Özellikle aynı nesilden olduğumuz okuyucularımız, siz de Harry Potter’ı izlerken Hogwarts’da okumaya özenmediniz mi? Siz de “ulan bana da bi’ baykuş mektup getirse de hayatım kurtulsa, Muggle değilim ben en çok bana soracaksınız!” diye kendi kendinize triplere girmediniz mi? Bizim küçüklüğümüzün büyük bir kısmı bu şekilde geçti diyebiliriz. Bunun üstüne biraz daha realistik olan “kitap kurdu” olma durumumuz da eklenince, aşağıdaki kütüphaneleri adeta “dibimiz düşerek” inceledik. Sizin de bu ülkelerden birine yolunuz düşecek olursa, mutlaka ziyaret etmeniz için, sizlerle de paylaşmak istedik.
Aloha.
Bilmemkaçıncı Berlin gezi notlarımıza beklenmedik bir giriş ile başlıyorum, çünkü bu seferki Berlin seyahatimiz biraz……
Demek ki neymiş, bir şehre hangi mevsimde gittiğimizin gerçekten çok ama ÇOK büyük bir önemi…
Yıllardır bu kadar seyahat etmemizin, hatta seyahat etmeyi bir meslek haline getirmemizin ardından elbette bizim…
Londra Gezi Rehberi için girişe tek bir cümle yazacak olsam o cümle şu olurdu: Londra…
Bir vize başvurusu mücadelesinin daha sonuna gelmiş bulunuyorum, İngiltere vizesi başvurusu sürecim aşağı yukarı 20…
Paris gibi devasa ve çok aktivite barındıran şehirler bizim gibi insanlar için nasıl bir panik…