New York İpuçları rehberimizin ardından geldik ergenliğimizi katletmiş İpek Ongun’un kitabından esinlenerek başlıklandırdığımız gezilecek görülecek, yenilecek içilecek yerler meselesine. “O da nereden çıktı?” diyecek olursanız, biz söz konusu New York olunca tam bir ergene dönüşüyoruz, haliyle böyle bir esinlenme de kaçınılmaz oldu. Aslına bakarsanız ilk etapta mümkün olduğunca turistik bir rehber hazırlamaya çalıştık, çünkü “ay şekerim ben lokal gibi gezmeyi seviyoruuum”culuk yapmaya başlamadan önce ilk kez ayak bastığınız bir şehirde turist gibi davranmakta bir sakınca olduğunu düşünmüyoruz. Bu yazıyı henüz New York’a ayak basmadan okuyorsanız öncelikle New York İpuçları rehberimize bakmanızda kesinlikle fayda var. (bize reklam yaptırtıp durmayın bakın işte canım) Ancak bize oralardan bağlanıyorsanız aşağıda New York Gezi Rehberi ile bir turistin (yer yer lokale kaçtığımızı itiraf edelim) yerine getirmesi gereken her türlü görevini sıralamış bulunduk.
Times Square
New York’a gelip yeni açılan, pek fazla insanın bilmediği bir bar, restoran, galeri keşfetmek sizin hipster yanınızı tatmin edebilir. Ancak “aa New York benim 2. Evim gibi, Soho’da açılan yeni x cafe’ye götüreyim seni” diyecek konuma gelmeden, şehri bir turist gibi gezerek New York’u New York yapan belli başlı yerleri kavramanız gerekir. Bir turist New York’a ayak bastığında ne yapar? Tabi ki hemen bir “I Love NY” tişörtü satın alır ve Times Square’e gidip Naked Cowboy ile fotoğraf çekilir. (O fotoğraflar hayrına değil, parayla tabi)
Sizin de New York’a ilk kez ayak bastığınızı var sayacak olursak, oralara kadar gidip de Times Square’i görmeden döneceğinizi sanmıyoruz. Ancak biz yine de size bu konuyu da detaylandıralım istedik. Tipik Amerikan filmi sahnelerini göz önünde bulunduracak olursanız, aslında yalnızca kırmızı merdivenlerin bulunduğu noktayı Times Square olarak değerlendirebilirsiniz. “Square dediniz işte, square dediğin böyle olur arkadaşım” mantığıyla haklı da sayılırsınız, ancak aslında Times Sqaure olarak adlandırdıkları bölge birkaç sokak ve caddeye yayılmış durumda. (Broadway ve 7th Avenue arasında 42. ve 47. Arasındaki sokakları kapsıyor) Tabi ki biliyoruz, o merdivenli noktayı kafaya koydunuz, o yüzden söylemeden geçmek olmaz; orası tam olarak 7th Avenue ve Broadway Avenue’nun arasında 47. sokak ile kesişen yerde bulunuyor. Bu merdivenlere vardığınızda izdiham ile karşılaşacak olma ihtimaliniz çok yüksek olduğundan şimdiden sizi uyaralım, aslında pek de bir olayı yok, üstelik sizin gibi düşünen turist popülasyonu da çok. Bu demektir ki, profil fotoğrafı kovaladığınız her an eziyet gibi geçecek. Lakin olsun, yine de hoşunuza gitmeyeceği anlamına gelmiyor.
*Bu arada aşağıda da söz edeceğimiz Broadway şovlarına gitmek gibi bir niyetiniz varsa merdivenlerin hemen yanında biletleri indirimli satan TKTS adında bir gişe var.
*Çevrede hediyelik eşyadan, giyime, M&M Store’dan Hershey’s Store’a, dev bir Toys “R” Us’tan NBA Store’a uzanan birçok mağaza var. Ayrıca siz de bizim gibi TRL’de arka plandaki çığlık çığlığa bağıran insanları hatırlıyorsanız ve gittiğinizde benzer bir topluluk ile karşılaşırsanız, sebebi MTV Stüdyosunun da burada olması. (45. Cadde ve 7th Avenue arasında)
*Civarda turistik popülasyonu magnet gibi çeken onlarca restoran var. Hard Rock Cafe, Planet Hollywood, TGI Fridays gibi garanti yerler peşindeyseniz (New York’da önereceğimiz son yerler olsa da), civarda bu tipte bir sürü yer bulabilirsiniz. Ancak masa için uzun sıralar olacağını da garanti ediyoruz.
*Ulaşım: N,Q,R metro hatları üzerinden “49 Street” durağı veya 1,2,3,7 ve S metro hatları üzerinden “Times Square- 42nd Street” durağı.
Madame Tussauds
Ünlülerin ve önemli kişilerin balmumu heykellerinden oluşan Madame Tussauds’u eminiz daha önce duymuş ve hatta seyahat ettiğiniz başka şehirlerde de görmüş olabilirsiniz. Umarız başka şehirlerde girdiniz diye burayı es geçmeye çalışmazsınız çünkü bu en büyük ve en çok çeşit olan Madame Tussauds’lardan biri. Amsterdam’dakine gidip “Bölölö Jölölö” diye tanımadığınız bir Hollandalı herifin heykelini görmekten daha eğlenceli olduğu kesin. Burada daha aşina olduğunuz insanların heykellerini görebilir, Johnny Depp’in gerçek haline neredeyse %100 yakınlıkta olan heykelinin yanında sapkın selfie’ler çekebilirsiniz. Bu müze size saçma veya zaman kaybı gibi geliyorsa, sizi ayıplamayacağız ancak heykellerin ünlülere olan benzerliği hayrete düşürmüyor değil. Daha önce gitmediyseniz ve vaktiniz varsa New York gezilecek yerler listenize ekleyiverin. (KIZLAR SPICE GIRLS VAR)
Adres: 234 West 42nd Street, New York (Times Square bölgesinde)
Ulaşım: N,Q,R metro hatları üzerinden “49 Street” durağı veya 1,2,3,7 ve S metro hatları üzerinden “Times Square- 42nd Street” durağı.
Saatler: Hergün farklı açılış ve kapanış saatleri var. Detaylı bilgi için şuraya tık tık
Giriş: Bilet ücreti online $29,60, gişede $37, NY City Pass ile ücretsiz ve sıra atlama şansı tanıyor.
Empire State Binası
Empire State binasında ne yapıldığını söylememize gerek yok diye düşünüyoruz, hiç mi Jay Z’yla Alicia Keys’in haykırışlarını dinlemediniz, hiç mi Sex and The City izlerken manzara görüp kahrolmadınız? Siz Kanal D ve Show TV’nin gece yayınladığı bitik 3. sınıf Amerikan filmlerine maruz kalmış nesilsiniz, büyük düşünün!
Öncelikle, özellikle daha turistik bir sezonda gidiyorsanız burada her daim bir kalabalık ile karşılacağınızı garanti edebiliriz. Önünüz, arkanız, sağınız, solunuz çorap üstü terlik giymiş Kanadalılar ve fotoğraf makinası ile doğmuş Asyalı turistler ile dolup taşacak, kaçarınız yok. Üstelik yalnızca üst kata çıkmak için değil, güvenlikten geçmek ve bilet almak için bile uzunca sıralar oluyor. (Vazgeçmek yok) “Gece 1’de de kimse gitmez herhalde” diye düşünüp sonra hayal kırıklığına uğramamanız için sizi uyaralım istedik. Sabah saatleri daha sakin geçiyor ancak manzarayı kesinlikle gece de görmenizi tavsiye ederiz. Gün batımı saatine denk getirebilirseniz hem gündüz hem de gece bu şahane manzarayı deneyimleme şansınız olabilir.
86. kata asansörle 1 dakikadan az bir sürede çıkacağınız için kulaklarınızı bir süreliğine basınca teslim edeceğinizi de hatırlatalım. Bir de özellikle gece çıkıyorsanız manzarayı fotoğraflamak için iphone’unuzun gece modu yeterli olmayabilir, daha iddialı bir makineniz varsa burası üşenmeyip taşımanız gereken yerlerden. Aksi takdirde fotoğraflar hesap makinasıyla çekmiş gibi çıkıyor.
*Saatler: Her gün 08:00- 02:00. Son giriş saat 01:15’de.
*Giriş: Birkaç farklı bilet opsiyonu mevcut. 86. Kattaki genel gözlem alanı için $32, sıra beklememe opsiyonu için $55, 86. Kat + 102. Katta bulunan gözlem alanına giriş için 52$, her iki gözlem alanına sıra beklemeden giriş $75. New York City pass ile giriş ücretsiz ve sıra için kolaylık sağlanıyor. Eğer pass kullanmayacaksanız bileti önceden online almak da size sıra açısından kolaylık sağlayabilir.
*Ulaşım: 350 5th Avenue, New York (5th Avenue ve 34. sokağın kesiştiği yerde). Times Square, Grand Central Station, Penn Station, Bryant Park, Madison Square Park’tan yürüyerek gidebilirsiniz. İlle de metro diyorsanız B,D,F,M, N, Q, R hatlarını kullanarak “34th Street- Herald Square” durağında inebilirsiniz.
Rockefeller Center
Burası tahmin edebileceğiniz gibi doğrudan Rockefeller ailesiyle ilişkili bir yer. Rockefeller ailesi de doğrudan İlluminati ile ilişkili olabilir, bilemiyoruz, Youtube’da izlediğimiz videolar öyle diyor. (dünyayı 13 aile yönetiyormuş muhabbetine doğru adım adım ilerliyorduk) Ama bildiğimiz ve somut olan şeylerden biri bu ailenin tonlarca parası olması ve New York’un günümüzde en önemli gayrimenkullerinden birini yaratmış olmaları. 1930’lu yıllarda inşaatı tamamlanan Rockefeller Center kompleksi artık bu aileye ait olmasa da günümüzde hem iş merkezi olarak hem de turistik açıdan oldukça büyük bir ilgi görüyor. Ayrıca kompleksdeki gizli geçitlerde Lady Gaga ve Rihanna Illuminati toplantılarına katılıyormuş diye duyduk. (Evet her internet kullanıcısı gibi biz de bu muhabbeti seviyoruz) Birkaç caddeye ve kesişen sokaklara yayılmış olan bu kompleksin içinde ilginizi çekebilecek bazı noktaları özet geçecek olursak;
*Top of the Rock – Binanın 70. katında, New York’un panaromik manzarasını karşısına alan bir gözlem alanı var. Öncesinde Empire binasına çıktıysanız ve oradaki manzarayla tatmin olduysanız bile burayı mutlaka öneririz. Çünkü şehre hem başka bir açıdan bakma şansınız olacağı gibi, hem de Empire’daki demir parmaklıklar olmadığı için burası fotoğaf çekmek için daha uygun bir yer. Zaten New York City pass’i aldıysanız buraya girişiniz de ücretsiz olacağı için durumu çok da sorgulamanıza gerek yok bizce.
**Giriş: New York City Pass’e dahil. Normalde ücreti $30. Gitmeden internet sitesinden de alınabilir.
**Saatler: 08:00-24:00 (son giriş saat 23:00’de
**Adres: 30 Rockefeller Plaza 50th street (5th ve 6th avenue arasında)
**Ulaşım: B,D,F,M metro hatlarını kullanarak 47-50st Rockefeller Center durağında Ayrıca Times Square’den 5 dakika yürüme mesafesinde.
*Noel ağacı– New York ’da Noel/Yılbaşı döneminde New York’un dört bir yanında itinayla hazırlanan dekorasyonlar, şehre gerçekten çok farklı ve büyüleyici bir hava veriyor. Bu dekorasyonlardan biri ve hatta New York’lular için en önemlilerden biri haline gelen Rockefeller Noel Ağacı, her yıl Rockefeller Center’da kuruluyor ve ışıklandırılacağı gün büyük bir etkinliğe dönüşüyor. Bu döneme denk gelirseniz mutlaka bir göz atın.
*Buz pateni pisti– Noel ağacının hemen altında her kış kurulan buz pateni pisti de New York’lular tarafından klasikleşmiş kış aktivitelerinden biri. Genellikle Ekim ayından Nisan’a kadar açık ve gece 12’ye kadar seansları oluyor. Bilet ücreti $30, paten kiralama da $15 civarında. Belki paten yaparken hayatınızın aşkıyla falan tanışırsınız. (Film klişelerinden kopamıyorduk)
*NBC Stüdyosu- NBC’nin genel merkezi de Rockefeller’da, 30 Rockefeller adresinde bulunuyor. 30 Rock dizisini bilenler için bir çağrışım yapmış olabilir ve ismini binadan aldığı gibi, çekimler de burada yapılıyordu. Burası aynı zamanda Late Night with David Letterman, Saturday Night Live, Late Night with Jimmy Fallon gibi popüler televizyon programlarının da çekildiği yer. Bu da ne demek oluyor, siz de yüzlerce çılgın New Yorklu gibi programda izleyici olma şansını yakalamak için sabah 9’da binanın önüne pusuya yatabilir, kim bilir belki Jimmy Fallon ile tanışma fırsatını yakalayabilirsiniz. (Gidin gezin be manyak mısınız)
*Alışveriş– New York’a gidip de alışveriş kertmeden olmaz tabi. Rockefeller Center’da aktivitenin bol olduğuna ikna olmuşsunuzdur diye düşünüyoruz. Rockefeller amcalar sağolsun bizi alışveriş olanaklarından da esirgememişler. Kompleks dahilinde olan Avenue of Americas, 5th Avenue üzerinde ve 30 Rockefeller Plaza içinde alışveriş yapabileceğiniz bir çok tanıdık ve değişik marka bulabilirsiniz. Burada ayrıca Nintendo’nun ana mağazası var, ilgisini çekenler için altın değerinde olabilir.
*Yeme-İçme: Bu kadar çok aktiviteden sonra açlık kol gezmeye başladıysa çevrede birçok restoran ve cafe bulmanız mümkün. Aç değilseniz bile burada kaçırmamanız gereken bir yer var; Magnolia Bakery (1240 Avenue of Americas). Burası New York’un en meşhur pastenelerinden biri ve biz cupcake’lerine kefiliz. O an yiyemeyecek olsanız bile paket yaptırıp sonrasında tadına bakın deriz. Hatta cupcake’lerden bir yatak yapıp üstünde yatın, sonra çok ararsınız. Ayak üstü bir şeyler atıştırmak niyetindeyseniz Amerika’nın meşhur fast foodcularından Chipotle’de bir buritto, ya da Potbelly’de bir sandviç yiyebilirsiniz.
*Radio City Music Hall- Rockefeller Center kapsamında yapılan bir başka önemli yer ise Radio City Music Hall. Burası yıllardır önemli sanatçıların sahne aldığı bir konser/tiyatro salonu. Dünyadaki en büyük iç mekan tiyatro salonu olması yanı sıra, art deco dekorasyonuyla, ve profosyonel basketbol maçları bile oynanabilecek büyüklükte olan sahnesiyle biliniyor. Eğer herhangi bir konser/etkinliğe denk gelmezseniz ve yine de içini merak ediyorsanız etkinlik olmayan günlerde turlara katılarak içini gezmeniz mümkün.
**Bilet: http://www.radiocity.com/tours.html
**Etkinlik takvimi: http://www.radiocity.com/calendar
**Adres: 1260 Avenue of the Americas, New York
**Ulaşım: Avenue of the Americas ve 50th street ile kesişen yerde. Metroyla Rockefeller center durağı üzerinden 2 dakikalık bir yürüme mesafesinde.
Statue of Liberty
1886 yılında Fransızlar tarafından Amerika’ya, kuruluşunun 100. Yılı nedeniyle hediye edildiği öne sürülen Özgürlük Anıtı,hem New York denilince, hem de bilgi yarışmlarının demirbaş sorusu olarak akla ilk gelen yerlerden biridir. Doğruya doğru, bizim aklımıza dünyanın sonu gelmeli filmlerde ilk yıkılan yer olarak geliyor o ayrı. Bunca çer çöp bilgiyi bir kenara bırakacak olursak, aslında bu anıt ile ilgili gerçekten kayda değer bir şeyler bilmenin, oraya gitmenizi daha anlamlı kılacağını düşündüğümüz için, aşağıda küçük bir “Fun Facts with OitheBlog” bölümü yaptık, buyursunlar;
*Heykelin Fransızlar tarafından hediye edilmiş olduğu gerçeği uzun yıllardır tartışılan bir konu. Çünkü yapımında birçok Amerika’lının bağış yapmış olmasının da büyük bir desteği olduğu söyleniyor.
*Heykel Fransa’da inşa edilmiş, parçalar halinde Amerika’ya gönderilmiş ve tekrar inşa edilmiş. Kafası Amerika’ya gönderilmeden bir süre Paris’de sergilenmiş.
*Taçdaki 7 sivri uç, 7 okyanusu ve dünya çapında birlik, beraberlik ve özgürlüğü temsil ediyor.
*Heykelin dışı orijinal haliyle bakırmış, oksitlenmeden ötürü günümüzdeki yeşil rengini almış.
*Heykelin ayağı 879 numara (En önemli fact’i sona bıraktık)
Giriş: New York City Pass ve New York Pass’e dahil. Normalde ücreti $18. Pass kullanmayacaksanız bileti önceden online almanız, NYC ile ilgili size verebileceğimiz en önemli tavsiyelerden. Çünkü şurası aracılığıyla, önceden gideceğiniz gün ve vapurların kalkış saatine göre biletinizi alabilir, sıra konusunda öncelik tanınabilirsiniz. Özgürlük anıtının kendi sitesi bile yoğun dönemlerde vapura giden sıranın ortalama 90 dakika olabileceği konusunda uyarıyor. Bize güvenmiyorsanız onlara güvenin..
Saatler: Vapurlar Battery Park’dan 23 Mayıs- 7 Eylül döneminde saat 08:30-17:00 arası işliyor. Özgürlük anıtından son vapur saat 18:45’de kalkıyor. Diğer dönemlerde ise 08:30-15:30 arası işliyor ve adadan son vapur saat 17:00’de kalkıyor.
Mart 7-13 Nisan ve 23 Mayıs- 7 Eylül tarihlerinde vapurlar günlük kalkıyor. Diğer tarihlerde haftanın yalnızca birkaç günü kalktığından gitmeden bakmakta fayda var.
Ulaşım: Özgürlük Anıtı, okyanusun ortasında, Liberty Adası’nda bulunduğu için buraya ulaşmanın tek yolu vapur. Vapurlar Manhattan’nın en aşağı kıyısındaki Battery Park iskelesinden kalkıyor. Buraya metroyla ulaşmak için 1 numaralı hat üzerinden “South Ferry Loop”, N ve R hatları üzerinden “Whitehall St” durağını kullanabilirsiniz.
Bu arada buradan Ellis Adası’na da vapurlar kalkıyor. Burası ayrı bir ada, kafanız karışmasın. Bu konudan biraz alakasız olacak belki ama adı geçince “orada ne var” diye merak ediyorsanız bizce pek de fazla bir şey yok, Göç Müzesi orada bulunduğu için biliniyor. Burada Göç Müzesinin olmasının sebebi ise eskiden Amerika’ya göç eden çoğu insanın New York’a bu adadan ulaşıyor olmasıymış. Will Smith’in Türkçe’ye esrarengiz bir şekilde “Aşk Doktoru” olarak çevrilen Hitch filminde jet ski ile gittikleri ada da tam olarak burasıydı. Aslında size New York’un çoğu yerini Will Smith filmleriyle de tarif edebilirmişiz.
Central Park
Bir ucundan öbür ucuna yürüdüğünüzde semt değiştirdiğiniz Central Park, parkın içinde park (parkception), hayvanat bahçesi, göller, restoranlar/kafeler, heykeller, bahçeler, buz pateni pisti, Carousel, 9000 bank, 20.000 ağaç, 250’den fazla kuş türü bulabileceğiniz 843 dönümlük, şehrin tam göbeğinde bulunan devasa bir park. Bizde olsa çoktan otel, apartman ya da Topçu Kışlası yapılma potansiyeli olan park, 1858’den beri olması gerektiği gibi aktif bir park olarak kullanılıyor. Burada kıskançlığın dibine vurmanın yanı sıra yapabileceğiniz birçok aktivite var; yürüyüş, bisiklete binme, ciddi anlamda kaybolmak, faytona binmek, çimlerin üzerinde hiçbir şey yapmadan yan gelip yatmak, basketbol, futbol, voleybol veya beyzbol oynamak, kayıklara binmek, konser izlemek, buz pateni yapmak, havuza girmek ve daha niceleri. (Anladığınızı düşünüyoruz, daha fazla uzatmayalım dedik)
Parkın klasikleşmiş haline gelen birkaç noktası var; Central Park Hayvanat Bahçesi (5th Avenue ve E 64th Street), Alice in Wonderland heykelleri, Great Lawn, The Mall (parkın ana caddelerinden biri), Bethesda Terrace, Reservoir (tahmin ettiğiniz gibi değil), Buz Pateni Pisti (tabi ki kışın), Sheep Meadow.
Saatler: gece 1 ve 6 arası kapalı, diğer saatlerde açık
Adres: 5th Avenue ve 8th Avenue arasında 59. Caddeden 110. Cadde’yi kapsayan bölgede. Ana girişlerinden biri Columbus Meydanı’ndan. 1,A,B,C,D metro hatlarından “59th Street- Columbus” durağını kullanabilirsiniz.
İpuçları: Parkta içki ve sigara içmek yasak (Federaller peşinize düşmesin sonra)
Central Park size yeterli gelmediyse şehirde gidebileceğiniz başka küçük çaplı parklar da var üzülmeyin; Bryant Park (burada akşamları açık hava sinema gösterimi oluyor), Battery Park, Madison Square Park, Union Square Park, Gramercy Park, Washington Square Park ve fazlası.
Metropolitan Museum of Art
Dünyanın en iyi müzelerinden birini gezmek ve listenize bir tik işareti atmak istiyorsanız New York’da gelmeniz gereken adreslerden biri kesinlikle Metropolitan Museum of Art. Kısaca The Met de olarak bilinen bu müzede neredeyse dünyanın her yerini kapsayan ve tarihin her ucuna dayanan eserler görmek mümkün. Eserlerin yapılarını ve sanatçılarını anlamak, içeride Leyla gibi gezmemek için audio guide almayı ihmal etmeyin. Dünyanın en büyük müzelerinden biri olmasıyla da nam salmış bu müzenin tamamını gezmeye çalışarak tüm seyahatinizi buraya adamak istemiyorsanız, gittiğinizde haritadan ilginizi çeken koleksiyonların olduğu bölgelere bir göz atın. Ya da gitmeden şuradan da bakabilirsiniz;
Gezdikten sonra müzenin terasına çıkıp şahane manzaraya da mutlaka bir bakın deriz.
*Giriş: Normalde giriş ücretsiz, ancak bağış toplamak için önerdikleri $25’lık bir bilet ücreti var. “Zorunda mıyım?” Hayır değilsiniz. Hiçbir şey ödemeden ve kendinizi kötü hissetmeden de giriş yapabilirsiniz.
*Saatler: Haftanın her günü açık, Pazar-Perşembe 10:00-17:30, Cuma ve Cumartesi 10:00-21:00
*Adres: 1000 Fifth Avenue (82. Caddede). Aslında bulunduğu nokta Central Park’ın bir bölgesi. Ziyaretinizi Central Park’a gideceğiniz güne planlayabilirsiniz.
*Ulaşım: 4,5,6 metro hatları üzerinden “86th Street” durağını kullanabilirsiniz. Müze metrodan 10 dakikalık yürüme mesafesinde.
Solomon R. Guggenheim Müzesi
Met’den çıktığınızda sizi hemen yakınındaki Guggenheim Müzesi’ne alalım. Müzeden sola doğru yürüdüğünüzde tuhaf mimarisi olan bir bina ile karşılaşırsanız, doğru yere geldiniz demektir. Van Gogh, Monet, Degas gibi Empresyonizm ve Post-Empresyonizm akımının öncülerinin, Picasso, Kandinsky, Andy Warhol, Richard Hamilton, Roy Lichtenstein, Jackson Pollock, Miro, Mondrian gibi modern ve çağdaş sanatın allahı kabul edilen isimlerin de eserlerinin bulunduğu bu müze şehirde es geçmemeniz gereken yerler listesinde. Müzede kaçırmamanız gereken bir şey söyleyemeyeceğiz çünkü kafanızı nereye çevirirseniz çevirin dev bir isimle karşılaşabilirsiniz. Birine baksanız, ikinin hatrı kalır, ikisini görseniz üçün boynu bükük…
*Adres: 1071 5th Avenue
*Ulaşım: 4,5,6 metro hatları üzerinden “86th Street” durağını kullanabilirsiniz. Müze metrodan 10 dakikalık yürüme mesafesinde.
*Saatler: Perşembe günleri kapalı, Cumartesi 10:00-19:45, diğer günler 10:00-17:45.
*Giriş: “New York City Pass” ile ücretsiz seçeneklerden biri,” New York Pass“ ile ücretsiz. (NY Pass ile NY City Pass farklı şeyler, hatırlatalım dedik) normalde $16, öğrenci $14. Ayrıca Cumartesi günleri saat 17:45-19:45 arasında ücretsiz.
American Museum of Natural History
Siz de uçakta sıkılıp Müzede Bir Gece filmini seyrettiyseniz, aslında bu müzeyi ziyaret etmiş kadar olmuşsunuz demektir. Sizi dinazorların hayata geçmesi kadar heyecanlandıracak olmasa da, New York’un Doğa Tarihi Müzesi, gezilmesi gereken müzeler arasına eklemeye değer. Ayrıca müze “Doğal Afetler” gibi dönemsel sergilere de yer veriliyor. Doğa tarihi müzesi deyince gönlümüzden Washington D.C.’deki müze geçse de, daha önce benzer bir müze gezmediyseniz buraya da mutlaka bir uğrayın deriz. (ya da uğramak yerine saatlerinizi de geçirmeniz mümkün pek tabi)
*Giriş: Her iki New York Pass ile ücretsiz ve sıra atlama opsiyonu sunuluyor. Normalde $22. Öğrenci $17. Ama bu fiyatlar Met’de de olduğu gibi önerilen bilet fiyatları. Aslında kafanıza göre bir tutar ödeyerek de bilet almanız mümkün.
*Ulaşım: Central Park’a göre düşünecek olursanız, Met’in bulunduğu tarafın hizasında, tam zıt yöne doğru yürümelisiniz.. Parkın içinden 15 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Başka bir noktadan geliyorsanız metronun B veya C hatları üzerinden “81st street Museum of Natural History” durağında inebilirsiniz.
*Saatler: Hergün 10:00-17:45
Museum of Modern Art (MoMA)
New York’da en sevdiğimiz, dünya çapında favorilerimizden biri olan, görmeden dönerseniz affetmeyeceğimiz Modern Sanat Müze’sini (MOMA) unutmadık tabi ki. Dünyanın en önemli modern sanat müzelerinden birinde, modern sanat öncülerinin eserlerini görmek ya da adını sanını duymadığınız sanatçıların eserlerini incelerken kendinizi entelektüel hissetmek istiyorsanız MoMa sizin için doğru adres. Şaka bir yana, adını burada öğrenip, sonradan takipçisi olduğumuz ya da “bu zamana kadar nasıl keşfedememişiz?” dediğimiz pek çok kişi oldu. Çıkışta MomA mağazasını kertmeyi unutmayın.
Bu arada vaktiniz kalırsa, Long Island City Bölgesinde ziyaret edebileceğiniz MoMa’nın bir başka modern sanat müzesi de MoMa Ps1. Açıkcası bizim gitme şansımız olmadı ancak burayı öve öve bitiremiyorlar, fırsatınız olursa bizim yerimize gezin.
* Saatler: Cumartesi- Perşembe 10:30-17:30, Cuma 10:30-20:00
*Giriş: $25, öğrenci $18, New York Pass’e dahil. Cuma günleri saat 16:00-20:00 saatlerinde ücretsiz.
*Adres: 11 West 53 Street
*Ulaşım: E ve M metro hatları üzerinden “5av/53 St” durağı ya da B,D,E hatlarından “7Av” durağı.
One World Trade Center
New York’un en yeni binalarından biri olması yanı sıra, dünyanın en uzun binalarından biri olan (kaç tane dünyanın en uzun binası var biz de sayısını kaybettik) One World, yıkılan World Trade Center yerine yapılmış bir ofis binası. 29 Mayıs 2015 itibariyle açılacak olan gözlem alanı, New York’u tepeden görmek için bir başka alternatif. Biz henüz gezmediğimiz için atıp tutmayalım, siz gezince bize anlatırsınız.
*Ulaşım: E metrosu- “World Trade Center” ya da N,R metrolarıyla “Cortland St” durakları
*Saatler: 29 Mayıs- 7 Eylül 09:00-24:00, 8 Eylül-5 Mayıs 09:00-20:00
*Giriş: Normal ücret $32 (giriş için saat veriliyor), hızlı geçiş $54
11 Eylül Anıtı ve Müzesi
Burada politik bir münazara yaratmamak adına olaylar hakkında yorumumuzu getirmeyecek olsak da, bu faciada hayatını kaybeden neredeyse 3000 kişi için yapılan bu anıt, saldırıların olduğu “World Trade Center” binalarının yerinde bulunuyor. Anıtta bulunan ve 2 binayı temsil eden havuzlarda hayatını kaybedenlerin isimleri işlenmiş. Bunun dışında, olaya ilişkin kalıntıların ve bilgilerin bulunduğu bir de müze var.
*Giriş: Anıta ücretsiz, müze $24. City Pass ile indirimli. Salı günleri saat 17:00’den sonra ücretsiz.
*Saatler: Anıt 07:30-21:00, Müze Pazar-Perşembe 09:00-20:00, Cuma & Cumartesi 09:00-21:00
*Ulaşım: E metrosuyla “World Trade Center” ya da N,R metrolarıyla “Cortland St” durakları.
Bölge Bölge New York: Hızandırılmış Bir Tur
New York gezilecek yerler listesinde buraya kadar olan yerleri gezmeyi ve hayatta kalmayı başardıysanız sizi tebrik ediyoruz ama size bir iyi bir de kötü haberimiz var. İyi haber, New York’un ana turistik yerlerini artık tamamladınız ve I love New York tişörtlerini çıkartma vakti geldi. Kötü haber, New York yalnızca Manhattan Adası’ndan ya da Times Square ve Central Park civarından ibaret değil ve gezgin haccı olan New York’u “baya iyi gezdik” diyebilmek istiyorsanız sırada daha yapmanız gereken birçok aktivite, uğramanız gereken birçok bölge ve görmeniz gereken epey bir yer var.
5th Avenue Civarı
New York’un alışveriş cenneti olan 5th Avenue’da onlarca marka ile karşılaşmak mümkün. Apple Store’dan Cartier’e, Forever 21’den Prada’ya uzanan geniş bir mağaza yelpazesi ve yaklaşık 10 km uzunluğunda olan 5. Caddedeki mağazalara gitmeden bir göz atmak istiyorsanız sizi şuraya alalım.
*Bu arada gurbet ellere gidip bir kilise görmeden mi döneceğiz endişesi yaşıyorsanız, 5th Avenue üzerindeki, Sagrada Familia kilisesine benzerlik gösteren St. Patrick Kilisesi’ne uğrayabilirsiniz.
5th Avenue üzerinde uğrayabileceğiniz bir başka nokta da New York Kütüphanesi. Şehrin etrafında yalnızca “New York Public Library” grubu altında 80’den fazla kütüphane olduğunu belirtmeden ve kıskançlıktan ölmeden duramayacağız. Bunlardan en bilineni ve en güzel mimariye sahip olanlardan biri Stephen A. Schwarzman binası. Şehrin ortasında böyle güzel bir kütüphane olmasını kıskanmaya vakit kalmadan, kütüphanenin bir de şehrin ortasındaki Bryant Park’da olduğunu öğrenince neye uğradığımızı şaşırdık. Bu kütüphanenin içinde ya da dışında sakince oturup kitap okumanızı önerebiliriz ancak bu kadar gezecek yerin arasında buna vaktiniz olur mu bilmiyoruz. Ama merdivenlerinde soluklanıp sonra içeriye bir göz atabilir, ya da kendinizi dünyanın sonu gelmeli bir felaket içinde bulursanız saklanacak yer olarak değerlendirebilirsiniz. (evet çok Amerikan filmi izliyoruz)
Ulaşım: Grand Central İstasyonu’nun hemen yanında. Buradan ulaşmayacaksanız da metroyla 7 numaralı hat üzerinden “5 Av” durağını ya da “B,D,F,M” hatları üzerinden “42 St Byrant Pk” duraklarını kullanabilirsiniz.
Chinatown
New York’un bir özelliği de her bölgesinin farklı özellikler taşıması. Chinatown ise değişik bir atmosferi olan bölgeler arasında kesinlikle ilk sıralarda. Burada çeşit çeşit Çin restoranları, marketler, Çin ile özdeşleştirilmiş neon tabelalar ve montlarının altında barındırdıkları ihraç fazlası malları satmaya çalışan satıcılarla karşılaşmanız mümkün. Yemek önerilerimizi de sizden esirgemiyeceğiz tabi; Noodle için Great NY Noodletown, Dim Sum için Dim Sum Go Go, Dumpling için Tasty Dumpling ve genel Çin mutfağı için Grand Sichuan. Bizim Amerika’daki Çin yemeklerinden kişisel favorimiz General Tso’s Chicken ve Chinatown’da denemek için ideal.
Ulaşım: 6,N,Q,J,Z metrolarıyla “Canal St” durağı
Little Italy
Geldik, New York’ta özellikle yeme içme meselesinin en zirve noktalarından birini yaşadığı bölgesinde. Şu an bir Avrupa şehrinin rehberini yazıyor olsak size yemeli içmeli bölümünde kurtarıcı yemek olarak ilk sırada yazmış olacağımız İtalyan mutfağı, New York’ta da kaçırmak istemeyeceklerinizden. İtalya’da yediklerimizden, hatta ne yalan söyleyelim kimi zaman bizi daha çok tatmin eden Amerika’daki İtalyan yemeklerini New York’ta deneyimleyeceğiniz en iyi yerlerden biri, Little Italy. Adından da anlaşabileceği üzere İtalya’yı anımsatan bu bölgede önerebileceğimiz birkaç yer var; Amerika’nın ilk pizzacısı olarak bilinen Lombardi’s, İtalya’nın meşhur tatlısı canoli için Ferrara Bakery ve genel İtalyan mutfağı için Pellegrino’s. Ayrıca, bu bölge dışında pizza konusunda Lombardi ile kapışan 2 tane daha pizzacı var; Grimaldi’s ve John’s Pizzeria.
Brooklyn
Brooklyn bölgesinde neler oluyor diye merak ediyorsanız, hızlandırılmış bir tur yapmak için gidebileceğiniz birkaç yer var. Bunlardan ilki, Woody Allen filmlerinde bol bol gördüğümüz şehir manzarasına karşı banklarda oturmalı park; Brooklyn Bridge Park. Adından da anlaşılacağı üzere Brooklyn Köprüsü’nü de buradan görebilirsiniz. Parkın bulunduğu yer aynı zamanda New York’un en pahalı yaşam bölgelerinden biri olan Brooklyn Heights’da. Burada sokaklarda gezinebilir, tipik New York evlerinin merdivenlerinde oturarak orada yaşıyormuş gibi davranmaya çalışabilirsiniz. Buranın ana caddelerinden biri Montague Street. Brooklyn’nin bir başka popüler ve sanat bölgesi haline gelen DUMBO’ya da uğrayabilir sokak sanatı ve galerilere doyabilirsiniz. Burada da Washington Street’e bir göz atmanızı tavsiye ederiz.
Ulaşım: Manhattan adasından parka ulaşmanın en kolay yolu metro. N,R hatlarıyla “Court St” durağı 2,3 numaralı hatlarla “Borough Hall” durağını kullanırsanız park 5 dakika yürüme mesafesinde. DUMBO’ya ulaşmak için F hattından “York St” durağını kullanıyoruz.
SOHO
Soho’yu unuttuk sanmayın. Bu kadar adını sanını duyuyoruz, ne var ne yok bakmadan mı döneceğiz? Aslına bakarsanız, New York’da bu kadar yer gezdikten sonra Soho’ya fazla bir beklenti ile giderseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Çünkü burası şehrin diğer bölgelerinde de rastlayabileceğiniz butikler, mekanlar ve galeriler ile dolu. Son dönemlerde New York’un en pahalı bölgelerinden biri haline geldiği için birçok butik mekanın taşınması gerektiğinden burası artık bohem bir yer olmaktan çıkıp, Manhattan’nın diğer elit yerlerine benzerlik göstermeye başlamış. Ancak tabi gitmeyin gezmeyin, değişik yerlerde keşfedip gururlanmayın demiyoruz. Soho bölgesi 6th Avenue, Canal St, Houston Street ve Crosby St ile çevrili bölgede kalıyor.
Ulaşım: 6, C, E metrolarıyla “Spring St” A,C,E, N,R metrolarıyla “Canal St”, N,R metrolarıyla “Prince St” ya da B,D,F,M metrolarıyla “Broadway- Lafayette” duraklarını kullanabilirsiniz.
**Sanırız bizim şehirde en çok ilgimizi çekmeyi başaran yerlerden biri Chelsea bölgesinden Meatpacking Bölgesine uzanan yaklaşık 2.5 km uzunluğundaki, High Line olarak tanınan “üst geçit”. Eskiden tren yolu olarak kullanılan bu geçit, günümüzde insanların yürüyüş yapabileceği bir park haline getirilmiş. Gördüğünüz gibi şehrin yukarılarına doğru çıkarak, park yerine yol mu, bina mı yapsak ikilemine düşülmesine gerek kalmayabiliyormuş.
Ulaşım: C,E metrolarıyla “23St”, A,C,E metrolarıyla 14St, L metrosuyla “7Av” duraklarını kullanabilirsiniz. Bu durakların herhangi birinden sahile doğru yürüdüğünüzde geçit karşınıza çıkacaktır.
New York’ta Yeme-İçme
New York’ta yeme içme meselesi, üzerine kitap yazılacak kadar geniş bir konu. İçinde her ırktan yüzlerce insanı barındıran bir şehirde durumun böyle olması pek de şaşırtıcı değil. Dolayısıyla bu kısmı yazarken Hot Dog, Bagel, Cheesecake gibi New York ile özdeşleşmiş tatların en iyilerini yiyebileceğiniz yerlerin yanı sıra, aramızdan birinin yıllarca Amerika’da yaşamış olmasının tecrübesinden faydalanarak bir takım lokal öneriler de vermeye çalıştık.
Hot Dog
Tam bir “Tourist Moment” yaşamak isterseniz tavsiyemiz belli, sokaktaki hot dog tezgahlarından bol hardal, ketçap, mayonez, bol turşulu (Relish olarak geçiyor) 1 ya da 5 Hot Dog alıp (çünkü ÇOK lezzetli) Metropolitan Museum merdivenlerinde yiyin. Şehrin dört bir yanında sık sık karşılacağınız “Sabrett” stantlarına güvenebilirsiniz. Buradaki sosislilerin tadına baktıktan sonra her karşınıza çıktığında bir daha yemek isteyeceksiniz. Beğenirseniz bir de New York’un en eski, en popüler Hot Dog’cularından olan Gray’s Papaya’yı bir deneyin deriz. (2090 Broadway, New York) Beğenmezseniz New York Hot Dog Sevenler Kulübü tarafından linç edilebilirsiniz.
Bagel
Bildiğiniz üzere bagel, donut şeklinde, ekmek tadında, Amerikan popülasyonunun %90’ının kahvaltıda karnını doyuran bir hamur işi. Bagel’in kökeni Amerika olmasa da, New York kendine has bir bagel geliştirip bu konuda oldukça popüler bir hale gelmeyi başarmış. Sade bagel ve krem peynir favorimiz olsa da, krem peynirli ve füme somonlu bagel da klasikleşmiş New York bagel çeşitleri arasında. Yukarıda bahsettiğimizde yerlerde deneme şansınız olmasa da, şehirde gözünüze çarpan herhangi bir fırında veya cafede deneyebilirsiniz. Gerçi Amerika’da pek de bir kahvaltı kültürü olmadığı için bagel’ı denemekten öte seyahatiniz boyunca garanti kahvaltı çeşidi olarak benimsemeniz de gayet mümkün.
New York sokaklarında kaybolacağınız muhteşem gününüze başlamadan önce şu yerlerden birinde New York Bagel yiyin;
–Ess-a-Bagel (831 3rd Avenue ya da 359 1st Avenue),
-H&H Midtown Bagels East (1551 2nd Avenue)
–Absolute Bagels (2788 Broadway Avenue)
-Murray’s Bagels (500 Avenue of the Americas).
New York Cheesecake
Lafı uzatmıyor, sadede geliyoruz, ne yapın ne edin, bunlardan birinde mutlaka New York Cheesecake (veya herhangi bir tatlı) yiyin;
–Magnolia Bakery (buranın ayrıca Red Velvet’lı her şeyine kefiliz) (1240 Avenue of the Americas, Grand Central İstasyonu, 200 Columbus Avenue, Bloomingdale’s 1000 Third Avenue)
–Eileen’s Special Cheesecake (17 Cleveland Pl)
– Two Little Red Hens (1652 2nd Avenue)
–Lady M Confections (41 E 78th Street, MET’e yakın. Paket yaptırıp Central Park’ta bir yere bayılarak yemek için ideal bir noktada).
*Bu arada aranızda donut sevenler varsa, Dough’a bir uğrayın deriz. (14 W 19th Street)
New York Steak
Bir akşam yemeğinizi “steak” yemek üzerine planlayın. Aramızda vejeteryanlar varsa saygı duyarız, ancak biz et olmadan yaşayamayanlardanız. Steak konusunda iddiali olan Amerikalılar, “New York Steak” ismiyle dünyada et konusunda da ün salmayı ihmal etmemişler. Aslında New York steak’in bu kadar özel olmasının pişirilme şekliyle alakası yok, 1800’lü yıllarda New York’da bir restoranın et konusunda popülerleşmesinden, bu “steak” çeşidi New York steak olarak yayılmaya başlamış. 8 kilo yağdan oluşan bir et yemek istiyorsanız buyurun, afiyet olsun, ancak “Burada yediklerimiz mi öyle oluyor bir de asıl yerinde deneyelim” diye düşünüp hayal kırıklığına uğramayın. Yerine Rib Eye veya Filet Mignon’u tercih edebilirsiniz.
New York’un en iyi steak restoranları başlığı altında Keen’s Steakhouse, Peter Luger, Wolfgang’s Steakhouse, Porter House gibi restoranlar ile karşılaşacak olsanız da size denediğimiz ve pek memnun kaldığımız STK’yi önerebiliriz. (26 Little West 12th Street) Ayrıca burada ünlü birileriyle karşılaşma olasılığınız da yüksek. Amerika’nın zincir steak restoranlarından olan Morton’s Steakhouse, Del Frisco’s, Ruth’s Chris, The Capital Grille de daha önce birçok kez denediğimiz ve kefil olabileceğimiz yerler. Yukarıda bahsettiğimiz yerler için mutlaka önceden rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Gittiğiniz yerlere göre değişkenlik gösterebilir ancak söz konusu steak olunca fiyatların yüksek olacağını da hatırlatalım.
New York’ta Rooftop Meselesi
Bu kadar boyuna ilerlemiş bir şehirde tepelere çıkmadan olmaz. Toplanın, Rooftop’lara gidiyoruz! İsterseniz akşam üstü manzara karşısında sakince kokteyl yudumlayabileceğiniz, isterseniz gece daha hareketli bir ortama büründüğünde doyasıya twerk yapabileceğiniz rooftop barlardan bazı popüler olanları listeleyecek olursak; Standard Hotel- Le Bain, Hotel Americano- La Piscine, Refinery, The Press Lounge, The Loopy Doopy, The Press Lounge, Top of the Strand, The Roof at the Viceroy Hotel, Roof at the Met, Empire Hotel- Level R, PH-D Lounge.
* Gece gitme niyetindeyseniz bu rooftop’ların bazılarına girmenin çok da kolay olmadığını belirtmeliyiz. Yani yazar burada diyor ki; damsız gitmeyin. (sokakta veya kapıda karşılaştığınız kızları darlayın demiyoruz)
New York’ta Kahvaltı&Brunch
Gece bu rooftop’larda çılgınca eğlendiyseniz ve güzel bir kahvaltı yapmayı hak ettiğinizi düşünüyorsanız (güzel kahvaltı derken peynir, zeytin, sucuk, pişi’den bahsetmiyoruz tabi ki hemen heyecanlanmayın) size hemen birkaç kahvaltı/brunch mekanı önerelim. Amerika’lıların çok iyi bildiği şeyler varsa bunlardan biri de kesinlikle aşırı yağlı, kalp krizi garantili yemekleridir. Burada kahvaltı deyince de bizim aklımıza hemen bacon ve pancake geliyor. Bu yemekleri ve daha da yağlılarını doyasıya yiyebileceğiniz, dilerseniz mimosa ve bloody mary’leri beraberinde yudumlayabileceğiniz birkaç mekan;, Cafe Orlin, Paradou, Tartine, ABC Kithcen, Buvette, Sarabeth’s, Landmarc, Bubby’s,Good Enough to Eat, Hundred Acres Clinton Street Baking Company. Bu yerlerin çoğunda delicesine sıra ile karşılaşabilirsiniz, mümkünse rezervasyon yapın.
Bir Takım Aktiviteler
*Madison Square Garden’da gerçekleşen konser ve etkinliklerden birine denk gelin! Ki burada güzel bir konsere denk gelmeniz yüksek bir ihtimal. Gitmeden şuradan takvime bakabilir, kim bilir belki hayatınızın konserine gitme şansını yakalayabilirsiniz. Bonus: New York Knicks NBA maçları da burada oynanıyor.
*Spor etkinliklerinden laf açılmışken, şehirde bulunduğunuz döneme göre şu takımların da bir maçına denk gelebilirsiniz; New York Jets (Amerikan Futbolu), New York Giants (Amerikan Futbolu), New York Yankees (Beysbol), New York Mets (Beysbol), New York Rangers (buz hokeyi).
*“Ne NBA maçı yahu biz New York’da elit takılmaya geldik” diyenlerdenseniz sizi Metropolitan Opera House’a alalım. İlgileniyorsanız etkinlikleri şuradan takip edebilirsiniz. Merak etmeyin smokin veya tuvalet giymezseniz sizi tuhaf karşılamıyorlar.
*Kapanışımızı Broadway ile yapıyoruz. Chicago, The Lion King, Les Miserables, Mamma Mia!, Phantom of the Opera, Wicked gibi yıllaaaardır Broadway’i ele geçirimiş şovlar’dan birini de kaçırmayın deriz. “Ne var be Phantom of the Opera buraya da geldi” dediğinizi duyar gibiyiz ve evet, bir yanımız size hak veriyor olsa da bir yanımız bu şovları New York’da izlemenin ayrı bir havası olduğunu düşünmeden edemiyor.
Dim Sum ile dumpling aynı şey değil miydi? Dim Sum Çince dumpling ingilizce değil miydi? Ben mi yanlış biliyorum?
Evet, koskoca Newyork yazısına yorumum bu 🙂
değil-imiş efendim, uzak doğu’da öğrendik biz de. dumpling o mantı benzeri olanlar, dim sum ise o mantı benzeri şeyleri de kapsayan ama başka tatları da içeren bizim mezelere benzetebileceğimiz türde atıştırmalıklara deniyor 🙂
Dim sum buharda pişirilen her şeye deniyor o zaman 😀 dumplingler haşlanıyor sanırım. Neyse biz yememize bakalım 🙂
cok cok cok faydali oldu bu! new york pass ile ilgili bir soru: mesela tek gunluk pass $90. bir kac yerde tek gunde 90 dolarlik aktivite yapmaya vakit olmuyor tarzi yorumlar okudum. yorumunuz nedir bu konuda? almak mantikli mi? denediniz mi daha once?
Tesekkurler simdiden.
çok sevindik işinize yaramasına! 🙂 bizce 90 dolarlık aktivite yapmaya yetiyor, çünkü zaten bulunacağınız birçok turistik aktivite oldukça pahalı., haliyle 100’lerce yer gezmeden de 90’ı çok kolay bulabiliyorsunuz 🙂
Sleep No More’u atlamışsınız. New York’a yolu düşen herkes mutlaka ama mutlaka deneyimlemeli!!!
çoook haklısınız, onun için ayrı bir post yapalım diye düşündük hatta 🙂
çok teşekkürler.çok emek harcadığınız her haliyle belli.eğitim amaçlı gitmeyi düşünüyorum.gitmeden ne var ne yok öğreneyim dedim gitmiş kadar oldum sayenizde.bir de bu new york pass ‘i aldıktan sonra kullanımıyla ilgili soru işaretlerim var çünkü 1 günde kaç tane müze veya popüler yerleri gezebiliriz ki .hepsi çokça vakit isteyen yerler sanırım.
Darlanmaya hazırsanız başlıyorum =) Steakhouse ve hot doglar inanılmaz derecede ağzımı sulandırıyor ancak domuz eti yiyemiyorum. yazılarınızda bu ayrıma yer vermiyorsunuz. sizce ne kadar güvenilir? sorularım daha sonra devam edecek =)
ahahah özellikle hot dog konusunda domuz eti çıkma ihtimali çok yüksek, ancak özellikle belirtirseniz alternatifini de sunuyorlar genelde, panik yok o yüzden! 🙂
Hot dog konusunda cok dikkatli olman lazim. Halal Food yazan sokak saticilarina yaklasabilirsiniz. Steakhouse a gidersen steak istedin mi zaten sana (beef)sigir eti sunulacaktir. Yine de servis elemanina sorabilirsin. Herhangi bir restaurant zincirinde hamburger yemek istedigin zaman icine bacon denilen pastirma gorunumunde domuz eti koyuluyor.mutlaka sormalisin. Meshur burger cilar vardir. bunlarda da burger koftesi genelde %60 domuz %40 sigir eti karisimi oluyor. cok nadir yerlerde %100 sigir eti kullaniliyor. Kosher logosu olan her urunu gonul rahatligiyla yiyebilirsiniz. Yahudiler domuz yemezler. Hepsini gectik, asil dikkat etmeniz gereken yiyecekler kuskusuz meyveli yogurt, jelibon gibi yiyecekler. iceriginde jelatin kullaniliyor. bu jelatinda aksi belirtilmedigi surece domuz jelatini olabilme sansi yuksek. Ayrica dunkin donuts dan donat aldiginizda dikkat. bagel larin 1 cesitinde (supreme bageldi sanirim), donutlarin bazilarinda(recellisiydi sanirim) domuz bulunuyor.
Hocam siktiret guzelligini mimarisini de ekonomi nasil onu soyle ? bi restorant acsak is yaparmi ? ben alman vatandasiyim hemde turk ,avrupa birliginin avantajiyla ingiltere ve irlandada on numara donerci restoranti actik isler tikir gidiyor . birde amerikaya niyet ettik bellimi olur belki oralara da yerlesiriz,
sen paradan bahset vergisi algisi dukkan kiralari vs sen onlardan bahset yoksa sokmusum toplum yapisina cevresine mimarisine para akmaya baslarsa hatunda sende arabada keyifde. ingilteredeki zenci gardasliklarimla sohbet ediyorum onlarda aynisini soyluyor para geldikten sonra hayat keyif senin bend them over fuck and fuck again . birazda isin ekonomi kismina agirlik ver sen. hadi eyvallah.
Emirdagli serkan
Serkancim,
Ailen belki 30, belki de 50 yil önce Emirdag’dan cikmis, ama kafa hala ayni kafa. Adam gezip gördüklerini anlatmak icin blog yaziyor, sen de hala görgüsüz bir tosbaa olarak “Restorant acsak is yapar mi?” sigligindasin. Madem o kadar merak ediyorsun, git bir danismanlik sirketinin kapisini cal, EURO’lari bayil, önce onlar sana bir “bent them over” yapsinlar, sonra ekonomik kriterlerin hepsini gönlünce degerlendirirsin.
Ne kadar bos adamlar var ya, bunlarda milyonlarca EURO servet olsa ne yazar, en fazla desteleri üstüste koyup internete “New York+dönerci+dükkan+kira” diye sorgu atarlar.
1 haftalık NY tatili öncesi bizim için inanılmaz aydınlatıcı bir yazı oldu, çok teşekkürler. Planlama yapmak açısından benim bir sorum olacaktı, citypass bileti ile girebileceğimiz yerlerin gün ve saatini bilet alırken belirleyebiliyor muyuz yoksaistediğimiz zaman gidip anında kullanabiliyor muyuz? İlginiz için teşekkür ederim.
okuduğum en kapsamlı, faydalı ve aydınlatıcı NY gezi yazısını yazmışsınız, elinize sağlık:) çok teşekkürler
ÇOOK teşekkürler. Gerçekten yardımcı oldu tatil planımı yaparken
NY yazı dizisi muhteşem olmuş. Benim rotayla ilgili bir problemim var. Siz sadece NY’a mı gittiniz başka şehirlere de geçtiniz mi? O kadar yol gitmişken biraz batıyı da görmek istiyorum ben açıkçası ama bir türlü rota oluşturamadım 🙂
NYC bitmez.Benim ilavelerim:
yiyecekler:: cheesecake: carnegie ( 7.ave ve 55 cadde köşesi) , hot dog :nathan’ famous(birçok yerde) pizza: grimaldi’s ( brooklyn-hemen köprüden çıkınca. manhattanda da var)
görülecek yerler : mutlaka coney ısland .Burada filmlerde görülen ünlü tahta iskele, lunapark ve lunaparkdaki 90 yıllık ,ahşap cyclone..Bir de new york aquarium…Ayrıca yazın plajda yüzülür.
2.ave 59 caddede new york tram( teleferik diyelim) çoğu kişi bilmez..Roosevelt adasına geçer,metro card geçerlidir.
son olarak; Staten Island vapuruna battery park dan binilir ,özgürlük heykelinin yakınından geçerek staten ısland a gider ve tekrar dönersiniz..gidiş dönüş beleş.Özgürlük heykelinin yakınından geçtiği için ayrıca oraya fotoğraf için gitmenize,para harcamanıza gerek kalmaz.Tüyo: vapur kalabalık olur.Giderken sağ tarafta yer kaparsanız özgürlük heykelinin fotosunu çekersiniz.Dönüşte solda kalır elbette.Bir de, gemiden manhattan fotoğrafları çok güzel olur.
son yer : brooklyn köprüsünden çıkışta Brooklyn Bridge parkı.manzara çok süper.
ucuz mağazalar:.marshall,target,century 21 department storelar..Quens de nike fabrika satış mağazası ve biraz uzak ama woodbury(ben gitmedim ama ucuzmuş) not usd/tl olmuş 4.20 ucu olsa ne olacak.
soru sormak serbest..saygılar
Çok teşekkürler,çok faydalı oldu,harika detaylar,tamamen dağılmıştım bütün gezi planlarımı toparladınız👍
Teşekkür ederim, her şeyi kapsamış gibisiniz, direk bu listeyi tamamlamaya çalışacağız
Mükemmel bir gezi rehberi olmuş! Çok teşekkürler.
NYC için muhteşem bilgiler. Teşekkürler..
Elinize emeğinize sağlık gerçekten. Gez gez bitmeyecek o kadar önemli ve güzel yer var ki insan nasıl rota oluşturacağını şaşırıyor gerçekten. Bu yazınız seyahatimde baya yardımcı olacak 🙂