Avustralya’da Yaşam Serisi No: 1

Türkiye’den bakınca, özellikle belgesel izleyicileri üzerinde “börtü böcek ve ölümcül hayvan diyarı” izlenimi bırakan, ünlü opera binası ile aklımıza kazınmış olan Sidney, bol bol reklamı yapılan, gitmeye özendirilen bir şehir. Fakat orayı yerlisinden dinleyince işler biraz daha karmaşık görünüyor. Benay Örmeci, yaklaşık 1 yıldır Sidney’de yaşıyor. Liseyi bitirdikten sonra eğitimi için oraya yerleşmiş. Hem üniversitede okuyor, hem bir gazetede, hem de bir kafede çalışıyor. Biz de sizin gibi “nasıl bu kadar işi bir arada yapıyor?” diye düşündük ve şu cevabı aldık: “Burada çok fazla haber olmadığından dertsiz ve rahat”. Benay her şeyi oldukça realist bir biçimde aktardığı için, özellikle orada yaşamayı ya da okumayı düşünenler için oldukça enteresan ve rehber niteliğinde bir söyleşi ortaya çıktı.

Not: Daha fazla Avustralya diyenler için şurada bir röportaj daha var.

524936_10151216241217685_1197007295_nSidney, Türkiye’den bakınca, dünyanın diğer ucu gibi görünüyor. Hem çok uzak, hem çok farklı olduğunu tahmin ettiğimiz bir kültür. Bunlara rağmen neden Sidney’i tercih ettin?

Aslında ben tercih etmedim, hatta nefret ederek geldim. Abim lisedeyken sürekli “ben yurtdışında okumak istiyorum” derdi. Annem ve babam nerede okumak istediğini sorarlardı ama kararsızdı biraz, Amerika ya da Kanada gibi düşünceleri vardı. O dönemde, uzak bir akrabamız “Avustralya’yı niye düşünmüyorsun hem biz de varız” diye bir teklifte bulundu. Abim bu teklifi değerlendirdi, beğendi ve okulunu bitirdi. Ailem geleceğim açısından benim de yurtdışına gitmemi istedi. Ben de liseyi bitirince gidecektim. Bana böyle bir seçenek sunulmuştu, bu yüzden benim de kafam da başka bir ülkeye gitmek yerleşmeye başlamıştı. Başlarda İsveç’i düşündüm, ama oranın dilini bilmediğim için kendi anti tezimi yaratarak bu fikri çürüttüm.

Biz çekirdek bir aileyiz, başka kardeşimiz yok. Dolayısıyla anne ve babam “Abin orada, hem birbirinize destek olursunuz hem de düzeni biliyor, sıfırdan başlamazsın” demeye başladılar. Özetle, aile zoruyla geldim. Normalde hiç yapmadıkları şeydir fakat bizim ailede okumayanı dövdükleri için bu sefer beni biraz yönlendirmek istediler sanırsam. Okumamak gibi bir düşüncem de yoktu tabi, bu işin şakası. Sonra her şey çok hızlı gelişti, bir baktım ki veda toplanması yapıyorum, bir baktım Avusturalya’dayım. Bana kalırsa bir kültürleri yok, gerçek Avustralyalılar yani Aborjinler hep katledilmiş. Kalanları ise Sidney’de yaşamıyor. Avustralyalıyım diye geçinen beyaz tenli, sarışın, mavi gözlü insanlar da var, çekik gözlü esmerler de. Topkapı Sarayı’nda gibi hissediyorum bazen.

Yaşamak için ya da öğrenci olmak için uygun bir şehir mi? Sence hangi bölgede yaşamak daha mantıklı?

Sidney, dünyanın gözünde Türkiye’nin İstanbul’u gibi.  Ama bana kalırsa Samsun gibi, sakin. Özellikle öğrenciler için oldukça ön plana çıkmış olmasına rağmen hiçbir şey yok burada. Üstelik her şey çok pahalı. Melbourne için çok güzel diyorlar, sadece iklimi buradan da kötüymüş İklim deyip geçmeyin, burada bir günde 3 mevsimi birden yaşıyoruz biz!

Eğer ülkeye “work and holiday/travel” diye bilinen çalışma ve tatil/seyahat vizesiyle gelmediyseniz şunu bilmelisiniz: “Burada hayat Avustralyalıya güzel” Biz kendimize öğrenciyiz diyemiyoruz. Çünkü hükümetin bize yapıştırmış olduğu bir ön isim var: Uluslararası Öğrenci. Öğrenci bileti almamız dahi yasak, onu Avustralyalı öğrenciler kullanabilir sadece. Uluslararası öğrenciler burada en alt tabaka muamelesi görüyor devlet tarafından. Burslu öğrenciye yapılan baskıların daha da şiddetlisini para vererek yaşıyorsunuz. Ülkenin en hareketli şehrinde yaşıyorum ama, Türkiye’nin en sakin şehrinde yaşıyormuş gibi hissediyorum. Bence Avustralya vatandaşı olmadığınız sürece, burada yaşanmaz.

Part time çalışma olanakları var mı? Varsa Yeterli bir kazanç sağlanabiliyor mu?

Öğrencilere haftada 20 saat çalışma hakkı veriliyor, turist vizelerine ise çalışmak yasak. Asya ülkelerinden oldukça ucuza, “köle” gibi çalışan bir sürü insan buraya akın ettiğinden, çok iyi ücret kazanamıyorsunuz. Hem okuyayım hem çalışayım olayı yok yani. Buradaki en ucuz okulun bir dönem ücretini bile kazanmanızın mümkünatı yok. Olur da 20 saat sınırını geçerseniz, buna bağlı olarak notlarınız düşerse ve iki dersten kalırsanız okuldan atılabiliyorsunuz. Sonrasında okul bulamazsanız, öğrenci vizeniz iptal oluyor ve ülke dışına uğurlanıyorsunuz.

İlk etapta ne gibi adaptasyon problemleri yaşadın? Kültürel açıdan ne gibi farklılıklar var?

Öncelikle, burada konuşulan İngilizce bambaşka. Ben buraya orta derece İngilizce ile gelmiştim. Fakat Amerikalı ya da İngiliz olmayan biriyle iletişim kurmak tam bir işkenceydi. Hala, bazı anlayamadığım şeyler olabiliyor.

Avustralyalı gibi İngilizce konuşmak için tarif:

1 adet İngiliz aksanı.

1 tabak yemek

İngiliz aksanınızı mümkün olduğunca yayıp uzatmaya başlayın, ardından ağzınıza bir lokma yemek atın. Bu ikisini aynı anda yapmaya özen gösterin ve Avustralya aksanınız hazır !”

Neredeyse dünyanın her yerinden insan bulabilirsiniz bu şehirde. Ülkenin var olan kültürü, baskın sömürge oldukları dönemde yok edilmiş, dolayısıyla hiçbir ayrımcılık da yok. Kimsenin ülkesi değil burası.(Aborjinler hariç, onlar ise pek umursamıyor hatta çok iyiler yabancılara karşı.)
Ben geldiğimde sosyalleşmek için kafelere giderdim, çakmak isterdim insanlardan ama yok, kimse konuşmuyor arkadaş. Okul bitince herkes dağılıyor evlerine, işlerine. Ama en büyük sorunum yemek oldu. Üstelik buraya gelene kadar yemek seçen insandım. Ama bunda sonra, eve döndüğümde o tek tek ayıkladığım pişmiş havuçlara bile hiç ses çıkarmayacağım. Burada sabah kahvaltısında sushi yediğim günler bile oluyor.

Avustralya'da Yaşam

Yaşam pahalı mı? Okul, kira ya da günlük hayatında yaptığın harcamalardan bize birkaç örnek verebilir misin?

Araştırmalara göre dünyanın en pahalı ikinci şehriymiş burası. Ev kiraları haftalık ödeniyor, şehir merkezinde oturmamama karşın kalorifersiz (yoksulluk çekiyoruz diye değil burada hiçbir evde ısınma sistemi yok) eve Nişantaşı kirası ödüyoruz; haftada 450 Avustralya Doları yani ayda 1800$. Yani ayda ortalama 3240 TL gibi bir kira veriyoruz. Haftalık otobüs ve tren bileti 44$. Öğrenciler için ise 22$. Gümrükten alınmış kaçak sigara 12.40$. Yemek olayı tabi ki gideceğiniz yere göre değişiyor, ama 10$’dan açarım.

Sidney’de sıradan bir gün nasıl geçiyor? Arkadaşlarınla yaptığın aktiviteler buradakilere benzer mi?

Türkiye’yle kıyaslayacaksak, köyümle falan kıyaslamalıyım herhalde, yani koca bir hiç. Çok iyi arkadaşlıklarım oluştu burada, bu konuda şanslıyım. Gezi Parki Direnişi sayesinde tanıştık, onun öncesindeki zamanlar çok bunaltıcıydı. Bizim yemek ve kültürlere yakın milletlerle buluşmayacaksam kahvaltı vakti buluşmamaya çalışıyorum, aç kalmayayım diye. Onun dışında gidip çay, kahve ya da alkollü bir şeyler içilir, yemek yenir, zaten yapılabilecek şeyler belli. Aşırı monoton bir hayatım var burada, sistem adeta makineleştiriyor.

Yemek kültürü ne durumda? Ne yenir, ne içilir?

Dünya mutfağından ne isterseniz bulabilirsiniz, İçli köfteden tutun, domuz kulağına kadar aklınıza gelebilecek her şey var. Ama mahallesine göre değişiyor, 1960’larda göçmen alımları zamanında insanlar, İngilizce bilmeden geldikleri için birbirlerine kenetlenmiş ve birbirlerine yakın alanlara yerleşip kalmışlar. Dolayısıyla ne isteniliyorsa ona göre mahalle seçimi yapıyorum. Tabi ilk geldiğimde bunu bilmediğimden ya aç kalıyordum ya da sürekli çikolata, abur cubur.

Gece hayatı nasıl? Özellikle sevdiğin, tercih ettiğin yerler var mı?

Buranın en iyi gece kulübü, İstanbul’un en kötüsüdür diyebilirim. Club olayını sevmeyen bir insan olmama rağmen söylüyorum bunu, siz düşünün artık. Barları fena değildir ama. Ben Yunan restoranlarını tercih ediyorum genelde. Şehir merkezinde okyanus kenarında “Cyren” adlı bir restoran&bar var, biraz uzak olsa da hiç üşenmeden oraya giderim. Evdeysem yaklaşık 20 dakika yürüme mesafesinde olan “Meet The Greek“e giderim. Güzel bir rakı sofrası ile keyif yapar, üzerine kahvemi içer gelirim.

Dönmeden mutlaka görün/gezin diyebileceğin birkaç yer söyleyebilir misin?

Dönmeden mutlaka görün denilebilecek bir yer yok aslında. Bu konuyu daha önce arkadaşlarımla da çok konuştuk. Annesi gelen “Nereye götürsek yahu?” düşüncelerine boğuluyor. Doğa yürüyüşü sevenlere 3 Sisters ve Blue Mountain diye iki farklı ismi olan alanı tavsiye ederim. Fakat giderken su ve yemeklerini yanlarında götürsünler, çünkü oralarda bunları sağlayabileceğiniz bir alan yok. Reklamlara aldanılmasın mesajını vermek isterim. Burası müthiş bir ülke falan değil, sadece ekonomisi güçlü onda da uluslararası öğrencilerin katkısı büyük. Eğitimi de eğitim değil bana kalırsa. Mühendislik okuyorum ama Türkiye’nin en düşük eğitim seviyesinde olan üniversitesi önüme sınav kağıdı koysa kalem kıpırdatamam.

Şimdi geldik saçma ama merakımıza yenik düştüğümüz sorulara. Ne zaman National Geographic açsam Avusturalya’daki ölümcül zehirli yılanlardan, bi’ bakışıyla adam öldüren kurbağalardan falan bahsediyorlar. Gerçekten böyle tuhaf bir ortam var mı? Yoksa biz çok mu belgesel izliyoruz?

Bulunduğum bölge orman ve çöllerden uzak olduğu için o durum pek yok. Ama her yaz ayağı, bacağı köpekbalığı tarafından ısırılan sörfçü haberleri görüyoruz mutlaka. Ben hayvansever sanıyordum kendimi; burada uçan hamam böcekleri yüzünden acımasızca öldürüyorum dayanamayıp.  Ama yerlisi umursamıyor pek. Çalıştığım kafede bir gün kalabalık bir grubun masasındaki bir tabaktan kızarmış hamam böceği çıkmıştı, adam sadece sessizce gösterdi mesela.

Tavsiye niteliğinde: Çin ya da Vietnam mahallelerinde yaşarsanız hiçbir şekilde börtü böcek, ölümcül hayvan derdiniz olmaz.

Ortalıkta kediler yerine kangurular dolaşıyor mu mesela? (Abartmayı severiz)

Hayvanat bahçelerine karşı olmama rağmen, demin de söylediğim gibi gezilecek yer sorunu olduğu için, annem Avustralya’ya geldiğinde beraber hayvanat bahçesine gidene kadar hiç gerçek kanguru görmedim. Ama hayvanın tüyünden derisinden, kolundan bacağından yararlanıyorlar. Hediyelik eşya satılan her yerde kanguru eli görürsünüz mesela. İlk başlarda sahte olduklarını sanıp incelemeye kalkışmıştım, Allah’tan öncesinde sorma kararı almışım, çünkü gerçekmiş. Sokakta cennet papağanı, kargalar ve hindi gibi tuhaf bir kuş türünden başka bir hayvan göremezsiniz. Türkiye’de sokak kedisi diye dışlanılan tekir cinsi kediler burada 200$’dan satılıyor ve size ait bir eviniz yoksa almanız yasak. “Sokakta kediler olsa bu böcek sorunu da çözülür” diye bir cümle kuracaktım ama, aklıma kedi köpek barbeküsü yapan insanlar gelince vazgeçtim.

