Budapeşte’de Erasmus: Bir Öğrencinin Yaşantısına Dair Her Şey

Eğitim için, iş için ya da başka sebeplerden dolayı fark etmez, yurt dışında yaşamaya başlayacak herkesin ilk yaptığı şey kuşkusuz internet araştırması. Yüzlerce yorum, yüzlerce fikir ve öneri bulmak mümkün. Biz de düşündük taşındık, çeşitli sebeplerden dolayı yurtdışında yaşamaya başlayacak olan okurlarımız için, küçük çaplı bir rehber oluşturmaya karar verdik.

İlk durağımız, Budapeşte. Son dönemlerde Sziget Festivali ile iyice popülerleşen Budapeşte ile ilgili, zevklerine ve tavsiyelerine rahatlıkla güvenebileceğiniz, yıllardır yakın arkadaşım olan Hakan Dağlıoğlu ile Budapeşte’de Erasmus meselesini enine boyuna konuştuk. Bir Erasmus öğrencisi için detaylı bir rehber hazırlamış olduk.

Neden Budapeşte’yi tercih ettin?

Budapeşte’yi tercih etmemin nedeni öncelikli olarak derslerin denkliğiyle alakalıydı. Sonradan problem olmaması için %100 eşitlik olsun istiyordum, Ekonomik faktör de çok önemliydi. Mesela ben İngiltere, Almanya, Fransa, Danimarka vb. ülkelere de gidebilirdim fakat oralarda yaşayabilmem için (kira+yeme-içme+eğlence+diğer giderler) hibeyi en az 2’ye katlamam gerekirdi. Buna bir Erasmus gezgininin Avrupa’da gezmesi gereken şehirler listesini de ekleyince, Erasmus periyodu bir anda finansal açıdan bir kâbusa dönebilirdi. Budapeşte’yi tercih etmemin bir başka nedeni ise son olarak eğlence hayatı ve ortamıydı.. Kısacası fiyat performans açısından bir şehir aradım karşıma Budapeşte çıktı. Binek araç müşterisi gibi ifade ettim ama neyse.

Yine seçme şansın olsa, orayı mı seçerdin?

Yine seçme şansım olsa kesinlikle Budapeşte’yi tercih ederdim. Benim yaşadığım tonla maceradan ve anıdan sonra Budapeşte 2. evim gibi oldu. Her sene düzenli olarak hasret gidermek için oraya gidiyorum.

Hangi üniversitede eğitim aldın? Sence doğru bir tercih miydi?

International Business School Budapest adlı okulda eğitim aldım ve kesinlikle doğru bir tercihti. Türkiye’de İşletme lisansı eğitimi alıyordum. Okul tam bir “Business School” olmakla beraber, ilk yıldan sonra finans, pazarlama vb gibi uzmanlaşacağınız alanı seçebiliyorsunuz. Aynı zamanda okul Budapeşte’nin en pahalı okulu, yabancı öğrenciler yıllık 5000 € gibi bir miktar ödemek zorunda ama okul Oxford Brookes University ile anlaşmalı yani IBS’ten mezun olduğunuz taktirde çift diploma sahibi oluyorsunuz. Sınavları İngiltere eğitim sistemine göre hazırlandığı için inanılmaz zor maalesef.

Macar kültüründe senin için en tuhaf olan şey neydi?

Palinka denen geleneksel bir içkileri var, olmaz olsaymış! Macarların bile nefret ettiği Yunan rakısı Uzo’dan bile kötü dedikleri bir içki çeşidi Palinka. İçer içmez boğazdan başlayıp bütün iç organlarınızı kezzap dökmüşçesine yakan bir çeşit likör. Onun dışında bir tuhaflık yoktu aslında. Türk kültürüne benzeyen o kadar çok yönleri var ki. Mesela bazı kelimeleri bizden almışlar. Macarca’da kapu; kapı anlamına geliyor; kave, kahve demek; alma, elma demek vb.

Eminim başka bir ülkede yaşamaya başlamak herkes için ilk etapta zordur. Dil ve kültür farkı gibi problemler olabiliyor. Sen adapte olmakta güçlük çektin mi? Ne tür zorluklar yaşadın?

Ben şahsen ilk 1-2 hafta dışında hiç zorluk çekmedim, açıkçası alışmak kolay (para birimi dışında) ve rahat bir süreçti. Hatta 3.haftadan sonra kendimi sanki orada doğup büyümüş gibi hissetmeye başladım. Bu nasıl oldu diye soracak olursanız Macarlar çok yardımsever bir millet. Örneğin sokakta birini durdurup bir şey sorduğunuzda 500 metre mesafedeki bir yeri tarif etmelerini geçtim oraya sizinle beraber eşlik edip geri dönenlere bile şahit oldum. Dil açısından pek problem yaşadım sayılmaz çünkü Macarca pek geçerli bir dil olmadığı için herkes yabancı dil olarak İngilizceyi öğrenmiş durumda. Okulda ve arkadaş ortamında hiçbir sıkıntı çekmedim. Çok nadir de olsa, bazı mekanlarda hiç İngilizce bilmeyenlerle karşılaştım tabi, bu normal çünkü yaşlı kesim pek İngilizce bilmiyor. 2.Dünya Savaşı sıralarında milliyetçilik yüzünden başka dil öğrenmek yasaklanmış. Adapte olma açısından bir problem yaşayacağınızı düşünmüyorum, gelip de geri dönene hiç şahit olmadım açıkçası.

Bir genç ya da öğrenci için hangi bölgede yaşamak daha mantıklı?

Bir genç ya da bir öğrenci için hatta normal bir insan için kesinlikle ve kesinlikle yaşanması gereken yer Peşte’dir. Budapeşte’yi Tuna nehri Buda ve Peşte olarak ikiye ayırmış durumdadır. Buda tarafında Tuna kıyı kesimi dışında pek bir şey yok açıkçası ve sıkıcı bir yer denebilir. Peşte kısmı sosyal ve kültürel açıdan fazlasıyla insana yetiyor. Peşte’de spesifik bir bölge söylemem gerekirse Oktogon bölgesi tam anlamıyla bütün ihtiyaçları karşılayacak bir yer. Buraya tramvayla 2-3 durak olan bölgeler de yaşam açısından çok avantajlı ve zevkli bir konumdadır.

Yaşam pahalı mı? Nasıl bir bütçe oluşturdun, harcamaların Türkiye’ye kıyasla fazla mı oldu?

Öncelikle Budapeşte’de Euro geçmiyor. Para birimi olarak Forint’i kullanıyorlar. Genelde 1000 forint = 8 TL’ye denk geliyor. Budapeşte ekonomik açıdan rahat, tam bir öğrenci dostu şehir. Asgari yaşayan her insan hibe+100 euro gibi bir miktarla Budapeşte’de geçinebilir. Tabii asgari yaşamaktan kastım hiç dışarı çıkmayıp her gün makarna yiyip evde film-dizi rutinine girip ders çalışmak değil, Ucuz bir kira verip haftada 2-3 gece dışarı çıksanız dediğim rakam yetiyor. Budapeşte, Türkiye’ye kıyasla günlük hayat yani yiyecek-İçecek ve giyim alışverişi olarak %15-20 daha ucuz. Ulaşım için 1 aylık biletler var ve öğrenciler yaklaşık 30 TL vererek Budapeşte’deki taksi hariç tüm araçlara (Otobüs, Tramvay, Metro, Tren, Troleybüs) sınırsız binebiliyor. Gelelim gece hayatına; Gece hayatı olarak Budapeşte İstanbul’dan %70-%80 daha ucuz. “Ne diyorsun be dostum?” demeyin. İçki de ucuz Gece hayatı da! Reina-Sortie segmentinde mekanlara giriş için 15 TL gibi bir para ödüyorsunuz ve 1 adet içki veriyorlar, özel parti varsa bu fiyat maksimum 30 TL’ye çıkıyor. Örnek olarak Erasmusluların fink attığı Morrison’s isimli üstü Pub, altı club bir mekan var ve giriş sadece 500 Forint artı içerde 3 adet bira veriyorlar. Nasıl bir bütçe yaptığıma gelecek olursak, Aslında en başta işin sırrı gerçekten az kira vermekte yatıyor. Ben Erasmus’a gitmeden kendime 5 ayda 10 ülke gezeceğimin sözünü verdiğimden en büyük gider kira olacaktı. O yüzden ucuz bir ev bulmalıydım ve küçücük, koğuş gibi, kırık dökük bir yer olmayacaktı. Ben evimi 3 ay önceden buldum ve kiraladım. Şansıma, benden önce kendi okulumdan giden bir Erasmus öğrencisi o evde kalıyordu. Ben de onunla iletişime geçtim ve 5 ay boyunca aylık sadece 140 € kira ödedim, faturalarla beraber 200€’yu geçmiyordu. Şöyle özetleyeyim; Budapeşte’de 5 ay kaldım, 70’dan fazla partiye katıldım ve 200 litreye yakın alkol tükettim.(Biz alkol almasını çok iyi biliriz) 10 ülkede 10 şehir gezdim ki bunlar Budapeşte haricinde Berlin, Paris, Amsterdam, Roma, Krakow, Prag, Barselona ve Bratislava 3’er kere, Viyana 3’er kere şeklinde oldu. Toplamda 5 ayda 4200 € para harcadım (Ultra Herşey Dahil). Buda aylık 850 Euro civarında bir miktara denk geliyor. Yaklaşık 400 € hibe aldım ve üzerini ben tamamlamış oldum ve fazlasıyla değdi. İçinizden “Yaa sen okumaya mı gittin arkadaş bu nedir böyle” seslerini duyar gibiyim. Bütün derslerimi verdim ama naber?

Part time çalışma olanakları var mı? Yoksa bir öğrenci Sadece aile desteğiyle mi yaşam sürdürüyor?

Maalesef Normal pasaporta sahip Erasmus öğrencileri için yasal olarak çalışma izni yok. Ama yeşil pasaport sahipleri tam emin olmamakla beraber söylüyorum haftada 10 saat çalışabiliyor. Elbette ki illegal çalışan öğrenci olabiliyor. Normal bir öğrenci riske girmek istemiyorsa sadece hibe ve aile desteğiyle yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor.

Nasıl bir arkadaş ortamı var?

Arkadaş ortamı olarak, sadece Erasmus arkadaş ortamı hakkında bilgi sahibi olduğum için yalnızca onun hakkında konuşabileceğim. Erasmus ortamında herkes birbirini yeni tanıdığı için ve 72 milletten insan bir ortamda buluştuğu için herkes farklı duygular içerisindeydi. Birbirinin kültürünü tanıma, yardımlaşma, beraber hareket etme gibi eylemler yaşandı. Erasmus arkadaşlığında genelde öğrenciler eğlenmeye geldiği için her günün bir akşamı oluyor ve o Erasmuslar her gece dışarı çıkmak istiyor. Zaten şehir yabancı, ortam keşfedilmeye açık, hadi kendimizi dışarı atalım orda parti var burada parti var şeklinde herkes birbirine haber veriyor. Türk, Fransız, İtalyan vb geceleri düzenleniyor, kültür alışverişi oluyor ve bir süre sonra Flat partyler yapılıyor Genel olarak 100 küsür kişi tanımış olsam da adam akıllı 5-6 kişi ile şu anda samimiyiz, gerçekten arkadaşız ve Avrupa’da gidecek birkaç kapım oldu diyebiliyorum.

Budapeşte’de sıradan bir gününü nasıl geçiriyorsun? Arkadaşlarınla yaptığın aktiveler Türkiye’dekine benzer mi?

Budapeşte şehir olarak hava kararınca başkalaştığı için haliyle yapılan aktiviteler de değişiyor. Gün içinde genelde arkadaşlarımla yaptığım aktiviteler benzer fakat akşam herkes bir “party animal”a dönüşüyor. Burada birini aradığımda poposunu kaldırmaya üşenen arkadaşlarım, “abi oraya şimdi kim gidecek bir ton yol, hem orda yolarlar bizi içeriz giriş 50 kağıt iç iç iç 200den aşağı çıkamayız” diyorlar, ki haklılar da. Ama Budapeşte’de 4-6 tramvayı denen bir tramvay var ve Budapeşte’yi gece ayakta tutuyor. Hemen hemen her yere ulaşabiliyorsunuz ve önceden de bahsettiğim gibi gece hayatı ucuz olduğu için her akşam farklı bir aktiviteye çağırılıyorsunuz. Evlerde toplanılıyor, publara, barlara, clublara gidiliyor. Hatta birinden çıkıp bir diğerine giriliyor

Etkinlik ve konser açısından aktif bir şehir mi? Gece hayatı nasıl?

Etkinlik açısından Türkiye’yle hemen hemen aynı mesela Sziget Festival denen bir festival var ve her yıl yaz aylarında düzenleniyor. Sanırım Macaristan’ın en meşhur festivali kendileri. Onun dışında düzenli olarak etkinlikler, sergiler, konserler vs. oluyor. Konser açısından konuşmak gerekirse ben 68 liraya David Guetta konserine gitmiştim hem de sahne önünden. Aynı konser 1 sene sonra Türkiye’de oldu ve bilet fiyatı 200 küsür lira civarıydı.

Gece hayatına gelince…Gece hayatı deyince bence aklınıza Avrupa’da ilk Budapeşte gelmeli. “Hadi ordan” dediniz değil mi? Budapeşte’de her kesime uygun gece kulübü mevcut ve bence Avrupa’nın en ucuz ve eğlencesi bol mekânlarına, ortamlarına sahip. Eğlenmemeniz mümkün değil yani. Şurada konu ile ilgili birçok öneri mevcut.

Erasmus programıyla ilgili ne düşünüyorsun?

Erasmus programı bence her üniversitesi öğrencisinin yararlanması gerektiğini düşündüğüm über bir hizmet. Keşke hibe miktarlarını Ulusal Ajans yukarı çekse de öğrencilerin maddi sıkıntısı hiç olmasa. Erasmus yapan öğrencinin hayata bakış açısı değişir, 72 türlü milletten 1001 çeşit arkadaş edinir, vizyonu genişler, özgüveni artar ve Erasmus, sizin hayatınızın geri kalanında hatırlayacağınız muhteşem anlar yaşatır. Ben Erasmus yapana kadar yaşamıyormuşum dedirtir insana bu şey. Erasmus sayesinde ben de gezme bağımlısı oldum. 30 yaşına kadar 30 ülke gezeceğim gibi hedeflerim oldu. İBbu program bana kendimi keşfetmemde büyük katkı sağladı. “Okul uzayacak ya” diye mızmızlanmayı bırakıp gidip yapın. Post-Erasmus Sydrome denen şey boşa çıkmamış.

Budapeşte’ye gidip denemeden ya da görmeden dönmeyin diyebileceğin şeyler var mı?

Var tabii ki olmaz mı. Madde madde sıralayayım, eksik kalmasın.

Goulash (Gulaş) Çorbası Kesinlikle Cafe Vian’da içmeniz tavsiye edilir. Zira diğer yerler bu kadar da iyi yapamıyor. Cafe Vian’a gitmişken muhteşem suflesinden yemeyi de unutmayın.

Palatinus Lido Water Park Adından da anlaşılacağı üzere bir aqua park ama günlük 10 TL’ye sınırsız eğlence yaşatıyor. Dalga havuzu mu dersiniz, deniz suyundan oluşmuş havuz mu dersiniz, saatte hızı 80 km’ye çıkan kaydıraklı havuz mu dersiniz içinde muhteşem havuzlar ve olimpik havuzlar mevcut. Margit Adası’nda konumlanmış bu yere eğer ilkbahar ve yaz aylarında gidiyorsanız mutlaka gidin ve bu sınırsız eğlenceyi yaşayın.

Görmeden dönülmeyecek yerler;

– Tüm köprüler, özellikle Chain Brigde. Aslanlı Köprü diye de geçen bu köprü gece muhteşem oluyor. Tüm köprüleri hem gece, hem gündüz gezin, şehrin ışıklandırması bir başka oluyor. Bence Budapeşte Tuna’yı kullanan en iyi şehirdir.

– Royal Castle: Tuna nehrinin kıyısında konumlanmış aynı zamanda adı Buda Kalesi olan yerdir. Tuna’nın tadının en güzel çıkarılacağı yerdir

– Parlamento Binası: Yine Tuna nehrinin Peşte kıyısında konumlanmış Parlamento Binası mimarisi ve ışıklandırmasıyla göz kamaştırıyor. İçinde 600 oda mevcutmuş.

– Fisherman’s Bastion: Gotik mimariye sahip muazzam bir yapıdır. Matthias Kilisesiyle yan yanadır. Görülesi yerdir.

– Dohany Sokağı Sinagogu: Avrupa’nın en büyük Sinagogu olma unvanını taşımaktadır. Ayrıca bahçesindeki ağacın yapraklarında Hitler zamanında öldürülen Yahudilerin isimleri yer almaktadır.

– Szent Istvan Basilikası: Adı St Stephen Basilikası diye de geçer. İçi mükemmel devasa bir yapıdır. İçine girip en üst katına çıkmanızı tavsiye ederim. Ayrıca ışıklandırması da muhteşemdir.

– Andrassy Utca: Mümkünse bu caddede uzun uzun yürüyün. Kesin tavsiyemdir çok eğlenceli ve keyiflidir. Budapeşte’nin Champs-Elysees’i diye de geçer.

– Heroes Square: Kahramanlar Meydanı diye geçen bu meydan Andrassy Utca’nın sonunda yer alıyor. Büyük küçük ünlü sanatçıların heykellerinin yanı sıra, Koskoca upuzun bir Cebrail heykeli mevcuttur. Andrassy’nin başından bakınca ufukta o heykel gözükmektedir. Ayrıca meydanın ışıklandırılmış halini de görmenizi tavsiye ederim, dolayısıyla gece uğramakta da fayda var.

– Opera House: Yine Andrassy Utca’da yer alır. İçeri girip bir Opera izlemeseniz bile mimarisi nedeniyle binayı mutlaka görmeniz gerekiyor diye düşünüyorum. Yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi vardır.

– Gellert Hill: Bu tepeye çıkmanızı ve Budapeşte’nin muhteşem manzarasının tadını çıkartmanızı şiddetle tavsiye ederim. Tepede Özgürlük Heykeli de mevcuttur. Yalnız en az yarım saat yürüyorsunuz kondisyonlu olmanız gerekiyor ama mutlaka gidin görün.

– Terör Müzesi: Dünyanın ilk ve tek terör müzesi olma unvanını taşımaktadır. İçerde 2. Dünya Savaşı resimleri ve simülasyonları vardır bence görülmeye değer bir yer.

– Gül Baba Türbesi: Hemen Buda Castle’in yanındadır. Bizden bir mimaridir kendileri.

Published by
oitheblog

Recent Posts

2024 Viyana Gezisi Notları: Avrupa’nın En Avrupalı Şehri

Dünyanın en yaşanabilir şehirleri listesinin 1 numarasını yıllardır zapt etmiş, “muasır medeniyetler seviyesinin ne olduğunu…

21 saat önce

Düsseldorf Gezi Rehberi: 1 Günde Neler Yapılır?

Galiba hayatımda hiç özel olarak uçak bileti alıp Düsseldorf’a gezmeye giden bir insan görmemiş olabilirim,…

2 hafta önce

Amsterdam Gezisi Notları: Yeni Öneriler, Birtakım Övgüler

En son ne zaman Amsterdam gezisi için yollara düşmüştük diye bir bakıp üstünden 5 sene…

3 ay önce

Atina Gezisi Notları: İhtimallerin Heyecanına Üzülüyorum

Kişisel tarihimizdeki ilk Atina gezisi üstünden neredeyse 8 sene geçtiğini fark ettiğimizde zamanın ne kadar…

5 ay önce

2023 Tiflis Gezisi Notları: Bazı Yeni Keşifler

Hatalarımızdan ders almamak konusundaki ısrarcılığımızın bir belgesi olarak bir önceki Tiflis Gezisi Notları kapsamında “buraya…

8 ay önce

Kazbegi Gezi Rehberi: Gürcistan ile Bağları Kuvvetlendirme Girişimi

Az önce kapı çaldı. Eskimiş metal grubu tişörtüm ve berbat şekilde toplanmış saçım ile kapıyı…

8 ay önce