FAYDALI Bİ' ŞEYLER

Siz mi Büyüksünüz Biz mi: Yurtdışı Tatilini Ucuza Getirme Yöntemleri

Seyahat blogu sahibi olan birine en çok sorulan soru hangisidir? Tabii ki “Bu kadar masrafın altından nasıl kalkıyorsunuz?” sorusu. Doğruya doğru, sık seyahat etmek oldukça masraflı bir iş, haliyle insan bu tutkusundan vazgeçemedikçe, bir şeyleri daha uyguna getirebilmenin de tekniklerini keşfetmeye başlıyor. Biz de düşündük taşındık, seyahat bütçemizi daha uygun hale getirmek için kullandığımız teknikleri sizinle de paylaşalım istedik.

Başından uyaralım, bu bir “İŞİNİ BIRAKTI, 10 LİRAYA DÜNYAYI GEZDİ” temalı yazı tadında olmayacak. Üstelik biz genellikle hostel’lerde kalmayı ya da couchsurfing yapmayı tercih eden bir ekip de değiliz, dolayısıyla bu rehber biraz ortayı bulmaya çalıştığımız bir şey oldu diyebiliriz. Özetle yurtdışında uygun fiyatlı bir tatile çıkabilmenin bir hayal olmadığını ya da yurtdışı gezinizi biraz olsun uyguna getirebileceğinizi, ucuza gezmenin mümkünatsız bir şey olmadığını kanıtlamaya çalışacağız. Buralara kadar gelmişken zaman zaman konuyla ilgili farklı ipuçları da verdiğimiz Instagram sayfamıza da bekleriz.

Karşınızda OitheBlog’dan Ucuz Yurtdışı Tatili Yapabilme Teknikleri

 

1. Gideceğiniz yeri doğru seçin. (merak etmeyin klişelere boğmayacağız)

Evet bu cümle kulağa çok klişe gelebilir ya da “adam gibi seç ulan” tadında sert bir havası olabilir, ancak aslında daha “dakka bir gol bir” şeklinde olmayacak işler peşinde koşmalı bir plana girişirseniz, işler de daha en başından karışacaktır. Bütçenizin ne olduğu, ve gideceğiniz yer birbirleriyle doğrudan ilişkilidir. Türkiye ile kıyaslandığında çok daha farklı bir noktada olan, kazandıkları para 8 katımız olduğu için yaşam koşulları da buna göre şekillenmiş ülkelere gitmeye karar verirseniz, her halükarda başka planlara kıyasla daha fazla para harcarsınız. Örneğin uygun fiyatlı bir tatil yapmak peşindeyseniz “Şekerim ben Norveç, İsveç, Finlandiya gezisine çıkıyorum” ya da “Ben Jack Kerouac gibi adamım, Amerika’da 1 ay road trip yapacağım” demek çılgınlıktır. Bunun yerine yapmanız gereken öncelikle nerede daha az bütçeli bir tatil yapabileceğinizi araştırmaktır. Bu gibi durumlarda çok da uzak olmayan, küçük şehirler daha mantıklı olabilir. (bkz. Belgrad) O çılgın gezi planınızı da seneye yapıverirsiniz, panik yok.

Yok kardeşim ben Norveç’e de Amerika’ya da gideceğim ama orayı uygun gezeceğim, sen bana onu anlat diyorsanız, sizi aşağıdaki tatili ucuza getirme teknikleri uygulamaya davet ediyoruz.

-Eğer hali hazırda vizeniz yoksa, vize almanızı gerektirmeyecek ülkelere gitmeyi değerlendirebilirsiniz çünkü vize eşittir ekstra masraf. Bunun için şurada Türkiye’den Vizesiz Gidilebilen Ülkeler listesi mevcut.

-Sezon dışı seyahat etmek de ucuz yurtdışı tatili yapabilmek için oldukça mantıklı bir teknik. Otellerden restoranlara her türlü masrafınız, popüler sezon ziyaretine kıyasla çok daha düşük olacaktır.

-Gideceğiniz ülkenin pahalılık durumunu kontrol etmek için şu siteyi kullanabilirsiniz. Orada marketten alacağınız şeylerden tutun, ortalama bir restoranda yemeğin ne kadar tuttuğuna, hatta Mcdonalds’da bir menünün fiyatına kadar birçok detayı bulabilirsiniz. Tabii ki yüzde yüz doğru sonuç veriyor diye bir şey yok ancak aşağı yukarı fikir edinmenizi sağlar.


2. Otel seçerken yalnızca booking.com’a bakmakla kalmayın.

Yurtdışı tatiline çıkarken yapılan en büyük hatalardan biri, yalnızca booking.com vb. sitelere dadanmaktır. Evet internet üzerinden halletmek oldukça kolay görünebilir, üstelik fırsat diye sunulan onlarca seçenek ve genel olarak yüzlerce otel önerisinin işinizi oldukça kolaylaştırdığı da bir gerçek. Ancak bu demek değil ki orada gördüğünüz fiyat, kalmaya niyetlendiğiniz otel için en uygun fiyat. Bu durumu aşmak için yapmanız gereken en önemli şeylerden biri booking.com’da bulduğunuz otelin fiyatını hem otelin kendi sitesinden kontrol etmek, hem de oteli aramak. Kişisel deneyimlerimizden yola çıkacak olursak çok net bir şekilde söyleyebiliriz ki, şu ana dek booking.com’da gördüğümüz fiyatların %60’ında oteli arayıp sorduğumuz fiyattan daha yüksek bir fiyat aldık. Bakmayın yani booking’in her zaman “canısı ben en uygun fiyatı öneriyorum” şovlarına, o iş hep öyle olmuyor. Bu durumun sebebini ya da açıklamasını bilemiyoruz, ancak bütçemizde büyük farklar yaratacak kadar değişik fiyatlarla karşılaştığımızı da ekleyelim. Seçtiğiniz oteli arayın, arayamıyorsanız mail atın, mail atamıyorsanız birine attırın, ama bu seçeneği es geçmeyin deriz.

-Tabii ki booking’den bulduğunuz otelleri başka sitelerden araştırmayı da unutmuyoruz. Özellikle birkaç destinasyondan oluşan bir tatil ayarlayacaksanız expedia.com oldukça işinize yarayabilir. Kendisi 1 ay süren Amerika gezimizin kahramanıdır onu da ekleyelim.

-Eğer konaklama ödemenizi nakit olarak gerçekleştirmek gibi bir şansınız varsa indirim kapma ihtimaliniz yüksek. Bu sebeple oteli arayıp ödemenizi nakit olarak gerçekleştirebileceğinizi söylemek sizin için faydalı olacaktır.


3. Yurtdışında uygun fiyatlı konaklama için Airbnb ve Couchsurfing’i de masaya yatırın.

Şimdi booking.com’un dışına çıkma işini biraz daha genişletelim. Eminiz ki aranızda Airbnb ve Couchsurfing’i kullanan birçok kişi vardır, fakat henüz haberdar olmayanlar için anlatmadan geçmek acımasızlık olur diye düşündük.

Couchsurfing, gittiğiniz başka bir şehirde, sizi ağırlayabilecek bir yeri olan (ki bu yer bir kanepe ya da yayla gibi bir oda olabilir) kişilerle tanışmanızı ve iletişim kurmanızı sağlayabilecek bir gezgin ağı. Örneğin Viyana’ya gideceksiniz ve konaklamaya para harcamak istemiyorsunuz, o zaman giriyorsunuz siteye, üyeliğinizi oluşturup orada kriterlerinize göre sizi ağırlayabilecek birilerini bulup iletişime geçiyorsunuz ve bedava konaklayacağınız bir yeriniz olmuş oluyor.

Airbnb’de ise yine bir lokalin evini ya da odasını kiralıyorsunuz, ancak bu sefer tıpkı otelde kalıyormuş gibi ücret ödemeniz gerekiyor. Fakat ödeyeceğiniz ücret evin lokasyonuna, büyüklüğüne, kapasitesine ve çeşitli özelliklerine göre değişiyor, haliyle oldukça uygun fiyatlı konaklama seçenekleri bulabilme ihtimaliniz de artıyor. İsterseniz şu listedeki gibi bir şatoda bile kalabiliyorsunuz, ancak bunun yurtdışı gezinizi ucuza getirmek için iyi bir yöntem olacağını sanmıyoruz.

Bu noktada ne kadar düşük bütçeli bir tatile ihtiyaç duyduğunuza göre bu iki seçenekten birinde karar kılabilirsiniz. Eğer konu ile ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz sizin için şurada bir Couchsurfing Rehberimiz de var, ona da göz atabilirsiniz.

4. İnternetten promosyon kodu kovalamayı alışkanlık haline getirin.

Buraya kadar efendi gibi geldik, ama şimdi biraz çirkinleşeceğiz. Gözünüze bir otel mi kestirdiniz? İnternetten promosyon kodu araştırın. City pass mi alıyorsunuz? İnternetten promosyon kodu araştırın. Birkaç günlük toplu taşıma kartı mı alacaksınız? İnternetten promosyon kodu araştırın! Nereden bulacağım diyebilirsiniz, ancak şu ana kadar bu şekilde özellikle city pass’ler için o kadar çok promosyon koduna denk gelip o kadar çok indirim aldık ki (Örneğin Berlin Pass için bulmuştuk) , açıkçası artık bir şey almadan önce Google’a “x promotion code” yazmayı resmen alışkanlık haline getirdik. İşe yaradığını görünce teşekkür mesajlarını bekliyoruz…


5. Gideceğiniz şehrin “city pass”lerini kontrol edin.

Hazır yukarıda City Pass’lerden bahsetmişken bu konuya parmak basmadan da geçmeyelim ve her gezimiz öncesinde bütçemizi makul hale getirmek için yaptığımız bir çalışmayı sizinle de paylaşalım. Takip edenlerimiz bilir, biz gideceğimiz her şehirden önce ÖSS’ye (adı hala ÖSS değil galiba) hazırlanır gibi şehri çalışır ve görmek istediğimiz yerlerin bir listesini çıkarırız. Ardından müze fiyatlarını not alır ve bu fiyatların toplamının şehre ait “city pass”, yani birçok turistik aktiviteye pass’e ödediğiniz ücret dahilinde girmenizi sağlayan kart ile aynı hesaba gelip gelmediğini hesap ederiz. Örneğin Berlin’e gideceksiniz, gezmek istediğiniz ve girerken ücret ödeyeceğiniz 10 tane yer çıkardınız. Bu gideceğiniz yerlerin size öğrenci indirimi vb. indirimlerin ardından ne kadara patladığını internet sitelerinden bakarak kontrol edin ve toplamını bir kenara not alın. Akabinde Berlin Pass’in sitesine girin, oradaki indirimlerin kayda değer olup olmadığını, bütçenizi hafifletip hafifletmediğini kontrol edin ve ona göre ya pass alarak bütçenizi hafifletin, ya da “bu pass bir halta yaramıyormuş ki, ben zaten bu listedekileri gezmeyeceğim” diyerek kendi bütçenizi kendiniz yaratın.

Unutmayın, her City Pass faydalı değildir. Bazıları yalnızca saçma sapan indirimler içerir ve kimileri görmek isteyeceğiniz birçok yere pass’e ödediğiniz ücret dahilinde girmenizi sağlamaz.

6. Ücret ödeyerek gidebileceğiniz aktivitelerin biletlerini önceden internetten alın.

Eğer daha ucuz yurtdışı tatili yapmak istiyorsanız internet sizin en kral dostunuzdur. Gideceğiniz müze, etkinlik vb. şeylerin biletleri genellikle internet sitelerinde daha uygun fiyatlı olur ve gidip oradan almaktansa internetten almanız size birçok avantaj sağlar. Bu sebeple, her nereye gidecekseniz hem sıra bekleme işini atlatmak, hem de daha uygun fiyatlı biletler alabilmek adına internetten bilet satışı olup olmadığını mutlaka kontrol edin. İlk etapta bütçemi 3-4 euro hafifletsem ne olur diye düşünebilirsiniz, ancak bunu alacağınız her bilet için uyguladığınızda büyük bir fark yaratabileceğini siz de göreceksiniz.


7. Uygun fiyatlı uçak bileti için yalnızca Türk firmaları kontrol etmeyi bırakın.

Yurtdışına giderken öncelikle THY, Pegasus, Atlasjet gibi tanıdığınız bildiğiniz kurumların sitelerini kontrol ediyor olmanız çok normal. Ancak başka ülkelere ait havayolu firmalarının farklı promosyon dönemlerine denk gelebilecek olma ihtimaliniz nedeniyle, aslında başka firmaları kontrol etmek de oldukça mantıklı bir seçenek. Bunun için skyscanner.com.tr gibi uçak bileti firmalarını kıyaslama olanağı tanıyan siteleri kullanabilir ve hangi biletin daha ucuz olduğunu bu şekilde tespit edebilirsiniz. Aynı zamanda kullanma potansiyeliniz olan havayolu firmalarının e-bültenlerine üye olursanız her türlü promosyon haberini mail alabilir ve ani gelişen tatil planlarıyla küçük bir Polyanna’ya dönüşebilirsiniz. Sonuçta ucuz uçak bileti bulabilmenin yaşattığı mutluluğun yerini tutabilecek çok az şey var!

8. Aktarmalı uçmaktan korkmayın.

Aktarmalı uçmak çoğu kişi tarafından oldukça sorunlu bir deneyim olarak kabul ediliyor. Bir kere indi bindi yapmak zaten sıkıntı, bavulunuzun oradan oraya geçerken kaybolma ihtimali tam bir gerginlik kaynağı ve özellikle arada kaybedilen, havaalanında çürüyerek geçirilen zaman gerçekten de sinir bozucu. Ancak aktarmalı uçarak ve biraz daha çileli bir yolculuk sürecini kabullenerek uçak biletine vereceğiniz ücreti yer yer yarı fiyatına kadar indirebileceğinizin farkında mısınız? Üstelik bu noktada size şöyle bir öneri verebiliriz: Kendi aktarmanızı kendiniz planlayın! Yani? Şöyle örneklendirelim: Yakın zamanda gerçekleştireceğimiz İzlanda gezisi için bilet fiyatlarına baktığımızda hafiften bir inme inme durumu yaşayınca ufak bir araştırma sonucu Norveç’e gidip oradan İzlanda’ya geçersek hem biletin çok daha uyguna geldiğini hem de Norveç’i görme şansı yakalayabileceğimizi fark ettik. Üstelik bu şekilde çok uzun bir uçuş süreci geçireceğimize onu da 2 bölüme ayırmış olduk ve saatlerce uçağın içine tıkılarak buhran geçirmek durumunda kalmadık. Siz de kendinize bu şekilde daha uygun fiyatlı ve daha insancıl alternatifler üretebilirsiniz!


9. Ücretsiz şehir turlarını kontrol edin.

Bir şekilde uçak, konaklama gibi masrafları hallettiniz ve kendinizi şehrin sokaklarına attınız. Bu noktada işleri nasıl daha ucuza getirebilirsiniz? Bunun için bulunabileceğiniz en mantıklı hamlelerden biri birçok şehirde düzenlenen ücretsiz şehir turlarına katılmak. Bu şekilde sizin gibi gezginlerden oluşan kalabalık bir grup ile birlikte şehrin önemli yerlerini keşfedebileceğiniz ve hikayelerini bir bilenden dinleyebileceğiniz gibi bol bol arkadaş da edinebilirsiniz. Bu gibi turları bulabilmek için en büyük dostunuz Google Amca’ya danışıyor ve “X City Free Walking Tours” tarzı bir araştırmaya girişiyorsunuz ve olabilecek tüm seçenekler karşınıza dökülüveriyor. İlgisini çekenler için şuradan Londra’da gerçekleşen bir versiyonuna bakabilirsiniz mesela.

Published by
oitheblog

Recent Posts

2024 Viyana Gezisi Notları: Avrupa’nın En Avrupalı Şehri

Dünyanın en yaşanabilir şehirleri listesinin 1 numarasını yıllardır zapt etmiş, “muasır medeniyetler seviyesinin ne olduğunu…

2 gün önce

Düsseldorf Gezi Rehberi: 1 Günde Neler Yapılır?

Galiba hayatımda hiç özel olarak uçak bileti alıp Düsseldorf’a gezmeye giden bir insan görmemiş olabilirim,…

2 hafta önce

Amsterdam Gezisi Notları: Yeni Öneriler, Birtakım Övgüler

En son ne zaman Amsterdam gezisi için yollara düşmüştük diye bir bakıp üstünden 5 sene…

3 ay önce

Atina Gezisi Notları: İhtimallerin Heyecanına Üzülüyorum

Kişisel tarihimizdeki ilk Atina gezisi üstünden neredeyse 8 sene geçtiğini fark ettiğimizde zamanın ne kadar…

5 ay önce

2023 Tiflis Gezisi Notları: Bazı Yeni Keşifler

Hatalarımızdan ders almamak konusundaki ısrarcılığımızın bir belgesi olarak bir önceki Tiflis Gezisi Notları kapsamında “buraya…

8 ay önce

Kazbegi Gezi Rehberi: Gürcistan ile Bağları Kuvvetlendirme Girişimi

Az önce kapı çaldı. Eskimiş metal grubu tişörtüm ve berbat şekilde toplanmış saçım ile kapıyı…

8 ay önce