Instagram’ı adeta zapt etmiş, profilinde buradan bir fotoğrafı olmayan influencer’ın kazma ve küreklerle feci şekilde dövüldüğünü tahmin ettiğimiz, kendisi güzel, çevresi de en az kendisi kadar güzel beldemiz Cinque Terre’ye sonunda ayak bastık. Buraya ilişkin çok karmaşık duygular içindeyiz, Cinque Terre Severler Derneği gelip bloga saldırır diye açık açık söylemeye biraz korkar gibiyiz ama, NE OLACAKSA OLSUN BE SÖYLÜYORUZ; Biz bu gezinin ardından artık Cinque Terre’nin bu ortamda ve bu koşullarda “mutlaka gidilmesi gereken” noktalardan biri olduğunu düşünmüyoruz. (ve söyledik…) Bu koşullar derken neyi kast ediyoruz? A-nor-mal kalabalığı. Bu durum tabii ki mevsimsel olarak değişebilmekle birlikte özellikle yaz ve tatil dönemlerinde burada gerçekten anormal seviyede bir kalabalık oluyor ve farklı koşullarda ziyaret edilebilecek olsa hayatınızda geçirdiğiniz en huzurlu günlerden birkaçını geçirebileceğiniz Cinque Terre geziniz, Cumartesi günü Beşiktaş pazarına ya da ne bilelim Aleyna Tilki halk konserine gitmişsiniz gibi geçiyor. Biz size söyleyelim, bizce bu durumda kesinlikle Instagram’ın da payı büyük, ama onu boklama evresine geçersek işler uzayacak, siz konuyu anladınız.
Evet, şimdi elimden geleni yapıp sizin hevesinizi kırmamak için bu rehberi olabilecek en pozitif halimle yazmayı deneyeceğim, ama unutmayın ki arka planda aklımda şu görüntü var: Cinque Terre’nin küçük ve tatlı köylerinden birindeyim, üstüme Walking Dead film seti gibi, Game of Thrones 8. Sezon 3. Bölüm sahnesi gibi akın akın (yok bu ikileme yetmedi, daha güçlüsünü kullanmalıyım), YALDIR YALDIR, GÜLDÜR GÜLDÜR insan geliyor, allahım diyorum LANET OLSUN İÇİMDEKİ SEYAHAT SEVGİSİNE DE, DÜNYAYI GÖRME İSTEĞİME DE. Şimdi böyle anlatınca komik geliyordur belki ama, son zamanlarda hiç bu kadar bunaldığımı ve tanımadığım insanları rastgele tokatlama noktasına geldiğimi hatırlamıyorum, öyle bir kalabalığa maruz kaldık. Ay manzaraya baakk, aman İtalya’nın muhteşem güzelliği, vay efendim kayanın üstüne köy kurmuşlar onu da renkli boyamışlar, bre bu ne tatlılık falan geçiyorsunuz bunları, tek isteğiniz böyle boş bir odada köşeye çömelip boşluğa bakarak sallanmak falan oluyor sdfs. Şimdi seni çok iyi anlıyorum Walking Dead – Rick, heşteg #relatable.
Tamam daha fazla olayı yükseltmeden Cinque Terre gezinizi güzel kılmak için elimden geleni yapacağım. Karşınızda, Cinque Terre Gezi Notları!
*Başlamadan gelen not: İtalya’nın gezilmedik yerini bırakmadığımız için tüm İtalya rehberlerimize şuradan ulaşabilirsiniz. Bu konuda iddialıyız……Bu anlattığımız yerleri görüntülü olarak gezmek isterseniz Instagram profilimizde sabit storyleri inceleyebilirsiniz.
*Yurt dışında internet kullanımı için bir e-sim uygulaması olan Airalo’yu kullanıyoruz, çünkü operatörlerin internet&konuşma paketi ücretlerinden çok daha makul bir fiyata denk geliyor, bize bol bol sorulduğu için baştan söz etmiş olalım. Ne kadar süre ihtiyaç duyacağınıza göre istediğiniz paketi seçebiliyorsunuz, uygulamaya ve fiyatlara göz atmak için şuraya tık tık.
Cinque Terre Gezi Notları: Cinque Terre’ye Ne Zaman Gidilir?
Bakın bu kısım çok önemli, özellikle bizim gibi kalabalıktan aklınızı yitirmek istemiyorsanız şurayı üşenmeden doğru düzgün okuyun. Valla bazen kendimi zeki ama çalışmayan çocuğun sınıf öğretmeni gibi hissediyorum, DİKKATİNİ VER BURAYA EVLADIM. Cinque Terre’nin kalabalık zamanları Paskalya döneminden başlıyor (Nisan civarı gibi düşünün yani) ve Ekim’e kadar yolu var. (seviyesiz espri yapmaya müsait bir cümle oldu, siz yapın benim yerime, anamız babamız okuyor burayı ben yapamam) Ulan senenin yarısını aldın elimizden dediğinizi duyar gibiyim, o yüzden en azından ne zaman gitmenin daha iyi olabileceğine ilişkin birkaç ipucu vererek durumu toparlamak niyetindeyim;
*Mümkünse Paskalya tatilinin ne zaman olduğunu kontrol edin ve asla o dönemde gitmeyin. Çünkü bizler gibi başka ülkelerden Cinque Terre’yi gezmeye gidenlerin yanı sıra İtalya’nın başka şehirlerinden gelen turistler de buraya akın ediyor.
*Yine mümkünse, eğer buranın huzurlu yönünü deneyimlemek hevesiyle yola çıkıyorsanız yazın buraya gitmemeye çalışın, Haziran-Temmuz-Ağustos kalabalığın zirve dönemleri. Özellikle Ağustos ayı İtalya’nın “tatil ayı” gibi olduğu için muhtemelen burası olabilecek en kalabalık halini alıyordur.
*Her ne tarihte giderseniz gidin Cinque Terre gezinizi hafta içine denk getirmek çok mantıklı bir karar olur, her halükarda hafta sonu daha kalabalık.
*Şayet Cinque Terre’ye kış aylarında gidecek olursanız pek çok mekanın/restoranın kapalı olduğunu duyduk. Duyduk diyoruz çünkü kendimiz şahit olmadık, ancak hakikaten durum böyleyse zaten çok da fazla restoran seçeneği olmadığı için bu durum sorun yaratabilir. Yani kalabalıksız ve daha huzurlu gezer, buranın tadını çıkarırsınız belki ama, bari yanınıza yiyecek içecek bir şey alın.
Cinque Terre Gezi Notları: Cinque Terre’ye Nasıl Gidilir?
Şimdiii, önce sizi bi’ Cinque Terre’ye ulaştıralım, sonra da köyler arası ulaşım meselemizi hallederiz. Tahmin edersiniz ki böylesine küçük bir yere direkt uçuş diye bir şey yok. Balıkçı köyüne uçakla inme beklentisi olan var mıydı aranızda? Sanmıyoruz, Kylie Jenner mıyız, Paris Hilton muyuz biz? Zaten direkt uçuş olsaydı kalabalık hangi level’a çıkacaktı yahu, olmasın, OH. (sanki benim memleketim ya sahiplenişe bak) Neyse, neticede buraya direkt uçuş olmasa bile civarındaki pek çok şehre direkt uçabilirsiniz. Mesela, Cenova, mesela Türkiye’den direkt uçulabildiği pek de bilinmeyen Pisa. Bunlar Cinque Terre’ye en yakın olanlar. Eğer mesafeyi çok dert etmiyorsanız trenle Milano’dan 3 saat, Bolonya’dan 4 saat gibi bir sürede de buraya ulaşabiliyorsunuz. Aslında Floransa da yakınlarınızda, ancak oraya direkt uçuş yok diye karıştırmadık, yolunuz oraya düşecekse oradan da geçilebilir. Özetle o dönemde hangi havayolunun hangi uçuşu en uygun fiyatlı ise onu tercih edebilir ya da rotanıza göre karar verebilirsiniz.
*Bizim Cinque Terre’yi de dahil ettiğimiz rotamız şu şekildeydi, storylerde izleyip hoşuna gidenler için onu da şöyle bırakayım: Bolonya, Livorno, Lucca, Pisa, Floransa, Chianti, Cinque Terre, Siena, San Gimignano. (sırasıyla yazmadım, 2 haftada karışık bir sıralama ile buraları gezdik) Yani bir Toskana turuna çıktıysanız Cinque Terre Toskana bölgesi dahilinde değil Liguria bölgesi kapsamında olmasına rağmen o kadar yakınına gitmişken burayı da görebilirsiniz, biz tam olarak öyle yaptık.
*Yukarıda yazdığımız şehirlerin tamamından Cinque Terre’ye tren ile ulaşabiliyorsunuz. Yani bizim gibi araba kiralamayacaksanız hiç sorun değil, trenle ülkede cirit atabilir, İtalya’nın demiryollarına güzellemeler yazabilir, bol bol tren övebilirsiniz. Zaten istiyorsanız limuzinle istiyorsanız traktörle gelin fark etmez, bir noktada arabayı bırakmak zorunda kalacaktınız, o konu için hep beraber bir sonraki başlığa gidiyoruz.
Cinque Terre Gezi Notları: Cinque Terre’de Ulaşım
Bu konu herkese karmaşık geliyor, ama aslında değil, herkes sakin olsun, bu başlıkta bu krizin üstesinden geleceğiz. Cinque Terre köyleri arasında geçiş için 3 seçeneğiniz var; yürümek, tren ve deniz ulaşımı. Yani arabamla köyden köye geçeyim, “askm montumu arabada bıraksam olur mu, üşürsem gider alırsın di miiii” yok, arabayı unutun. Hyr askm eşek gibi taşıyacaksın o montu askmmmm…..Bu noktada arabadan kurtulmak için en çok tercih edilen seçenek (zaten başka seçenek var mı bilmiyoruz, bilen varsa aydınlatsın) arabanızı La Spezia’ya bırakmak ve ardından La Spezia’dan Cinque Terre köylerine giden trene binmek. Zaten La Spezia ile buradan ilk ulaşacağınız köy olan Riomaggiore’nin arası 8 dakika gibi bir şey sürüyor, çok kısa mesafelerden bahsediyoruz. Sonrasındaki ulaşım seçeneklerinizi şöyle bir inceleyecek olursak;
*Tren: En kolayı, en rahatı, en kısası. Öyle kısa ki, Doğu Ekspesi’nde olduğu gibi içeriyi süslemeye kalksalar ilk renkli ampulu astıklarında, ne bilelim ilk fotoğrafı çektiklerinde yolculuk biter. La Spezia’dan başlayıp gidebileceğiniz son köy olan Monterosso al Mare’ye kadar köylerin hepsinin arasında trenle ulaşım mevcut ve 4-5 dakikalık kısa kısa yolculuklar ile şıp diye ulaşıveriyorsunuz. Her seferinde tren bileti almakla uğrasmamak için 16 Euro gibi bir fiyata treni doyasıya kullanmanızı sağlayacak, “ay önceki köyün tuvaleti daha güzeldi ben ona gideyim bence” rahatlığı verecek Cinque Terre Card’ı alabilirsiniz, tren istasyonlarında satılıyor. Kartı satın alırken size tren saatlerine ilişkin bir liste de veriyorlar, ona göre hareket edebilirsiniz. Bu arada trenleri bilet almadan kullanan cengaver arkadaşlar çok olmuş ama bizce bu riski almaya değmez, çünkü laps diye kontrole denk gelebiliyorsunuz. Sonra 100 Euro cezayı ödeyince görürüm sizi, artık TL’ye çevirip çevirip kalp krizi geçirirsiniz. Kartınızı online olarak alabilirsiniz, bu şekilde sıra beklemezsiniz, onun da linkini bıraktım.
*Yürüyüş: Normal koşullarda belki bizim de tercih edeceğimiz, ancak Cinque Terre gezisini tek bir güne sığdırmaya karar vermemiz sebebiyle vaktimizin yetmeyeceğini kabullenerek vazgeçtiğimiz diğer seçenek, köyler arası geçişi yürüyerek yapmak. Bunu tercih edecek olma sebebimiz yürüyüş sevdalısı olmamızdan (değiliz çünkü, pizza sevdalısıyız daha çok) çok bu rotanın karşımıza güzel manzaralar ve fotoğraf fırsatları çıkaracağını tahmin etmemizdi, ancak trekking seviyorsanız da bu seçenek sizlik olabilir. Bu noktada bilmeniz gereken şey yürüyüş rotalarının çok da kolay olmadığı, yer yer sizi zorlayabileceği ve mesafelerin de çok da kısa olmadığı. Yani km bazlı bakarsanız çok da uzunmuş gibi görünmese de çok basit bir yürüyüş yolu olmadığı için kesinlikle tahmin ettiğinizden daha uzun sürüyor. Bilmeniz gereken diğer önemli şey ise bu yürüyüş yolunu yürümenin de bedava olmadığı. -Canım Orhan Veli’nin Bedava şiirinde bir takım güncellemeler mi yapsak – Buradaki parkurların hepsini kullanabilmeniz için de bir kart mevcut ve günlük fiyatı 7,5 Euro, yine online olarak satın alıp sıra beklememeniz için linkini şöyle bırakıyorum. Son olarak yürüyüş rotasını izlemek isteyenler için bir telefon uygulaması da yapmışlar, o da işinizi kolaylaştırabilir, onun linkini de ayrıca bıraktım.
*Deniz ulaşımı: Eğer gerçek bir manzara bağımlısıysanız Cinque Terre köylerini deniz yoluyla da keşfedebiliyorsunuz. Bu şekilde köyleri karşıdan da görebilme imkanınız olacağı için pek tabii hoş bir seçenek olabilir. Anladığımız kadarıyla bu seçeneği sunan birkaç farklı firma var ancak biz buna hiç yönelmediğimiz için hangisinin güvenilir olduğu konusunda bir bilgimiz yok, artık heves ettiyseniz araştırmasını kendiniz yapacaksınız, biz sadece böyle bir imkanınız olduğunu da bilin istedik.
*Önemli ve hayat kurtarıcı bir konudan bahsetmeden de Cinque Terre’de ulaşım meselesini kapatmayalım, La Spezia’ya kadar arabayla gitmiş bulunduysanız o arabayı nereye bırakacaksınız? Hemen 2 adet otopark söylüyoruz: Birincisi Coop adlı marketin otoparkı (bu B planınız olsun, diğer trene daha yakın), ikincisi ise herkesin bir şekilde bulmayı başardığı şu lokasyondaki otopark.
*Ulaşıma ilişkin son bilgi: Yürüyüş rotalarını izleyecekseniz şuradan günlük yol durumunu kontrol etmeyi ihmal etmeyin, günlük koşullara göre kapanan yolları buradan yayınlıyorlar.
Cinque Terre Gezi Notları: Cinque Terre’de Nerede Kalınır?
Cevap veriyoruz: Bilmiyoruz. Çünkü biz Cinque Terre’de kalmadık. Ancak kalsak mı kalmasak mı aşamasında araştırma yaparken edindiğimiz birkaç işe yarar ipucunu buraya bırakacağız ki, Cinque Terre’de konaklamak isteyenlere bir faydası olsun.
*Konaklama için çok fazla seçenek yok, özellikle bu kadar fazla turistin akın ettiği bir yer olduğunu da düşünürsek. Dolayısıyla fiyatlar da yüksek gibi görünüyor. Bu sebeple Cinque Terre’de konaklamayı daha uygun fiyata getirmek isteyen pek çok kişi La Spezia’da konaklamayı tercih ediyor. Nasıl olsa çok yakın, neden olmasın?
*Eğer denize de girmek istiyorsanız konaklama için Monterosso’yu tercih etmek mantıklı olan, özellikle tercihinizse kum plajı olan tek köy de burası gibi görünüyor.
*Ulaşımı en zor olan Corniglia, çünkü tepede kalıyor, dolayısıyla belki bu sebepten Corniglia’yı eleyebilir ya da tam tersi bir mantık ile “daha boş olur abi orası kalabalıktan kaçınmış oluruz” diyerek burayı tercih edebilirsiniz, karar sizin. Akşamları en sakin olan köyün burası olduğunu da hatırlatalım.
*Anladığımız kadarıyla Vernazza konaklamak için en çok tercih edilen köy, çünkü en hareketli akşamlar orada oluyor.
Cinque Terre Gezi Notları: Cinque Terre’nin Köyleri & Gezilecek Yerler
Başlığa bak, mübarek İtalyan halk türküsü, adeta Ordu’nun dereleri…Neyse, öncelikle haşır neşir olacağımız minik balıkçı köylerimizin (hangi balıkçılar bunlar ya, balıkçılıkta hangi level bu, yat sahiplerine balıkçı mı diyorlar bunlar) isimlerini bi’ öğrenelim; Riomaggiore, Manarola, Corniglia, Vernazza ve Monterosso al Mare. Le Spezia’dan trene bindiğinizde ilk ulaşacağınız Riomaggiore, son destinasyonunuz ise Monterosso oluyor, sıralamalarını o şekilde düşünebilirsiniz. Hepsi aşağı yukarı birbirlerine benzemekle birlikte pek tabii farklı güzellikler, manzaralar ve özellikler sundukları için hepsini gezseniz de baymazsınız (tamam yalan söylemeyeceğim biz biraz baydık ama o kısmını söylemiyorum….OOPSS SÖYLEMİŞİM), ama öyle muazzam farklılıklar beklemezseniz. Biz size köylerin olayı nedir tek tek anlatalım, siz istediklerinizi seçip gider ya da gaza gelip hepsini gezersiniz, orası size kalmış.
Bu arada, aşağıda “bu kısmı yazarken sıkılmış kızlar galiba, kestirip atmışlar” gibi bir düşünceye kapılmamanız için şunu da eklemek isteriz: Bu köylerde spesifik olarak “şunu gezin, şu müzeyi görün, bu sokakta şu var” gibi gezilecek noktalar yok. Cinque Terre’ye gitmeden önce araştırma yaparken biz de “ulan ne dandik yazmış millet, hiçbir blog hiçbir şey anlatmıyor resmen” diye düşünmüştük ama, meğer hakikaten haklılarmış. Burada köylere gidip şöyle bi’ turlayacak, manzara övecek, sonra aylaklık edeceksiniz, yeni kendinize gezilecek yerler listesi oluşturma derdine falan düşmeyin boşa.
Riomaggiore
La Spezia’dan trene bindiğinizde ilk durakta inecek olursanız Riomaggiore’ye ulaşacaksınız. Daha önce Instagram’da aynı açıdan 252. tane fotoğrafını gördüğünüze neredeyse emin olduğumuz Riomaggiore’de istasyondan çıktığınızda ya köyün içine karışacak ya da deniz tarafında doğru inerek o söz ettiğimiz klasik fotoğrafı yakalamak üzerine manzara noktasına gideceksiniz. Köyün içine doğru ilerleyecek olursanız yokuş yukarı ilerlerken sağınızda solunuzda kafeler, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları olacak. Son dönemlerde burada fast food olarak “kızarmış deniz ürünü” tüketme akımı başlamış, doğruya doğru, sıradan bir şey olsa da bayağı lezzetli yapıyorlar. MiVa Take Away’in kalamarı önerimizdir.
Manarola
Riomaggiore’den sonraki durak Manarola. Aslında teknik olarak renk renk boyanmış bir sürü evin üst üste yığılması üzerine kurulu bir düzen olsa da, o görüntü masmavi bir deniz ve binaların deniz kenarına konumlandırılış biçimi ile birleşince ortaya çok güzel bir manzara çıkıyor. Manarola’daki klasik turist fotoğrafınızı yakalamak için yine deniz kenarına inip sonra manzara noktasına doğru ilerlemeniz gerekiyor, zaten kalabalığı takip ederek kolaylıkla bulacaksınız. Ardından bu manzara noktasının tepesine kadar ilerler ve çok çılgın bir sıraya denk gelmezseniz Nessun Dorma’da şahane bir manzara eşliğinde yemek yiyebilir ya da bir şeyler içebilirsiniz.
Corniglia
Corniglia köyler arasında tek deniz kenarında olmayanı. Daha tepede kalıyor, dolayısıyla trene binip buraya ulaştıktan sonra bol bol basamak (bol derken 300+ yani) tırmanmanızı gerektiren bir durum söz konusu. Dünyadaki üşengeç insan nüfusunun çoğunlukta olduğuna bir işaret olacak ki, köyler arasında da en az turistik olanı. Bilin bakalım bu köye kimler gitmedi? Sfsf GİTMEDİK İŞTE PİŞMAN DEĞİLİZ.
Vernazza
Vernazza en çok sevilen köy olabilir mi? Şöyle bi’ genel yorumlara bakınca öyle bir izlenimi oluştu. Küçük tatlı meydanı ve yine yüzebileceğiniz küçük plajı ile Vernazza yine pek güzel fotoğraflar sunuyor ama deniz derdindeyseniz sizi bir sonraki köy olan Monterosso’ya alacağız. Hazır Vernazza’ya gitmişken Gelateria Il Porticciolo’da birer dondurma da götürmeyi ihmal etmeyin.
Monterosso al Mare
Denize girme peşinde olanlar köyler arasında en büyük ve tek kum plaja sahip olan köy olduğu için Monterosso’ya mutlaka yolunu düşürüyor. Noldu üşeniyordunuz Corniglia’ya çıkmaya, en uzaktaki köye gitmeye üşenmiyorsunuz ama? Bu ne ikiyüzlülüktür……sdfs Biz denize girilebilecek bir dönemde gitmediğimiz için plajın durumuna ilişkin bir bilgimiz yok ama, en azından denize girmek isteyenler için en mantıklı seçeneğin burası olduğunu söyleyebiliriz.
Corniglia’ya istasyonun önünden belli saatlerde kalkan midibüs var. Cinque Terre Card ile ücret ödemeden binilebiniyor.
Selamlar,
Biz 2014 Temmuz (1 Euro’nun 2.8 TL olduğu o güzel günlerde) sonunda -hafta içi- 3 gece (Monterosso konaklamalı) kalmıştık. Gündüz de öyle rahatsız edici bir kalabalık yoktu ancak özellikle geceleri, günübirlik gelenler de gidince, muazzam bir sessizlik ve serin Akdeniz akşamında şarap keyfi 🙂 Bu nedenle imkan varsa bence La Spezia yerine kesinlikle köylerde kalınmalı.
Monterosso’nun gastronomik açıdan da çok iyi olduğunu da ekleyeyim (Bkz. Vedat Milor, İtalya Kitabı). Akşam yemeği için çok iyi adresler olmakla beraber, gündüz sizin de yazdığınız gibi, tüm köylerde külahta satılan kızartma deniz ürünleri gibi ekonomik, lezzetli ve doyurucu çözümler var. Deniz kısmı ise tartışılır, evet gitmişken denize girdik ancak ne olursa olsun kuzey İtalya’dasınız, her an her dakika yağmur yağabilir. Biz 2 gün yağmura denk geldik. Yani, özellikle deniz tatili için gidilmez ama gitmişken denize girilir, o niyetle hazırlanmak daha iyi gibi…
3 gece kaldığımız için tüm köyleri iyice vakit ayırarak rahat rahat gezmiş, bir günümüzü de çok yakındaki Porto Fino ve civarını gezmeye ayırmıştık. Sizin adınıza cidden üzüldüm, epey şanssız bir zamanına denk gelmişsiniz. Ben bugün düşününce, denk gelirse gene giderim diyorum 🙂
Keyifli geziler,
Merhaba,
Blog yazınızı keyifle okudum; kalabalık konusunda haklısınız.
Mart ayı başı Cinqueterre için iyi bir dönem; kalabalık değil, hava güzel, restoran ve barlar yaz sezonuna hazırlanmaya başlamış ve açık oluyor. Ben burda çok iyi vakit geçirdiğim için birkaç tavsiye yazmak isterim.
– Konaklama için: Riomaggiore’de Allo Scalo Dei Mille.
Riomaggiore diye google’layınca çıkan meşhur fotoğrafın içinde bu apartment. (https://www.tripadvisor.com.tr/Hotel_Review-g187821-d6394045-Reviews-Allo_Scalo_dei_Mille-Riomaggiore_Cinque_Terre_Italian_Riviera_Liguria.html)
-Yemek: Riomaggiore’de La Lampara (çarşının minik yokuş kısmında, kalabalık güzel bir yer. Yemekler nefis, fiyatlar iyi)
– Yürüyüş yolu: Manorala’yı gezdikten sonra, Volastra’ya giden otobüsle kısa bir yolculuk. Sonrasında Volastra’dan Corniglia’ya yürüyüş. Bu patika; üzüm bağları arasında çok güzel bir deniz manzarası eşliğinde 1.5 saat kadar sürüyor. Yürüyüş ayakkabısı, şapka, güneş koruyucu ve içme suyu tavsiye. Çok keyifli bir yol.
– Portofino’ya mutlaka gidilmeli, köylerde konaklanıyorsa sabahtan gitmekte fayda var. Tren sonrası, otobüse de biniliyor; yol toplamda 2 saate yakın sürüyor.
-Vernezza köyler içinde en kalabalık olanıydı, o dönemde bile sizin yaşadığınız gibi kalabalıktan bunalmıştık 🙂
Ben sizin rotanıza bayıldım. Toskana’yı ve Cote d’azur’u da ayrı zamanlarda gezmiştim. Bir daha fırsatım olursa Toscana, Cinqueterre ve sonrasında kıyıdan devam edip Cote d’azur gezmeyi planlıyorum.
Yazılarınız çok eğlenceli, tavsiyeleriniz isabetli. Takipteyim 🙂