyenler için de gidilmesi gereken ilk bölgelerden biri burası. Fiyat aralığı oldukça geniş, ancak genel olarak “hesaplı” bir şey bulabilmeniz pek de olası değil. İç sesiniz Euro’yu TL’ye çevirdiği sürece huzur bulma ihtimaliniz yok zaten.

-Les Petites, Ba&Sh, Comptoir des Cotonniers gibi butiklere mutlaka uğrayın.

-Gitmişken Fabien Brevuart’a uğrayıp, günlük sanat dozunuzu alabilirsiniz.

Paris_Forum_des_Halles_2012_05Les Halles

Forum des Halles adlı “yeraltı alışveriş merkezi”nin bulunduğu bu bölgede, birçok butik ve sanat galerisine rastlayabilirsiniz. Alışveriş merkezini ise, şahsen sevmemiş olsam da, içinde H&M, Zara, Etam, FNAC, Muji, Sephora gibi birçok bilinen markayı bulabilmeniz mümkün. Kişisel fikrimi soracak olursanız, alışveriş için en son tercih edeceğim bölgelerden biri diyebilirim.

Pimkie ve Promod Türkiye’de pek sık görülmüyor. Belki bir ihtimal oralardan, makul fiyatlı (Pull&Bear, Bershka kategorisinde) bir şeyler bulabilirsiniz.

-Ulaşım için metroya binip Les Halles durağında inebilirsiniz. (iyi ki söyledim di mi?)

 

5 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir