Trakai Gezi Notları: Karay Türkleri Peşinde Bir Gün

Trakai Gezi Notları
Başlık bir şey ifade etmedi ise gayet normaldir, ne Trakai ne de Karay Türkleri hakkında hiçbir bilginiz olmayabilir. Sorun yok. Hatta sizin adınıza yeni ve enteresan bir şeyler öğrenecek olmanızın heyecanını yaşadığımızı bile söyleyebiliriz. Kendimiz için bu heyecanı geçen hafta duymuştuk, şimdi sıra sizde.

Normal koşullar altında kalkıp Vilnius’tan Trakai’ye gider miydik bilmiyoruz. Tamam fotoğraflarına bakınca doğası güzel görünüyor, o kale male derken 1-2 gezilecek yeri de var gibi duruyor ama nedense insana çok da çekici bir tarafı yokmuş gibi geliyor. Sanki burayla benzeşen birçok yer ile karşılaşılabilirmiş, kalkıp da oraya kadar değmezmiş gibi bir geliyor. Lakin şöyle kapsamlı bir araştırmaya girince karşınıza “Karay Türkleri” diye bir topluluk çıkıyor ve “hayırdır ya?” diyerek konunun içine sürükleniyorsunuz. Milliyetçi duygular taşıyın veya taşımayın fark etmez. Neticede başka bir Türk topluluğundan bahsediliyor ve dolayısıyla içinizde bir merak oluşuveriyor. Bizi de Trakai’ye kadar götüren şey bu merak duygusu oldu galiba. Engel olamadık.

Karay Türkleri Trakai
Kim bu Karay Türkleri?

Efenim en başından söyleyelim, konu bayağı derin ve enteresan. Ayrıca yoğun tarih bilgisi gerektiriyor. Biz birçok farklı kaynaktan, orada öğrendiklerimizden, konuştuğumuz kişilerden, lokallerden dinlediğimiz bilgilerden bir derleme yaparak ortaya karışık bir anlatım yapacağız. Konuyla ilgili farklı bir bilginiz ya da ekstra katmak istediğiniz bir şey varsa seve seve dinleriz, biz bu işin ustasıyız, buraya ne yazdıysak öyledir gibi bir iddiamız yok.

Karay Türkleri (pek çok kaynakta Karaim Türkleri olarak da görebilirsiniz) üzerine araştırma yapmadan duramadık çünkü bu hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz topluluğun aslında yer yer hayatımızın bir parçası olduğunu keşfettik. Karaköy’ün adının bile 19. yüzyılda Karaköy (Karay Köy şeklinde düşünebilirsiniz) ve civarına yerleşmiş olan Karay Türklerinden geldiği söyleniyor. Hatta soyadından da anlaşılacağı üzere Refik Halit Karay’ın Karay Türklerinden olduğu bile okuduklarımız arasında. Peki tam olarak kim bu Karay Türkleri? Aslında kökenleri Hazar Türklerine dayanıyor. Ancak sanırım en ilginç bulacağınız yönleri Müslümanlığı değil, Yahudiliği seçmiş bir topluluk olmaları. Ancak Yahudiliği de biraz farklı şekilde yorumluyorlar. Hatta birçok kaynakta çoğu Yahudi derneğinin Karayları Yahudi olarak kabul etmediği bile geçiyor. Örneğin Karaylar Tanrı için “Tengri” sözcüğünü kullanıyor ya da Knessa adı verilen yerde ibadet ediyorlar. Üç farklı oruçları ve ibadet öncesi abdest almayı hatırlatabilecek bir ritüelleri var. Buna benzer birçok farklılık hatta yer yer Şamanizm’i hatırlatan öge ile karşılaşabilmeniz mümkün. Peki bu topluluk nasıl oluyor da Litvanya gibi alakasız bir yere yerleşiyor? 1300’lü yılların sonlarında Litvanya ve civarındaki bölgede toprak işleyecek ve bölgeyi savunacak yeterli nüfus olmadığı için çoğunluğu Kırım’a göç etmiş olan Karaylar çeşitli ayrıcalıklar da tanınarak Trakai bölgesine yerleştiriliyor ve yüzyıllardır yaşamlarını bu bölgede sürdürüyorlar. Tabii ki hepsi gelip Litvanya’ya yerleşmiyor, dünyanın başka bölgelerine göç eden (Türkiye, Polonya ya da Romanya gibi) Karaylar da oluyor. Günümüzde Türkiye’de yaşan Karay Türklerinin sayısının 40-50 civarı olduğu söyleniyor ve çoğunlukla Hasköy civarında yaşıyorlar. Öğrendiğimiz kadarıyla kendilerine ait bir ibadethaneleri bile mevcut.

Trakai Litvanya
Karay Türkleri sayısı gün geçtikçe azalan bir topluluk. Normal koşullarda farklı dinden insanlarla evlenmemek gibi bir kuralları olmasına rağmen nüfuslarının azalması sebebiyle bu kuraldan bile vazgeçtikleri ancak yine de sayılarının azalmasını önleyemedikleri söyleniyor. Karay Türkçesini günlük yaşantısında kullanan kimselerin sayısının ise en azından Litvanya geneli için “50 kişi”, evet elli kişi civarında olduğu söyleniyor. Yani yok olmaya çok yakın desek yeridir, dolayısıyla koruma altında alınmış diller arasında da kabul ediliyor. Tabii ki dünya genelinde kökeni Karaylara dayanan kişi sayısını tespit edebilmek biraz güç. Bu konu hakkında pek çok farklı bilgi ortalıkta dolaştığı için onunla ilgili bir şey yazmaya cesaret edemedik, o kısmını da sizin araştırma ve Google kullanma yeteneklerinize bırakacağız…

Biz Trakai’ye resmen belki birisi ile tanışırız konuşuruz umuduyla gitmemize, hatta açıkçası aşağıda söz edeceğimiz Kıbınlar Restoran’a bile bu sebeple uğramış olmamıza rağmen kimseye denk gelemedik. Karay Müzesi’nde bile çalışanlar Karay değildi. Dev hayal kırıklığı. O yüzden olur da denk gelirseniz n’olur konuşun da birinci ağızdan dinleyelim hikayelerini, yoksa meraktan, bilgi eksikliğinden ve kaynak karmaşasından öleceğiz.

Trakai Litvanya
Trakai Gezi Rehberi: Trakai’ye Ulaşım

Şimdi Trakai Gezi Rehberi başlığının hakkını vererek işin tarihi kısmından gezmeli görmeli kısmına geçiş yapabiliriz. Trakai’ye gitmek için önce Vilnius’a giderseniz şahane bir fikir olabilir. Çünkü burası Vilnius’tan yalnızca 25 km uzaklıkta ve otobüs ile yalnızca yarım saat gibi bir sürede buraya ulaşabiliyorsunuz.

-Otobüse binmek için hiç alengirli bir şey yapmanıza gerek yok. Sodu Street’te yer alan Vilnius Otobüs Terminali’ne gidecek ve Trakai’ye giden otobüsü bulacaksınız. Zaten otobüslerin durduğu alanda, otobüslerin önlerinde nereye gittikleri yazıyor. Dolayısıyla bulmakta kesinlikle güçlük çekmezsiniz. Saat konusunda da hiçbir sıkıntı yaşamazsınız çünkü birkaç farklı otobüs gün içinde sık sık Trakai’ye gidip geliyor, o an size hangisi uyuyorsa ona binebilirsiniz. Bazen sefer sayısı 15 dakikada bir diyebileceğimiz kadar sık oluyor, öyle düşünün.

-Trakai’ye ulaştıktan sonra Trakai’nin merkezine ulaşmak da ayrı bir mesele tabii. Bu noktada amacınız kale tarafına doğru ilerlemek, çünkü merkez o taraf. Bunun için ya otobüse bineceksiniz ya da yürüyeceksiniz. Merkeze giden otobüsler, Vilnius’tan Trakai’ye geldiğinizde indiğiniz otobüs terminalinden kalkıyor. Yani Trakai’ye indiğiniz gibi merkeze giden otobüslere binebilirsiniz. Ancak bizce yürüseniz çok daha iyi olur çünkü zaten acayip küçük bir yerdesiniz ve kale tarafına yalnızca 2 km kadar uzaksınız. Zaten otobüs terminaline indiğinizde takip edebileceğiniz tek bir ana cadde var (küçük dedik dedik inanmadınız ne oldu şimdi?) ve o caddeyi takip ederek merkeze kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Trakai’nin acayip şirin evleri ve çok tatlı bir görseli olduğunu da düşünürsek, güzel fotoğraflar çeke çeke ilerleyebilirsiniz.

Trakai Gezi Rehberi: Trakai’de Ne Yapılır Ne Edilir?

Eğer söylediğimiz şekilde otobüsten indiğiniz yerden yürüye yürüye merkeze doğru ilerlediyseniz sizi tebrik etmek istiyoruz çünkü Trakai’nin %70’ini gezdiniz bile. Şimdi geriye birkaç ana turistik yer kaldı, onları da aşağıda anlatalım.

Trakai Kalesi
*Trakai Adası Kalesi

Kale için Trakai’nin ana atraksiyonu olarak adlandırılabilir. Orada görüp de “ulan buraya da mı gelmişler” diye düşüneceğiniz o Asyalı turistlerin hepsi kaleyi görmek için buradalar. (ırkçılık değil, serzeniş) Game of Thrones çekim lokasyonlarına eklenebilecek bir görüntüsü olan kale aynı zamanda içinde bir adet tarih müzesi da barındırıyor ve gezebilmeniz mümkün. Kale, Galve Gölü’nün üzerindeki bir adacıkta yer aldığı için buraya köprüden geçerek ulaşabiliyorsunuz ki bu da gayet basit bir şey, çünkü yalnızca yayaların kullanabildiği bir köprü.

-Giriş: 6 Euro

-Pazartesileri kapalı.

Trakai Gezi Notları
*Trakai Evleri

Trakai’deki evlerin mimarisi gerçekten acayip şirin. Tabii ki hepsi için durumu genellemek mümkün değil ama özellikle Karaimu Caddesi üzerinde göreceğiniz tek katlı, üçgen çatılı, Nordik esintilerine yandığımız o minik evlere eminiz siz de vurulacaksınız. Trakai Otobüs Terminali’nden merkeze yürüyerek ulaşmanızı tavsiye etmemizin temel sebebi de zaten bu evler. Bu arada, Karay Türklerine ait evlerin ön cephesinde yan yana 3 pencere olduğu ve onların evlerini bu şekilde ayırt edebileceğiniz söyleniyor, aklınızda bulunsun.

-Karaimu Caddesi boyunca yürürken karşınıza birkaç kilise çıkacak, ilginizi çekiyorsa onlara da uğrayabilirsiniz.

-Dönüş yolunda yine yürüme kararı alırsanız belirli bir noktaya kadar göl kenarından ilerleyebilirsiniz. Böylece hem göl kenarında bir yürüyüş yapmış olur hem de dönüş yolunu yarılarsınız, fena mı? (yürüteceğiz sizi kaçışınız yok)

Karay Türkleri Müzesi
*Karaite Etnografya Müzesi

Hayatımızda gördüğümüz en küçük müze olma unvanını kapan ve yalnızca 3 küçük odadan oluşan bu müze Karay Türkleri ile ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenler için ziyaret etmeye değer. Zaten gerçekten o kadar küçük ki, az vaktiniz varsa bile kesinlikle uğrayabilirsiniz. İçeride göreceğiniz birçok şey tabii ki size “yahu kültürlerimiz amma benzeşiyor arkadaş” cümlesini kurdurtacak ve dünyanın bambaşka bir yerinde bu hissi yaşamak hakikaten ilginç ve tarifsiz bir duygu. Bu arada, girişteki müze tabelasında “Karaj Ulusunun Muzieji” yazdığına da dikkatinizi çekeriz.

-Adres: Karaimu 22

Kıbın
*Kybynlar Restaurant (Kıbınlar Restaurant)

Kıbınlar Restoran sizi daha adıyla şüphelere sürükledi değil mi? Sanki bir Türk havası, ne bilelim bir “Bacanaklar 2 Aile Salonu” esintileri hakim. Haklısınız, doğru tahmin, Kıbınlar Restoran Karay Türklerine ait bir restoran. Ve ismi sağ olsun bize “Türk değil mi işte, ne olursa olsun aynı oluyor” cümlesini oralarda bile kurdurtuyor. Özellikle yurt dışındaki alakasız yerlerde Türkçe bir sözcük görünce bile MEHMET BAK ANKARA YAZIYOR BENİ BUNLA ÇEKSENE diyenlerdenseniz buraya kesin gitmeniz lazım, çünkü Kıbınlar Restoran’ın menüsünde bol bol Türkçe sözcük görebilmeniz mümkün. Bazıları biraz farklı yazılışlara sahip olsalar da (Kavourma ya da Basturma gibi) yaprak sarması, imam bayıldı, biber dolması, cacık gibi bir çok tanıdık yemek görebilmeniz mümkün. Zaten Kıbın dediğimiz şey de Çibörek benzeri bir yemekleri ve restoran adını oradan alıyor. Trakai bölgesinde Kıbın yapan bir sürü yer bulabilirsiniz ama en güzel tabii ki ailenizin restoranı Kıbınlar’da…..

-Adres: Karaimu g. 29

Trakai
Trakai ile İlgili Bir Takım İpuçları

*Hediyelik eşya almaya heves ettiyseniz göl kenarında teyzeler bol bol satıyor, direkt olarak oraya yönelebilirsiniz. Başka bir noktada karşınıza çıkacağını sanmıyoruz.

*Litvanya’ya kışın gidecek olursanız Trakai’ye gitmeye çekinmeyin çünkü gölün buz tutmuş haline denk gelirseniz bambaşka bir güzellikle karşılaşıyorsunuz. Biz de bir takipçimizden gördük ve bayıldık!

*Şayet Trakai’ye güzel bir havada gitmiş bulunduysanız kano kiralayabiliyorsunuz, aklınızda bulunsun.

3 Comments

  • 1-Toplam populasyon için 2.000 demişler fena değil aslında
    bknz. https://en.wikipedia.org/wiki/Crimean_Karaites

    2- extra shot bilgi:
    İbranice okumak anlamına gelen kara sözcüğü, zamanla kutsal kitapları olan Tevrat’ı okumak anlamını almış,
    karay türkleri ise bu kutsal kitabı okuyan ya da bu kutsal kitabın ehli olan insanlar anlamında kendilerine karay demişler.
    daha sonra bir bölümü istanbul’a göçen bu türk topluluğundan dolayı karaköy önce karayköy daha sonra ise karaköy adına dönüşerek günümüze gelmiştir.

    3-North North East’te bi kano gezisi yapmadan da dönmemek için yazın gidelim bari.

  • Çok merak edilesiymiş gerçekten. Bir Litvanya gezisi sırasında araya sıkıştırılabilir gibi görünüyor.

  • Prof. Oktay Sinanoğlu 1970’lerde Atom fiziğiyle alakalı bir toplantı için Litvanya’ya gidiyor.
    Profesör olan arkadaşı Yutsis, kendisini”ilgisini çeker”diye Trakai’ye götürüyor.
    Köyün ihtiyar meclisinin başı olan aksakallı bir adamla uzun uzun konuşmuşlar.
    Köye gittiklerinde Oktay Sinanoğlu ahalinin dillerini koruduğunu görür.Köyün ileri gelenlerinden bir ihtiyar onu evine davet eder,atalarından kalma sancak,kılıç ve evraklar gösterir.
    Hemde Türkçe konuşarak.
    Aksakallı, şöyle diyor:
    “Sizin Atatürk’ünüz zamanında Türkiye’den O’nun gönderdiği elçiler gelir,bize Türkçe dergiler,kitaplar getirirdi.
    Atatürk vefat etti,Türkiye’den ses seda kesildi.Size ne oldu?”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir