Göteborg Gezi Rehberi: Mesafeleri Kaldıracak, Arayı Isıtacak Bilgiler

Göteborg Gezi Rehberi
İsveç’in Batı Kıyısında Mütevazı bir Müzik Şehri: Göteborg

Göteborg Gezi Rehberi, sevgili Nilay Kılınç tarafından kaleme alınmış, bizim de bayıla bayıla okuyup akabinde Göteborg planlarına giriştiğimiz bir yazıdır. Verdiği bilgiler ve şahane anlatımı nedeniyle kendisini öpücüklere boğsak yeridir. Selam olsun! Bu arada Göteborg’da gezilecek yerler, yeme içme, alışveriş, gece hayatı önerileri ve daha niceleri için serinin ikinci kısmına göz atmayı unutmayın

Bahsi geçtiğinde yurdumuz insanı tarafından sırıtmayla karşılanır ve “O nasıl isimmiş?” tepkisine yol açardı Göteborg. Neyse ki, son dönemlerde giden öğrenci ve festival kitlesiyle bu diyalogdan bir nebze uzaklaştık. İnsan ve cüzdan canlısı olmasıyla Stockholm’ün gölgesinden nihayet sıyrılıp kendi gezgin kitlesini oluşturmaya başlayan bu liman kenti, İskandinav yarımadasının en gözde rotalarından biri olacak gibi gözüküyor. OitheBlog’da daha önce yayınlanan İsveç: Malmö, Lund ve Göteborg Üzerine söyleşi yazısı ardından aldığım e-postalar da bahsettiğim ilginin destekleyicisi niteliğindeydi. Hal böyleyken OitheBlog’un güzide okurlarını daha fazla merakta bırakmayalım dedik.

Bu içeriği, Türkiye ziyaretlerimde maruz bırakıldığım soruları da göz önüne alarak belirledim. Yani en basit anneanne sorusu olan, “O soğukta nerede geziyorsun?” ile barista ahbabın, “V60 demleyen neresi var?” merakını giderebilecek geniş bir yelpazeden söz ediyorum. Şehri yerlisiymişçesine gezerken, gittiğiniz mekanlarda “Bana her zamankinden!” deme isteği duyabilirsiniz!

Göteboorg
Mesafeleri Kaldıracak, Arayı Isıtacak Bilgiler

  • Göteborg hem İstanbullulara, hem de İzmirlilere sempatik gelebilecek bir şehir. İstanbul misali, şehrin ortasından deniz geçiyor ve köprü var. Köprüyü yürüyerek ve bisikletle de geçebiliyorsunuz. Anadolu ve Avrupa yakası ya da Karşıyaka, Göztepe arası bir çekişme de mevcut. (Şimdi buradan futbola bağlayacağım, yolunu yapayım dedim) Göteborg’un en büyük kulübü IFK Göteborg, melekler ya da yoldaşlar lakabıyla bilinir. Daha küçük çaplı rakip kulüp GAIS uskumrular olarak tanınır ki, bir balıkçı şehrinin futbol takımı için isabetli olduğunu düşünüyorum. Adalar vapuru dilerseniz o da var, simit çay yerine kanelbulle (tarçınlı çörek) ve kahve alıp, irili ufaklı adalardan birine gidebilirsiniz. Ama martılarını eğitmemişler, vapura yakın uçmadıkları gibi, attığınız kek parçalarına tepki bile vermiyorlar. Peki İzmirlilerin gönlünü nasıl alacaksın derseniz, zaten Göteborg İsveç’in İzmir’i diyebiliriz. Stockholm İstanbul ise, Göteborg da Stockholm ile yarışan, daha mütevazi, çekirdek/çiğdem, simit/gevrek gibi farklı kelimeleri olan ikinci en büyük kent işte!
  • Göteborg’un kendine has bir lehçesi vardır (Göteborska). Stockholmlüler standart İsveççe konuştuklarını öne sürüp, Göteborg lehçesine alaycı yaklaşsalar da, Göteborska melodikliği ve hecelere basmasıyla kulağa gayet sempatik gelir. Göteborg kelimesini yerlisi “yöt-te-boğ-ri” şeklinde telaffuz eder, kulağa ne kadar egzotik geliyor değil mi? Stockholm’un ise bir alengiri yok. Yani bir “Yötteboğri’den yeni döndüm şekerim!” demek var ki, Liverpool’u “livıpuul” diye söyleyen futbol muhabiri süksesi oluyor (2001’in büyük olaylarındandı hatırlarsınız.)
  • Vikings takipçileri, dizinin aslında saganın aslının dallandırılıp budaklandırılmış hali olduğunu bilirler. Neyse efendim, dizide de gördüğünüz üzere Viking tarihinde Bohuslän coğrafyası çok önemlidir, yani Göteborg’un da içinde bulunduğu batı kıyısı. Danimarka, Norveç ve İsveç Vikingleri’nin hem savaştığı hem de seviştiği bu alan, İsveç’e gelen tüm yabancı ürünlerin de giriş noktası olmuştur. Yani Göteborg ezelden beri hem çok kültürlü hem de trendsetter bir yer idi. Mesela, İsveç’e kahve ilk defa 1685 yılında Göteborg limanından girmiş, yeniliğin bayrak taşıyanı değil de nedir bu?
    Göteborg İsveç
  • Sadece Nordikler’in eli değmemiş Göteborg’a. Göteborg’a ziyaretinizde bazı caddelerde “Burası bana nereyi anımsatıyor yahu?” diye ters köşe olacaksınız. Danimarkalılar 1600’lerin başında şehri yakıp, mundar ettikten sonra, Hollandalılar şehri tekrardan inşa ediyorlar. Kolonici monarşilerin ata sporu olan şehir inşasını Manhattan yani New York ve Jakarta’da deneyimleyip, aynı düzeni Göteborg’ta kuruyorlar. Dolayısıyla, kanalları ve kimi cadde-ev düzenlemeleriyle hem Amsterdam hem de Manhattan havası var Göteborg’da. Bu tür bir şehir düzeni İsveç’te başka bir yerde yok. On yedinci yüzyılda İskoçlar şehre yerleşiyor, İngiliz ve Fransız diplomatlar derken, Göteborg’da en yaygın isimlerden biri Kelt kökenli Kenneth adı oluyor! Yerleşen İngiliz ve İskoç ailelerinin şehre etkilerinden dolayı bugün Göteborg’un bir lakabı da Küçük Londra.
  • Göteborg bir liman kenti olarak ülkenin zengin kesimine ev sahipliği yapmış olsa da çok sağlam bir isçi sınıfı kültürü de var. Madende çalışanlar, fabrika isçileri, balıkçılar genelde Göteborg ile özleştirilir. Stockholm ve çevresi sınıf atlamaya çalışan insanlardan oluşur, kentli olmak önemlidir. Fakat Göteborg isçi kimliğiyle gurur duyan bir yerdir ve bugün hala aynı hissi verir. Ülkenin en iyi on üniversitesinden ikisine; Göteborg ve Chalmers’a ev sahipliği yapması dolayısıyla hem isçi şehridir Göteborg, hem öğrenci, hem varlıklı kesimi vardır hem mütevazı.
  • Göteborg’un proletarya ruhunun yanında, müzisyenliği de en belirgin kimliklerinden biri. Modern halk ozanı Cornelis Vreeswijk, akustik eserleriyle şehrin gönül adamı. İsveç’in Teoman’ı diyebileceğimiz Håkan Hellström, Göteborg’la özdeşleşmiş bir isim. Müziğin ve şehrin başrolleri paylaştığı, Hellström’ün hikayesini baz alan bir film de önerelim hemen, Känn Ingen Sorg För Mig Göteborg (Don’t Cry For Me Gothenburg). The Cure hazzı veren İsveç’in kült gruplarından Broder Daniel, elektronik indie’nin ilahı The Knife, son zamanlarda kendimizi dinlemekten alamadığımız Little Dragon, Timo Räisänen ve Jose Gonzales de bu şehrin çocukları. Bunları saymamın sebebi net: 90’lara damgasını vuran vatkalı pop ekolü Ace of Base de Göteborg’dan ve bir nebze hatıralarımızdan silmek istedim.
  • Şimdi Göteborg’u benim nezdimde en ilginç kılan özelliğinden bahsetmek isterim. İsveç denilince akla metal müzik geliyor fakat iki sene boyunca bu tarzda insan görmedim! Ya metroseksüeller ve Barbie bebekler vardı, ya hipsterlar ya da hiphopcılar – taa ki Göteborg’a gelene kadar. Göteborg enstrümanlı müziğin hala el üstünde tutulduğu, her tarzdan insanın dolaştığı, alternatif hayatları hor görmeyen bir yer. Meğer o İsveç metalci prototipinin bölgesi Göteborg imiş! Zati Dark Tranquillity, In Flames, Evergrey, Graveyard gibi devler de buradan çıkma.

Göteborg
Genel Kültürü Çözdük, Artık Turist Olabiliriz! 
Göteborg’a Ulaşım

Göteborg’da iki adet havaalanı bulunmakta. Bir tanesi Avrupa yakası olan Hisingen Yarımadası’nda ve ismi Göteborg City Airport – Säve Flygplats olarak da adı geçiyor. Eğer Hisingen bölgesinde kalıyorsanız, bu havaalanına inmek daha mantıklı. Buraya genelde Ryanair uçakları indiği için, Türkiye’den buraya inme olasılığınız yok gibi. Bu havaalanı, şehir merkezine, Central Station ya da Brunnsparken’i merkez olarak alırsak yaklaşık 16 kilometre uzaklıkta.  Fiyatı 79 SEK yani yaklaşık 27 TRY. Toplu taşıma ağı gayet konforlu olduğundan, otobüs ve tramvayla da şehre gelebilirsiniz. 36 numaralı otobüs (Hjalmar Brantingsplatsen yönünde) ile Hjalmar Brantingsplatsen durağında inip oradan gitmek istediğiniz yerler için tramvay hatlarına bakabilirsiniz.

Diğeri, İsveç’in ikinci en büyük havaalanı olan Göteborg Landvetter Airport ve Türk Havayolları’nın uçakları buraya iniyor. Şehirle alakası olmayan, bomboş bir arazide olduğundan, merkeze sadece havaalanının kendi otobüsleriyle gidebilirsiniz. Bileti otobüs durağının yanındaki makinadan alabilirsiniz ya da Pazartesi-Cuma 10:00-18:00’de açık olan bilet kontöründen temin edebilirsiniz (burası iç hatlar terminalinde). Otomatik makineyi kullanmak çok basit, dolayısıyla direkt oradan alin derim. Kredi kartınızla, 8-17 yaşları arası bileti 79 SEK’e, yetişkin biletini ise 95 SEK’e (33 TRY) satın alabilirsiniz. Yarım saat içinde Central Station’a varacaksınız.

Taksiye binmeniz gerekiyorsa, Landvetter’den şehir merkezine en az 300 SEK (103 TRY) gibi bir para tutuyor,  ama kimi taksiciler 400 SEK civarı bir fiyat da verebilir. Mesela 4 kişiyseniz ve bagajlarınız ağırsa, taksi tercih edebilirsiniz, otobüsle denk fiyata tekabül edecektir hemen hemen. Taktiğiniz basit, her taksinin camında gündüz ve gece sabit ücretleri yazar. Mesela havaalanından şehir gündüz saatlerinde 300 SEK’tir genelde. Ama taksi şoförüne sorarsanız, size 450 SEK gibi bir fiyat verebilir, dolayısıyla önce sabit fiyatlara bakin, pazarlığınızı ona göre yapın.

Göteborg’u, çevre şehirlerden ziyaret edeceksiniz, şehirlerarası otobüs ya da trenleri kullanabilirsiniz. Diğer İsveç şehirlerine ya da Kopenhag ve Oslo’ya otobüsle gitmek isterseniz, simdi size altın değerinde bir bilgi vermek isterim. Nettbus! Bu otobüs şirketi en ucuz biletleri satar ve gayet konforlu bir şekilde gidersiniz. Bu site üzerinden biletlerinizi alabilirsiniz:

Tren, otobüse göre daha pahalı, ama bazen uygun biletlere rastlanıyor. Bilet fiyatlarını kontrol etmek için ya da önceden almak için şu adresi kullanabilirsiniz. Malmö ve Kopenhag gibi güney bölgelerden geliyorsanız şu sayfadan bilet alımı yapabilirsiniz.

Göteborg İsveç

Göteborg Gezi Rehberi: Göteborg’a Ne Zaman Gidilir?

Göteborg’un kışları yağışlı oluyor (sarkastik bir “hadi canım?” alayım). Bitmek bilmeyen yağmur ve gri gökyüzü dolayısıyla insanların yüzleri genelde asık olur. Kar yağdığı zamanlar hava yumuşar ve şehir daha aydınlık olur, bu yüzden şehri gezmek daha keyiflidir. Bahar ayları serin olur, güneş bir açar, bir kaybolur dolayısıyla en dengesiz mevsimdir. Yazları aslında 30 dereceyi görebilen Göteborg, sıcaklarda bambaşka bir şehir haline gelir. Yerliler daha güler yüzlü olur, bir festival biter diğeri başlar, parklar, kafeler insanlarla dolar, ada feribotları kalabalıklaşır.

*Göteborg Gezinizi Denk Getirmek İsteyebileceğiniz Bir Takım Etkinlikler

Şehrin en büyük 10 etkinliği hangi aylarda oluyor, kısaca bir bakalım. Gördüğünüz üzere, Göteborg’un en aktif zamanı Haziran ayı. Havanın da düzelmesiyle, Göteborg’u ziyaret için en ideal zaman.

-Gothenburg Film Festival: Ocak sonu, Şubat’ın ilk haftası Göteborg’daysanız,  İskandinavya’nın en büyük uluslararası film festivalini kaçırmayın derim. Mesela 2016’nin tarihleri 29 Ocak-8 Şubat olarak belirlenmiş.

-International Science Festival: Bilim aşkına, Göteborg her sene, Avrupa’nın en prestijli bilim festivaline imza atıyor! Nisan ayında (2016’da 13-17 Nisan) gerçekleşen festivale her sene 70,000 civarı kişi katılıyor.

Gothenburg
-Valborg:
Her Nisan’ın 30’u, İsveçliler parklara doluşur ve Valborg kutlarlar. Valborg’da özellikle üniversite öğrencileri coşar, bu sebeple şehrin muhtelif yerlerinde alkolden ağzı burnu dönmüş gençler görürsünüz.  Göteborg’da Slottskogen parkında kutlayın, bizden geçti artık demeyin, akşamında da devasa boyutta yakılan kamp ateşi etrafında içkinizi yudumlayın.

-The Picnic Festival: Fasulyeden İsveçli olmak isteyenler, İsveç’in ulusal günü 6 Haziran’da kutlanan ve birçok müzik grubunun sahne aldığı bu toplu pikniğe katılabilirler.

-Summerburst: İskandinavya’nın ilk güncel müzik festivali, dans müziği tutkunları için son 5 yılın en heyecan verici şehir etkinliği oldu. Genelde Haziran ayının son iki günü belirleniyor.

-Midsummer Celebrations: İsveççede Midsommar denilen ve yazın kutlandığı bu Hıdırellez tadındaki etkinlik, şehrin parklarında toplu halde kutlanır. Bir direğin çevresinde kurbağa dansı yapan İsveçlilerin absürt hallerini izleyip, sahne alan folklorik müzik ve dans gruplarıyla yerli kültüre yakınlaşabilirsiniz. 19-25 Haziran tarihlerinde, şehrin birçok yerinde Midsommar etkinlikleri oluyor.

-Göteborg Music Festival: İsveçliler bando takımlarına bayılırlar, dolayısıyla İskandinavya’nın en büyük bando festivalini tertiplemelerine şaşmamak lazım. 50,000 kadar müzisyenin katılımıyla, 26-30 Haziran’da gerçekleşiyor.

Göteborg Festival
-Gothenburg Book Fair:
Okulların açılmasından midir bilinmez, şehrin kitap ayı Eylül. Bu kitap fuarı İskandinavya’nın en büyük kültür etkinliği ve her sene 100,000 civarı katılanı oluyor. 2016 için tarihleri 22-25 Eylül olarak belirlenmiş. Şehri hareketlendiren ve kalabalıklaştıran, desteklediğimiz olaylardan.

-Gothenburg Culture Festival: İşte şehri coşturan, sokaklarda geç saatlerde bile kalabalıklar görmenizi sağlayan, altı günlük bir şenlik! Ağustosun ikinci haftası oluyor ve her sene 1.3 milyon ziyaretçiyi ağırlıyor. Sağlam müzik gruplarını bedavaya izleyebilir, kültür-sanat aktivitelerine katılabilir, tüm dünya yemeklerinin satıldığı standlarda tansiyonunuzu yükseltebilirsiniz. Kuzey usulü pita ekmeğinde elk kebabı deneyebilirsiniz, ben vegan olduğum için denemedim ama “çok kültürlülük ve füzyon yemekler” başlığı altında sosyolojik olarak irdeleyerek tüketiyorum.

-Way Out West: Danimarka’daki Roskilde’den sonra İskandinavya’nın en popüler müzik festivali diyebileceğimiz Way Out West, indie’den rock’a hiphoptan elektronik müziğe birçok akımın en iyi temsilcilerini sahneye çıkaran, Slottskogen Parkı’na yayılmış büyük bir organizasyon. Ağustos ayının ikinci haftası düzenleniyor ve bu süre içerisinde Avrupa’nın ve İsveç’in her noktasından gelen müzikseverlere ev sahipliği yapıyor. Festival aynı zamanda çevreye duyarlılığıyla göz dolduruyor. Bu zamana kadar alanda satılan her şeyin vejetaryen olması durumunu, 2016’da veganlığa taşıyacaklarını söylüyorlar.

İsveç Gezisi
Göteborg Gezisinde Cüzdana ve Bavula Girecekler

 İsveç’te nakit paranın devri çoktan geçmiş! Her yerde kredi kartı geçtiği gibi, nakit ödemenin kabul edilmediği yerler de az değil. Dolayısıyla yanınızda İsveç kronuyla gitmeseniz bile, kartınızla idare edebilirsiniz. Elinizde nakit bulunmasını isterseniz, Türkiye’den halletmenizde fayda var zira kurlar daha uygun oluyor. Oradayken havaalanındaki döviz bürolarından ya da şehrin her yerinde bulunan Forex’lerden İsveç kronu temin edebilirsiniz. Yakında bir Forex yoksa, o günün kurunu internetten mutlaka kontrol edin ve komisyon almayan bürolarla iş yapın.

İsveç genel olarak pahalı bir ülke, neyse ki Göteborg ucuz alternatiflerin de olduğu bir şehir. Bir günde yaklaşık 400 SEK, yani 45-50 Euro civarı para harcayacağınızı göz önünde bulundurarak hesabınızı yapın. Diyelim ki iki öğününüzden birinde hoş bir yeri tercih ettiniz ve bir ana yemek ısmarladınız, bunun fiyatları 90-130 SEK arasında değişecektir. Diğer öğünü falafel, kebap, hotdog gibi bir sokak yemeğiyle geçiştirdiğinizde 60-80 SEK arası bir şey ödeyeceksiniz. Bir yorgunluk molası verdiğiniz, kahve çay ve ya sıcak çikolatanız 30 SEK civarı tutacak, yanında minik bir İsveç tatlısı da denerseniz hesabı 60 SEK’e kapatırsınız. İsveç birası denemeden dönmem diyenler, 60-70 SEK’e iyi bir bira içebilirler. Orta halli şaraplar 50 SEK civarı, tabii barına göre değişiyor. Yüksek alkollüler ve kokteyller 90 SEK ve üstü. Zaten İsveç’te en pahalı şey dışarıda içki içmek, dolayısıyla ne kadar az içerseniz o kadar kardasınız.

Bavula girmesi gerekenler listesinin başında mont ve yağmurluk geliyor. Yazın da gitseniz serin olacağı ve sürpriz yağmurlar bastıracağı için yağmurluk hayati önem taşıyor. Şemsiye taşımanıza gerek yok çünkü Göteborg’un rüzgarını kaldıracak şemsiye henüz üretilmedi. Kışın gidiyorsanız, kalın çoraplar, atkı, bere, eldiven ve sağlam botlar sizin olmazsa olmazlarınızdan. Yazın da gitseniz boynunuzu korumak için bir şal ve hırka almayı ihmal etmeyin. Göteborg’da insanlar dış görünüşüne özen gösterir fakat Stockholm’deki catwalk şıklığı gibi bir abartı yoktur. Eğer çok lüks bir restorana ya da gece kulübüne gitmeyecekseniz, günlük kıyafetlerinizle her yere girebilirsiniz.

Göteborg Gezi Rehberi
Göteborg Gezi Rehberi: Göteborg’da Nerede Kalınır?

Airbnb çıktığından beri otellerin pabucu dama atıldı! Göteborg’da Airbnb yapmak çok kolay ve yaygın; her büyüklükte ve fiyat aralığında ev mevcut. Şehir merkezine uzak gibi gözükse de aslında bir tren mesafesi olan Hisingen bölgesi fiyatların daha uygun olduğu yerler. Ama bana kalırsa, şehrin en havalı ve ayni zamanda merkezi kısmi olan Majorna bölgesinde ev tutmanızı öneririm.

Andra Långatan, Järntorget, Haga ve Stigbergstorget yakınlarındaki evlere yoğunlaşabilirsiniz.  Airbnb’deki ortalama günlük ücretler 50 Euro civarı, iki kişiden fazlaysanız ve eli yüzü düzgün bir yer istiyorsanız 70 Euro’yu gözden çıkarmanız lazım. Ama Göteborg’daki otellerin en ucuz geceliklerinin iki kişi için 100 Euro’dan başladığını düşünürsek, hiç de fena değil.

İlla ki merkezde kalayım, hem tren istasyonuna hem de Old Town’a yürüme mesafesinde olayım derseniz, Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi olan Nordstan’ın arkasında kalan Östra Hamngatan Caddesi’ne paralel sokaklara bakabilirsiniz. Bir diğer opsiyon olan Couchsurfing Göteborg’da yaygın gibi gözükse de kalacak host bulmak kolay değil.

Bazılarımızın otel merakı var biliyorum, gezilerinde otel deneyimlemeyi sevenler için birkaç yer de önereceğim. Ben hip insanım, kalacağım yer küçük ama stil sahibi olsun, interneti hızlı olsun, şehrin en canlı mekanlarına yakın olsun, bir de kahvaltısı güzel olsun derseniz Hotel Flora’yı öneriyorum, fiyatları da makul. Otantik iyidir, nostalji candır derseniz 1852’den beri faaliyet gösteren ve İsveç ekolunu yansıtan Hotel Royal tam sizlik, hem de şehir merkezine beş dakika yürüme mesafesinde! Carpe diem’ciler için Bruce Springsteen ve Tina Turner gibi yıldızların kaldığı, 19. yüzyıl mimarisi muhafaza edilerek bugünlere kadar getirilmiş, şehrin göbeğinde olan Elite Plaza Hotel’i öneriyorum. Klasik bir lükslük pesindeyseniz tam size göre. Liseberg lunaparkı karşısındaki Upper House, minimal dizayn seven, spa ve gastronomi meraklıları için en ideal yer. Fiyatlarıyla hostel gibi, konforuyla hotel gibi bir yer var sırada, STF Göteborg City Hotel. Lounge’ı bayağı hoş, odaları modern ve makul fiyatlı. Son olarak, Göteborg’un ruhunu layığıyla yansıttığını düşündüğüm deniz temalı bir otelden bahsedeceğim. Poseidon Hotel çok iyi fiyatlara kalabileceğiniz, şehrin hem merkezi hem de nezih bir bölgesinde yer alan mütevazı bir otel. Trip Advisor’da 2015 müşteri memnuniyeti ödülünü de kapmış.

Göteborg İsveç
Göteborg Gezi Rehberi: Göteborg İçinde Ulaşım Meselesi

Gittiği yerlerde amansızca yürüyen ve kaybolmayı gezi deneyiminin bir parçası gören biriyseniz Göteborg tam size göre! Ya Nordstan Alışveriş Merkezi’nin içinde bulunan ya da Kungsportsplatsen Meydanı’ndaki Turist Bürosu’ndan bir harita kapın ve yolları arşınlamaya başlayın. Zaten isteseniz de kaybolamazsınız çünkü şehrin her yerinde yol tabelaları var. Eğer yol sormanız gerekiyorsa kimseden Laz bakkal sempatikliği beklemeyin. Yolu biliyorlarsa nazik bir şekilde tarif ederler, kimisi telefonundan bakıp yönlendirir ama gerçekten bilmiyorlarsa, “I don’t know” der, netlikleriyle döverler. Bu arada, dünyanın en iyi İngilizce konuşan ülkesinde olduğunuzu unutmayın ve “Do you speak English?” girizgahı yapmadan muhabbete başlayın.

Şehirde ulaşım oldukça kolay. Yürüyemeyeceğiniz mesafeler için otobüs ya da tramvay kullanabilirsiniz. Göteborg’daki tüm ulaşım ağları Västtrafik denilen bir kurum tarafından işletiliyor, dolayısıyla Västtrafik kartı ya da biletleriyle, adalara giden feribotlar da dahil olmak üzere tüm toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz.

İsveç’te nakit parayla ortada kalıyorsunuz dolayısıyla tek kullanımlık biletleri otobüs ve tramvaylardaki makinalardan kredi kartınızla alabilirsiniz. Bir bilet ücreti 26 SEK ve bir saat boyunca yapacağınız tüm aktarmalarda ücretsiz geçiş sağlıyor. Bu yüzden biletinizi mutlaka yanınızda bulundurun. Eğer şehirde 3 günden fazla kalmayı düşünüyorsanız Central Station yani Nils Ericson Terminali’nde bulunan Västtrafik ofisine uğramanızı öneririm. 24 saatlik sinirsiz biletin fiyatı 85 SEK, 72 saatlik biletin fiyatı ise 170 SEK.

Şimdi tehlikeli bir önerim var ve biliyorum ki tam da asıl merak ettiğiniz nokta bu. Otobüs ve tramvaylarda kontrol yok, çoğu Göteborglu aylık kartı olsa da makinaya okutmuyor. Yani otobüse ön kapıdan ve otobüs şoförüne “Hej!” (Hey yani selam) diyerek elinizi kolunuzu sallaya sallaya giriyorsunuz. Kimse size makinaya kart basmadığınız için “İğrençsin!” bakışı atmıyor. Fakat bazı duraklarda bir anda sivil kıyafetleri ile kontrolcüler binebiliyor, genelde beyaz berelerinin oldukları söyleniyor. Ben bir sene boyunca hiç rastlamadım ama denk geldiklerinde fena kıstırıyorlarmış. Gerçi yakalansanız da cezayı ev adresinize kesiyorlar, Bağcılar 10 numara dersiniz biter gider. Ama kendinize bunu yaşatmayın derim, en azından arada bir bilet alın.

Gothenburg Sweden
Türkiye’de Olmayacak İşlerin Peşinden Avrupa’da Koşmak: Şehirde Bisiklet Kullanımı

Toplu taşımaya bir alternatif de bisikletle gezmek. Bisiklet yolları ve saygılı şoförleri sayesinde rahatça bisiklete binebileceğiniz bir şehir burası. Bisikleti teşvik etmek için olacak ki, bisiklet kiralamak da oldukça basit. Şehrin 50 noktasında bulunan Styr & Ställ diye bir şirketi var ve fiyatları çok uygun. Bir tanesi yine Nils Ericsson terminalinin orada. Bu linkteki “Stationer” bölümünden tüm kiralama noktalarını görebilirsiniz:

İlk yarım saat bedava, yani kiradan ziyade ödünç almış oluyorsunuz. İkinci yarım saat için 10 SEK ödüyorsunuz ve üçüncü yarım saat için 20 SEK. Sonraki her yarım saat başına 40 SEK ödüyorsunuz. “Bu nasıl sistem?” dediğinizi duyar gibiyim. Sanki çok acil bir işi çıkanlara, alsın bisikleti işini görsün ama zamanı geçirirse, katlaya katlaya geçiririz demişler gibi. Ama ben size daha akıl karı bir anlaşmaları var, onu önereceğim. Bisikleti üç günlük kart alarak kiralayın ve sadece 25 SEK ödeyin. Kartınızdan 140 SEK depozito çekecekler ama para üç gün sonra hesabınızda gözükecek. İsveç’teki işletmelere bu konuda güvenebilirsiniz, ben onlara kefil olur gibiyim ama tam da olmam çünkü kefillik sorumluluğu çok devasa, umarım hiç birimiz kefil olmakla sınanmayız. Ne diyorduk, evet iste 25 SEK’e bisikletinizi kiralayın, üç gün gezin derim.

*Kampanyada son nokta tadında ilerliyoruz, o zaman Göteborg City Card avantajlarından da bahsedeyim. Bu kart şehirdeki birçok müzeye ücretsiz geçiş sağlayan, toplu taşıma ve araba park yerlerini de bedavaya getiren, hatta ve hatta yukarıda bahsettiğim bisikletleri de belese bağlayan tam bir turist dostu. Kartın fiyatı yüksek sezon denilen yaz döneminde 365 SEK (24 saatlik), 515 SEK (48 saatlik), 665 SEK (72 saatlik). Kış sezonunda bu fiyatlar 30 SEK azalıyor. Göteborg’a ilk defa ve kısa süreli gidiyor, “ben şehrin ruhunu kafelerde, sokaklarda yaşıyorum” diyorsanız bu karta vereceğiniz paraya yazık. Ama şehri sömürme planındaysanız size çok güzel bir fikrim var! Landvetter Havaalanı’dan ya da daha önce yerlerini yazdığım turist bürolarından bir günlük kart alın ve kartı aktive ettiğiniz andan itibaren başlayan 24 saati dolu dolu yaşayın. Bisiklet de kiralayın, toplu taşımaya da binin. Bu şekilde yaparsanız fazlaca kar edecek ve fiyatları cebi yakan birçok müzeyi kafa rahatlığıyla gezeceksiniz. Yazının ikinci daha bir gezi rehberi tadında olan ikinci kısımında bu kartın geçtiği yerlerden bahsedeceğim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir