Eskişehir Gezisi Notları: Gelin Biraz Medeniyet Övelim

Eskişehir çok modern, Eskişehir adeta bir Avrupa şehri gibi, Eskişehir şöyle güzel, böyle nefis, öyle gelişmiş… Bu cümleler tanıdık geldi değil mi? Eminiz ki sizin de sağınızda solunuzda Eskişehir övmekten yılmayan, Eskişehir’in ne kadar da şahane olduğunu yukarıdakilere benzer cümleler aracılığıyla vurgulayan birileri olmuştur. Anladık tamam, Eskişehir müthiş! Ama öyle söylenene tamam demekle olmuyor tabii, madem öyle, gidip kendi gözümüzle göreceğiz ve Eskişehir gezi notları hazırlayacağız. Elimizdeki anahtar kelimeler “Yılmaz Büyükerşen sevgisi”, “Öğrenci Şehri” ve “Abi herkes bisiklet kullanıyormuş”. Yoldayız Eskişehir, bekle bizi, geliyoruz!

Eskişehir Gezisi
Hal böyle olunca zaten biz de Umut Sarıkaya karikatürlerinden fırlamışçasına Eskişehir övmeye çok hazırız, kafamızda acayip yüksek beklentiler ile ani bir plana girişiyor ve adeta Eskişehir’e güzelleme yazmaya gidiyoruz. Ortamda bitmek bilmeyen Eskişehir övme temalı espriler ile şehre girdiğimizde etrafımızdaki bisikletli insan popülasyonu ve yeşil alan bolluğu/park yoğunluğu dikkatimizi çekmeye başlıyor. Hmm, dakka bir gol bir, modernlikten ölme belirtileri başladı bile. Gerçi fark etmez, biz zaten Eskişehir’i sevmeye programlanmıştık ama, yine de gözümüzle gördüklerimizden etkilenmemek elde değil tabii. Sonraki günler boyunca, şehri Amsterdam terk bir görüntüye sokmuş Porsuk çayı etrafında çimlere bayılan öğrencileri, İstanbul’da ihtimali bile olmayan devasa şehir parklarını, kitap kafeleri, hatta birbirini hiçbir şekilde bunaltmayan ve baskılamayan insan manzaralarını gördükçe buraya iyice alışıyoruz ve ikinci klişe dalgası ortaya çıkıveriyor; “Ulan üniversiteyi burada mı okusaydık acaba?”. Sonuç olarak Eskişehir gezisi boyunca bayağı güzel anılar biriktiriyor, yer yer kıskanıyor, yer yer Yılmaz Büyükerşen’in klonlanması ve her şehre bir adet klonunun yerleştirilmesi için çalışmalara başlamayı düşünüyor ve beklediğimizden bile fazlasını bulabildiğimiz için bayağı mutlu oluyoruz ve lafı fazla uzatmadan Eskişehir gezi notlarımıza geçiş yapıyoruz efenim. Buyursunlar!

OitheBlog
Eskişehir’e Ne Zaman Gidilir?

Efenim Eskişehir’e her zaman gidilir! Böyle bilgi mi olur demeyin, gerçekten Eskişehir’e her zaman gidilir, çünkü her ne kadar çılgın ayazı ile nam salmış olsa da gerçek bir öğrenci şehri olması nedeniyle her daim hareketli, her daim canlı ve heyecanlı (bu kafiyeyi yapmadan geçemezdik) bir şehir. Eğer Eskişehir’deki hava durumu konusunda daha detaylı bilgi vermemizi istiyorsanız sizi kınıyoruz, çünkü bu noktada ilkokul bilgilerini kullanmanız gerekiyor. Yine de bir örnek verecek olursak, Nisan ayının ortasında gerçekleştirdiğimiz Eskişehir gezimizde gündüz 26-27 dereceleri görüp kavrulmuşken, akşamları 11-12 derece ve manyakça bir rüzgar ile donmaya çok yaklaştık. Merhaba karasal iklim merhaba. Sen miydin o yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı olan?

Eskişehir
İstanbul’dan Eskişehir’e Ulaşım

Biz Eskişehir’e İstanbul’dan ulaştığımız için ulaşım meselesine de diğer şehirlerdeki arkadaşlardan özür dileyerek bu kapsamda değineceğiz. Yoksa burası halkın blogu, öyle İstanbul kayırmaca falan yok, ayıp ediyorsunuz…

İstanbul’dan Eskişehir’e arabayla ulaşmak yaklaşık 3,5 – 4 saat sürüyor. Ancak keyif düşkünü kocaman bir çılgınsanız ve mola verme bağımlısıysanız tabii ki bu süreç biraz daha uzayabiliyor. (bkz. Eskişehir’e bizim gidişimizin 5 saat sürmesi) Aslında arabayla gitmek gezerken birçok açıdan kolaylık sağlasa da, bir yandan da Eskişehir genelinde çok lüzumlu bir durum değil. Çünkü şehir genelinde hem toplu taşıma gayet başarılı, hem ortalıkta tramvaylar cirit atıyor, hem de arabaya park yeri aramak gibi bir zulüm ile uğraşmak adamın sinirini bozabiliyor.  Yok güzel kardeşim ben arabayla gideceğim diyorsanız İstanbul’dan öncelikli olarak Ankara, Sapanca’yı geçtikten sonra Bilecik yolunu takip etmeniz gerekiyor.

Şayet araba ile gitme olanağınız yoksa ya da arabayla ulaşmayı tercih etmiyorsanız İstanbul’dan Eskişehir’e hızlı tren ile ulaşım seçeneğine de yönelebilirsiniz, ki gün içinde birkaç sefer olduğu için bu durum işinizi bayağı kolaylaştırıyor. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için şuraya göz atabilirsiniz.

Eskişehir Gezisi
Eskişehir’de Nerede Kalınır?

Eskişehir’de nerede kalacağımız konusunda nokta atışı yaptığımızı düşünüyoruz, çünkü özellikle akşam dışarı çıkmak ve araba, hatta toplu taşıma kullanmak zorunda kalmak istemeyenler için şahane bir noktada kaldık. Eskişehir Ibis Hotel, akşam vakit geçirmek isteyebileceğiniz birçok noktaya yürüme mesafesinde (gördüğünüz gibi sizi alkollüyken araba kullanmamaya yönlendiriyoruz) ve genel olarak bayağı merkezi bir noktada yer alıyor. Zaten dünyanın birçok yerinde yer alan zincir otellerden biri olduğu için buraya güvenebileceğinizi tahmin ediyorsunuzdur. Başka alternatif aramaya gerek var mı bilmiyoruz, bizce direkt orayı tercih edebilirsiniz. Ama eğer illa bakacağız diyorsanız, sizi takan kim biz istediğimiz oteli seçeriz diyorsanız, otelz.com‘a bir göz atabilirsiniz orada epey bir otel seçeneği var.

Eskişehir’de Gezilecek Yerler

Kapsamlı bir Eskişehir gezisi yapmak için aslında 2 tam gün yeterli olacaktır. Öyle gezecek görecek az yer var diye düşünmeyin, çünkü gezmek isteyebileceğiniz birçok müze, park ve bölge var. Ancak daha az zamanınız varsa da ufak bir ayıklama yaparak 1 gece konaklamalı daha az kapsamlı bir gezi gerçekleştirebilirsiniz tabii ki.

Odunpazarı Eskişehir
Odunpazarı

Farkına varmadan neredeyse 1 tam günümüzü ayırdığımız Odunpazarı bölgesi, Eskişehir’in en turistik noktası ve öncelikli olarak mimarisi ile ön plana çıkıyor. Son dönemlerde şehirlerin müthiş bir çirkinlikte “3 ODALI SÜPER LÜKS DAİRE, BİLMEMNE KONAKLARI” yapılaşmasından öteye geçememesi nedeniyle sizin de bizim gibi gözleriniz kanadıysa, Odunpazarı size çok iyi gelecek. Çünkü yine sizin de bizim gibi “Türk mimarisi” diye bir şeyin olduğunu hatırlayabilmeniz için bu gibi eski ve gerçekten güzel yapıları görmeye ihtiyacınız var. Açıkçası bu denli otantik ve sevimli bir mimariye sahip olan Odunpazarı’nın daha ünlü olmamasını da bayağı garipsemiş durumdayız.

Odunpazarı’nın sokaklarında kaybolduktan ve bol bol pencere, kapı fotoğrafladıktan sonra Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Kurşunlu Camii ve Külliyesi ve Osmanlı Evi’ni de görmeyi unutmayın.

*Şayet buraya arabayla gitmiş bulunduysanız otopark sıkıntısı çekebilirsiniz. Bu noktada herkes aracını külliyenin hemen yanındaki ana cadde üzerinde bırakıyor, oraya bi’ göz atabilirsiniz.

Çağdaş Cam Sanatları Müzesi Eskişehir
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi ve Eskişehir Kent Belleği Müzesi

Biz gittiğimiz şehirlerdeki küçük ve spesifik müzeleri gezmeyi seviyoruz. Kişisel olarak özel bir “cam sanatları” ilgimiz falan olmamasına rağmen birçok kişiden buranın adını duymuş olmamız nedeniyle bu müzeyi de tabii ki es geçmek istemedik ve buraya vakit ayırdığımıza kesinlikle pişman değiliz. Müze oldukça sevimli ve güzel bir binada, Eskişehir Kent Belleği Müzesi ile bir arada yer alıyor. Aşağı katta cam sanatlarına dair sergi alanları, üst katta ise Eskişehir’in tarihini anlatan bölümler yer alıyor. Cam Sanatları Müzesi gerçekten inanılmaz güzel ve etkileyici eserlerden oluşuyor, laf olsun diye söylemiyoruz, çoğunlukla “abi ne yetenekli insanlar var ya ben ne yapıyorum?” diyerek dolaşıyor ve hayranlık içinde kalıyorsunuz. Kent Belleği Müzesi ise Eskişehir’in tarihi ve gelişimi hakkında bilgi edinmenizi sağlıyor. Küçük ama bol bol bilgi içeren bir müze oluşturmuşlar. Gönül ister ki her şehirde bu gibi başarılı müzeler ve sergi alanları oluşturulsun, hakikaten gurur duyduk ve hemen bir “Eskişehir’in modernliğini övme” muhabbeti daha patlattık.

-Giriş 5 TL. Öğrenciyseniz 2 TL.

-Adres: Türkmen Sokak No: 45, Odunpazarı

Eskişehir Gezisi
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi

Onların Madame Tussauds Müzesi varsa bizim de Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müze’miz var! Yılmaz Büyükerşen efsane bir adam diyoruz da boşuna demiyoruz, zira bu müzedeki heykeller Büyükerşen’in elinden çıkma ve yıllarca emek harcadığı işleri bu müzede sergileniyor. Müze ele alınan kişiler ve dönemlere göre farklı salonlara ayrılıyor ve içeride Atatürk’ten Obama’ya, Cüneyt Arkın’dan Einstein’a kadar uzanan geniş bir yelpaze var. Gezerken çok keyif alacağınıza eminiz, ayrıca Snapchat’te surat değişimi yaparak türlü seviyesizliklere de imza atabilirsiniz, bizden akıl aldığınızı söylemeyin yeter.

-Şayet hafta sonu gidecek olursanız turlar nedeniyle çok fazla sıra oluyor, o yüzden eğer mümkünse buraya hafta içi gitmeye çalışın.

-Pazartesi hariç her gün 10:00 – 12:00 ve 14:00 – 17:00 arası açık.

-Müzeden elde edilen gelir kız çocukları ve engelli çocukların eğitimi için kullanılıyor, şimdi gideceğiniz yoksa da gitme kararı aldığınızı tahmin edebiliyoruz, öptük sizi.

-Adres: Atatürk Bulvarı No:43, Cam Sanatları Müzesi’ne çok yakın.

Porsuk Çayı Eskişehir

Porsuk Çayı ve Adalar Bölgesi

Eskişehir’de her yer genç, her yer üniversiteli dedik ama, nerede bu arkadaşlar? Sizin için araştırmacı kimliğimizle üslerini bulduk; Porsuk Çayı etrafında çimlere bayılmış muhabbet ediyor, bir şeyler içiyor, hatta abartıp şarkı falan söylüyorlar. N’apıyorsunuz siz arkadaşlar, sizin hiç utanmanız yok mu? Nedir böyle eğlenmeler, coşmalar falan? Çabuk herkes dağılsın, burada olay istemiyoruz…

Şaka bir yana, bizce Eskişehir’in en sevimli, en samimi en “üniversiteyi orada okumadığınıza pişman olmalı” bölgesi olan Adalar bölgesi, gerçekten Eskişehir’in Avrupa şehirlerine benzetilmesinin ana sebeplerinden biri. Ortasından Porsuk çayı akıyor, etrafında türlü türlü kafe, her daim kalabalık, her daim eğlenceli! Özellikle hava güzelse burada birkaç saatinizi geçireceğiniz garanti, mutlaka uğrayın. Bu arada evet, üniversiteliler hala gitar eşliğinde”affeeet neeefreet eettiim sendeeğğğnn” söylüyor, modası geçmemiş.

Devrim Arabası
Devrim Arabası

Türkiye’nin ilk ve tek yerli otomobili olan ancak maalesef seri üretime geçilemeden hikayesi sona eren Devrim Arabası’ndan hepiniz haberdarsınızdır. (Konuyla ilgili bir film de mevcut) Yalnızca 4 adet üretilebilen ve 4 – 4,5 ay gibi inanılmaz bir sürede hayata geçirilen otomobili gözünüzde büyütmekten çekinmeyin, çünkü Devrim gerçekten de tepeden tırnağa Türk yapımı ve bu o dönem için, hatta saçma bir şekilde günümüz için bile inanılmaz bir olay, bir hayalin gerçek oluşu, imkansız denilenin hayata geçirilişi anlamına geliyor! Günümüzde Devrim Arabası, Tülomsaş Fabrikası’nın bahçesinde sergileniyor ve Eskişehir’e kadar gitmişken kendisini görmeden dönmek olmaz.

Sazova Parkı
Sazova Parkı

İstanbul’da olmayıp Eskişehir’de olan ne var? Aslına bakarsanız onlarca şey. Ama bizi en çok kıskandıran şey tartışmasız bir şekilde şehir parkları. Biz İstanbul’da nefes alacak, belki öğlen yemeğimizi yiyecek, belki yalnızca 10 dakikalığına toprağı hissedebilecek, ağaçların sesini dinleyebilecek yer araya duralım, Eskişehir’in her yerinde küçük bir park, bir yeşil alan mevcut. Sazova Parkı’nı ise o küçük parkların da babası olarak düşünebilirsiniz. Devasa bir şehir parkı olan Sazova, aynı zamanda “Bilim, Sanat ve Kültür Parkı” şeklinde de anılıyor, çünkü içinde Sabancı Uzay Evi, Eti Sualtı Müzesi, Masal Şatosu, Korsan Gemisi gibi birçok farklı alan ve oturabileceğiniz kafeler, yemek standları ve büyük bir gölet de mevcut. Üstelik parkın içine yeni bölümler de eklenmeye devam ediyor. Örneğin biz oradayken Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Evi’nin inşası devam ediyordu. Vaktiniz varsa çimlere bayılmaya, vaktiniz azsa şöyle bir dolanıp biraz da şehir parkı övmeye gidiniz, gitmeyenleri zorlayınız.

Eskişehir Sazova Parkı
Kentpark

Kentpark’ı pek kapsamlı gezme fırsatımız olmasa da şöyle bir dolandığımız için yine İstanbulluları kıskandıracak park kontenjanından hayatımıza girdiğini söyleyebiliriz. Bu parkın Türkiye genelinde bu denli popüler oluşunun ana sebebi ise içinde yapay bir plaj bulunduruyor olması. Deniz olmayan bir yerde plaj olmasına şaşırmamız gayet normal tabii… Sonuç olarak Kentpark’ta da hafta sonu ya da hafta içi fark etmeksizin keyifli zaman geçirebilirsiniz, gitmişken bir uğrayın deriz.

Arkeoloji Müzesi Eskişehir
Eti Arkeoloji Müzesi

Geldik Eskişehir’in en iyi müzelerinden bir diğerine! Tahmin ettiğiniz üzere müze Eskişehir’de yer alan Dorylaion, Pessinus, Han Yeraltı Şehri, Demircihöyük gibi ören yerlerinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarından çıkarılan eserleri kapsıyor. Konuya ilginiz var ise zaten gezmesi inanılmaz keyifli. Şayet o kadar da ilginizi çekmediğini düşünüyorsanız da küçük bir şehrin, küçük bir müzesinin nasıl bu denli başarılı olabildiğini gözlemlemek adına bile gidebilirsiniz bizce. Çünkü özellikle dijital uygulamalar ve interaktif deneyimler konusunda Türkiye genelindeki birçok müzeden çok daha başarılı çalışmalar yapmışlar. Özellikle kazılarda çıkarılan paraları detaylı olarak incelemenize olanak tanıyan ve bilgi veren sistemin başında bi’ 25 dakika geçirerek diğer turistlerin haklı tepkisini toplamış olabiliriz, buradan kendilerinden özür dilemek istiyoruz. (Hayır dilemiyoruz)

-Müze kart ile giriş ücretsiz, kartsız 5 TL.

-Her gün 8:00’de açılıyor. Yaz dönemi 19:00’da, kışın 17:00’de kapanıyor.

Karakedi Bozacısı
Eskişehir’de Yeme İçme Meselesi ve Eskişehir Gece Hayatı

Türkiye sınırları içinde güzel yemek yiyecek yer bulmak çok da zor bir iş değil. Adını sanını duymadığınız bir esnaf lokantasına dalıp rastgele yemekler seçseniz bile hayatınızda yediğiniz en güzel şeyleri yeme ihtimaliniz var. Türkiye’yle ilgili 237423 tane konuda şikayet edebilme yetisine sahip olsak bile yemek konusunda kimselere laf ettirmeyiz! Hal böyle olunca Eskişehir’de de durum bizim açımızdan çok da zorlu ilerlemedi. Ancak tabii ki gözümüze kestirdiğimiz, önceden not aldığımız ya da sizlerin önerdiği yerler vardı ve önceliği onlara verdik. Hem Eskişehir’de akşam dışarı çıktığınızda takılabileceğiniz, hem de yiyip içebileceğiniz mekanlar tespit ettik, buyursunlar:

Doyuran Kahvaltı Salonu: Galaksinin en hızlı, en sistematik servis yapan kahvaltı salonu! Bildiğiniz tipik Türk kahvaltısını sunuyor olabilirler, ancak aceleniz varken bile kallavi bir sofraya oturmak şahane oluyor. Menemen ve bal&kaymak yemeyi ihmal etmeyiniz!

Kırım Tatar Kültür Çibörek Evi: Eskişehir denilince akıllara çibörek geliyorsa (çiğ börek değil arkadaşlar, lütfen) çibörek deyince de akıllara bu mekan geliyormuş. Herkes burayı önerince gidip öküzullah gibi çibörek yedik ve şu sonuca vardık: Biz yediğimiz her çiböreği aynı, yanı lezzetli buluyoruz, o yüzden tabii ki burayı da sevdik.

Kırım Çibörekçisi Kentpark: Yukarıda söz ettiğimiz Kırım Çibörek ile karıştırarak yanlışlıkla gittiğimiz bir diğer Kırım Çibörekçisi de yine Eskişehirliler tarafından sevilen bir yer-imiş. Güzel miydi? Güzeldi. AŞIRI İYİ KESİN GİDİN ABİ diyor muyuz? Yoo, ama sonuçta çibörek çibörektir, gidin yiyin işte.

Mezze Terrace: Deniz olmayan yerde niye rakı balık yapalım diyecek olabilirsiniz, ama biz demedik ve Mezze Terrace’ı denedik. Mezeleri gayet lezzetliydi, fiyatlar özellikle İstanbul’dan giden biri için çok daha normaldi, ancak servis konusunda biraz sıkıntılıydı. Şayet sabırlı bir yapınız varsa lezzette sorun yok.

Social Pub: İyi müzik, iyi kitle, iyi içki triosunu bir arada bulabileceğiniz şahane pub. Kendisinden bir tane de İstanbul’a alabilirsek bayağı seviniriz doğrusu.

Drunken Duck Pub: Social için söylediklerimizin aynısı burası için de geçerli. Sadece yaş ortalaması bir tık daha yüksek diyebiliriz. Tanısanız seversiniz.

Varuna Gezgin Cafe del Mundo: Gezginiz deyip de gezginlerin elinden çıkma bir mekana gitmemek tabii ki olmazdı. Varuna’nın hiçbir şeyi olmasa zaten dekorasyonu yeter! Ama onu bir kenara bırakacak olursak kokteylleri çok lezzetli, ortamı güzel ve mekanda her daim dönen gezi videoları/programlar bile sizi saatlerce oraya kilitlemeye yetiyor. Bir akşamınızı mutlaka buraya ayırın!

Hangover: Öğrencilerin deliler gibi tercih ettiği, her daim kalabalık, her daim izdiham halinde bir mekan. Yukarıdaki trio’yu tercih edersiniz diye düşünüyoruz, ancak bir alternatif olarak burası da değerlendirilebilir.

Karakedi Bozacısı: Bildiğiniz bozaları unutup daha farklı, daha enteresan bir boza denemek isterseniz Karakedi Bozacısı artık bir Eskişehir efsanesine dönüşmüş durumda. Siz de bizim gibi bildiğimiz Vefa Bozası’ndan başka boza denemediyseniz buradaki bozayı ilk yudumda yadırgayacak, ikinci kaşıkta biraz daha alışacak, üçüncü de eve götürme kararı alacaksınız. Acayip bir boza, ama güzel mi, bayağı iyi!

1 Comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir