Alternatif Amsterdam Rehberi: Red Light’tan Ötesi De Varmış

Tamamen kafamızdan uydurduğumuz istatistiklerimize göre Türkiye’den en çok ziyaretçi alan şehirlerden biri Amsterdam. Turistik amaçlı, bekarlığa veda partisi temalı ya da batının ahlaksızlığını almak için fark etmez, tek başınıza yurt dışına gitmenizin makul karşılanabildiği yıllardan itibaren ortalıkta her daim bir Amsterdam muhabbeti dolaştığını siz de biliyorsunuz. Biz de daha önce Amsterdam’a ayak basmış bulunduk ve siz potansiyel turistler için şurada bir adet “Amsterdam Gezi Rehberi” hazırlamıştık. Eğer şehre ilk kez ayak basacaksanız öncelikle o yazıya göz atmanızı öneriyoruz, çünkü aşağıdaki yazı Red Light District ya da Amsterdam ile özdeşleşmiş türlü türlü müzeden çok daha önce Amsterdam’ı tanıyıp bilenler için, yeme içmeli, sergili galerili ve alışverişli, daha alternatif bir rehber olacak.

Alternatif Amsterdam Rehberi Amsterdamlı arkadaşlarımızın önerileri ve desteği ile hazırlanmıştır, kendilerine teşekkürlerimiz sunarız. Anlamazlar ama olsun.

amsterdam
Amsterdam’da Nerede Kalınır?

Bu sefer turistik aktivitelerde bulunmayacak olabilirsiniz, ancak eminiz ki bu hem ulaşım kolaylığı sağlaması hem de canlılık nedeniyle şehrin göbeğinde kalmak istemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Biz bu sefer Old City Center Apartments aracılığı ile şehrin göbeğinde kaldık ve lokasyon itibariyle çok memnun, pek memnun kaldık. Kendisi tam olarak Warmoesstraat üzerinde bulunuyordu ve tipik bir Hollanda evinin tüm özelliklerini taşıyordu. (evet içi bile eğimliydi) Sanırsak tek farkı oldukça geniş olmasıydı, genel olarak Hollanda evleri yüksek kiralı&küçük ev kombinasyonuna sahip olduğu için bizi eve yerleştiren yüksek ihtimalle uyuşturucudan beyni yanmış arkadaş tarafından “Burası şehrin en güzel evi DUDEEE” tepkileri aldık. Eğer bir şekilde bizim kaldığımız yerde yer bulamazsanız ya da bir gün ortadan kaybolup giderse direkt aynı bölgede konaklamak için şuradan otel bakabilirsiniz, aramayı tam olarak o bölgeye göre ayarladık.

-Olur da burada konaklayacak olursanız aklınızda bulunsun, evde sabun, şampuan, kurutma makinası vb. genel ihtiyaçlarınız bulunmuyor, ancak yakında bir dolu market var, oradan edinebilirsiniz.

Gezmeli Görmeli

Red Light District, Rijksmuseum, Van Gogh Müzesi, Anne Frank Huis, Stedelijk Museum ve Dam Square gibi görmezseniz olmayacak noktaları gördüğünüzü varsayarak sizi lokaller tarafından en çok ilgi gören 3 bölge ile tanıştırmayı bir görev biliriz: Jordaan, De Pijp ve Amsterdam Noord. Tabii ki bunların hiçbirine turist ayak basmıyor, Flemenkçe’den başka dil duyacak olursanız gelin bizi bulun falan demiyoruz. Ancak bu 3 bölge dönem itibariyle şehrin diğer bölgelerinde kıyasla çok daha lokal kalıyor.

amsterdam jordaan
*Jordaan:
Bu bölge, son dönemlerde rehberlerde de yer almaya başlaması nedeniyle aslında sıraladığımız üçlünün içinde en turistik olanı diyebiliriz. İstanbul’dan giden çoğu kişinin deyimiyle Amsterdam’ın Cihangir’i olarak tanımlandığı için, aslında aşağı yukarı nasıl bir bölge olduğunu da kafanıza canlandırabilirsiniz. Şehrin merkezinde bulunan ve zamanında kiralar daha düşük fiyatlı olduğu için işçi sınıfın ve göçmenlerin yerleştiği Jordaan’ı keşfetmek niyetindeyseniz hemen sınırlarını da çizelim: Lijbaansgracht, Princsengracht, Brouwersgracht ve Rozengrach arasında kalan bölge. Günümüzde de özellikle genç kesimin ve Amsterdam’da da kaçmayı başaramadığımız hipster’ların yerleşmeyi seçtiği bölgelerden biri olarak sayılıyor. Son dönemlerde sanat galerileri ve yeme içme mekanlarıyla popülerleşmiş durumda. Özellikle Noordermarkt civarında ve Westerstraat üzerinde çeşit çeşit bar ve kafe bulabilirsiniz.

*De Pijp: De Pijp ya da lokallerin taktığı isim ile “The Pipe”, yine şehirdeki yüksek kiralar nedeniyle öğrencilerin ve sanatçıların dadandığı, bohem ve bol göçmenli bir bölge. Bu sebeple civarda kendi mutfağının yemeklerini yapan türlü türlü restoran, kafelerle karşılaşmanız sizin için pek şaşırtıcı olmayacaktır. Kendisi tam olarak Beorengwetering ve Amstel arasında kalan bölge olarak sınırlandırılabilir. Evet, fotografik açıdan kanalların yoğun olduğu bölge kadar ilginizi çekmeyebilir, ama Karaköy’ü seviyor ve görsel açıdan beklentinizi biraz daha düşük tutmayı kabul ediyorsanız, burası şu an şehrin en “hip” bölgelerinden biri.

-Hazır bu bölgeye gelmişken gözden kaçırmak istemeyeceğiniz turistik ama sevilesi Albert Cuyp Market bu civarda ve stroopwafel’ların en tazesinden türlü türlü sokak yemeğine uzanan 23423 seçeneği burada bulabilirsiniz.

-Bölgede “Sarphatipark” adında küçük bir mola verebileceğiniz, Vondelpark’a kıyasla çok daha sakin bir park da bulunuyor.

amsterdam noord
*Amsterdam Noord:
“Bunlar yeterince değişik değil, ben kimselerin gidemediği, gidip de göremediği yerleri istiyorum ulan!” diyorsanız tam yerine geldiniz. Daha Amsterdam halkının bile tam olarak akın etmediği bir yeri önceden keşfetmek isterseniz istikamet izole bir halde kalmayı başarmış Amsterdam Noord. Şehrin yerleşim bölgelerinden biri, merkezden uzak ve aslına bakarsanız mimari açıdan bile tam olarak kafanıza canlanan Amsterdam’ı çağrıştırmıyor. Birçok noktasında bir tek edilmişlik, bir Will Smith’li post apokaliptik filmin ortasında düşmüş hissi bile yaşayabilirsiniz, ancak öncelikli olarak nehir kenarına denk gelen bölgelerde biraz dolanırsanız, özellikle gençlerin bu civarı yavaştan doldurmaya başladığını fark edeceksiniz.

– Herhangi bir kara parçası aracılığıyla Amsterdam merkezine bağlı olmadığı için buraya tram ile gidebilme şansınız yok. En iyi seçenek kesinlikle feribot. Uzun vadede metro ile ulaşım sağlamayı planlıyorlarmış, ancak bunun için baya beklemeniz gerekebilir.

Eye Film Institute buraya kuruldu, hem içerik hem de mimari olarak kesinlikle ilginizi çekebilir. Gitmeden önce dönemsel sergileri ve film gösterimlerini incelemekte fayda var. Bunun için şuraya bakabilirsiniz.

-Bölgede bulunan Tolhuistuin ve Pllek bu ara çok popüler, bir şeyler içmek ve atıştırmak için deneyebilirsiniz.

Ve gezmeli birtakım öneriler daha…

*Vondelpark’ın çoğu zaman kalabalık olmasından hoşlanmadıysanız ya da başka alternatifler peşindeyseniz şehrin dışında kalan Amstelpark farklı ve daha sakin bir alternatif olabilir.

*Sanat galerisi keşfetmeyi seviyorsanız programını kesinlikle kontrol etmeniz gereken üç galeri önerimiz var: Reflex, Grimm Gallery ve W139.

*Günübirlik kaçacak bir yer arayışına girecek kadar vaktiniz varsa Zaandaam iyi bir alternatif. Hem yakın hem de farklı.

*Bizim gibi şehir kütüphanelerini görmekten hoşlanıyorsanız Amsterdam Openbare Bibliotheek’e uğrayabilirsiniz. Üstelik güzel bir şehir manzarası da sunuyor.

amsterdam waffle
Amsterdam’da Yeme-İçme

Evet gezdik tozduk, evet parklarda bayıldık, evet her gördüğümüz sokağa daldık, ama tüm bu aktivitelerden daha fazla üstüne düştüğümüz bir konu varsa o da işin yeme içme kısmıydı. O kadar çok denemek istediğimiz yer vardı ki, ve bunların üstüne “aa şurayı da mı denesek” diyeceğimiz o kadar çok mekanla karşılaştık ki, dönüş yolunda hepimiz vücudumuzda olumsuz anlamda değişimler hissetmeye başlamıştık bile. Sonuç olarak bu durum size yaradı tabii, alın size Amsterdam’da bol bol kafe&restoran seçeneği.

Not: Eğer aşağıdaki mekanlarla ilgili daha fazla görsel ya da Amsterdam’da nerede yedik içtik, nereyi gezip gördük daha fazla detay istiyorsanız Instagram sayfamızda niceleri mevcut bekleriz.

Nacional

Nacional’ı nasıl bulduk? Tabii ki en önemli taktiklerimizden birini kullanarak. Şöyle ki, biz bir şehre gitmeden önce oranın lokal bloggerlarını yakın takibe alıp, en çok nerelerde check in yaptıklarını ve nereden fotoğraf paylaştıklarını sapıklar gibi takip ediyoruz ve “demek burada bir haltlar varmış” diyerek o yerleri de araştırıp beğeni derecemize göre hemen listeye ekliyoruz. Gördüğünüz gibi stalkerlık doğru amaçlar için yapıldığında iyi bir şey de olabiliyormuş. Sonuç olarak Nacional’i de bu şekilde keşfettik ve hakikaten de özellikle lokaller tarafından pek ilgi gördüğünü kendi gözümüzle de görmüş olduk. Yemekleri kötü değildi, içkileri gayet lezzetliydi ve her daim doluydu. Bizce akşam üstü içkisi ya da öğle yemeği için tercih edilebilir.

-Kleine-Gartmanplantsoen 11a

DeKas Restaurant
-De Kas

De Kas oldukça orijinal bir konsepte sahip. Aslında bir sera, ancak restorana dönüştürülmüş ve yiyeceğiniz her şey, yeni toplanmış taptaze ürünlerden yapılıyor. Menüde ya da yediğiniz yemeklerin içinde o mevsim yetişmeyen bir sebze bulma olasılığınız, ya da sosa bulanıp tadını yitirmiş bir şeylere denk gelme ihtimaliniz yok. Aralık ayında yediğiniz bir şeyi Temmuz’da bulamayabilirsiniz, ancak her dönem lezzetli bir şeyler sunduklarına eminiz. Organik olan her şeyi elimizden alıp bir lütufmuş gibi daha pahalı haliyle sundukları bu dönemde, şehrin biraz dışında kalmasına rağmen oraya kadar gitmenize değer diye düşünüyoruz.

-Kamerlingh Onneslaan 3.

-Cafe Brecht

İlk izlenim olarak “evinizin salonunda oturuyormuş gibi” görünen Cafe Brecht, bu aralar Amsterdam’da oldukça popüler. Eğer kalabalık olduğu saatlerden birine denk gelmezseniz sakin sakin oturup bir şeyler içebilir ve hipster kitlesinin arasına karışabilirsiniz. Ancak özellikle iş çıkış saatlerinde şehrin göbeğinde bulunması ve pek çok lokalin favori noktalarından biri olması nedeniyle yer bulunamayacak kadar kalabalık bir hal alabiliyor. Oldukça kendine özgü ve karakteri olan bir mekan olduğu için bizce kesinlikle denemelik.

-Weteringschans 157.

cafe brecht amsterdam
-De Italiaan

De Italiaan adından da anlaşılabileceği üzere İtalyan mutfağı üzerine kurulu bir restoran. Son zamanlarda oldukça kalabalık olduğunu bildiğimiz için rezervasyon yaptırıp gittik ve bir mahalle restoranı havasında (bunu kötü anlamda söylemiyoruz) olmasına rağmen o kadar doluydu ki, olur da buraya gitmeye karar verirseniz mutlaka önceden arayın. Yemekleri çok çılgın bir tarafı olmamakla birlikte gayet lezzetli, pizza ve makarna konusunda çeşitlilik sunuyor ve deneyebileceğiniz güzel İtalyan şarapları var. Olur da menü yeterli gelmezse günlük hazırladıkları menüleri de gözden kaçırmayın.

-Bosboom Toussaintstraat 29

Omelegg

Yukarıda söz ettiğimiz De Pijp bölgesinin en sevdiğimiz kahvaltı mekanlarından biri olan Omelegg, 34354 çeşit omlet seçeneği sunan, içi de omletleri de pek sevilesi bir mekan. Çok da küçük bir yer olmamasına rağmen baya ilgi gördüğü için özellikle hafta sonu giderseniz küçük çaplı bir sıra beklemeniz gerekebilir, ancak içeride kimse saatlerce oturmadığı için sıra hızlı ilerliyor ve yediğinizden memnun kalacağınıza emin olduğumuz için bizce beklemenize değer. Her Avrupa şehrine gidişinizde saçma sapan kahvaltılar etmekten bunaldıysanız burası tam sizlik! Kahvaltıya yetişemediyseniz öğlen yemeği servisleri de mevcut.

-Ferdinan Boolstraat 143

amsterdam omelegg
-Teds

Teds’in eggs benedict’li, çırpılmuş yumurtalı, tostlu kahvaltılarının güzelliği bir yana, bizi en çok içine çeken yönü hem lokasyonu hem de kitlesi nedeniyle kendimizi bir süre için gerçekten “Bebeğim ben yıllardır Amsterdam’da yaşıyorum……….” havalarına sokmuş olmasıydı. Küçük, sempatik, güler yüzlü çalışanları olan ve lokaller tarafından pek sevilen bir mekan olduğu için eminiz ki sizin de hoşunuza gidecek. Yemeklerin yanına ekstra Hollanda peyniri istemeyi unutmayınız.

-Bosboom Toussaintstraat 60.

-KOKO Coffee&Design

Koko’nun kahveleri Antwerp’ten (kahve uzmanı arkadaşımız Americano’sundan nefret etti ve içinde limon olduğunu iddia etti, orası ayrı mesele), butik bölümündeki kıyafetleri İskandinavya’nın çeşitli şehirlerinden, geri kalan tasarım ürünleri ise Hollandalı tasarımcılardan. İlk cümleyle sizi yakalamayı başardığını tahmin ediyoruz, ancak bu da yeterli olmadıysa, oldukça sevimli bir sokakta olduğunu ve dışındaki küçük banklardan birinde oturup etrafı gözlemenin inanılmaz keyifli olduğunu söylersek, burayı ziyaret etmeniz için bir başka sebep vermiş daha oluruz herhalde.

-Oudezijds Achterburgwal 145

koko coffee amsterdam
-Lombardo’s

Lombardo’s ile ilgili iddialı bir girişte bulunuyoruz: ALLAHINI SEVEN BURADA BURGER YESİN. Neden? Çünkü biz sandviçlerini yemekten burgerlerine geçemedik, ancak hepsi muhteşem görünüyor, dönünce mümkünse bize de rapor verirsiniz.. Sandviç deneyecekler için “Toasted Goat’s Cheese” ve Silly Cheese Steak” harikaydı, kefiliz. Mekan oldukça küçük, o yüzden tıpkı bizim yaptığımız gibi paket yaptırıp biranızı da alarak Vondelpark’ta çimlerin üzerinde bayılarak yiyebilir ya da hemen önündeki banklara oturup hızlı ama lezzetli bir öğle yemeği yiyebilirsiniz. Sandviç fiyatları 6-10 euro arasında değişiyor.

-Nieuwe Spiegelstraat 50

-Ree7

9 Streets civarında dolaşmaya ve alışveriş yapmaya karar verdiyseniz bölgedeki onlarca kafe içinde size seçenek olabilecek mekanlardan biri de Ree7. Kahveleri lezzetli, öğlen yemeği için de tercih edebilirsiniz ancak ekstra bir özelliğini olduğunu ya da kaçırmamanız gereken bir yer olduğunu falan söylersek basbaya abartmış oluruz. Tatlı ve işlek bir sokakta bulunmasından mütevellit küçük bir mola verip şehri gözlemlemek için ideal diyelim.

-Reestraat 7 (evet mekana isim koyarken müthiş yaratıcılarmış biz de şimdi fark ettik)

Biraz da özet geçelim:

*Daha fazla güzel kahve için: Two For Joy Coffee, Hutspot, Mr. Bean ya da Espresso Fabriek

*Akşam yemeği için: Castell (içi saçmalık, dışarıda yerseniz güzel) ya da Cafe Panache (özellikle kokteylleri)

*Pancake severler için: Pancakes! Amsterdam ya da Pancake Bakery

amsterdam kadinskyCoffeshop Meselesi

Bu konu hakkında çeşitli açıklamalarda bulunmadan önce hemen sosyal mesajımız verelim: Uyuşturucu kötüdür, uyuşturucu kullanılmamalıdır, uyuşturucu kullananları kınıyoruz, SİZ NE BİÇİM İNSANLARSINIZ GİDİN BURADAN. Evet, mesajımızı verdiğimize göre konuya dönebiliriz. Biliyoruz, siz öyle şeyler yapmazsınız, ama şunu da oralara ayak basan herkes bilir ki, Amsterdam’ın en turistik coffee shop’u kesinlikle The Bulldog’dur. Olur da içine girecek olursanız sapıtmış turistler, zom olmuş asiler, iki lafı bir araya getirmekte zorluk çeken arkadaşlarla karşılaşabilirsiniz. Fakat lokallerin genellikle tercih ettiği, “siz gelirken biz dönüyorduk” hallerinde efendi gibi oturup vakit geçirdikleri üç coffee shop’tan bahsedebiliriz, Kadinsky, Amnesia ve Happy Feelings.

Not: İÇMEYİN.

Amsterdam’da Alışveriş

Amsterdam’da alışveriş meselesini turistik ya da lokal şeklinde ayırmak aslında biraz zor. Çünkü bilinen markalar, Hollanda’ya özgü markalar ve küçük butikler şehrin dört bir yanına dağılmış durumda. Burası leş gibi dediğiniz bir noktada içinde kendinizi kaybedeceğiniz bir dükkanla karşılaşmanız bile gayet olası. Yine de bu yazıda temamız daha lokal yerler olduğu için Dam Square civarından, Kalverstraat’tan (Urban Outfitters ve Forever 21 arıyorsanız tam olarak buradalar) department store’lardan ya da bilinen markalardan daha farklı yerlere değinmeye çalışarak ortayı bulmaya çalışacağız.

amsterdam 9 streets
-De 9 Straatjes

Listenin en turistik noktasından başlayarak yükü üzerimizden atmak isteriz. Şehrin merkezindeki 9 sokak ve civarını kapsayan 9 Streets District, onlarca küçük kafe, restoran ve butiği kapsayan bir bölge. 9 tane sokağı teker teker not etmek yerine Keizersgracht, Prinsengracht ve Herengracht civarındaki sokakları dolanırsanız 9 Street’i büyük ölçüde keşfetmeyi başarmış olacaksınız. Zaten bölge popülerleşince ne butikler ne de kafeler bu bölgede sınırlı kalmayıp civardaki sokaklara da taşmış, kendimizi kısıtlamaya gerek yok. (Var tabii ki, çünkü hiç de ucuz değil)

Haarlemmstraat

Eğer orijinal ürünler, kimsenin bilmediği, adını bile söyleyemediğiniz mağazalar peşindeyseniz ihtiyacınızı karşılayacak bölgelerden biri de Haarlemstraat ve civarı. Küçük butikler, kitapçılar, tam olarak ne sattığını bile anlayamayacağınız mağazalar, hediyelik ve aksesuar alabileceğiniz onlarca butik bu civarda sıralanmış durumda. Kitlesi lokal ve turist karışımı, ancak değişik şeyler bulabilme ihtimaliniz yüksek, dolayısıyla gidip ziyaret etmekte fayda var. Hiçbir şey bulamazsanız kafelerden birinde dinleniverirsiniz canım!

Bölgeleri geçip birkaç dükkan önerisinde de bulunalım;

-‘t Japanse Winkeltje

Eğer ev eşyası alırken de kıyafet aldığınızdaki gibi kendinizi kaybediyorsanız inanılmaz sevimli çay bardağı, demlik, kupa vb. ürünler, hatta origami kağıdı (evet kağıdı varmış) çeşit çeşit kimono bile bulabileceğiniz oldukça orijinal bir yer.

-Nieuwezijds Voorburgwal 177

anna nina amsterdam
-Anna+Nina

Anna Nina, defter, obje, tasarım ürünler, mesaj kaygılı kıyafetler (sevdiğinizi biliyoruz) ve çoğunlukla kadınlara yönelik aksesuarlar satan çok sevimli bir butik.  Abuk subuk hediyelikçilerden “I love Amsterdam” beresi ya da pipi şeklinde çakmak falan almak yerine buradan hediyelik bir şeyler alabilir ya da kendinizi manyaklar gibi şımartacak şeyler bulabilirsiniz. Ürünler dönem dönem değiştiği için “şuna kesin bakın” demek biraz güç, ancak mutlaka hoşunuza gidecek bir şeyler bulabilirsiniz diye düşünüyoruz.

-Six and Sons

Six and Sons ev ürünlerinden, giyim kuşama, gözlükten kitaba geniş yelpazeye sahip bir hipster department store’u tadında. Hem erkeklere hem de kadınlara yönelik çeşit çeşit ürün bulabileceğiniz gibi, içeride satılan vintage bir koltuğa aşık olup eve götürememe, sinirlenme ve agresifleşme gibi yan etkiler de hissedebilirsiniz. İçeride Japonya’dan, İsveç’ten, Amerika’dan, Finlandiya’dan ve aklınıza gelebilecek türlü türlü şehirden tasarımcının ürünlerini bulabilmeniz mümkün.

7 Comments

  • Çok güzel bir yazı olmuş yine, ellerinize sağlık.

    Bir önceki rehber ile beraber bu post bizim için bir referans olacak.

    Pekiii Amsterdam’a ne zaman gitmeli? Christmas’ta Amsterdam’a gitmek ve yeni yıla Amsterdam’da girmek güzel bir tercih mi?

  • Elinize saglik super bir paylasim…

    King’s day icin gidiyorum Nisanda, 4.kez Amsterdam’a.Kesfedecek daha ne yerler varmis sayenizde ogrendim, notlar aldim..

    Tesekkurler :0)

    Sevgiler.

  • 14 şubatta gidicem ve 29 haftalık hamile olucam sizce hoponhopoff araçlarla mı gezmeliyim yoksa amsterdam card ile mi gezmeliyim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir