Uçak Yolculuğunu Dar Eden 8 Saçma Durum ve Çözümleri

Özellikle uzun süreli uçak yolculuklarının pek de eğlenceli geçmediği aşikar. Saatlerce içinden  çıkamayacağınız, çok yüksek ihtimalle her uyku pozisyonunuzda yarım saat içinde poponuzun uyuşacağı, tuvalete gitmenin bile bir dert, sıvı tüketim durumunuzun ise bir başkası ile doğrudan ilişkili olduğu bir durumun hoşumuza gitmiyor olması çok da tuhaf sayılmasa gerek. Hal böyle olunca, üstüne bir de tamamen kontrolümüz dışında gelişen başka problemler eklenirse, yolculuk iyice çekilmez bir hal alabiliyor. Bu sebepten, sizin için uçak yolculuğunu dar eden durumları ve hiç de makul olmayan ama işe yaradığı test edilip onaylanmış çözümlerini sıraladık. Gelin bu saçma durumları beraber atlatalım.

talking lady1. Yanınıza Oturan Aşırı Konuşkan Teyze/Amca

Otobüs, uçak fark etmez, aşırı konuşkan teyze affetmez, konuşur, konuşur, konuşur. Torununu, gelinini ya da Silivri’deki yazlığının bahçesini anlatabilir. Almanya’da yaşayan oğlunu size yapmaya çalışabilir ya da sizinle konu üzerine konuşmayı romatizmasına alternatif bir çözüm olarak görebilir. Tamam teyze, tatlısın, iyisin hoşsun ama tüm bir yolculuk boyunca kulaklığımızı takıp kitabımıza gömülmemize izin vermeyecek, her uyuma girişimimizi tuhaf bir vicdan azabına mı çevireceksin?

Sizin de “o teyze” ile en az bir kez karşılaştığınızı biliyoruz. Aynı şekilde o teyzeyi kırmak istemediğinizi de. Merak etmeyin, biz buradayız, bu süreci beraber atlatacağız.

Çözüm: Bu işin en kolay çözümlerinden biri uçağa bindiğiniz gibi kulaklığınızı ve uyku gözlüğünüzü takmak olsa da, azimli teyzelere karşı koymak için onları kendi silahları ile vurmanız gerekir; Anaç duygularını açığa çıkarın! 3-5 dakikalık bir muhabbet sürecinin altından hasta olduğunuzu belirtecek birkaç izlenimde bulunmak, teyzenin en azından uyuyup dinlenmeniz için sizi kendi halinize bırakmasını sağlayacaktır. Test edildi, onaylandı.

uçak12. Konuşkan Yabancı Uyruklu Yolcu Sorunsalı ve Past Perfect Tense ile İmtihanımız

İşte korku dolu anlar yaşatan bir yolcu tiplemesi daha. Uçakların bizi her milletten insan ile karşı karşıya getiren dev bir Benetton seti tadında olduğunu biliyoruz, ancak bu demek değil ki Temel fıkrası gibi bir Alman bir Fransız bir de Türk muhabbet döndüreceğiz. Özellikle İngilizce konuşmak konusunda sıkıntı yaşayanlarımız, aksan kasarken konuşması Bu Tarz Benim’deki kızların konuşmasına dönenlerimiz ya da “ulan “gone”dan önce “has” koyacak mıydık?” hesabına girenlerimiz için bu iş iyice sancılı bir sürece dönüşür.  Hepimiz İngilizce bilecek değiliz ya canım! Karşımızdakinin anadili İngilizce çıktı mı vay halimize, zaten anadili İngilizce olmayan birine denk geldiyseniz aksanlardan aksan beğenin, anlama ihtimaliniz %20 daha düşer! Tamam çok gerildik, ama birlikte üstesinden geleceğiz.

Çözüm: Bu işin çözümü belli, Jack olsun, John olsun, Pierre olsun fark etmez, eline koz vermeyeceksiniz. Yani? Yani şöyle ki, bir kez cevap verdiniz mi bu işin sonu gelmez. O zaman ne yapıyoruz? Her söylediğine gülümsüyoruz, anlamsız bakışlar atıyoruz, gerekirse dediğini anlasak bile birkaç Türkçe cümle ile cevaplandırıyoruz.. Merak etmeyin, kolay pes ediyorlar

crowded-airplane3. Her Fırsatta Koltuğunu Arkaya Yatıran

Uçağa girdiniz, yerinize oturdunuz, ya biraz uyuklayacak ve yemeğinizi bekleyeceksiniz; ya kitabınızı okuyacak ya da önünüzdeki filmlerden birine kapılacaksınız. Fakat daha bineli 3 dakika olmamışken önünüzdeki kişi koltuğunu arkaya yatırıp ağzınızın içine dayıyor! Özellikle uzun boylu iseniz çok sinir bozucu bir duruma dönüşebilecek bu mesele, önünüzdeki kişinin bunu yapmaya hakkı olduğu ve sizin de söyleyebilecek pek de bir sözünüz olmadığı için adamı iyice delirtebilir.

Çözüm: Bu iş için iki seviyeli, bir de çirkinleşmeli çözümümüz var. İlk seçeneğiniz İSPİYONLAMAK. Şöyle ki; Eğer henüz kalkış gerçekleşmediyse hostese “Kalkarken koltuklarımızın dik olması gerekmiyor mu?” şeklinde imalı bir söylemde bulunarak, hem sesinizi öndekine de duyurabilir, hem hostesin dikkatini konuya çekebilir hem de eğer mümkünse acil çıkışın oradaki yayla gibi koltuğa oturma ihtimalinizi sorgulayabilirsiniz. Çirkin çözümümüz ise şu: Önünüzdeki kişinin koltuğunu, arkaya sığamadığınızı belli edecek bir biçimde, küçük bacak/diz darbeleri ile, kontrolünüz dışındaymışçasına sarsmak. Amaç, “bacaklarım buraya sığmıyor” imajı yaratmak. Çirkin olduğunu söylemiştik.

4GHS- Gergin Hostes Sendromu

Bizi en çok korkutan uçak sorunlarından biri olan GHS, özellikle uzun süreli yolculuklarda sizi türlü sinir krizlerine itebileceği gibi, büyük bir soruna dönüşebilir. Her su rica ettiğinizde size surat yapan, yastık istediniz diye annesine küfür etmişsiniz gibi davranan, çağırdınız diye 8 km yol tepip de gelmiş gibi davranan o gergin hostesleri siz de tanımışsınızdır. Yapacak bir şey yok, o uçuşu o hostesle geçirmek zorundasınız. O zaman gelin bu işi hangi saçma yöntemlerle atlatabileceğinize bir bakalım.

Çözüm: Bu iş için de iki çözümümüz var. Birincisi size yardımcı olması için daha sempatik görünümlü bir hostes tespit etmek ve türlü komiklik şakalarla “ben iyi biriyim ve yalnızca 1 bardak su içmek istiyorum” muhtaçlığını göstermek. (Bazen hastaymış izlenimi vererek kendinizi acındırmak bile işe yarayabiliyor) İkincisi ise kötü kalpli hostesi bir uçuş challenge’ı belirleyerek utanmadan sıkılmadan ısrarcı davranmak. İlki biraz daha güvenli ve daha az sinir bozucu bir yöntem olduğu için tavsiyemiz bu yönde. Tabi bizim her uçuş için gerçekleştirdiğimiz “çantana 1-2 şişe su at, kimseye ihtiyacın kalmasın” tekniğini de kullanabilirsiniz.

uçak yemeği5Kötü Uçak Yemeği ve Açlık Oyunları

Midesine düşkün insanların korkulu rüyası “kötü uçak yemeği” birçok havayolunu kullanırken karşılaşabileceğiniz bir problem. Zaten çok yüksek ihtimalle sonradan ısıtıldığı için kurumuş, tüm yemekler az biraz birbirine karışmış ya da “alın bakın, 2 ısırıkta bitecek bir sandviç, bizce bununla kesinlikle doyarsınız!” tadında saçma sapan ebatlarda yemeklerle karşılaşacaksınız. E biz sizi biliyoruz, doymayınca ikinciyi istemeye zaten utanırsınız. O zaman başlasın açlık oyunları. Üstelik Jennifer Lawrence olmadan.

Çözüm: Bu işi çözmek için tahmin edebileceğiniz üzere en basit yöntem, çantanıza sevdiğiniz atıştırmalık, sandviç benzeri bir şeyler atmak ve darda kalınca onları tüketmek. Bir başka alternatif olarak, birçok havayolunun sunduğu, check in esnasında size sunulan “özel yemek” seçeneklerine bir göz atmak. Bunlar genellikle diyet, glütensiz vb. sağlık ile bağlantılı kategorilerde oluyorlar, ancak yine de birçok seçenek mevcut oluyor. Krallar gibi ağırlanacaksınız demiyoruz ama, en azından ne yiyeceğiniz bilerek ve sevdiğiniz bir şeyi seçerek binmenin huzurunu yaşayabilirsiniz.

LuluFlight6. Mütemadiyen Ağlayan Bebekler, Bebeklerimiz…

Sıradan bir uçuşu The Shining’deki Jack Nicholson moduna geçmenize neden olacak hale sokan ve teknik olarak hiçbir çözümü olmayan en büyük sorun: Ağlayan Bebekler. Uçağa binmeden önce, bekleme alanında onu gördüğünüzde “N’olur yakınıma oturmasınlar” endişesiyle başlayan ve ardından yanı başınızda bitmeleriyle olabilecek en kötü halini alan bu durum, tam anlamıyla düşman başına. Uyusan uyuyamazsın, sustursan susturamazsın, ailesine bir şey desen herkes sana düşman kesilir. Bu durumdan hoşnut olmayanlar bile her aileyle göz göze geldiklerinde “ay en tatlı çocuk, aman ne küçük bebek” hissini yaratacak tatlı, şefkatli bakışlar atmak durumunda kalırlar.

Çözüm: Üzgünüz, bu işi tam olarak sonlandırmanın hiçbir yolu yok. Ancak uçuştan önce alacağınız bir kulak tıkacı ya da son ses dinleyeceğiniz müziğiniz, burada sizin en büyük kurtarıcınız olacaktır. Şimdiden geçmiş olsun.

7. Buzdolabında Uçuyor Hissi Yaratan Uçak Havalandırmaları

Özellikle sıcak bir noktaya uçuyorsanız parmak arası terlikleriniz, şortunuz ve turist şapkanız ile uçağa biniyor olmanız hiç de garip değil. Ancak bu noktada göz önünde bulundurmayı unuttuğunuz küçük bir detay olabilir: Ölümcül soğukluktaki uçak havalandırmaları. 8 saat boyunca donacak olmanız, “bu beni hasta etmesin?” paniğiniz, üstünüzdeki havalandırma zırıltısını kapatsanız da bir türlü ısınmayan buzluk gibi bir ortam, sinirinizi bozmak için gayet yeterlidir.

Çözüm: Tabi ki çantanıza üstünüze giyebileceğiniz bir şeyler atmak ve mümkünse şort vb. şeyler yerine çok da kalın olmayan ama donmanıza engel olabilecek bir şeyler giymek. Eğer bunları gerçekleştirmek için artık çok geç ise, uçakta polar/battaniye benzeri bir şeyler mutlaka vardır, rica edebilirsiniz.

thelordistestingme8. Kol Koyma Yerini Babasının Yeri Zanneden Yolcular

Yanınızda hiç tanımadığınız bir insanla uzun süre uçmak zaten pek de keyifli değil iken, bir de kendileri kolunuzu koyacağınız yeri babasının yeri gibi kullanıp size seçenek bırakmayınca işler çirkinleşebilir. Evinin salonunda oturuyormuş gibi yayılan bu abiler/ablalar vurdumduymazlık ve sinir bozuculuk konusunda bir numara olsalar da, henüz bizimle tanışmadılar. O KOL ORADAN ÇEKİLECEK BİRADER.

Çözüm: Madem öyle, biraz sinsilik yapmaktan zarar gelmez. İlk adım, uyanık olacaksınız! Hostese yemeğin uzattığı, ayakkabını çıkardığı, uyuyakaldığı bir anı kollayarak, bir daha terk etmemek üzere o yeri kapabilirsiniz. Eğer biraz daha cüretkar davranmak isterseniz, küçük dirsek dokunuşlarıyla, “çeksene ulan kolunu” demek yerine, bunu vücut dilinizle anlatabilirsiniz.

5 Comments

  • Gezi blogumuz olmasına ve aynı etapta tatlı rekabete rağmen, sizleri deli gibi takip edip, yaptığınız incelere gülümsüyorum.
    🙂 İyi bloglamalar

  • Merhaba, sormak istediğim bir şey var, yurtdışına ilk defa çıkacağım inşallah ama havaalanında gidiş ve varış aşamalarını merak ediyorum. Ayrıntılı olarak yazabilir misiniz ? Mesela buradan Atatürk Havalimanı ndan çıkış yapacağım ve Güney Kore Incheon da ineceğim. Adım adım ne işlemler yapmam lazım, havalimanında nerede ne var vs. Heyecanlıyım ve stresliyim o yüzden kafam karışık olarak değil bilgili gitmek istiyorum. Şimdiden teşekkür ederim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir