KYOTO

Kyoto Gezi Rehberi: Biraz Daha Tapınak?

Kyoto, sana burada herkesin huzurunda sormak istiyoruz, yetmedi mi kardeşim tapınaklar? 1600 tane tapınak yapmışsınız. BİN ALTI YÜZ. E biraz daha yapın, tutmayalım biz sizi. Yoo yoo olur mu öyle şey estağfurullah, biraz daha yapın yani, engel olmayın kendinize….Evet gayet doğru okudunuz, hayır bir 0 fazladan koymadık, Kyoto’da 1600’ün üzerinde tapınak varmış. Her gün 533 tanesini gezseniz yalnızca 1 eksikle 3 günde bu işi halledebiliyorsunuz, içiniz rahat olsun…..



Tamam tamam, şakalarımızı bir kenara bırakıyoruz, tabii ki Kyoto’yu yalnızca tapınakları ile değerlendirecek değiliz. Neticede senelerce (senelerce derken 1000 seneden bahsediyoruz) ülkenin başkenti olmuş, Japonya’nın en önemli şehirlerinden birinden bahsediyoruz, ağzımızı toplayalım. Özellikle Japonya’nın daha geleneksel ve Tokyo’dan çok daha farklı bir yüzünü görmek istiyorsanız Kyoto bu anlamda beklentilerinizi büyük ölçüde karşılayacak, gayet sevilesi bir şehir. Aşağıda daha detaylıca söz edeceğimiz bazı spesifik bölgeler görsel anlamda bayağı hoşunuza gidecek ve muhtemelen iyi ki buralara gelmişim diyeceksiniz. Ancak bu konuda beklentilerinizi arşa çıkarmamanızı öneririz, çünkü bizim tahmin ettiğimizin de ötesinde turistik bir şehir çıktı ve Tokyo’da gezdiğimiz turistik noktalardan bile daha kalabalık bir sürü yere denk geldik. Bu sebeple hayalinizde daha mistik, “işte gerçek Japonya budur” diyeceğinizi umduğunuz bir Kyoto tablosu varsa, kalabalıklar sebebiyle o tabloya şöyle bi 2000 insan daha eklerseniz daha gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Umarız şansınıza şehrin daha boş olduğu bir dönem denk gelir de güzelim Kyoto’nun keyfini çıkarabilirsiniz.

Şimdi Kyoto Gezi Rehberi için kollayı sıvayalım, o sırada işinize yarayabileceğini düşündüğümüz Tokyo Gezi Rehberi, Japonya Gezisi Nasıl Planlanır?, Japonya Yeme İçme Rehberi,ve Osaka Gezi Rehberi yazılarımızı da bıraktık, onlara da bi’ göz atarsınız.



Kyoto Gezi Rehberi: Kyoto’da Nerede Kalınır?

Evet Kyoto Tokyo kadar büyük bir şehir değil, ancak yine de tabii ki nerede konakladığınızın önemi var. Cehennemin dibinde bir noktada kalırsanız sağa sola ulaşmak için cebelleşmeniz gerekir ve biz de böyle bir şey yaşamanızı istemeyiz.

*Kyoto’da bizim kaldığımız yerin bir tarafına bakınca sanki Uma Thurman gelip sizi parçalara ayırıp gidecek gibi oluyordunuz, bir tarafına bakınca yatakhane gibiydi, ama bunların hepsini pozitif anlamda söylüyoruz……Hiçbir şey anlamadınız di mi? Gayet normal, fotoğraflarına bakarsanız belki daha anlaşılır olur. Şöyle ki, bizim kaldığımız yer özellikle 3-4 kişiyseniz Kyoto koşullarında bulabileceğiniz (Kyoto koşulları = Japonya koşulları = çok dar evler) en iyi yerlerden biriydi ve çok doğru bir seçim yapmışız. Dolayısıyla size de linkini bırakıyoruz,  (şehirde birkaç farklı lokasyonu var bizim kaldığımız Karasuma Oike North lokasyonu) burayı kesinlikle seçenekleriniz arasına alabilirsiniz.


Kyoto Gezi Rehberi: Kyoto’ya Ulaşım & Kyoto İçinde Ulaşım

Kyoto’ya direkt uçuş olmaması ve muhtemelen Kyoto’ya gidecekseniz zaten Tokyo’yu da görmek isteyeceğinizi de göz önünde bulundurarak, buraya ulaşımınızı Tokyo üzerinden sağlayacağınızı söyleyebiliriz. Bu cümleyi bu kadar uzatmanın alemi yoktu aslında, özeti şu: ÖNCE TOKYO’YA UÇACAKSINIZ ÇARENİZ YOK. Nasıl? Sert gibi duruyor ama aslında çok iyi insanlarız ve sizi ekstra kafa yormaktan kurtarıyoruz, bizi Hulusi Kentmen gibi düşünün, dışı buz içi balım….Biz Tokyo’ya Qatar Havayolları ile ulaştık ve ardından Shinkansen, yani hızlı treni kullanarak Kyoto’ya geçiş yaptık.


*Eğer Japonya içinde birden fazla kez şehir değiştirecek ve bunun için hızlı treni kullanacaksanız JR Pass’i, yani Japan Rail Pass’i almanızı öneririz, çünkü aksi takdirde sırf hızlı tren için gereksiz yere çok fazla bütçe ayırmanız gerekecek. Bu noktada JR Pass’in fiyatına bakıp “ee şimdi ucuz mu oldu yani” diyebilirsiniz. Öyle diyenler girsin tek tek bir şehirden diğerine bilet almanın ne kadara geldiğine baksın, öyle konuşalım…….

*JR Pass’i Türkiye’deyken almak hem dil bariyeri ile uğraşmamak (Japonca bilen buyursun oradan alsın), hem de bütçesel açıdan çok daha mantıklı. Bunun için Türkiye’deki yetkili kuruluş ise H.I.S Türkiye. İnternet sitelerinden size uygun olan pass’i bulup alabilirsiniz, zaten evinize kargoluyorlar ve bu kısmı gayet sorunsuz bir şekilde halletmiş oluyorsunuz. JR Pass’e ilişkin diğer tüm detayları “Japonya Gezisi Nasıl Planlanır?” yazımızda paylaşmıştık, kafanıza takılan bir soru varsa oraya göz atmak isteyebilirsiniz. 


*JR Pass ile Shinkansen kullanarak Kyoto’ya gidiyorsanız, Kyoto İstasyonu‘nda inmeniz gerekiyor, ki burası şehir merkezine de oldukça yakın bir noktada. Buradan ulaşmak istediğiniz noktaya göre JR tren hatlarından ya da metro hatlarından birine aktarma yapabilirsiniz.

*Kyoto içinde ulaşımınızı diğer Japon şehirlerinde olduğu gibi muhtemelen çoğunlukla metro ile gerçekleştireceksiniz ki Japon’ya da ulaşım meselesi bu ülkeyi sonsuza kadar övmemize sebep olabilecek müthiş efektif bir sistem, keşke yalnız bunun için sevseydik sizi….Diğer yazılarımızda bahsetmiştik ama yine de hatırlatalım, JR yani Japan Rail ile şehir içindeki metro hatları farklı. Bu sebeple JR Pass’inizi JR tren hatlarında ücretsiz olarak kullanabiliyor olsanız da metro hatlarını kullanabilmek için ayrıca bilet almanız gerekecek. Ya da gün içinde birçok kez kullanacağınızı öngörüyorsanız “Kyoto Subway One-Day Pass” almanız mantıklı olabilir. Ücreti 600 Yen, metro istasyonlarından satın alınabiliyor, gün sonuna metro kadar sınırsız olarak kullanılabiliyor, hatta bazı turistik noktalara indirimli giriş sağlıyor. 

Kyoto Gezi Rehberi: Kyoto’da Gezilecek Yerler

Hadi bakalııım, başlıyoruz. Kyoto Tokyo kadar büyük olmasa da burada da gezmeniz gereken bayağı bi’ yer var, o yüzden kendinizi şimdiden hazırlasanız iyi edersiniz. Özellikle çok fazla tapınak olduğu için bu konuda seçmece yapmanızı öneririz, aksi takdirde 5 gün falan tapınak gezmeniz gerekir ve büyük ihtimalle bir noktada aklınızı yitirmeye başlarsınız.

7,5 saat boyunca pusuya yatar ve turist kalabalığını püskürtecek bir arkadaş bulursanız bir ihtimal bu foto çekilebiliyor

Fushimi Inari Tapınağı

Geldik mi Instagram’ın musallat olduğu ünlü tapınağa. Evet geldik. Instagram’da 1 adet seyahat ile ilişkili sayfa takip ediyorsanız bile burayı tanıyacaksınız, çünkü burayı paylaşmayan bir gezi sayfası = YOK. Hani şu turuncu turuncu kapı gibi şeylerin olduğu tapınak var ya, tanıdınız di mi fotoğrafından? İşte tam olarak oradayız.

Ama aslında bu halde geziyorsunuz

Fushimi Inari bir Şinto tapınağı. Inari Dağı’nın eteğinde (İbrahim Tatlıses, git aklımdan ben sana göre değilim…) Pirinç tanrısına adanmış (Japonya koşullarında gayet mantık çerçevesinde bir tanrı bizce), her yerinde tilki heykelleri göreceğiniz (çünkü tilki bu tanrının habercisi olarak kabul ediliyormuş) koskoca bir tapınak. O fotoğraflarını gördüğünüz turuncu kapılar ise bayağı yukarılara kadar devam ediyor ve bunlara “Torii gate” adı veriliyor. Okuduğumuz kadarıyla, okuduğumuz diyoruz çünkü biz tamamını çıkmadık, bu kapıları takip ederek tapınağın tepesine kadar tırmanmak/ulaşmak yaklaşık 2-3 saat sürüyormuş. Ancak siz bu rotayı tamamlamak durumunda değilsiniz, amacınız sadece şöyle bir görmek ise istediğiniz noktaya kadar yürüyüp pes edince geri dönebilirsiniz.

Gerçeğini görün diye kabalıklı halini paylaşıyoruz

*Eğer buraya kadar gelmişken biraz tepeye çıkayım da şöyle bi’ aşağıda bakayım diyorsanız kendinize “Yotsotsuji intersection”ı hedef koyabilirsiniz. Oraya kadar ilerleyecek olursanız hem küçük çaplı bir manzarayla karşılaşmış olursunuz, hem de çok perişan olup zirveye kadar ulaşmadan geri dönebilirsiniz.

*JR Inari Station’da inerek buraya şıp diye ulaşabilirsiniz. Bu tapınağı gezmek için herhangi bir ücret ödemeniz gerekmiyor ve istediğiniz saatte gidebilirsiniz.


*Yukarıda saatten bahsetmişken şunu da söylemeden geçmeyelim, eğer çok iyi fotoğraflar yakalamak gibi bir gayeniz varsa buraya mutlaka sabah çok erken saatte gidin, çünkü gün içinde inanılmaz kalabalık oluyor. Yani o fotoğraflarda gördüğünüzle ilgisi yok, o kapıların arasından geçerken baya KAVİMLER GÖÇÜ gibi 2342 kişi bir arada ilerliyorsunuz, aklınızda bulunsun, hayaller/hayatlar durumu yaşamak istemeyenler önlemini alsın da gitsin.

*Bizi şaşırtan küçük bir detay daha ekleyelim, o Torii kapılarının üzerinde yazan şeyler dikkatinizi çekmiştir, gözünüze mistik görünüyor da olabilir, wow kim bilir burada neler yazıyor falan gibi hislere de kapılmış olabilirsiniz. Efendim orada yazanlar o kapıyı oraya bağışlayan kimselerin isimleri-imiş, öyle sandığınız gibi bir şey değilmiş yani…..


Arashiyama Bambu Ormanı

Başka bir kaçırmak istemeyeceğiniz aktiviteye geçiyoruz, BAMBU ORMANI GÖRMEYE HAZIR MIYIZ? Ama öyle tam da orman gibi düşünmeyin, yani uçsuz bucaksız bir alanda kaybolacak, Kırmızı Başlıklı Kız gibi sekecek, bir bambudan diğerine koşacaksınız sanıyorsanız maalesef öyle bir şey yok. Burada bambuları gözlemleyebileceğiniz ve fotoğraflayabileceğiniz farklı farklı alanlar var (tabelalar ile de gayet iyi yönlendiriyorlar hepsine merak etmeyin) ancak hepsinde de bambular korunaklı bir alandalar ve siz de civarında oluşturulmuş patikaları takip ediyorsunuz. Aksi takdirde bambuların üstüne MURAKAMİ <3 YOKO kazırlar, ne bilelim çöp atarlar diye falan mı korktular artık ne yaptılar, öyle hayallerinizdeki gibi bir özgürlüğünüz olmayacak. Bu durumu büyük ölçüde anlayabiliyoruz, çünkü özellikle bizim gittiğimiz dönemde o kadar kalabalıktı ki, ormanı gezmiş değil tavaf etmiş gibi hissediyoruz ve öyle bir kalabalıkta ağaçların zarar görmesinin önüne geçmek istemeleri gayet anlaşılır. Neticede her şeye rağmen çok güzel bir deneyim, şimdiden bilenip de gitmemezlik etmeyin lütfen, sadece turistik bir noktaya gittiğinizin, kalabalıklar içinde gezeceğinizin ve beklediğiniz “orman” deneyimini çok yüksek ihtimalle alamayacağınızın bilincinde olarak gidin.

Evet kalabalık…..

*Bu kalabalık meselesi kış döneminde ve sabah erken saatlerde daha iyi durumda olabilir, dolayısıyla buranın o “sakinleştirici” ve huzurlu yönünü yakalamak istiyorsanız en azından sabah olabildiğince erken gitmeye çalışabilirsiniz.

*Eğer buraya kadar geldiyseniz Tenriyu-ji Tapınağı ve bahçelerini de dolaşabilirsiniz, özellikle sonbahar döneminde renkleri çok hoştu, diğer mevsimlerini bilemiyoruz. Buraya girmek için 500 yen ücret ödemeniz gerekiyor.

*Buraya JR’ın Sagano hattını kullanarak ve Saga Arashiyama durağında inerek ulaşabilirsiniz.

Tenriyu-ji Tapınağı’nın civarı sonbaharda bayağı hoş oluyor

*Eğer ilginizi çekerse Arashiyama bölgesi civarında 25 dakika kadar süren ve güzel manzaralı bir rotayı izleyen “Sagano Scenic Railway” adlı bir tren var. Romantic Train diye de geçiyor, oradan olayını anladınız zaten. (öyle değil ya sapıtmayın hemen) Eğer ilginizi çekiyorsa buralardayken ona da binebilirsiniz. Eğer JR Pass’iniz varsa ücretsiz, ancak her halükarda önceden rezervasyon yapmanız gerekiyor, çünkü oldukça popüler. Mesela bambu ormanını gezmeden önce Torokko Saga İstasyonu’na uğrayıp hem bilet alabilir, hem ilerleyen saatler için rezervasyon yapabilirsiniz.


Gion Bölgesi

Bu bölge Kyoto’dan beklediğimiz gelenekselliği tam anlamıyla alabildiğimiz, işte oha gerçekten de tam şu an Kyoto’dayız dediğimiz anların mimarıdır ve bize kalırsa siz de en çok buraları seveceksiniz. “Geisha Distict” olarak da bilinen Gion’un en güzel sokakları bize kalırsa Hokan-ji Temple’a çıkanlar, dolasıyıyla bu civarda girilmedik yer bırakmayın ve denk getirebilirseniz havanın kararmaya başladığı ve güzel renklere büründüğü o saatlerde buralarda olun, çünkü şahane fotoğraflar çıkabiliyor.

*Hazır buralardayken Yasaka Shrine’a da uğramayı unutmayın. Eğer mümkünse akşam saatlerinde uğrayabilirseniz ışıklandırılmış hali çok hoş ve mistik bir hava katıyor, yine güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.

*Yine yakınlarınızda Kennin-ji Tapınağı var, bir Zen tapınağı görmek isterseniz uğrayabilirsiniz, akşamüstü 16:30’a kadar açık olduğunu hatırlatalım.

*Shirakawa Dori tarafında da kanal ve geleneksel evler var, o civarda da bakınmayı ihmal etmeyin.

Higashiyama Bölgesi

Bu bölgeyi bilinçli olarak hemen Gion’un ardından yazdık, çünkü aslında Gion ve Higashiyama bölgelerini bir arada gezmek mantıklı bir tercih olabilir, bu iki bölgeyi birbiriyle iç içe geçmiş bölgeler gibi düşünebilirsiniz. Aslına bakarsanız yukarıda söz ettiğimiz Yasaka Shrine’ın Higashiyama’da olduğunu bile söyleyebiliriz, şey gibi düşünün işte ya; Cihangir ve Çukurcuma. Bu bölgede de yine geleneksel Japon evlerini görebilir, birtakım lokal tatlar deneyebilir, sokaklarında güzel fotoğraflar yakalayabilirsiniz.

*Kardeşim ben bu iki yeri ayırt edemiyorum hangisi Gion hangisi Higashiyama, NASIL EDEM NERE GİDEM noktasına geldiyseniz şöyle yapalım; sizi Higashiyama’nın en güzel yerine götürelim…..Ninenzaka Merdivenleri’nin olduğu taraf bu bölgenin en turistik noktası. Ayrıca bu yol üzerinde çok güzel matchalı dondurma yapan bir yer var, düşünün ki biz matchayı pek sevmememize rağmen bayıldık, onu da umarım bulabilirsiniz. (adını bir türlü hatırlayamadık, özür dileriz….)

*Bu noktada Kiyomizudera Tapınağı’ndan da bahsetmemiz gerek, çünkü oldukça baba bir tapınak ve Budizm’de önemli bir yeri var. Bizim gittiğimiz dönemde bir takım yenilemeler yapılmakta olduğu için bizim görme imkanımız olmadı, umarız size öyle bir şey denk gelmez. Burası da Gion&Higashiyama planı yaptığınız güne dahil etmenizin mantıklı olacağı bir noktada kalıyor, bu trioyu aynı gün gezerek gününüzü gayet verimli geçirebilirsiniz.


Kinkaku-ji

Golden Pavillion adıyla da duyabileceğiniz Kinkaku-ji Tapınağı, şehirdeki bir başka Zen tapınağı. İsmi Golden Pavillion, çünkü üst iki katı “gold leaf” ile kaplı, zaten fotoğrafına baktığınızda ya da kendi gözünüzle gördüğünüzde de içinizden “aaaa altın mı ulan bu bina” reaksiyonu göstereceksiniz.

Burayı ziyaret ederken yalnızca gidip tapınağı görecekmiş gibi değil, bahçelerinde de dolaşacağım, civarını da gezeceğim diye düşünerek planlasanız iyi edersiniz, geniş sayılabilecek bir alana yayıldığı için özellikle sonbahar döneminde gidecek olursanız güzel görüntüler verebiliyor, eğer Çinli turistler izin verirse (Instagram profilimizdeki sabit storylere girip başımıza gelenleri görebilirsiniz) bayağı huzurlu bir ortam da yakalayabilirsiniz.

Nijo Kalesi

Bizim zamanımızın yetmemesi ve doğruyu söylemek gerekirse daha alternatif aktivitelere yönelme isteğimiz sebebiyle ziyaret edemediğimiz Nijo Kalesi de Kyoto’da ziyaret edebileceğiniz turistik noktalar arasında. 1603 yılında inşa edilen Nijo Kalesi, dış duvarlarından yürürken şahit olduğumuz kadarıyla oldukça geniş bir alana yayılıyor, dolayısıyla öyle “hızlıdan bir görüp çıkayım” yeri değil,  buraya belli bir vakit ayırmanız gerekecek. Zaten audio guide alacak olursanız sizi içeride yönlendiriyormuş, gezmek istiyorsanız almayı unutmamanızı hatırlatalım.


Shoren-in Tapınağı

Normal koşullarda “yahu sürekli tapınak geziyoruz, burayı da eleyelim artık” listesine alacağımız, ancak gece ışıklandırılmış hali ile şans eseri internetin derinliklerinde karşılaşmamız sonucu son anda listeye eklediğimiz Shoren-in Tapınağı’na mutlaka hava karardıktan sonra gitmenizi öneriyoruz. 800 yen gibi bir ücret karşılığında akşam 22:00’ye kadar tapınağın içinde dolaşabiliyorsunuz (çıplak ayakla ama, ayakkabı yasak…) ve aydınlatmalar gerçekten şahane görünüyor, özellikle bahçe kısmını kaçırmayın.

*Bu ışıklandırmanın yapılmasının sebebi tahmin ettiğiniz gibi “abi çok güzel duruyor ya bahçeyi komple led döşeyelim, köşeye de nargile koyalım” gibi bir şey değil, tapınak Buddha’ya adandığı ve ışıkla özdeşleştirildiği için bu tapınak özelinde böyle bir gelenekleri var.

*Bu aydınlatma yalnızca Sonbahar ve İlkbahar dönemlerinde gerçekleşiyor, gitmeden önce yine bi’ sitelerinden kontrol edersiniz, bakmadan gitmeyin.


Kyoto Gezi Rehberi: Kısa Kısa 

*Eğer tapınaklara doyamadıysanız, TAPINAKTAN BESLENİYORSANIZ, gücünüzü tapınaklardan alıyorsanız buyrun size gezebileceğiniz birkaç güzel tapınak bırakalım; Kodaiji (Ryozen Kannon) Tapınağı, Daigo-Ji Tapınağı ve Ginkaku-ji Tapınağı.

*Nishiki Food Market’ten ve genel olarak Kyoto’da yeme içme meselesinden Japonya yeme içme rehberimizde daha detaylıca bahsetmiştik, ama burada hatırlatmış olalım; bir öğleninizi mutlaka buraya ayırın.

*Şehri bisiklet kiralayarak da dolaşabilirsiniz, özellikle fotoğraf çekmeye hevesliyseniz metro/JR kullanarak gezmekten daha mantıklı bir alternatif olabiliyor ve Kyoto genelinde bisiklet kullanımı gayet yaygın. Onun için şuraya bakabilirsiniz.

*Kamo Nehri ve civar sokaklarında, mesela Kiyamachi-dori taraflarında mutlaka dolanmanızı öneririz, özellikle akşam saatlerinde buralar bayağı hareketli oluyor.

Published by
oitheblog

Recent Posts

Sakız Adası Gezi Rehberi: Komşu Komşunun Adasına Muhtaçtır

Kalktık Arjantin’e, ne bilelim Japonya’ya, Güney Afrika’ya falan gittik, ama canımız komşumuzun burnumuzun dibindeki adalarından…

1 saat önce

2024 Viyana Gezisi Notları: Avrupa’nın En Avrupalı Şehri

Dünyanın en yaşanabilir şehirleri listesinin 1 numarasını yıllardır zapt etmiş, “muasır medeniyetler seviyesinin ne olduğunu…

3 hafta önce

Düsseldorf Gezi Rehberi: 1 Günde Neler Yapılır?

Galiba hayatımda hiç özel olarak uçak bileti alıp Düsseldorf’a gezmeye giden bir insan görmemiş olabilirim,…

1 ay önce

Amsterdam Gezisi Notları: Yeni Öneriler, Birtakım Övgüler

En son ne zaman Amsterdam gezisi için yollara düşmüştük diye bir bakıp üstünden 5 sene…

3 ay önce

Atina Gezisi Notları: İhtimallerin Heyecanına Üzülüyorum

Kişisel tarihimizdeki ilk Atina gezisi üstünden neredeyse 8 sene geçtiğini fark ettiğimizde zamanın ne kadar…

5 ay önce

2023 Tiflis Gezisi Notları: Bazı Yeni Keşifler

Hatalarımızdan ders almamak konusundaki ısrarcılığımızın bir belgesi olarak bir önceki Tiflis Gezisi Notları kapsamında “buraya…

8 ay önce