RÖPORTAJ

Röportaj: Yeni Zelanda’da Yaşam ve Göçmenlik Üzerine

Madem bu göç etme meselelerine girdik, yurtdışına göç etme rehberinden tutun, Kanada’da, Avustralya’da, Dubai’de hatta Uruguay’da yaşama kadar uzandık, bu işi tam yapalım dedik. Bu sefer konumuz Yeni Zelanda’ya göçmenlik! Şanslıyız ki Sevgi Hanım gibi biri ile tanıştık ve bize her şeyi o kadar güzel bir biçimde açıkladı ki neredeyse kafamızda hiçbir soru işareti kalmadı desek yeridir. Arada Yeni Zelanda göçmenlik konularına dalıp işin içinden çıkamayan, Yeni Zelanda’nın yaşam koşullarını merak edenler varsa onlar için çok faydalı bir röportaj oldu diye düşünüyoruz. İyi okumalar!

Yeni Zelanda

Avrupa’nın çeşitli ülkelerine, Avustralya’ya, Kanada’ya hatta Amerika’ya yerleşen kişilerle karşılaşmak gayet olası. Özellikle son dönemlerde… Fakat Yeni Zelanda öyle mi! İnsanların seyahat etmek için bile uzuun bir düşünce sürecinden geçmesine sebep olan, “dünyanın bir diğer ucu” şeklinde nitelendirilebilecek bir yere yerleşmişsiniz. Nereden çıktı bu fikir?

Sevgi İkinci – Ne ilginç geliyor şimdi Yeni Zelanda’nın bu kadar uzak görülmesi… 🙂 Tamam Yeni Zelanda Türkiye’ye en uzak ülke olabilir ama Avustralya’dan uçakla sadece 3,5 saat ötede. Avustralya bu kadar kabul görmüşken Yeni Zelanda hep uzak. Bu ülkeyi çok bilmiyor olmamız uzaklık algımızı mı etkiliyor acaba diye düşünüyorum.

Buraya gelmemiz hadi gel Yeni Zelanda’ya yerleşelim şeklinde olmadı aslında. Sevgili arkadaşım Demet’le (Demet Bulca) hem hayatımızı değiştirelim hem de İngilizcemizi geliştirelim diye ülke araştırmaya başladık bundan yaklaşık 6,5 yıl önce. Daha çok da iklimi nedeniyle Avustralya’da karar kıldık ama baktık ki bütçemiz Avustralya için biraz dar. Ne yapalım diye düşünürken Yeni Zelanda’nın koşulları da benzer neden orası olmasın fikri ile Yeni Zelanda’yı araştırmaya başladık. Baktık ki aradığımız herşey bu ülkede mevcut. E hadi o zaman dedik hadi Yeni Zelanda’ya gidelim. Böylece öğrenci vizesi ile dil eğitimi almak üzere geldik.

Peki Yeni Zelanda göçmenlik koşulları konusunda herhangi bir fikriniz var mıydı ya da ülkeyi daha önce ziyaret etme fırsatınız olmuş muydu? Nasıl bir beklenti ile gittiniz?

SI – Hiçbir fikrim yoktu. Amacım İngilizce öğrenmek, eğer bir iş bulursam da belki bir kaç sene yaşamaktı. Buraları bu kadar seveceğimi tahmin etmemiştim.

Auckland

Bize Yeni Zelanda’ya yerleşme ve Yeni Zelanda’ya göç etme süreciniz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Örneğin oturma izni alabilmek için ve sonrasında vatandaşlık için ne gibi süreçlerden geçmek gerekiyor, süreç nasıl işliyor? Bunlar zorlu süreçler mi?

SI – Öğrenciyken mutfağında çalıştığım kafe zincirinin ofisinde iş bulunca önce çalışma vizesi ardında da bu ülkede oturum aldım. Göçmenlik süreci oldukça zorlu diyebilirim. Oturum aldıktan beş yıl sonra vatandaşlık için başvuru yapabiliyorsunuz. Öncelikli olarak oturum almak gerekli. Oturum almanın da çeşitli yolları var, bunlar immigration.govt.nz adresinde detaylandırılmış durumda. Kabaca özetlemek istersek; oturum başvurusu yapabilmek üzere bir puanlama sistemi kurulmuş. Buna göre eğer 160 ve üzeri puanınız varsa ve İngilizce seviyenizi IELTS puanı ile (General English – 6,5 over all skor) gösterebiliyorsanız oturum başvurusu yapabiliyorsunuz. Yaşınız, eğitiminiz, mesleğiniz ve eğer Yeni Zelanda’da bir iş bulmuşsanız iş akdiniz size puan getiren faktörler. Her yıl ülkede ihtiyaç olan mesleklerle ilgili listeler yayınlanıyor. Eğer bu mesleklerden birine tecrübe yoluyla sahip ya da o alanda eğitimli iseniz bu size puan getiren bir unsur oluyor. Başvurular ülkede bulunmadan da yapılabiliyor.

Şu anda Yeni Zelanda’da nerede yaşıyorsunuz? Sizce yaşamak için ideal bir nokta mı? Bize biraz yaşadığınız şehirden bahsedebilir misiniz?

SI – Auckland’da yaşıyorum. Auckland’ı birçok nedenle çok seviyorum. Auckland Yeni Zelanda’nın en büyük ve kalabalık şehri ama hala yeşili, doğayı her yerde bulabileceğiniz, mem şehir, hem doğa aktivitelerine kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir merkez. Dil öğrenmek için gelenlere küçük kasabalara gitmelerini öneririm. Büyük şehirlerde yerli halk ile entegre olmak çok zor. Herkes sizin gibi başka bir yerlerden gelmiş. Bu durum dil öğrenmeye hiçbir katkı sağlamıyor. Bu nedenle dil için gelenlere Acukland’ı tavsiye etmemç Ancak diliniz varsa iş bulmak ve yaşamak için gayet ideal. Ayrıca, eğer trafikten uzak bir yaşam istiyorsanız ya işinize yakın bir yerde yaşamalı ya da Auckland dışında bir yeri yaşam merkezi olarak seçmenizi tavsiye ederim.


Genel olarak Yeni Zelanda yaşam koşulları ve pahalılık durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yaşamak için pahalı bir ülke mi, yoksa kazancınız ihtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde mi oluyor? Bize kira, yeme-içme gibi genel masraflardan örnekler vererek konuyu biraz açıklayabilirseniz eminiz herkes çok sevinecek.

SI – Yaşam standardı yüksek ve bu nedenle de ucuz sayılamayacak bir ülke. Türkiye’den gelenler özellikle sebze ve meyveyi çok pahalı bulacaklardır. Kiralar da özellikle Auckland’da oldukça pahalı gelecektir. Ancak siz de analiz etmişsinizdir, başka ülkelere gidildiğinde fiyatları geldiğin ülkenin fiyatlarıyla karşılaştırmak çok sağlıklı değil. Fiyatları o ülkedeki kazanca göre kıyaslamak daha doğru. Böyle bakıldığında standart bir yaşam, eğer bir işiniz varsa çok da zorlanılmadan sağlanabilir. Bu ülkede gelir ve giderler haftalık olarak elde edilip harcandığından ben de değerleri haftalık olarak ileteceğim. Auckland’da bir kişinin ortalama kira ve fatura giderleri haftalık 250 NZD (Yeni Zelanda Doları) minimum yaşam yemek giderleri de yaklaşık 200NZD civarında olacaktır.

Yeni Zelanda’nın mükemmel doğası ve her daim “refah seviyesi en yüksek ülkeler” listelerinde tepelerden yer kapması haricinde aslında ülke hakkında pek fazla şey bilinmiyor. Sizce ülkenin öne çıkan özellikleri neler?

SI – Yeni Zelanda bir doğa ülkesi. Doğayı, doğa yürüyüşlerini, kamp yapmayı sevenler için bir cennet. Her yerde küçücük yeşil alanların bile düzenlendiğini görmek, günü birlik ya da haftasonu için çıkıp ormanlara, düzenlenmiş yürüyüş parkurlarına ulaşabilmek, buraların tertemiz olduğunu ve sahiplenildiğini görmek mutluluk verici. Her türlü doğa sporu yapmak mümkün ayrıca macera-severler için hayal ülkesi. Her çeşit adrenalin sporu burada bulmak mümkün.


Peki iyi ki göç etmek için Yeni Zelanda’yı seçmişim diyor musunuz? Sizi oraya bağlayan, etkileyen, Türkiye ile arasında dev farklar olduğunu düşündüren konulardan biraz örnek verebilir misiniz? Nedir Yeni Zelanda’yı yaşanılası kılan?

SI – Beni en çok etkileyen şey bir kadın olarak kendimi güvende hissetmem. Dışarı çıktığımda insanların rahatsız edici bakışlarını üzerimde hissetmemem. Yeni Zelandalılar dış görünüşe hiç önem vermiyorlar. İnsanları dışarıda her türlü giysiyle görebilirsiniz. Bu bir yargılama konusu değil. İlk başta ilginç gelmişti. Hemen ardından da Kiwilerin (Yeni Zelandalılar) en sevdiğim tarafı oldu bu. İnsanlar birbirine saygılı ve birbirine selam verip gülümsüyor. Bunca temel ve insani olguların nasıl çeşitli kaygılarla unutulduğunu, ancak onu yeniden bulduğunda ayırt etmek, edebilmek üzücü bir yandan.  Stres yaşamın hemen her alanında oldukça asgari boyutlarda.

Buradan bakınca Yeni Zelanda sorunsuz, kusursuz bir ülke izlenimi yaratıyor…Ülkenin olumsuz bulduğunuz ya da sizi şaşırtan yönleri oldu mu? Gerek kültürel, gerek siyasi açıdan soruyoruz. Örneğin Yeni Zelanda’da haberleri açtığınızda, gazeteyi okuduğunuzda ne gibi sorunlardan söz ediliyor?

SI – Bizim ülkemizle karşılaştırıldığında evet sorunsuz gibi duruyor ancak Yeni Zelanda’nın da pek çok sorunu var. İnsanlar siyasi olarak çok yıpranmış olmadığından insanlar siyasetle bizde olduğu kadar ilgili değil, görünürde güllük gülistanlık bir yaşam yaşanıyor. Özellikle biz başka ülkelerden gelenler büyük ihtimalle geldiğimiz ülkenin siyasetini daha fazla takip ediyoruz farkına varmadan. Yeni Zelanda yerlileri Maori halkı beyaz Avrupalılar tarafından uzun yıllar domine edilmiş. Ülke eski İngiliz kolonisi olması dolayısıyla birçok olumlu ve olumsuz uygulamasını İngiliz kültürüne borçlu. Maoriler çok güçlü bir kültüre sahip direne direne, hak araya araya sonunda pek çok hak edinmişler. Ancak hala mücadeleleri sürüyor diyebiliriz. Örneğin daha yeni haberlerde çıktı. Yeni Zelanda’da bir nehire insan hakları verildi. Bu Maorilerin çok önemli bir adımı. Bunu Yeni Zelanda’nın bir kazanımı olarak değil örnek teşkil etmesi bakımından dünya adına bir kazanım olarak görüyorum. İlgili habere de şuradan göz atabilirsiniz bu arada.


Yeni Zelanda’nın yeme içme kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir Türk mutfağı özlemi var mı?

SI – Yeni Zelanda’nın milli yemeğim dediği yemeğin fish and chips olduğunu söylesem sanırım İngiliz yemek kültürünün bu ülkedeki boyutları daha anlaşılır olur. 🙂

Hal böyle olunca yaşasın Hindistan ve Çin restoranları J Kiwi mutfağının zayıf olması dolayısıyla burada tüm dünya mutfaklarından gayet iyi örnekler bulmak mümkün. Göçmenlerin çok önemli bir bölümü ülkeye yemek servisi vermek üzere bu ülkede bulunuyor desem sanırım çok da yanlış söylemiş olmam. Ayrıca Türk mutfağı bu ülkede çok seviliyor. Neredeyse girebileceğiniz en küçük mahallede bile bir Turkish Kebab Shop görmek de her zaman şaşırtıcı.

Wellington, Yeni Zelanda

Peki ya sosyal yaşam? Yaşadığınız bir şehirde sıradan bir gün nasıl geçiyor? Sosyal aktiviteler, etkinlikler açısından aktif, hareketli bir yerde olduğunu hissediyor musunuz? İnsanların sosyalleşme anlayışı Türkiye’dekine benzer mi?

SI – Burada çok aktif bir sosyal yaşam var. Yeter ki siz sosyal yaşam arayışında olun. Yine de gençlerden gece hayatını zayıf bulanlar var. Sosyalleşme Türkiye’de yemek yemekse burada içki içmek diyebilirim. 🙂

Son olarak yerleşmeyi değil de Yeni Zelanda’yı gezmeyi planlayanlar için buralara kadar gelmişken mutlaka gezin, görün, deneyin dediğiniz birkaç lokal öneri alabilir miyiz?

SI – Yeni Zelanda’da gezecek görecek yer çok. Buraya turist olarak gelmek isteyenlere minimum bir ay ayırmalarını ve iyi bir planlama yapmalarını tavsiye ederim. Auckland’da Piha ve Muriwai Beach. Auckland’ın kuzeyinde Cape Reinga, 90 miles Beach, Bay of Islands. Coromandel, Hahei Beach, Hot Water Beach. Mt Maunganui, New Plymouth, Wellington. Abel Tasman National Park, Takaka, Queenstown, Milford Sound. Bunlar benim gezip görüp sevdiğim sadece birkaç örnek. Deneyimlerimi ve gezilerimi paylaşmaya gayret ettiğim bloguma da göz atabilirsiniz.

Published by
oitheblog

Recent Posts

2024 Viyana Gezisi Notları: Avrupa’nın En Avrupalı Şehri

Dünyanın en yaşanabilir şehirleri listesinin 1 numarasını yıllardır zapt etmiş, “muasır medeniyetler seviyesinin ne olduğunu…

17 dakika önce

Düsseldorf Gezi Rehberi: 1 Günde Neler Yapılır?

Galiba hayatımda hiç özel olarak uçak bileti alıp Düsseldorf’a gezmeye giden bir insan görmemiş olabilirim,…

2 hafta önce

Amsterdam Gezisi Notları: Yeni Öneriler, Birtakım Övgüler

En son ne zaman Amsterdam gezisi için yollara düşmüştük diye bir bakıp üstünden 5 sene…

3 ay önce

Atina Gezisi Notları: İhtimallerin Heyecanına Üzülüyorum

Kişisel tarihimizdeki ilk Atina gezisi üstünden neredeyse 8 sene geçtiğini fark ettiğimizde zamanın ne kadar…

5 ay önce

2023 Tiflis Gezisi Notları: Bazı Yeni Keşifler

Hatalarımızdan ders almamak konusundaki ısrarcılığımızın bir belgesi olarak bir önceki Tiflis Gezisi Notları kapsamında “buraya…

8 ay önce

Kazbegi Gezi Rehberi: Gürcistan ile Bağları Kuvvetlendirme Girişimi

Az önce kapı çaldı. Eskimiş metal grubu tişörtüm ve berbat şekilde toplanmış saçım ile kapıyı…

8 ay önce