Nedir bu Tomorrowland diye soracak olursanız, şöyle anlatalım: Belçika’nın Brüksel ile Antwerp arasında kalan, Boom diye bir bölgesinde (şehrin adını yazarken biz de şüpheye düştük) devasa bir alan kuruluyor. Devasa derken öyle Rock’n Coke, One Love’ı falan bir kenara koyun, gerçekten devasa bir alandan söz ediyoruz. Sonra, elektronik müzik piyasasında sözü geçen bütün abileri, ablaları alıyorlar bu ortama bırakıyorlar. Kim bu abiler, ablalar diye soracak olursanız şu ana kadar çıkan kişilerden bazıları: Armin Van Buuren, David Guetta, Swedish House Mafia, Avicii, Tiesto, Afrojack Steve Aoki, the Bloody Beetroots, Fatboy Slim, Moby… (bu böyle uzar gider) Ardından, yüzbinlerce kişiyi de aynı bölgeye salıp, bunların hepsini pembeleşinceye kadar güneşin altına bırakınca ortaya dünyanın en büyük festivallerinden biri çıkıyor. (Biz yemek tarifi verir gibi festival anlatmayı ‘Çok iyi biliriz’)
2014 Line Up için şuraya tık tık.
Tomorrowland’i sadece bir festival olarak düşünmeyin. Muhtemelen hayatınız boyunca dahil olabileceğiniz en enteresan ve ‘özgür’ ortamlardan biri burası olsa gerek. Hayal gücünüzü zorlayacak bu festival, ‘Dreamville’ adıyla, ses, ışık ve görselleriyle ‘gerçek dışı bir dünya’ deneyimi yaşatıyor. Nasıl bir ortam olduğunu daha iyi ifade edebilmemiz için yukarı koyduğumuz video’yu izlemeniz daha açıklayacı olacaktır. Biz böyle kızlı erkekli şeyleri çok detaylı anlatmayı sevmiyoruz..
– Festivalde 20 tane sahne var ve hepsinin kendine özgü bir teması var. Elektronik müziğin kendi içinde 50 tane kategoriye ayrıldığını düşünürsek, sahnelerin bu kategorilere göre düzenlenmesi de oldukça mantıklı bir karar.
-Bu noktada aklınızda bulundurmanız gereken önemli bir konu var. O da Belçika’nın havasının sağının solunun belli olmaması. Şöyle açıklayalım, Belçika’da yaz aylarında sıcak olmasını beklediğiniz bir günde ortam bir anda yağmur çamur olabiliyor.
-Eğer festival alanında konaklamayı düşünüyorsanız yanınıza mutlaka yağmur çizmesi ve benzeri şeyler alın. Tomorrowland’in festivalcilere sağladığı bir meteroloji uzmanı da mevcut ve size ne zaman çadırda kalmanız gerektiğini, ne zaman göl kenarında eğlenebileceğinizi haber veriyor.
-Festival alanında yüzbinlerden uzaklaşarak rahatlamak ve kafa dinlemek için gidebileceğiniz göller ve yeşil alanlar var. Burada bot kiralayabilir, ya da göl kenarına bayılıp çılgın kalabalıktan biraz olsun uzaklaşabilirsiniz.
–Konaklama ile ilgili ayarlama yaparken, festival alanında çadır ayarlayabileceğinizi de seçenekleriniz arasında bulundurun. Biraz paraya kıyıp daha rahat bir ortamda konaklamak istiyorsanız, ‘Dreamville Mansion’ adında sunulan seçenek ile 12 kişi beraber bir pass alıp, 12 yatağın, size özel bir yemek alanının ve jakuzinin bulunduğu bir ‘mansion’da kalabilirsiniz.
-Festival alanına ulaşım için birkaç seçeneğiniz var.
* Brüksel ya da Charleroi Havaalanı’ndan toplu taşımayı kullanabilirsiniz.
*Eğer festivalin gerçekleştiği haftasonundan önceki Perşembe Brüksel Havaalanı’nda olacaksınız, havaalanından trenle Mechelen’e gidebilir ve buradan Dreamville’e özel olarak giden trene binebilirsiniz.
– Birçok bilet kategorisi mevcut. Bilet fiyatları genelde 200 Euro’dan başlıyor. Biletlerin ne zaman satışa çıkacağını ve ne kadar olacağı konusunda haberler almak için şurayı kontrol edebilirsiniz.
-Festival alanında süpermarket, barbekü alanı, duş, doktor gibi hizmetler mevcut. Ayrıca kamp alanına dışarıdan yiyecek ve içecek de sokabiliyorsunuz.
Tomorrowland, her sene genelde Temmuz ayında gerçekleşiyor ve biletleri Şubat ayında satışa çıkıyor. Gördüğünüz gibi o kadar iyi insanlarız ki biletler 1 gün içinde satılıyor olmasına rağmen ‘bizim biletlerimizi kaparlar mı’ diye düşünmeden size de haber veriyoruz. Kesin olmamakla birlikte 2014 yılında 18-27 Temmuz’da gerçekleşecek olan bu festivali kaçırmayın deriz.
Bilmemkaçıncı Berlin gezi notlarımıza beklenmedik bir giriş ile başlıyorum, çünkü bu seferki Berlin seyahatimiz biraz……
Demek ki neymiş, bir şehre hangi mevsimde gittiğimizin gerçekten çok ama ÇOK büyük bir önemi…
Yıllardır bu kadar seyahat etmemizin, hatta seyahat etmeyi bir meslek haline getirmemizin ardından elbette bizim…
Londra Gezi Rehberi için girişe tek bir cümle yazacak olsam o cümle şu olurdu: Londra…
Bir vize başvurusu mücadelesinin daha sonuna gelmiş bulunuyorum, İngiltere vizesi başvurusu sürecim aşağı yukarı 20…
Paris gibi devasa ve çok aktivite barındıran şehirler bizim gibi insanlar için nasıl bir panik…