Avustralya'da Yaşam

117 Comments

  • tipik bir *alamancı* röportajı.
    Avustralya PR alan kişiler,hayatlarından gayet memnun.
    Avustralyalı hiçbir müşterim ülkeleri hakkında kötü yorumda bulunmadılar.
    Kendisi herşeyi istanbulla karşılaştırmış(tipik ilk defa yurtdışına çıkıp,sonrasnda bilahare yaşayanlar gibi),geçiniz.
    Eğitim sistemine bile laf edilmiş.Yok artık.

    Türkiye ve Avustralya arasındaki farkları anlamadan laf edilmiş,nişantaşı kirasi falan diye.İsveçte yaşasaydı aşağı yukarı aynı kirayi verecekti.

    Sydney gibi dünyaca tanınan bir metropolde *yapacak şeyler ne* sorusuna *koca bir hiç* cevabı vermek komik.

    Pahalılıktan şikayet edilmiş.Kendisine türkiyeye dönüp dünyanın en pahalı benzini/interneti/elektriği/doğalgazı ve suyunu kullanmasını tavsiye ederim.

    Ülkeyi yerin dibine sokmuş kendisi de,çok kötüyse neden türkiyeye geri dönülmüyor?

    *bir kültürleri yok* demek,ABD’ye *hacı 300 sene önce ülke kurmuşlar ne kültürü* demekle aynıdır,saçma sapanlığın daha ötesindedir.

    Kendisi adapte olamamış avustralyaya,en kısa zamanda o çok karşılaştırdığı istanbula dönmesini temenni ederiz.

    Ha döner mi?
    Alamancılar döndü mü?

    • bunlar kisisel yorum, kimsenin “musterileriniz” gibi dusunmesi gerekmiyor. bana kalirsa sizin yorumlariniz da tam bi “yurtdisi ozentisi” mantiginda.

      o kadar onemsiyorsaniz, bence gidip orada yasamalisiniz.

    • Yuzde yuz haklisin, analizi yapan insanin her zaman once kafa yapisini bilmek gerekir, yorumlar degiskendir, medeniyet seviyesini monotonluk olarak yorumlamak, koy olarak yorumlamak, afedersiniz hadsizliktir cahilliktir.

  • Sydneyde yapacak birşey yok demek,kişisel yoruma girmez.Saçma sapandır.Ben herhangi birisine *istanbulda yapicak bişey yok hacı* dersem,herkes saçma sapan konuşuyorsun der,salaksın der,kimse *kişisel yorum* demez.
    Anlatabildiğimi umarım?

    Yurtdışı özentiliğiyle alakası bile yok.Çok fazla avustralyalı ile çalıştım,ülkenin emeklilik sistemine kadar bilgim mevcut.Hiçbirisi(buna pr sahibi olanlarda dahil) ülkeye laf etmedi.

    Herşeyi istanbulla karşılaştırmak inanılmaz saçma sapan.Bu huy sadece bizde ve hintlilerde mevcut.Onu geçtim,gelişmiş bir ülkenin en büyük şehriyle,3.dünya ülkesinin amiyane tabirle nüfustan *o.spu* olmuş şehrini karşılaştırmak abesle iştigaldir.herkeste aynı şeyi söylecektir.

    Önemserim çünkü insanlar bunu okuyup *hacı avustralya yalan yermiş* diyecek,yalan yanlış bilgilerle doldurulacaklar.

    Her yıl binlerce öğrencinin geldiği bir ülkenin eğitim sistemine bile laf edilmesi bilgisizlik/saçma sapanlık değilde nedir? Kişisel yorum kısmını geçelim lütfen.

    Kendisi zorla gitmiş,adapte olamamış,herşeyden şikayet eder duruma gelmiş.Ya PR(permanent residence) alacak puan sistemiyle,yada türkiyeye dönecek.
    Öbür türlü şikayet etmeye devam eder.

    Kendisine çok şikayet etmemesini,burnunda tüttüğü Türkiyesine en kısa sürede dönmesini temenni ederim.Cafe köşelerinde harcanmasın.

  • eleştiriler nasılda işinize gelmiyor.
    blog güzel ama eleştirileri kaldırmanız önemli.Kendi blogumdaki eleştirilerin hiçbirini silmedim ve teşekkür ettim kendilerine,ne kadar ağır olursa olsun.
    Amerikada yaşamış birisi olarak bunu anlamanız gerek.

    • Elestriyi biz ya da blog uzerine yapsaniz, sorun etmezdik. İstediginiz gibi elestirebilirsiniz, bize katkisi bile olur. Ancak roportaj yaptigimiz kisiyle ilgili abuk subuk yorumlar yapmanizi elestiri olarak kabul etmiyorum. Kimsenin kisisel gorusunu ya da yasadiklarini elestirme hakkina sahip degilsiniz, cok yersiz. Bana kalirsa da karamsar bir yorum getirmis, ben de sasirtici buldum. Ancak bu farkli yorumlara boyle tepki gosterecek degilim. Bunun yerine, baska bir roportaj daha yaparak, baska bir bakis acisini da koymaya karar verdik bloga.Kimseye “sen ne sacmaliyorsun nasil oyle dusunursun demedik”.siz burada baskici rejime fazla alistiniz herhalde.

      Bence yurtisi hayranliginiza bir cozum getirin. Amerika’da yasamis olmakla konunun hicbir alakasi yok. Turkiye’de yasayan biri olarak da soylediklerinize ayni sekilde bakiyorum. Bence cok komik, ozentice bir bakis acisi. Zaten Amerika’da yasamissiniz cumlenizden sonra bu konusma ciddiyetini de kaybetti benim icin. Bence gercekten cok acil baska ulkeye tasinin ve rahatlayin.

      Blogla ilgili yorum icin tesekkur ederiz, lutfen geri kalan yorumlari daha sakin ve duzeyli tutalim. Bu kadar samimiyete gerek yok.

  • Dünya müziğininin, sanatının, mutfağının kalbinin attığı yerlerden birisi olan Sydney’de yapacak birşey bulunamaması kişinin kendi başarısızlığıdır. Muhtemelen İstanbul’a veya başka bir kente geldiğindede of Avustralya’dan sonra burasıda hiç çekilmiyor triplerine girilecektir. Dünyanın öbür ucundaki yaşam bu değil. Arkadaşın yaşamı Yozgat’ta yaşam falan başlığında falan yazılabilir.

  • 3 hafta önce Sydney’den dönen bir turist olarak bu röportajı ilgiyle okudum. Avustralya şehirleri mimari olarak Avrupa’ya, tarihi olarak da Türkiye’ye göre zayıf kalıyor bu doğru. Belki yeni bir kıta olması bakımından Amerikan şehirleri ile kıyaslamak daha doğru olabilir. Burada da Amerika teknoloji, bütçe ve nüfus gibi avantajlara sahip olduğu için daha iyi işler çıkarıyor.

    Sydney turistik bir şehir değil demek haksızlık olur çünkü rakamlar öyle demiyor. Ancak biz Türkler açısından çok ilginç gelen bir atraksiyonu yok. Mesela $235 verip harbour bridge’e tırmanabilirsiniz. Veren var mı bu parayı ? Var vallahi.

    Şehirden beklenti insanın yaş ve medeni durumuna göre de değişir. Sydney bence çocuk büyütmek için ideal bir şehir. İstanbul’daki hareketlilik güzel. Uzun süre içinde kalınca bağımlılık da yaratıyor. Ancak insanı yorup, yıprattığı da bir gerçek

    • çok teşekkür ederim şu röportajın altına, bu söylemlerin “bir kişinin fikirleri” olduğunu göz önünde bulundurarak yorum yaptığınız için.

  • Yazı kısmı güzel.. sonuçta kişisel bir bakış açısına göre değerlendirildiği fikrini de katılıyorum. Ancak yorumlar daha ilgi çekici olmuş :)) kolaylıklar dilerim.

  • Sydney’de yaklaşık 2 sene yaşadım (96-98 döneminde). Çokkültürlü olması, en büyük avantajı bence. İnsan ‘Keşke Türkiye de öyle olsa’ diyor. Yemekler süperdi. Gece hayatı konusunda, röportaj yapılan arkadaş gibi düşünmüyorum; İstanbullu’yum ben de, ve İstanbul’dan daha çok beğendim ordaki gece hayatını; bir kere, özentilik ve club’larda ‘Yok kardeşim, tek başına giremezsin içeri’ olayı yok; en azından, gittiğim birçok mekanın hiçbirinde bu, başıma gelmedi.

    Pub’ları deseniz, çok güzel (‘hotel’ deniyor orda pub’lara) ve her pub’da mutlaka en az 4-5 farklı çeşit fıçı bira vardı orda. İstanbul’da genelde sadece ya 1 ya 2 çeşit fıçı bira olur barlarda.

    Kış zamanlarındaki ısıtma sorunu ve genelde fiyatların yüksekliği konusunda arkadaşa katılıyorum.

    Genelde sevdim orayı. Niye göçmenlik başvurusu yapmadığıma gelince, o zamanlar Türkiye’de siyasi filan durumlar, şimdiki gibi kötü değildi. Ayrıca, puan sistemi vardı göçmenlik için o zaman (belki hala vardır bu sistem) ve kendimi test etmiştim ve göçmen kabul edilmem zor gibiydi (bunda ana sebep, okuduğum dalla, iş tecrübesi dalımın çok farklı olmasıydı) ve de uğraşmak istemedim, araya avukat filan koyup (avukat aracılığıyla göçmenlik başvurusu yapanlar da var ama tabi bayağı parayı da gözden çıkarmak lazım ve de garantisi yok sonucun); ve döndüm Türkiye’ye. Biraz pişmanım uğraşmadığıma ve artık oraya gidip bunu denemem orta yaştan sonra iyice zor; ama sağlık olsun, diyeyim. 2 sene, 2 senedir; yaşandı genelde güzel olarak ve bitti.

    Ha, bir de ‘rahatlık’ var. Şehir merkezinde veya banliyölerinde, ister İslami kıyafetle gezin, ister Hindu kıyafetiyle, ister ültra seksi; kimse ters veya garip bakmıyor. Ha, illaki var, ters bakanlar ama yüzdeleri çok çok az. Çıplak ayak takılan da çok var, her yaştan. Parasızlıktan değil; rahatlık ve zevk diye yani.

  • ben 7 aydır burdayım.2o saat calısıp okulumu odeyip kira odeyip sigara içip haftasonu dısarı cıkıp geciniyorum.eğer biraz sıkarsanız 2. işe girerseniz ozaman herşeyi yaparsınız.ama sistem kölesi oldugunuzu anlarsınız. robot gibi hissediyorum bazen evden 8 de cıkıyorum aksam 9 da evdeyim.iş ve okul.

    • 3 buçuk senelik birr post olduğunun farkındayım. eğer denk gelirde görürsen iletişime geçmek istiyorum seninle.

  • club kalitesini bilmemde ki burda iyi clubler var
    ortam acısından sydney tek gecerim cılgınnnn…heryer

  • Bircok konuda arkadasa katiliyorum.

    Genellikle burada aksamlari cuma ve cumartesi aksam 10`dan sonra kimse kalmaz. Hatta ana caddede (e5 gbi dusunun) isik beklemeden bile gecebilirsiniz. Burda suburban hayati vardir. O nedenle sehir ozellikle trenlerin son saati olan 11`den once bosalir. Her kose basinda mutlaka pub vardir. Icmek icin kesinlikle dogru yer.

    Evet gercekten pahali bir ulke. part-time calisarakta tamamen carki dondurmek mumkun olmuyor. Yasadiginizdan bi sey de anlamiyorsunuz.

    Iyi yanlarida var mesela burada ki insanlar cok kibar, bazen o kadar kibarlar ki rahatsiz oluyorsunuz.

    Genel olarak cogu yer birbirinin ayni sistemde insa edilmis. Iyi bir planlama gibi gozukuyor basta ama bana kalirsa sikici, nerede oldugunuzu anlayabileceginiz tek spesifik yerler tren duraklari.

  • okudumda anlam veremediğim şey şu oldu.madem o kadar kötü ve beğenmemiş neden dönmüyor 🙂 .yani okuduğum yazıya bakılırsa aynı düşüncelere sahip olsaydım bir dakika dahi durmazdım.ayrıca sosyalleşmek için çakmak istemekte enteresanmış.türkiye’de bunu terminalde yaparlar ve farklı bir algısı vardır.ateş istemekten uzak dur ey arkadaş 😀 senin derdin başka hehehe ya da…

  • Merhaba. Evet biraz yazik olmus, Avustralya gibi bir ulke bu arkadas sayesinde “tu kaka” olmus. Ama deneyimden deneyime fark var, mesele bu. Bu Avustralya kotu demek olmamali, ama arkadas da kendince hakli.

    Ben 10 senedir Kanada’dayim. Buraya “acik hava hapishanesi” diyorum. Ben de Turkiye’de olsam kesinlikle yasamayacagim kabus gibi bir hayat yasadim. Saatlerce sogukta yurudum, 16 yasimda ailem yalniz birakip Turkiyeye dondu, ac kaldigim gunler de oldu, aylarca kimseyle konusmadigim, yalniz kaldigim zamanlar da. Toronto disina cikisim sayilidir.

    Ben de “ne yapiyorsunuz?” diyenlere bos bos bakip “koca bir hic” diyordum. Hayatim yeni yeni duzene giriyor, ve sonunda aslinda hic gelmemis olmam gereken bu ulkeden yakinda donuyorum.

    Turkiye’de olsaydim tanisacak oldugum yuzlerce insan vardi eminim, bana asik olacak, asik olacagim bircok insan olacakti.

    Bilirsiniz kadinlar icin erkegin gorunusunden cok agzinin laf yapmasi onemlidir. Ana dilim olmadigi icin ingilizcem ne kadar iyi de olsa, insanlari etkileyecek derecede olmayacak, ve bu beni bir engelli yapiyor, onumde hep bir duvar var. Iste bunlari dusunup uzulurum hep. Ama biliyorum bunun sebebi ailem ve benim hatalarimiz. Bu ulkenin degil.

    Yani roportaj, “ailenizden ayda 3000 lira falan gelmiyorsa boyle yasiycaksiniz, hemen hayallere kapilmayin” diyor bence ve bu onemli bir mesaj. “Kanada kanadalilalara guzel” lafini da ben kendim uydurdum saniyordum.

    Yani ibretlik bir roportaj aslinda, o yuzden sevdim.
    Cok paraniz yoksa yurtdisi hayal ve rezillik der, altina imzami basarim.

  • Imkanlari olcusunde cevap vermis. 5 yildir buradayim, oldukca iyi bir isim var ve yasadigim Sydney hayati Benay’inkinden oldukca farkli. Tavsiyem okulunu bitirip iyi bir ise girmesi, bu problemlerin cogu (adaptasyon, arkadaslik, pahalilik vs) kendiliginden cozulur.

    Hayat standardinin oldukca yuksek oldugu (google yardimci olur, iskandinavya’dan sonra gelir Avustralya), iyi bir duzen ile ev is arasini 20 dk’ya indirebileceginiz, haftasonlarinin plajda gececegi bir yer burasi. Cok calisirsaniz ve belli bir uzmanliginiz varsa firsatlar acik, yetenek/kabiliyetleriniz kisitli ise isiniz cok zor.

    Aileler icin oldukca iyi, hem tikis tikis apartmanlar dunyasi degil, yemyesil, parklari vs ile nefis bir ortam, hem de insanlar oldukca arkadas canlisi. Irkcilik acisindan pek bisi yasamadim, ne yazik ki Hintliler, Vietnamlilar vs daha cok hedef aliniyor.

  • Sinif farki sen nelere kadirsin yada gocmen devsirmelerin ideal ulke anlayisi nedir? konulu sempozyuma ibace olabilecek bir roportaj olmus.
    Ne oldu Sidney tatmin edemedimi sizi. Cokmu esit? Insanlar arasinda bas ayak gibi sifatlandirmalar yokmu? Nezih, varos gibi senin ulkende olan net ayrilmalar burada gozlenemiyormu? Vah vah. Sabah arkadaslarla Karakoyde yada Eminonunde sahte ayakkabi satan seyyar saticilarin esliginde o “otantik” yedi tepeli guzel sehrinde cocugu ile dilenen amca yada teyzenmin onunde istahla balik yemek ne guzeldir aslinda. Yada istiklalde insanlar bebekleri ile kisin ayazinda dilenirken cama dogru oturup yada disaridaki taburelere kurulup kunefe yemek! Ne tatlidir Istanbul. Sydney ne olaki?

    Nedense bu Suadiye, Florya, Tarabyadan nesiller boyu inmemis yurtdisina “ya bi ugrayip geleyim” diyebilen gocmen devsirmeler buraya geldiklerindede North Sydney, Kirribilly Manly den ileriye hic gitmezler. Gel kardesim Auburna gel Granville de ulkende o arka sokaklarda zabitalarin kovaladigi seyyar satici veya sirtinda 100 kiloluk yuk tasiyan hammallarin nasil yasadiklarini gor. Ulkende sehrimin otantizmi ne kadar cekici diye karsisinda o siktiriboktan tabureler uzerinde diger devsirmelerinle cay icip seyrettigin o insanlarin satolarini ve arabalarini gormen sana iyi gelmeyecek. Aaaa nasiul ayaklar bas olur yea? naralarinla o adi yerdeki esitsizligi burada bulamaman ve a nerde kedilerle dolu Beyoglu? nerde balik ekmek yedigim Eminounu diyememendir aslinda Sydney.

    Hadi ordan be senin ne aradigini ben cok iyi biliyorum. Senin gibiler “Ay burasi Tarlabasindaki kafemezi andirdi oh be nihayet o sefillik icerisindeki otantizmi yakalayabildik…oradan bi kebapla cay versene ustam” ayagiyla Paddingtonda dolasir. 🙂 Oradada ne oldugunu cok cabuk anlarlar..:))

    Guzel ulkemin bu halde olmasinin tek nedeni var senin gibi ozentili devsirme gocmenler. Bi bitmediniz amk!

  • Subat 2012 den beri Sydney de yasiyorum. Ben de roportaji veren arkadas gibi ogrenci olarak geldim. Roportaji veren arkadasin soylediklerine kesinlikle katiliyorum. Dunyanin en pahali sehri, ve yasam olanaklari cok kisitli. Uluslararasi ogrenciyseniz, kira-yemek-sigara zaten tum gelirinizi bitiriyor. Eger 2. yada 3.is bulayim derseniz o zaman da aldiginiz derslerden kaliyorsunuz. Ayrica Sydney de uzun zamandir yasayan Turkler de sizin ogrenci oldugunuzu bildigi ici sizi normalden daha cok somuruyor. Ben ilk geldigimde saati 12 dolara kebabcida calistim, ama bunu Avustralyali yapmiyor en az saatin 18 dolar oluyor. Yani yine her yerde Turk-Turku s…kiyor. Demem o ki sakin Auburn( turk koyu) taraflarina gidip is aramayin, yabanci insanlar daha yardimsever.

    Sehrin merkezinde ucuz kalmak icin 8-10 kisiyle ayni odayi paylasiyorsunuz, Egitim kalitesi de soylendigi gibi dunya standartlarinda degil.Cok fazla Asyali oldugu ucun ulkede, egitim kalitesi de o yonde negatif bir sekilde degisiiyor. Sonucta Asyalilar yada uluslararasi ogrenciler musteri konumunda, arz-talep iliskisiyle dusunurseniz ogrenci sayisi yada musteri arttikca egitiminin kalitesi dusuyor.

    Yazacak cok sey var aslinda…

    Haa para yapmak mi, ayni anda 3 tane isiniz olursa para yapabilirsiniz. Kolay mi , cok zor. Ben yaptim mi yaptim! 🙂

    • yorumdan çıkan süper özet:
      “Ayrica Sydney de uzun zamandir yasayan Turkler de sizin ogrenci oldugunuzu bildigi ici sizi normalden daha cok somuruyor.”
      “Yani yine her yerde Turk-Turku s…kiyor. “

  • Soyledikleri cok gercekci ve yerinde ama tabi gerek derslerin agirligi gerekse iki iste bir de calismanin getirdigi baski biraz yipratmis…Asiri elestirel yaklasan arkaaslara sesleniyorum, elestirmeden once ulkenizden binlerce kilometre uzkata iki ya da uc is calisip muhendislik okumayi ya da master yapmayi bir deneyin ondan sonra yorumlayin bazi seyleri ha ben yaptim mi cok guzel de yaptim:)yiprandim mi evet yalan soylemyemem kolay olmadi…ama su dogru oturum aldiktan sonra ya da en azindan okul bittikten sonra rahatliyorsun…Su auburn granville konusuna ve manly north sydney elestirisi yapan arkadasa gelince…granville de mersolarla onunden gecen lebolarin sayisi north da ki takim elbiselilerden az degil, madem o kadar basariliyiz yurtdisina uyum saglamada o zaman kendi ulkende yasadigin sosyal basarisizliklarin faturasini baska bir gruba cikarmayacak akdar olgunlasmis da olmalisin!ben sahsen arada granville de nargile iciyorum arada da manly de balik yiyorum vaktimce ve imkanimca size de tavsiye ederim…yeni gelceklere de tavsiyem ne cok iyimser ne kotumser olun kendinize guvenin, eger yurtdisinda yasamak veya bir muddet kendinizi gelistirmek istiyorsaniz baska ulke deneyimleri de olmus biri olarak avustralya yi tavsiye ederim, pespembe bir tablo olarak olmasa da emeginin karsiligini oyle ya da boyle alabilmen icin…

    • Sen onunden gecen mersolari saymayi birakta toplumsal kalkinma nedir, bir ulke neden bu kadar gocmenlige duskundur onun olgunluguna eris ondan sonra nargile cekmeye bak. Belli her semti dolastigin. Granville de nargile, Manly de balik, Paddingtonda…… boslugu sen doldur. Iyi doyumlar.

  • Ah keske Tarlabasinda kedilerle birlikte kafede arkadaslarla…….oeh be!
    rumuzlu arkadaşım gerçekten çok salaksın… Fikir özgürlüğüne biraz saygın olsun. Dön diyen arkadaşlara ithafen de diyorum ki; herşeyi bırakıp okul okumaya gideceksin, 1-2 sene sonra olmadı yea diye en başa dönmeyi kim göze alabilir?

  • Reportaj biraz karamsar olmuş gibi geldi bana da. Ama herkes kendi yaşadıklarını yazıyor tabiki.
    Ben şu an tr de yaşamaya çalışan ,ilaç sektöründe 4 yılı devirmiş ama mutlu olmayan, 30 yaşını devirmiş ama Avustralya ya gitmeyi ciddi ciddi düşünen birisiyim. Bu yaştan sonra bile bunu düşünebiliyorsam korkarım bunu yapacağım demektir.
    Dil okuluyla gidip daha sonra bir college vs okumak mantıklımı sizce? ya da mesleki eğitim veren bir okulda?
    tavsiye verebilecek arkadaşlar olursa sevinirim.

    • Merhaba,

      Ben de şu an aşağı yukarı seninle aynı durumdayım. Ciddi ciddi ne yaptın merak ediyorum gerçekten, epey bir zaman geçmiş mesajının üstünden.

      • arkadaşlar ben ciddi ciddi son bir senedir avustralyaya gidip is bulmak ve yerleşmeyi düşünüyorum ama yanimda bana destek olacak akıl verecek yahut yol arkadaşlığı yapacak kimse yok .. ben size bi teklifte bulunucam gelin birlik olalım birlikten kuvvet doğar eğer avustralyaya gidip yerleşmeyi kafasına koyan arkadaşlar varsa birbirimize yardımcı olalım belki işimizi kolaylastiririz lütfen benimle irtibata geçin… email: merkur_unal07@hotmail.com

    • Selamlar… tamda ben şu an sizin 2015 düştüğünüz karar arefesindeyim . Naptınız ? İdealleriniz ve hayalleriniz için harekete geçtiniz mi???

  • 5.5 yildir burada (Melbourne – Canberra) biri olarak arkadasin yorumlarinin coguna katilmiyorum. Kendisi icin uzuldum, dunyanin imrenek baktigi bir ulkede mutsuzluk cekiyor.

    Arkadasin bazi ifadelerine cevap vermek istiyorum:

    – Samsun gibi, sakin…
    + Cidden, evden disari cikman ve nereye gidecegini bilmen lazim…Biraz abarti olmus.

    – hiçbir şey yok burada…
    + ne aradigina bagli

    – Üstelik her şey çok pahalı.
    + Herseyi TL/AUD kurundan hesaplamamak lazim.

    – şehir merkezinde oturmamama karşın kalorifersiz (yoksulluk çekiyoruz diye değil burada hiçbir evde ısınma sistemi yok) eve Nişantaşı kirası ödüyoruz
    + Kiralar, ev fiyatlari kismen yuksek ama ogrenciyken hedefi biraz kucuk tutmak ve daha mutevazi yerlerde kalmak lazim gelir degil mi

    -Türkiye’yle kıyaslayacaksak, köyümle falan kıyaslamalıyım herhalde, yani koca bir hiç
    +Koyun neresi cok merak ettim, Sydney’den iyi olduguna gore Kanada’da bir yer herhalde.

    -Aşırı monoton bir hayatım var burada, sistem adeta makineleştiriyor.
    + Hic olmazsa isleyen bir sistem var, degil mi kardesim?

    -Burası müthiş bir ülke falan değil, sadece ekonomisi güçlü onda da uluslararası öğrencilerin katkısı büyük.
    +Burasi muthis bir ulke. Sen farkina varamamissin, yazik. Ayrica ekonomisi madenden dolayi guclu, uluslararasi ogrenciler 5. sirada filan gelir belki

    -Eğitimi de eğitim değil bana kalırsa. Mühendislik okuyorum ama Türkiye’nin en düşük eğitim seviyesinde olan üniversitesi önüme sınav kağıdı koysa kalem kıpırdatamam.
    + Artik burada saka yaptigini saniyorum. Bizim ulkenin bilim seviyesine bak bir de Avustralyanin. Zaten sinavda kalem kipirdatmaya dayali egitim sistemimiz oldukca daha cok geri kaliriz.

    Genel olarak onerim: Ulkeye okumaya dunyanin obur ucundan gelmissin. Bence sukur et ki Avustralya gibi bir ulkede okuyorsun. Kole gibi calistigini soyluyorsun bir yandan, ne bekliyordun. Bankanda egitimini tamamen destekleyecek paran yoksa, mecbur part-time calisacaksin ki, part-time is bulduguna dua et. Ben TRde lise-universite okurken ogrenciye part-time is diye bir olay bile yoktu. Ayrica, lise mezunu oldugu icin su anda basit, cok ozel yetenek veya egitim gerektirmeyen bir iste calisiyorsun. Nasil bir hayat standardi bekleyebilirsin ki bu durumda? Turkiyede yapabilir misin bunu acaba, ozel universite parasi odeyip, part-time is bulup , ayri eve cikip (arkadaslarinla) ailenden bagimsiz olarak kendi masraflarini karsilayabilir misin?

    Bir abin olarak tavsiyem, biraz gercekci ol. Bu bakis acisiyla gidersen, hicbir zaman mutlu olamazsin.

    • FT Bey.. Yorumunuzu asiri derece begendim o denli ki kitap yazsaniz okurum, samimi soyluyorum..

      Bir gun olur da Au’ya gelirsem sizin gibi yapici ve samimi insanlar olsun isterim etrafimda. Bir blog olarak siz de Au maceranizi bastan sona anlatsaniz cok iyi olur kanimca. Veya anlatilmisi varsa link verirseniz sevinirim..

    • sn FT, sizinle iletişim kurmamız mümkün mü? Eşim ve ben göçmenlik için araştırmalar yapıyoruz fakat orada yaşayan bir Türk’ten öneriler almak da bizim için son derece önemli. yardımcı olabilirseniz çok sevinirim, saygılarımla

      • Bence röportaj gayet guzel olmuş. Oitheblog un eline saglık. Roportaj, Türkler in beklentileri baz alınıp, ona göre okunduğunda tatmin edici ve doğru nitelikte. Insanların mutluluğu tamamen hayalleri ve onlara olan yakınlığına bağlı. Bu noktada orada yaşayan kişinin sıkılması beklentileriyle doğru orantılı. Evet sadece burada 5 gün geçirmiş olarak ben de Sydney i 2 günde (şehir merkezini) gezdim. Kırsal kesimleri denen country sine gittim. Herkes çalısmayı 4-5 gibi bıraktığınan herkes evine donüyor ve sokaklar ıssız ve bu da sizin kendinizi yalnız hissetmenize neden oluyor. Cogu Yemek yerleri bile (fast foodlar) 5:30 ta kapanıyor. Bu tip seyler insanı mutsuz ediyor basta sonra alışılır tabi. Eğlence anlayışı olarak oyle barlara düşkün değiller, herkes işinde gücünde. Bunlar benim gözlemim ve dışardan bakan biri olarak aklımda cok daha farklı seyler vardı ve ne yazık ki ben de hayal kırıklığına uğradım. Eğitim seviyesi cok yüksek degil, herkes uni ye gitmiyor bile. Kültürel, tarihi binaları da yok fazla, evet 60lardan kalan bina cok ama tarih kokan birsey yok tuğladan duvar. Hayat standartları bakımından turkiyeye kıyasla cok artıları var tabi. Emeklilik, vs ama bunları gencken insan düşünmüyor ki, en iyisi yaslaninca yerleşmek mı ne

        • Roportaj tabii ki guzel, herkesin dusuncesine saygim var. Ben sadece arkadasin yaptigi yorumlara karsi yorumlarda bulundum, burada (o zaman) 5.5 yildir yasayan biri olarak. Ayrica, burasi genc insanlara da cok guzel, tamamen hayati nasil algiladigina bagli.

          Iyi gunler

          • Merhaba FT,

            Yorumlarınızı çok beğendim. Şayet röportaja yorum yazmak isteseydim ( duyduklarım ve yaşayan arkadaşlarımdan edindiğim tavsiyeler üzerine ) sizinle aynı yorumları paylaşırdım.

            Bizde şansımız varsa gelmeyi planlıyoruz. 16 aylık bir bebeğimiz var. Birçok arkadaşımız şuan orada ve farklı farklı şehirlerde yaşıyorlar. Gayette mutlular. Hatta 3 hafta önce arkadaşımızı eşiyle birlikte uğurladık. 2 hafta gezdiler iyice alıştılar ve yaptığı ilk iş başvurusunda kabul edildi. 12 senedir orada yaşayan eşimin arkadaşı gayet memnun hatta gelin gelin diye ısrar ediyor.

            Sözün özü yapıcı yorumlar özenti oluşturmaz. Tavsiye niteliğinde katlı sağlar.

            Teşekkür ederiz.

  • merhabalar girne amerikan universitesi sivil havacılık 1. sınıf öğrencisiyim kıbrısta öğrencilik hayatımı sürdürüyorum. Australia lı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine araştırmalara başladım ama röportajı çok iç karartıcı buldum, sonuçta gelişmiş diye düşündüğümüz amerikada bile saatliği 8-10 dolara çalışıyosun ki 18-20 dolarlardan bahsediliyor aust.da. ? benimde fazla bir gelirim yok. ailemin şuan ödediği 3,200 euro okula ve ayda 1,200 tl gib bir rakam. henüz australia daki universiteler ile bağlantı kuramadım ama röportajınıza bakılırsa durum vahim…. inanın bilinçsiz ve kararsız olmak benim gibi çok zor.

  • merhaba; yukarıda yazılanların hepsini teker teker okudum. kimisi gerçekten samimiyetimle söylüyorum; mükemmel derecelerde bilgilerini yazmışlar . kimiside gerçekten au da yaşadığına şükretmeyip yorum yazmış. öncelikle olumlu veya olumsuz yazan elleriniz dert görmesin. bir kaç bilgi sahipliğim vardı bunlarda artılar oldu. ben kendimden bahsedecek olursam; yaklaşık 2 seneden itibaren au’ya gitmeyi düşünen ama bunu bir türlü başaramayan, nedense her seferinde(bütün gemileri yakıp gidicem) dememe rağmen gidemememdir. neden ise kendime yeterince öz güvenim var, dil okulu ile gitmeyi düşünüyorum. ama herşey den önemlisi kendi kendimi amorti ettirmek istiyorum. lisans mezunuyum, au nun istemiş olduğu meslek listesinde benim denkliğim yok gibi, oraya gidip oranın vatandaşı olmam için (puanlama sisteminin içerisinde;ülkenin ana dili olan ing. mesleki yeterlilik ve ya denklik, orada kalış süren) bunların hepsi göz önüne alınarak vatandaşlık veriliyor diye biliyorum (belki atlamışımdır) bunlar size göre zormudur yapılabilirmi? orada sizce(lütfen au da yaşayıp veya yaşamakta olan arkadaşlarımız msj cevplar iseniz çok teşekkür ederim. ilginiz için.

  • En güzel şey yorumları ve röportajı subjektif olduğunu bilerek okuma.Anlattığımız birçok şey “bence” kelimesiyle ifade edersek daha kolay anlaşılabiliriz.
    Misal ben İstanbul’da yaşamak zorunda olan birisi olarak bugünlerde metro’ya yada kalabalık yerlere gitmeye korkuyorsam İstanbul’un oradan çok daha eğlenceli olması umrumda olur mu?Olmaz!
    Ben hatta o kadar hareketsiz bir yerde yaşamak istiyorum ki Hollanda’nın Vlaardingen kasabası bile olabilir.Bence bir şekilde Türkiye’den uzakta olup yaşayabildiğiniz her günün kıymetini bilin ve bir şekilde tırmalayıp oralarda kalın.

  • bence bu arkadas yorumunda az bile soylemis.avustralya gercekten dunyanin en pahali ulkesi soyleki nerede gorulmus bir paket sigara 26 dollar.ayni sekilde ev kiralarida oyle ben ayda 1500 dollar veriyorum an asagi ayda 150 dollar gaz,80dolar elektrik,80 dollar internet vs…

    ornegin gidipde bir magazadan 20 dolara esofman alsan ve pacasini yaptirmak istesen en asagi 20 dolarda terziye verirsin .isciligin her turlusu ama her turlusu astronomic pahali .iste bu yuzden bu pahali iscilik ve vergilerden dolayai avustralya buyuk sanayi tesislerinin hepsi kaybetmeye baslamistir.MITSUBISHI,FORD ,TOYOTA,HOLDEN,NISSAN,SHELL RAFINERI,VB..daha kucuk ve orta buyuklukteki binlerce kapanmis veya asyaya gitmis isletmeleri saymiyorum bile.burada ucuz olan tek sey var et ve benzin hepsi bu.insanlar tembel calismak istemiyorlar bir kisiye is yaptirsan iligini somurur..gecen yil evimi tasidim ve dogal olarak adresim degisti ,yani adresimi arac kasko sirketime bildirmek istedim ve bir email yazdim ,evimi tasidim yeni adresim su bilgilerinize.ne oldu biliyormusunuz sigorta sirketi benden extra 70 dollar para talep etti neymis adre degisikligini kayda gecireceklermis aynen boyle abartmiyorum. varin gerisini siz dusunun artik.onun icin buyuk isletmeler kucuk isletmeler tamamen kapaniyor burada iscilige oyle yel babadan calismadan para vermeye hicbir insaf sahibi razi olmaz.ve sonuc avustralya da issizlik hizli bi sekilde yayilmakta ozellikle gencler ve vasfsizlar arasinda.ulkede alkol uyusturucu kullanimi son derece yaygin.bir firmada isa girerken cogu size drug testi denilen uyusturucu testleri ister,ayni sekilde trafikde polisler ozel olarak uyusturucu testi yaparlar cunki cok yaygin.universitede hoca olupda hap atan uyusturucu kullanan taniyorum.varin dusunun gerisini.

    kumar ve kumarbazlik faaliyetleri cok yaygin ,neredeyse her mahallede tabaret adi verilen kumarhane gormek mumkun,ellerinde bastonlariyla kumar makinelerinin onunde titreyen 80 lik yaslilari cok gorursunuz,tabi agac yasken egilir diyerek burada cocuklar bile kumar makinasina benzeyen ici seker ve oyuncak dolu makinelerin onunde oyansir dururlar onlarda cekirdekten yetistirilmektedir ,makinanin icine 2 dollar atip joistik bir duzenekle makinadaki 50 centlik cikolata icin bebeler mucadele verirler halbuki annesi o 2 dolari markette harcasa 4 cikolata alabilir.

    alkol urunleri dunyanin en ucuzu diyebilirim kola fiyatina bira bulmak mumkun.turkiyede 80 90 liraya satilan viskiyi buradan 25 dolara alirsin en pahalisi,digerleride bunun gibi.icki reklamlari serbest cunki halkin uyusmasi ,dusunememesi lazim .bilboardlar afisler ,albenili reklamlar hersey tesvik niteliginde burada birine ickinin zararlarini annatmaya kalksan aptal aptal yuzune bakarlar veya kiminden anasina avradina kufretmissin gibi tepki alirsin.sadece kafayi sigara ile bopzmuslar sigaraya zinhar dusman devlet ama cok ilginc alkol drug boyle degil cek cekebildigin kadar.kisacasi sigarayi hedef gosterip sulandirip toplumlarini digger kotu aliskanliklarla curutuyorlar.

    daha gecen gun bir kadin uyusturucuyu cekip kafasi bir milyonken 8 cocugunu dograma yapti burada hepsini oldurmus.cok ilginctirki buradaki hulumet su anda bile bir tur uyusturucu olan marihuannayi serbest birakip yasallastiriyor.eee ne diyelim kendi dusen aglamaz.

    belki milyonla kisi bosanmis koca es bisey yok evlilik yok,aile yok ,devlet bu durumdan o kadar muzdarip olmuski ben 2 yil birlikte yasan kadin ve erkegi cocuklarida varsa evil sayar ve evlilik hukumlerini uygularim diyor.yoksa bas gelemiyor.simdi canlar kimin icin caliyor?yani buranin gunesi batti batmak uzere diyebiliriz mal ve zenginlik hersey degil kaldiki zenginlikleri gidiyor bu ulkenin isgucunu ve sanayi tesislerini kaybediyor bu boyle sonsuza kadar surmez birakin sonsuzu bence onumuzdeki 20 yil icinde avustralya bugunki bulgaristan polanya gibi ulkelerden farki kalmayacak belki dahada asagi dusebilir .uretmezsen ne yiyebilirsinki.bir kilo dometes yilin 9 ayi ortalama 8 10 dollar,bi kilo sogan 4 dollar begenmedigimiz patetes 4 dollar,sebze ve meyve asiri pahali cunki uretmiyorlar calismiyorlar.sadece et ve benzin ucuz et olayindada sadece kiyma ve bazi parcalari ucuzdur etin digger kisimlari degil.ornegin burada 1 kg pirzola 28 dollar yani 56 lira yapar .artik dusunun ne kadar ucuz et olayida.sadece kiyma ve turevleri 8 dollar civari.

    eger gunde bir paket sigara iciyorsan koz gibi yanarsin buradaki fiyat en ucuz sigara 18 dollar,marlboro 26,parlement 26 dollar.bir gece en adi otelde gidip kalsan 100 dollar.o paraya turkiyede hiltonda yatarsin

    • Gercekten inanamayarak okuyorum yazdiklarinizi. Bu nasil bir cehalettir ki turk lirasi kazanc ile avustralyadaki harmacalari kiyasliyorsunuz 🙁

      Ben de melbourne yasiyorum ve burada bir garsonun (-garson arkadaslarimdan biliyorum) haftalik kazanci 1000 dolar civarinda. Yani aylik 4000 dolar ediyor bu. ve kazanc – harcama oranina baktigin zaman burada vasifsiz bir isci bile para biriktirip her yil yurt disinda tatil yapabiliyor.

      • Ha anladım haftalık kazancı bin dolar ama hala garson gibi yaşıyor orada di mi,burda olsa krallar gibi yaşar mı demek istedin yoksa?kıyaslama yapmadın yani?

  • Ne kadar miz miz insanlar? Türkiye’de kraliyet yaşantısı mı sürdürüyordunuz da beğenmiyorsunuz Avustralyayi? armut pis ağzıma duş olmalı- sizi tembeller. Avustralyalilar sizin icin turkce öğrensin. Siz İngilizce öğrenmeyin.
    Ayırımcılık konusuna gelince, avustralyalilar tarafından ayırımcılığa maruz kalındığını görmedim. Ayırımcılığı uygulayanlar dışardan gelen göçmenler – özellikle üçüncü Dunya ulkelerinden gelenlerin cahil ve tembel olanları .

  • merhaba. ben vasıflı göçmen işçi olarak başvuru yapmayı düşünüyorum. sağlık sektöründeyim. orada yaşayan arkadaşlar yardımcı olabilirler mi? nasıldır, çalışma iş imkanları nasıldır? maaşları ne kadardır? kazandığın maaşın alım gücü nasıldır? orada düşük, orta ve üst sınıf bir ailenin aylık masrafları, giderleri ne kadar oluyor tahminen.

  • Ustunden cok zaman gecmis ama ben de Avustralya’ya tasinan biri olarak yorum yapmak istedim. Cok degil daha 6 ay kadar oldu geleli, benim babam gencken burada 8yil kadar yasadigi icin vatandasligi varmis, ben de kizi oldugum icin dogdugumdan beri vatandasiyim, ne burda dogdum ne de daha onceden gelmistim, herneyse. Kendimi bildim bileli Istanbul’da oturduk, guzel de yerlerinde oturduk, sansima guzel de bi universite kazanmistim, Sabanci’ya gidiyordum. Sonradan, aslinda yillar boyu suregelen Avustralya’da egitim muhabbeti tekrar dile geldi ve neden bu sansini kullanmiyorsun vatandasisin laflarina hak verdim, Sabanci’yi da dondurmustuk her ihtimale karsi, olur ya belki bir seyler ters gider. Avustralya’daki universiteleri arastirdim, NSW ve VIC eyaletlerindeki bazi universitelere basvurdum ve egitimimi Turkiye’de aldigim icin Turk diplomamin burada gecerli olmayacagini ve 1 yil foundation yani lise derslerinin tekrarini okumam gerektigini soylediler. Burda egitim yili Mart ayinda basliyor ben de en yakin tarihte baslayabilecegim foundation olan okulu buldum ve 1.donemimi bitirdim, 2.doneme basladik burada, NSW eyaletindeyim, Sydney’e yaklasik 80km uzaklikta, heryerden okyanusa 2dakikada ulasilabilen bi yerdeyim, Wollongong’dayim. Turkiye egitimini ve Avustralya egitimini karsilastirabileceklerini zannetmiyorum cunku direk lisansa gectiklerini anladim yazilardan. Ben 2.kere lise goren biri olarak (cok zeki, burslu bi insan degildim orta duzey biriydim) buranin lise bilgileri Turkiye’dekinin 10da 1i diyebilirim. Derslere gitmesem de 90 alirim, siz de alirsiniz cok dert degil cunku biz ter doktuk bunlara LYS, YGS icin. Herneyse basit olmasini artik yadirgamiyorum cunku foundation her duzeyden insana verildigi icin sil bastan ve cok aciklayici olmak zorunda, zorlayici olmamali. Istedigi bolume girememis, ya da okumaya ara vermis aussie (Avustralyali) insanlar icin de yapilan bir sey. Ayrica aussielerin gercekten okula gitme, okuma dertleri yok, ona da deginilmis hem de 2gunluk bir gozlemden deginilmis, cok dogru. Burda mesleginiz ne olursa olsun (yani okumayip ben full time garson olucam yea) derseniz de gecinirsiniz, o yuzden boyle burasi. Riskli isler de en fazla para getiren meslekler aslinda.

    Ben de aslinda karamsar dusunuyorum bu ulke hakkinda, ama her olumsuz cumlemin sonunda konustugum insana “Ama sen olsan cok seversin yaaa, iste ben sevemedim napayim..” diyorum. Cunku gercekten de ne istedigine ne bekledigine bagli. Ben arkadasligi cok onemli tutan ve cok canayakin bi insanimdir, herkesle tanisir dost edinirdim, burda oyle yakin arkadaslik, hadi gel takilalim olayi nerdeyse 1-2 kere oldu. Aksam saat 8’den sonra da sokakta ancak 1 ya da 2 insan gordugumuz icin haliyle artik cok sikici bi hal aliyo ve ben buna dayanamayacagimi dusunerek geri donmek istedim, ama donemedim benim de baska sorunlarim cikti, begenmiyosan don hadeeee* olmuyo malesef -TURKIYEDEKI UNIVERSITEMI DONDURMUS BIRI OLARAK DONEMIYORUM- Ben de geri donemeyecegimi anladigim gunden beri kendimi sakinlestirmeye calisiyorum, artik alistim, yalnizliga sikiciliga. Ilk aylar gezip gordum, ama arkadaslar demis ya gezmesini bilmek lazim bidi bidi yapmak lazim, 30yilimi gezerek geciremem, demekki insan o kadar cok boslukta hissediyosa gercekten BOSmus yani. Gerci ben yine city’de oturmuyorum arkadas Sydney’deymis, orada cok daha fazla sey olsa gerek, herneyse bossa bostur. Evet crime rate cok daha az, yuzlerce olum haberleriyle uyanmiyorum burda, hem ulkemi ozledigim icin agladigim hem de ulkemde yuzlerce insan olduruluyo ben nasi donucem belki de gercekten gitmemeliyim diye agladigim da olmustu yani, e zor tabi. Hic bi yer ev gibi de olmuyo, eve gitsen de olmuyo, oyle bi garip, gecmiyo o duygu.
    Ben de hic dusunmemistim Istanbul’umun lanet trafigini ozleyecegimi. Benim gunlerim de tatilde tekrar evime donup cay demleyecegim hayaliyle geciyor.
    NOT: BURDAKI TURK BAKKALLARDA CAY VAR DA SIZ NE DEDIGIMI ANLADINIZ, tsk.

    • Merhabalar . Yorumunuzu dikkatlice okudum sanırım Wollongong hakkında bana fikir verip yol gösterecek kadar tecrübeli birisiniz. Geçen Temmuz ayında İnşaat Mühendisliği diplomamı aldım Türkiye nin top10 undan bir üniversiteden ancak biliyorum ki bu oralarda pek kaydadeğer bir gelişme değil 🙂 İngilizcemi geliştirmek ve güzel iklimi ve doğasıyla huzur dolu bir atmosferde yaşamak düşüncesi ile gelmeyi düşünüyorum Wollongong’a. Wollongong’da teyzem 1 aydır yaşıyor ve unskilled occupation bir işde çalışıyor ama şimdilik oldukça mutlu görünüyor arkadaşlık anlamında da orda görüştüğü Türkler var mutlu yani şimdilik bakalım 🙂 lütfen benimle iletişim kurun murattaskantr@outlook.com şimdiden teşekkürler 🙂

  • Merhaba. Yaklaşık 1 saate yakındır baştan sona tüm yazılanları okudum. Herkesin emeğine sağlık. Yaklaşık 3 aydır Avusturalya’ya gitme planları yapan, hayaller kuran ve ilgili kurum ve kişilerle irtibat kuran biriyim. Yakın zamanda düğünüm olacak. Ardından Eylül ayı gibi de eşimle beraber Avusturalya’ya gitmeyi planlıyorum. Hem internet üzerinden olsun, hem de tanıdığım insanlardan olsun; herkesten bilgi almaya, Avusturalya’nın bizim için doğru bir tercih olup olmadığını araştırıyorum. Ancak aldığım her yeni bilgi beni biraz daha çıkmaza sokuyor. Yukarıda ki tüm yazılanlarda buna örnek teşkil edebilir. Amacım 1 yıllık bir dil eğitimi almak ve ardından mümkün ise o ülkede kalmak istiyorum. Çünkü İstanbul’un artık çekilmez olduğunu, mevcut siyasi konjektörün bu ülkeyi ve vatandaşlarını gittikçe daha fazla bir girdaba mahkum ettiğini düşünmekteyim. Bu da beni fazlasıyla huzursuz etmekte. Bunun yanında tanıdığım çoğu insandan (eş, dost, akraba) kaçmak, yeni bir hayat kurmak ve risk alma isteği beni bu yöne itiyor. Elbette orası da güllük gülistanlık değil, elbette zorlukları var. Mühim olan bunlarla ne kadar mücadele edebileceğimiz bir ruha sahip olduğumuzdur. Onun içindir ki; işin özüne gelirsek, Sydney’de yaşamış, bilgi ve deneyim sahibi olan, dil okulları hususunda yönlendirebilecek ve bunun yanında iş olanakları ile ilgili detay verebilecek arkadaşların rehberliğine ihtiyaç duymaktayım. Lütfen objektif ve gerçekçi değerlendirmelerinizi paylaşırsanız çok ama çok müteşekkir olurum. Sevgi ve saygılarımla.

    • Bilal bey, bende Eylül gibi gitmeyi planlıyorum ve yorumları okudukça tereddütlerim artıyor. Dil okuluna gidip, iş imkanı olursa kalmayı bile düşünebilirim. Detay verebilecek kişilerden öğrenebildiklerinizi aktarırsanız sevinirim.

  • *Kendi mahallenin dışında yaşayamıyorsan yurtdışına çıkmayacaksın.
    *Paran yoksa yurtdışı eziyete dönüşür;ikinci üçüncü iş derken bilmem kaçıncı dünya vatandaşı oluverirsin.
    *İletişim becerileriniz zayıfsa yurtdışında özellikle avrupalılar tarafından dışlanırsınız, net.
    *Yurdışında ortadoğu ülkesi vatandaşlarından uzak durmak faydalı.
    *Yurtdışı eğitim daha çok yüksek lisans ve doktora için tercih edilmeli.
    *Kusura bakmayın ecnebi dedikleriniz her gün çılgınlar gibi club’larda sabahlamıyor. Bu beklenti yanlış.
    *İşçi olarak gidip şikayet edenler de çok fazla. Tekrarlıyorum İŞÇİ.
    *Samsun ile Sydney’i karşılaştırmayın gözünüzü seveyim.
    *Sydney’in pahalı bir şehir olduğunu bilmeden gidiyorsanız o sizin cahilliğiniz.
    *Eğitim kalitesi her ülkede olduğu gibi üni’den üni’ye değişir. İsviçre’de bile eğitim kalitesi bizim iyi üni’lerden düşük yerler var evet ama bunun ülkeye genellemeyin.
    *Son olarak bu yurtdışı meselesi maddi ve manevi olarak kişiseldir onun için yurtdışı düşünenler tarafsız kaynaklardan yararlanıp kendi ekonomik durumuna göre gerçekçi karar vermeli.

  • Bilal bey bende hemen hemen sizinle ayni durumdayim. Bende esimler birlikte gitme dusuncesindeyim. Eger konusma sansimiz olursa cok memnun olurum.

  • Ben Avustralya’ya gitmeyi planlıyorum. En az 1 yıl hem dil eğitimi alıp hem de çalışmak istiyorum. Bilgisayar mühendisiyim ve orada bu sektörde iş bulabileceğimi umuyorum. Kendisi asıl Hong Kong’lu olan kız arkadaşım Sydney’de yaşıyor ve benim için en büyük handikap şu an için o. Şu anki planlarıma göre Kasım ayında gidiyorum. Giden ya da orda yaşayan arkadaşlardann şunu öğrenmeyi isterim. Türk olduğumuz için kötü gözle bakıyorlar mı? IT sektöründe iş bulabilmem bir türk olarak kolay olur mu? 1 yıl çalışmak için nasıl bir vizeye başvurmalıyım? 40 bin tl ile gidersem ve iş bulamazsam bu parayla en fazla ne kadar yaşayabilirim? (Standart giderler düşünün, haftada bir dışarı çıkıp yemeğini evde yiyen bir insan olarak) Konsolosluk vize vermek için çok uğraştırır mı? Toplu taşıma pahalı mı? Orta seviyede ingilizcem var, 3 yıldır IT sektöründeyim ve kendi şahıs firmam altında yurtdışına çalışmaktayım. 25 yaşındayım. Bunları söylüyorum çünkü duyduğuma göre hepsi vize için önemli. Kafamda onlarca soru işareti var arkadaşlar lütfen bir kaç tavsiye verin 🙂

  • slm arkadaşlar
    ben australia doğumluyum fakat turkiyede buyudum
    17 yasinda tekrar gitme karari aldim sene 1999
    ne dil var ne is sadece akrabalarim oradaydı,ablam gilin yanina yerleştim auburn semtine
    eger ben o isi yapama burda calisamam derseniz hic gitmeyin
    ben temizlik iside yaptım,kebab tada calistim,insaatta da
    ilk zamanlar inanilmaz zor geçti memleket hasreti anne baba ozlemi insan zamanla alisiyor herseye
    benim 15 senede gözlemleyebildiğim avusturalya adami vezirde yapıyor rezilde
    kumar aliskanligi inanilmaz ozellikle bizim turkler ve cinliler
    Allaha sukur uzak durdum oyle seylerden tek hevesim arabalardi 15 senede inanmasi zor gelir belki 50 araba değiştirdim,cunku para değil 1000 dolara bile harika araçlar var
    sirf bu kumar yüzünden ablam esinden ayrildi
    daha sonra westmead hastanesinde temizlik isine basladim ve hersey yoluna girdi sabit bir gelir herseyi alma gucu getiriyor,hayat pahali ama ona gorede kazaniyorsun,evlendik falan derken insana rahat batiyor bi sure sonra hanimin ailesi kesin donus yapti bir daire almistik bir aksam konuşurken ansizin dönme karari aldik,cunku is ev arti ev borcu insani monotonlastiriyor,robot gibi hissediyorsun,en buyuk nedeni buydu geri dönmemizin
    su anda turkiyedeyiz 3 sene oldu hala avusturalya burnumda tüter rahatlık, doga harikasi yerler,insanlarin birbirine olan saygisi
    burada dairemiz ve dukkanimiz var kendimize ait yani borcumuz yok yinede avusturalyada geçirdiğim iyi kotu 15 yili cok ariyorum,sonucta 15 yil orada calisip çabalamasam su anda bu durumda olmazdım sukurler olsun,
    kusura bakmayin konudan konuya atlladim cunku kafam cok dolu 3o kusur yasinda geri dondum iki kere is yeri actim olmadi nedenmi oranin hayatina alistigimiz için kimseden kotuluk beklemediğimiz için saygiyi on planda tuttuğumuz için
    her gun haberlerde yüzlerce olum haberi o onu kesmis bu sunu biçmiş
    hayvanlara yapilan eziyetler,daha birçok sey hirsizliklar hersey almis basini gidiyor bir yaptirim yok turkiye oradan bin kat daha pahali aylik eline gecen 1500 elinden giden kiran varsa,fatura,yeme içme,cocugun masrafi daha saymam gerek yok borçlu bile cikiyor insan
    trafikte herkesin cani burnunda saygi yok sevgi yok
    acikcasi ben bayagi bi hayal kirikligina uğradım,geri dönmeyi düşünüyorum avusturalyaya
    ilk gitigimde dil bile yoktu gerçekten sifirdan baslamistim
    ama simdi İngilizce sorunumda yok artik 15 yildan sonra
    sunuda belirteyim orasida cennet değil cok serefsiz insanlarda gordum geneli bizim milletten,ama jendi yoluma baktiktan sonra sorun değil bunlar turkiyenin yasam standartlarina gore harika bir ulke
    gitmek isteyen arkadaşlar için soyluyorum iyi bir secim sadece uçak yolculuğu bitiriyor insani bir hafta kendinize gelemiyorsunuz
    ilk gittiğinizde kesinlikle umutsuzluğa kapilmayin sabredin
    ve kesinlikle ama kesinlikle poker makinalarindan uzak durun yoksa sadece hayatinizi mahvedersiniz ve o ülkeden ve herseyden nefret edersiniz
    herkesin akli var ben 17 yasinda iyiyi kotuyu ayirt ettim Allaha sukur eger iradesiz bir kişiliğiniz varsa 1 senede bitersiniz
    dünya sey var kafamda yazmak istediğim ama baya gec su anda sahura kalktik saat sabahin 4 u
    sacmaladigim yerler varsa kusuruma bakmayin nacizhane kendimce ifade etmeye calisitim

    • Saygılar ve selamlar yazdıklarınız çok samimi geldi.24 yaşındayım ve Temmuz ayında inşaat mühendisliği diplomamı aldım. Ben de gitmeyi planlıyorum ama bilgi ve tavsiyeye ihtiyacım var teyzem orada en azından manevi bir destek var ama bana önerileriniz benim için yol gösterici olacaktır. 0535 252 72 50 whatssapp ya da murattaskantr@outlook.com

  • Öncelikle düşüncelerinize saygım sonsuz. Otoritelerin hayranlık ile bahsettikleri bu güzelim ülkeyi bu kadar küçümsemek bir vizyon sorunu olabilir mi? Hayata biraz daha iyimser bakmanızı öneririm.

  • Yazılanların tamamını okuduğumu ve küstahça insanların fikirlerini önemsizleştirmek ve yol göstermek için beğenmiyorsanız geri dönün gidin buradan demekten başka bir şey bilmeyen acizler hariç her tecrübe paylaşımı yapan arkadaşlara hak verdiğimi ve dediklerinin doğru olduğunu teyit etmek isterim. Bir çok defa Sydney de olan ( 8 kez ) ve sadece son defasında 1 sene kadar orada yaşamış biri olarak şunu demek istiyorum ki aklında gitmek gibi bir niyeti olan arkadaşların muhakkak tecrübe etmeleri gereken bir yer. Eleştirilerin çoğu maalesef sistem ve geçim derdi dolayısıyla oranın güzelliklerinin farkına varamayan yaşayamayan arkadaşlardan gelse de ben fikrimce şunu beyan etmek istiyorum ki insan isterse her şeye ama her şeye zaman da fırsat da bulabiliyor. En cezbedici tarafı son derece rahat ve özgür bir ülkedir. Hatta alışkın olmadığınız bir özgürlük mevcuttur. Dünyanın her tarafında olduğu gibi ( 56 ülke gezmiş biri olarak bunu söylüyorum ) yeni, yabancı, çalışma izni vizesi vb. bazı haklara sahip olmayanlar için istismarcılar maalesef orada da mevcuttur gerek iş gerek konaklama gerek yaşamsal konularda !!! Pahalılığa gelince evet dünyanın en pahalı ülkelerinden birisidir fakat ona göre de gelir elde edebileceğiniz bir yerdir. En kötü şartlarda saat ücreti olarak 15 – 20 aud alabilirsiniz hatta biraz kompedanı olursanız orada yaşamanın daha fazla gelir elde etmeniz mümkündür. Çalışmak niyetinde olan herkesin kolayca iş bulabileceği bir yerdir. hangi işte çalışırsanız çalışın her insan Avustralya Sidney de hafta da minimum 1000 aud gelir elde edebilir. Ödemeler hayatın her alanında haftalıktır. maaşlar kiralar aidatlar vs. konaklama konusunda şunu söyleyebilirim. 5 yıldızlı oteller istanbul dan daha ucuz gecelik 100 – 120 aud ye kalabilirsiniz ki bu rakamlar istanbul da standart odalarda 150 usd gibidir. ama isteyen arkadaşlar hostellerde dünyanın her tarafından okumak çalışmak için gelen yabancı gençlerle de beraber aynı odalarda 3 – 4 kişi olarak geceliği 25 aud ye kalabilirler. Yemek konusu biraz sıkıntılı bizim damak tadımıza hiçbir şey uymuyor. Türk yemekleri yiyebileceğiniz türk restoranlarında bile aradığınızı bulamayacaksınız bunu bilerek ve kabul ederek gitmenizi tavsiye ederim ama zamanla kendinizce bir beslenme şekli geliştireceğinize eminim. Benim tercihim her zaman lübnan ve greek restoranları olmuştur. ya da Sydney fish market den aldığınız balıkları veya karidesleri sahil kenarlarında ki parklarda olan otomatik elektrikli mangallarda kendiniz bir folyo üzerinde pişirerek yine orada bulunan masalarda yiyebilir yanında da aldığınız bir içkiyi denize karşı yudumlarken bu işin bile küçük bir çözümle tadını çıkarabilirsiniz. Deniz ürünlerinde taze olarak bulamayacağınız hiçbir şey yok ama sakın bir balık restoranına özenip girmeyin zira bizim balık restoranlarının yanından geçemezler o canım balıkları kalamarları vs. ziyan ediyor berbat ediyorlar. yine 20 – 40 aud ye aldıgınız bir balıgı orada pişiren yerler de pişirtmeyin sadece pişirmek için 20 aud alıyorlar. Ama farklı tatlar seven ve denemek arzusunda olanlar için uygur mutfağından tutunda hint spanish greek arap asian mutfaklarının her türlüsünü bulabileceğiniz bir ülke. Casino lar her yerde değil anlatılan gibi benim bildiğim tek ve en büyük casino Star Casino diye bir yerdi Pyrmount da Darlig Harbour a yakın bir yerde ama otomatik makinelerin bulunduğu küçük noktalar evet birçok yerde vardır. Sigara fiyatları 17 aud den başlar ve yukarı doğru çıkar fakat aussie lerin büyük çoğunluğu tütün içer ve elde sigara sarar daha da düşük maliyetli olabilir. Uyuşturucu maddeler çok yaygın ve temini kolaydır. İçki fiyatları ise uygundur. İş konusunda sakın Türklere bulaşmayın genelde Türklerin kurduğu kebabçı diye nitelendirilen çakma neydüğü belirsiz dönercilerden uzak durun bilin ki gurbette sikeceklerdir sizi. Hatta o noktalardan özenip de döner filan almayın zira o döner denen şeyin için de bir siz bir biz yokuz herhalde ekmek kırıntısına kadar herşey mevcut olduğu gibi spatulayla vuruldugunda bile kopmayan lastik gibi ve hiç bir şekilde et tadı alamayacağınız tarifi olmayan bir şeydir. Auburn denen Türklerin mahallesine sakın uğramayın. 1970 li yıllar da işçi göçleriyle oraya giden insanların yaşadığı o yerde ki yaşayanların daha sene 1971 i yakalayamadığını göreceksiniz. Pisliği çarpıklığı düzensizliği de hemen gözünüze batacaktır. Dini inancınız baskınsa ve cami atmosferi solumak isterseniz cuma dan cuma ya namaza gidebilirsiniz sadece ama ötesi olmasın zira tek camiye benzeyen yapı oradadır. Başka yerlerde ki camiler ise mescit diye nitelendirebileceğimiz tarzdadır. Cemaatlerin inanılmaz yoğun ve kuvvetli olduğu bir yerdir. Menzilciler Süleymancılar Fetocular şunlar bunlar hepsi vardır ve gayet de faal çalışmalarını sürdürmektedirler. Orada yaşayan eski Türkler ne yazık ki zerre kadar medeniyet den nasiplerini alamamışlar hatta kendi köy ve düzensiz mahalle kültürlerini de oraya taşımışlardır. Dedikodu, yalan, riya, gıybet gibi her türlü kötü huy onlar da olduğu gibi burunlarından da asla kıl aldırmaz kibirli bir yapıya sahiptirler. Ha bir de özenti olduklarından klasik ingilizmiş gibi eksiksiz herkesin bir şeylere alerjisi vardır. Alerjik bir toplumdur. Orada yetişip büyüyen nesil ise inanılmaz saf bir nesildir temizdir çoğu ama maalesef ikilemde kalmış ne olduğunu bilmeyen kimlik sorgulaması bocalaması yaşayan bir haldeler. Etniklerin olduğu noktalar yani hintlilerin asyalıların trklerin filan mahallelerde hijyen vs. gibi şeyleri aramayın onun haricinde çok güzel parkları olan günün her saati o parklarda ve caddelerde spor yapan insanları görmeniz mümkündür. Eğitim seviyesi olarak denilenler doğrudur. Ama bu durum bizim için insanlar için böyledir gerçekten de Türkiye de özellikle bir dönem verilen eğitim mezunları için sadece Avustralya değil dünyanın bir çok ülkesinde ki eğitim hafif kalabiliyor örneğin Türkiye de Tayyip döneminden önce liselerde verilen fizik matematik kimya vs. fen matematik ağırlıklı eğitimleri amerika da üniversiteler de 2. yıldan sonra görebileceğiniz gerçektir. Çok aman aman bir eğitim seviyesi olmadığı gibi ezbercilikten uzak araştırmaya teşvik eden bir yapı mevcuttur. En önemli ve güzel yanlarından birisi hayatınızdan oraya gittikten sonra tv çıkacaktır. Medya da şerefsiz politikacıların böğürtülerini iğrenç sapkınca vahşice haberleri duymayacaksınız. Suç oranı düşük bir yerdir tabi ki bu bize kıyasla 🙂 İnsanlar saygılıdır her şeyden sonra ama aklınıza gelen her şeyden sonra herkes birbirine teşekkür eder hatta bazı banliyö kesimlerde yollarda yürürken bile o sokağın sakinlerinden selam alabilir haliniz hatırınız sorulabilir. Statü farkı yoktur yani gerçekten kim aşırı zengin kim değil fark edemezsiniz zengini de fakiri de yalın ayak çıkıp dolaşıp marketlerden alışveriş yapabiliyor ve herkesle konuşabiliyorlar. Sosyal haklar yaşama izni olanlar ve vatandaşlar için çok fazlaca mevcuttur. Sorun sadece hizmet almak için aradığınız birimin call centerının india dan cevap veren berbat ingilizceli ve oraları bilmeyen elemanlarıyla konuşmanızdandır. Ha bu arada plajları çok fazla ve meşhurdur ama okyanusta yüzmek gibi bir hayaliniz olmasın köpek balığı saldırısı ve dalgalar maalesef buna müsaade etmiyor. Genel de okyanusların içinde kara ile bağlantılı havuzlar mevcuttur ve o belirlenen alanda sadece yüzebilirsiniz. Dünyanın her tarafından insan bulabilir ve kültürel etkileşimler deneyimler yaşayabilirsiniz. Özellikle Kuzey Avrupa ve Güney Amerika ülkelerinden çok insan vardır. Oralara gidip de Brezilyalı Finlandiyalı Almanlar ile evlenen çoktur. Gece alemi ise İstanbul da ki gibi değildir. Sydney de gece yaşamının çoğu King Cross denen bir bölgede ki bayağı Beyoğlu gece kulüpleri ve barları gibi olan mekanlardan ibarettir. City center ve çevre de gidilecek daha kaliteli yerler de vardır george street de ki ivy club ve Star casinonun içinde ki Marquee club gibi ama yine de bence bu show business işi dünya da en iyi ve kaliteli yapan millet Rus ve Slav kökenli milletlerdir. Ben daha oradakiler gibi clubleri barları restoranları kaliteyi dünyanın başka hiç bir ülkesinde görmedim. Bu ara da çok fazla evsiz ve dilenen görebilirsiniz etrafta ama bu onların umarsızlığı ve boşvermişliğiyle alakalı yani kuaförlerin olduğunu bilip saçı sakalı birbirine karışanların durumu arasında ki bağ size olayı anlatacaktır diye umuyorum. Orada yaşayan Türkler ile sakın evlenmek gibi bir yanılgı veya hataya düşmeyin bu aynı zaman da Avrupa da büyüyüp yetişmiş Türkler için de geçerlidir. Kültür hayata bakış umarsızlık o kadar farklıdır ki %90 oranın da boşanma olacaktır. Kısacası İstanbul da yetişmiş bu şehrin tozunu yutup suyunu içmiş bir hayat kurnazı iseniz orada yaşayamamak konusunda bence kendinizi eleştirmelisiniz. Ama muhakkak ilk etapta zor dönemleri atlatabileceğiniz kadar parayla gitmenizi tavsiye ederim. Gezmeyi severseniz bilin ki göreceğiniz şeyler sizi etkileyecektir ve keyif alacaksınız. her hangi bir konu da çok daha detaylı bilgi almak isteyen arkadaşlar da olursa lütfen beni skype dan aykuttas_tr@hotmail.com veya aykut_tas olarak aratıp eklesinler.

    • Doyurucu açıklamalarınız için teşekkür ederim. Ayrıca daha fazla bilgi almak isteyen arkadaşlara destek vermek isteğinde olmanız çok hoş. Sevgiyle kalın.

  • Arkadaslar burada bir isten kazanacaginiz saatlik ucret devlet kontrolu altindadir, oyle kole gibi gelenler yuzunden isler hede hodo degil. Saatlik ucret minimum 14 Dolar civarinda yanilmiyorsam.

    Ayrica Nisantasi seviyelerinde kira oduyoruz falan da yanlis. Sydney uzerinden gidersek, sehrin cok iyi bir ulasim alt yapisi var ve siz biraz merkezden uzaktaki semtlere giderseniz 180-200 dolar haftalik muthis bir evde guzel bir oda bulabilirsiniz. Burada evler genellikle villa tipi cok odali ve banyolu, dolayisiyla insanlar evleri paylasiyorlar. Evin kirasi haftalik 550 Dolarsa 3 kisi pasa pasa yasiyor kocaman evde.

    Bu yaziyi yazan arkadas ciddi bir uyum sorunu yasiyor, yoksa Sydney ciddi anlamda dunyanin en guzel 3 5 sehrinden birisi ve yasamasi da gezmesi de inanilmaz keyifli bir yer. Yazidaki negatif tona fazla takilmayin derim.

  • Babaliler ben İstanbulda yaşıyorum.Tek kötü alışkanlığım var oda ot.Orda bu olaylar nasıl oluyor acaba?Akşam eve gelip Fifa oynarken üflemeden yaşayamam.Bir dostum beni aydınlatsın lütfen

    • Hocam pazartesi aksami Cbd’deki Civic Hotel’in Reggae gecesine gidiyorsun ve ekip ara verdiginde bahcedeki sigara icilen alana gidiyorsun, arkadaslar yardimci olacaktir. 🙂

      Veya Newtown civarindaki universite ogrencilerinde birkac kisiyle tanis, gerekli bilgileri vereceklerdir.

  • Uzun yıllardır hayalini kurduğum ülkenin konusu geçince hayat duruyor resmen benim için. Melbourne de yaşlanıp hatta ölmek isticek kadar hayranlık duyuyorum gitme şansım hiç yok hatta neredeyse imkansızdı ama başarmak için bir yük gemisinde çalışmaya başladım henüz çok yaklaşamadım oraya ama az kaldı inanıyorum ki bşarı yakındır. Pahalı olduğu kadar kibar insanların neşeli ve eylenceli hayat standartları ile gidilmesi gereken ülke diyen gemici tanıdıklarım oldu. İnsanların hayalleri var bu ülkeler için iyisi kötüsü ile anlatan herkese Çok Teşekkürler. Harika bir sayfa ama lütfen kötülemeyin ülkeyi 10 senedir her uyku öncesi gittiğim tek ülke 🙂 birgün orda uyanmak dileğiyle

  • Arkadas sanirim biraz komlesk yapmis,aslinda kizmamak lazim,ogrenci oldugu icin ve ulkenin vatandaslik hakki alan yada vatadaslarina sundugu haklari ve ayricaliklari yasayamadigi icin bu yorumlari yapmasi normal. Ben Melbourne da yasiyorum ve tavsiyem birde Melbourne gormesi hatta buraya tasinmasi olucak. Dunyanin en yasanilarbilir sehri olan Melbourne da bu arkadas vatandaslik hakkini alip burda para kazanip hayatini devam ettirebilirse ,benim gibi Istanbul asigina gun gelip Istanbula gitmek dahi istemiycek bir rahatlik ve huzur vericegine eminim…

  • Sydney! 2011den bu yana burda yasiyorum.ben her gecen gun daha cok seviyorum,burayi neden mi?anlatayim cok rahat yeterki biraz calis.cok cesitlilik var asyali avrupali amerikali yani Her milleten var bundan dolayi sizde kendinizi burali gibi hisetme duygusu olusur ve burali gibi davraniyorsunuz.bu cok avantajli bir sey insanlar cok rahat ve hic tanimadiginiz insanlarla cok kolay iletisim kurabilirsiniz muhabet edip Beraber bir yerlere Gidip birseyler icebilirsiniz.is imkanina gelince inanin cok kolay yeterki kendinize guvenin ve insanlara karsi durust davranin! Bizim burada Her milleten calisan var cogu ingilizce bilmiyor bunu musterilerde anlayisla karsiliyor bizlerde yeterki biraz gulumseyin ve vucut dilinizi Iyi kulanin zamana birakin her sey daha iyi olur cunku Australia insani o kadar iyi ki bunlari sorun etmiyor yeterki siz onlara karsi saygili olun ve onlarin kurarlarina uyum saglayin dunyanin en iyi insanlari ause lerdirler,ve dunyanin en iyi sehride Sydney dir diyorum.

  • Bütün blog daki arkadaslara selam ve saygi ile emeklerine sağlık.
    Özgür bey sizinle nasıl iletişime geçebilirim.
    Naçizane bir kaç sorum olacak yardımcı olursanız sevinirim.
    Tesekkurler.

  • Merhaba,
    Yazılanların tamamını okudum, herkese teşekkür ederim.
    Ben lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi İstanbul’da bitirdim. Bir ay önce istifa ettim. İngilizce durumum; YDA liseden mezunum ve intermediate seviyesindeyim. Büyük oranda anlıyorum ve biraz da konuşuyorum aslında.
    İngilizcemi işimden istifa etmiş iken fırsattan istifade iyi bir şekilde ilerletmek ve başka bir ülke kıtada yaşamı deneyimlemek istiyorum.
    İklim ve doğasından dolayı orayı düşünüyorum.

    1- Şehir kararı vermekte zorlanıyorum. İlk dört büyük şehirleri arasında Türkün en az olduğu şehir hangisidir?
    2- Dil okulu yerine Üniversitelerin dil kursları var mıdır? Bu konuda bana üniversite ve fiyat önerisinde bulunur musunuz?

  • Yapmayin, etmeyin.. Her okudugunuzun, her duydugunuzun ruzgarina kapilarak, on yargilar edinmeyin. Avustralya hakkinda en saglikli bilgiyi, ancak orada bir sure gecirip, edindiginiz deneyimlerle elde edebilirsiniz. Maddi durumunuz uygunsa, alin turist vizenizi, vizenizin gerektirdigi gibi olun ve gumruk gecisinde de tamamiyla durust olun; gidip soyle guzelce bir gezin dolasin, ilk elden bilgiler edinin. Daha sonra, “hah evet Avustralya’da yasanir, egitim hayati baslar, calisilir, is yapilir” diye karar verin.

    Bu, asagi yukari her Ulke icin gecerli bir durumdur..

    Ve sunu asla asla unutmayin.. Dogru duzgun bir yabanci dile (AU icin, Ingilizce) sahip degilseniz, isiniz zor, hem de hakikaten zor. Ben 30 yildir Londrada yasayan Hintli birini tanidim, adam hala agzinda bilye varmis gibi Hint Ingilizcesiyle konusuyor. Ohaa ya ohaa.. 30 yil olmus!

    Ingilizceyi yalnizca okuma-yazma kiskacina sikistirmayin. Anlasilir akici bir Ingilizceniz yoksa, anadili Ingilizce olan birinin konustugunu da anlayamayacak durumdaysaniz, dogru duzgun kaynaklardan, konusma-anlama konusunda da egitiminizi alin.. Calisin, hem de cok.

    NOT: Avustralyada, guzel bir kiz bulmaniz, Sibiryada Zenci bulmaniz kadar kolay olur. (Ortadogudan giden gocmenler icinde belki tek tuk rastlarsiniz, onlarin da cogunun kafatasinin ici bos cikar)

    SONUC: Avustralya guzel bir ulkedir, gelecek vaat eder. Cocuk sahibi olursaniz, ya da kucuk cocuklariniz var ise, guzel ve guvenli bir gelecek icinde yasamalari kuvvetle muhtemeldir.

  • röportaj eski, karşıdaki ses umarım huzur bulmuştur, ya da en azından az mutluluk fırsatı yaratmıştır kendi kendine. ama tarafsız olmaya çalışsam da olamayacağım okurken aklımda kalan şeyi dökeceğim buraya. ben bu yazıyı okuduğumda görece yüksek bir sosyo-ekonomik sınıfta doğan bir insanın hayatın ilk dönemlerinde her şeye kolay ulaşmasını ve bundan cesaret alıp büyük işlere girmesini gördüm. ve anladığım kadarıyla aile ve yakın çevreden kaynaklanan sosyal yastık, baloncuk dağılınca yüzleşme sert olmuş. ki olur, daha doğal bir şey gerçekten yok. ama bir yandan da kendime sormadan edemiyorum. o baloncuğun içinde ben olsam bunalmış halimle şikayet etmeye devam mı ederdim yoksa başka başka hayatlar ve olasılıkları da düşünüp elimdeki bu fırsatı güzelleştirmek için çalışır mıydım? direk aynı senaryonun içinden gelmedim fakat ikincisini yapmayı seçtiğimi fark ettim.

  • Yaklasik 9 aydir Avusturalyadayiz arabada yasayarak geziyoruz avusturalya sadece Sydney den ibaret degil birkac dusuncenize katilsamda genellememek gerektigini dusunuyorum hayvanat bahcesi disinda hic kanguru gormedim demissiniz ancak heryerdeler sadece sehirde kalmissiniz sanirim olumcul orumceklerde heryerde mevcut hatta birtanesi tarafindan guzelce isirildim fazla uzatmak istemiyorum ancak boyle kati yorumlar yapabilmek icin Ben karis karis gezmek gerektigini dusunuyorum

    • Merhabalar … İhtiyacım olan 2 önemli şeyi sizin yorumunuzda buldum . Biri pozitif yaklaşım diğeri arabada yaşam konusu ( gezgin olmak paha biçilemez ) 🙂
      Geçen Temmuz ayında İnşaat mühendisliği diplomamı almış ancak canım vatanımın yüksek huzur,refah ve fırsatları beni Avustralya Wollongong da unskilled occupation bir işte çalışan teyzemin yanına gidip unskilled occupation bir işte teyzemle yaşarken manevi güç bulduğum ve İngilizcemi doğal sürecinde geliştirebileceğim ve muhteşem doğası ve iklimiyle huzur aromalı bol oksijenli nefes alabileceğim bir ortamda yaşama düşüncesine yönlendirdi. Bu düşüncemin plan aşamasına geçmesi için fikir ve önerilerilerinize ihtiyacım var. murattaskantr@outlook.com Please contact me..Thanks in advance 🙂

  • Sevgili herkes,
    Çok değişik yorumlar yapılmış demek herşey herkes tarafından çok farklı yorumlanabiliyor. Biz de yeni bir başlangıç yapıyoruz 4 yaşında bir oğlumuz var. İngilizce seviyelerimiz eşimle iyi sayılır IELTS 6.5 seviyelerinde. Master yaparak başlayalım dedik. Brisbane ı seçtik orada yaşayan bilen var mı bize yazabilir misiniz mümkünse. Maıl adresim akanaysun1@gmail.com
    Teşekkürler herkese

  • Avusturalyadaki Filipinli bir bayanla konuştum birisi Kanadadaki bütün akrabaları Avusturalyaya gelmek isteyen birisi acaba neden:)İki sefer malbourne gitmiş birisi olarak Dünyanın en güzel ve şahane ülkesi.insana verilen değerde ve devletin sosyal sistemiyle vatandaşına maksimum güvence sağlayan ülkesi.geniş tek katlı müstakil evleri doğası yeşilliği hayvanları denizi plajlarıyla mükemmel bir ülke..temelli gitmeyi iple çekiyorum.beğenmeyen istanbulda yaşasın yada başka ülkeye gitsin hiç alakası yok kesinlikle yazılanların…

  • Merhabalar,
    Bizde 2 yakın kız arkadaş gitmeyi planlıyoruz.Aslında ilk planımız amerıkadaydı ama gelır eşitsizliği, ucuz işçi çalıştırmaları, çalışma vizesinin zor alınması gibi durumlardan dolayı rotamızı değiştirdik
    bütün yazıları okudum ve biraz kafam karıştı.Ben fizyoterapistim ve y.lısansımıda yaptım. ilk önce 1 yıllık vizeyle gidip dilimi daha da ilerletmek ve kendı meslegımle ılgılı kurslara katılmak ıstıyorum . arkadasımda setrtifika programları arastıracak oda avukat ama kendı meslegının dısında birseyler yapmayı dusunuyor. Biz hem kendimizi geliştirmek için birseyler yapıp hemde geçinebilir miyiz acaba?
    başlangıç olarak basit işlerde çalışacagız ama hayallerımızı gerceklerstırmek ıcın part time calısmak zorunda kalacagız. Geçim sıkıntısı cok yasamaktan korktum biraz. Ayrıca yoga eğitmenliği sertifikamı almıs olacagım gittiğimde yoga alliance o konuda da kendımı gelıstırmek ve olanda çalışmak ıstıyorum. Yoga çok yaygın mı? yada bır yabancı olarak oyle bır yerde iş bulma olanagım var mı? Birde benım en korktugum ve röportajda en ılgımı çeken kısım uçan hamamböceklerı oldu. Çok fazla ve heryerdeler mı yoksa sadece TR dekı gıbı pis yerlerde mi varlar. Ona gelene kadar zehirli örümcekler var diyebilirsiniz ama hamam böceği mevzusu benim özel fobim umarım heryerde değillerdir…
    bize yaşam koşulları ve geçimle ilgili orda yaşayan veya yaşamıs arkadaslar bilgi verirlerse gerçekten çok seviniriz
    elif2288@gmail.com mail adresim

  • merhabalar.
    Yorum yapan, benim gibi gideceği ülke hakkında bilgi sahibi olmak isteyen nicelerini aydınlattığınız için teşekkürü sizlere bir borç bilirim.Ben Edebiyat öğretmenliği mezunuyum fakat 2 yıl mesleğimi özel kurumlarda ve vekil olarak yaptıktan sonra pişman oldum ve genç yaştan beri meyilim olduğu aşçılığa yönelmeye karar verdim. Yaz aylarında yani temmuz ağustos gibi sidneyde olacağım.Orada dil okuluna giderken aşçı olarak çalışmak istiyorum fakat ingilizcem çok kötü ve kötü bir dille aşçılık yapabilirmiyim yada konuşmamı düzeltene kadar ne iş yapabilirim.Bu konuda bilgisi olan arkadaşlar bana ulaşabilirse sevinirim. chef.vuralemre@gmail.com

  • Merhaba,
    Bu genc hanimin yorumlarina saygi duyuyorum ancak yasinin gencligine vermek gereken talihsiz aciklamalari olmus 🙂
    Egitim kiyasi, sosyal/gece hayat kiyasi, kira kiyasi…
    Bence bu kadar mutsuzsa turkiyeye donmelidir..

  • Yazıyı okudum. Sonra yorumlara baktım. Yazıda yanlış hiçbirşey yok. Hepsi doğru. Buraya gelirken bazı yorumcular gibi algı operasyonu kurbanı olarak geldim. Hiç kusura bakmayın yok efendim işler devlet kontrolündeymiş hiç kimse köle gibi çalıştırılamazmış. Hadi ordan burada kaçaklar, Asyalılar ve Afrikalılar o kadar düşük ücret alıyorlarki…. Eğitim , okula gitmene gerek yok yap ödevini kap diplomayı. 3 senede üniversite bitsin. Birisi Turist sayısını sormuş. Avrupa dan fazla büyük kıtaya 2014-2015 sezonunda gelen sayısı 4 milyon. Kimse şaklabanlık yapmasın bunlarında çoğunluğu Çinli. Ben Melbourne deyim. Bulunduğum bölgenin tamamı Çin. Üniversitenin %90 Çinli. Melbourne de merkez dışında 1+1 ev aylık 2200$ devletin ödediği işsizlik maaşı haftalık 350-400au$ doları. Ulaşım günlük 7.8 au doları. Melbourne son 5 yılda Çinlilerin göçüne uğramış. Fiyatların içine etmişler. Temizlik hak getire. Metro da yemek kokusundan ve artıklarından geçilmiyor. Saat 7 pm sonra tüm istasyonlarda 4-5 silahlı güvenlik elemanı bekliyor. Kısacası eskilerin anlattığı Melbourne 5 sene önce bitmiş. 7 aydır buradayım. Her yerini gezdim. İsteyen varsa buyursun benim sürem doldu. Ayrıca üzülerek söylüyorum. Bir çok üniversite mezunu Türk tanıdım. Ya garson, ya tezgahtarlık yada kasap. Bunların içinde Yük. Lisans yapmışlardı var. Avustralya Başbakan’ı eğitimlerinin dibe vurduğunu bağırabağıra söylüyor. Burada bazı yorumcular ondan daha iyi biliyor anlaşılan. Şehir merkezindeki evsizlere söyleyecek hiç birşeyim yok. Buradaki yorumcuları okuyunca. Beyler 300000 dolarınız ve aylık 5.000 $ geliriniz varsa koşarak gelin. 3 sene yeter. Sonraki Kerim. Aşçılık yapmak için soran arkadaşa burada bulaşık bile yıkayamazsın. Buranın yemek kültürü Doğu Asya kültürü Onuda san ne Çinliler, ne Vietnamlılar nede Yunanlılar bırakmaz. Dönerciliği burada Afgan’lar.Sirilankalılar ele geçirmiş. Gözleme söylemiyeyim gelince görürsün

  • Nerede olursak olalım hayatı hangi koşullarda yaşadığımıza bağlı mutluluk ve memnuniyet..Buna kafa dengi bir çevre,maddi olanaklar ve kişinin kendi kişisel özellikleri büyük etken.

  • Merhaba. 23 yaşındayım. Wollongong’daki bir Türk’e aşık oldum. Kendisiyle evlenmeyi düşünüyoruz ama oraya gitmek konusunda endişelerim var. Alışma süreci nasıl olacak, neler yaşayacağım. Kafamda daha birsürü problem. O blog senin, bu forum benim geziyorum. Görüşleri okuyorum ama her kafadan bir ses… Yardım edebilecek, biraz olsun bilgi verebilecek birileri varsa ve cevap verirse çok sevinirim. Öyle ya da böyle gideceğim. Ama 0 bilgiyle gitmek istemiyorum. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

  • Roportajı yapan ve veren arkadaşlara ve yorum yazanlara cok teşekkürler. Ben Turkiyede bir akademisyenim ve daha önce 2 sene abd de Boston da post-doc vesilesiyle yaşadım. Ayrıca bir startup şirkette de çalıştım orada.

    Ülkemin içinde bulunduğu duruma kendimi bildim bileli hep üzülürdüm ama ABD deneyimim bunu malesef tiksinme seviyesine getirdi. Artık ne ailem ne de ben her geçen gün karanlığa daha çok gömülen ülkemizde yaşamak istemiyoruz. Her zaman vefa borcum olduğunu hissettiğim ülkem malesef bu borcu ödemem için hiç bir imkan tanımıyor, git buradan gibi bir tavrı var.

    Avustralyayı ciddi olarak düşünmekteyiz. Akademik olarak orada iş bulmam hayli mümkün. ABDde yaşamak ta istemiyorum çünkü oradaki sistem tam bir kölelik sistemi. Kendi ülkem olsa veya en azından oradaki vatandaşa hizmet edecek olsam helal olsun gene derim ama malesef oradaki hizmetlerinizin karşılığını alamıyorsunuz, yaptığınız fedakarlıklar da sonuçta donald trump vb. ultra zengin sömürücülerin kasasına gidiyor. Diğer yandan avrupanın da çok yerini gezdim gördüm. İş hayatı cok daha medeni ancak orada da ırkçılık problemi hemen hemen her yerde. Brexitten sonra daha da alevlenecek gibi hatta.

    Bunları düşününce Avustralya çok mantıklı görünüyor. ABD ve Avrupanı iyi olan yonlerinin biesimi gibi görüyorum orayı. Acaba hayal mi görüyorum? Bu konulardaki yorumlarınızı merak ediyorum. Özellikle oralarda yaşayanlarınkileri. Herkese sevgi ve selamlar.

  • Genelde buraya gelen Turkler sadece buyuk sehirleri tercih ediyor ve her acidan yorumlar bu tercihe gore yapiliyor bir yili gecti buradayiz ve hep kasaba gibi yerlerde kaldik yasadik is bulduk calistik sehirleri hic tercih etmedik bundan dolayi yapilan yorumlar hep farklilik gosteriyor bizimki bambaska bir deneyim.

    • Merhaba, ben genel cerrahi doktoruyum ve türkiye de bile büyük şehirden kaçmak için küçük bir ilçede çalışıyorum.o yüzden mesajınız ilgimi daha çok çekti.avustralya da taşrada yaşam nasıl 4 ve 7 yaşında 2 kızım var.eğitim sistemi yerden yere vurulmuş o nedenle taşrada eğitim nasıl merak ettim.bir de taşrada yaşam söylendiği kadar pahalı mı? Denklik sınavlarını verene kadar taşrada kendimizi geçindirecek işler bulabilir miyiz? Eşim ve iki kızım 4 kişilik bir aileyi baz alarak değerlendirirseniz çok memnun olurum.türkiye de de mütevazi bir hayat yaşıyoruz.türkiye nin gittikçe ortadoğuya yaklaşıp muhafazakarlaşması nedeni ile türkiye den gitme konusunda netleştik o nedenle müslümanların ve türklerin olmadığı bölgeleri önerirseniz çok memnun olurum. zamanınız olurda aydınlatırsanız çok memnun olurum 🙂

      • Saadet hanım geç gördüm mesajınızı gecikmeden dolayı kusura bakmayın seçtiğiniz kasabaya göre değişir ancak ben bulunduğumuz yerlerden yola çıkarak yorum yapayım yanlış yönlendirmek istemem öncelikle biz de büyük şehirden kaçabilmek için hem Türkiye hem de burada böyle tercihlerde bulunduk kasabalarda iş bulmak şehirlere göre daha zor olabiliyor denkliginizi Alana kadar Ne is olsa yaparim derseniz muhakkak birseyler bulursunuz benim esim ogretmen ancak biz burada denklik almak icin bir cabaya girmedik ikimizde suan icin balik fabrikasinda casual olarak saatlik Ben 22 dolara esimde sorumlu olarak calistigi icin 25 dolar aliyor haftalik 800-900 dolar civarinda bazen daha fazla yada azda olabiliyor ortalama kazandigimiz tutar bu iki cocuklu bir aile olarak ev tutmaya kalktiginizda haftalik 200-350 arasinda kasabalarda yasanilabilir bir evde oturabilirsiniz bizim cocugumuz olmadigi Ve henuz nerede yasayacagimiz konusunda kararsiz oldugumuzdan icin karavanda kaliyoruz haftalik caravan park tarzi biryere 125 dolar veriyoruz yeme iceman konusuna gelince bizim ulkemizle kiyaslandiginda burasi pahali ancak kazanilan parayla karsilanabilir nitelikte iki kisi calistiginiz zaman rahatca gecinebileceginizi dusunuyorum okul konusunda pek yorum yapamayacagim cunku buradaki Turklerle hic iletisimim yok ve cocugumda yok ancak sizin icin sorusturabilirim benim bu kasabada gozlemledigim okullarin bahceleri hep cok genis Ve hep yesil kasaba Ne kadar kucuk olursa olsun genelde dikkat ettigim okullar hep boyle spor aktiviteleri cok fazla diyebileceklerim bunlar esimde cocukluk doneminde iki yil kadar avusturalya da okudu Ve hep memnuniyetle anlatir acikcasi olumsuz birsey duymadim aklima gelenler bunlar sormak istediginiz benim unuttugum birseyler olursa memnuniyetle cevaplarim

  • Merhabalar. Ben de ABD öğrenci vizesinden red aldıktan sonra Avustralya düşünüyorum. Bilgi sahibi olanlar, gidebilenler yardımcı olabilir mi?

  • Biz eşim ve iki yasındaki kızımla göçmen olarak basvurmayı dusunuyoruz. Ama eğitimle ilgili yazılan yorumlar oldukça aklımızı karıştırdı. Ben diş hekimiyim eşim yabancı dil öğretmeni. Aile yaşamı ve bahsettiğim meslek gruplarının gelir düzeyiyle ilgili reel bilgisi olan arkadaşların önerilerini bekliyorum. Sevgiler

  • Neredeyse 1 saattir bütün yorumları okuyorum. Sayın Aykut TAŞ’ın yorumunu daha objektif ve gerçekçi buldum. Teşekkürler

  • Merhaba, çok fazla yorum çok fazla fikir . . . Yeni Avustralya planları yapmaktayım ve okuduğum yorumlar bir yandan üm,t edip heyecanlanmama bir yandan endişe duyup korkmama ebep oldu. Tabiki bütçe yaşam bakış açısı ve tercihlerle doğru orantılı tüm deneyimler. Ama Avustralya deneyimi yaşayanlardan biraz objektif değerlendirme bekliyorum. Eğer bu mesajıma cevap yazacak duyarlı bir arkadaşımız varsa dilerim ki şunları cevaplarsa çok seviniirm 🙂 :
    1- Öncelikle İş bulma aşamaları nasıl orada türkiyedeki gibi uzun süreçler bekleyişler oluyor mu( bahsettiğim işler garsonluk gibi hizmet sektörü) Bu iş alımlarında orta ingilizce seviyesine sahip olan biri sıkıntı yaşar mı?
    2-Ben Perth şehrini düşünüyorum. Orada bulunmuş olan varsa deneyimlerini öğrenmek isterim.
    3- Avustralyaya dil okuluna gitmek ( 6 aylık 13000tl lik gibi bir fiyat verildiğini düşünürsek) ile Amerikada dil okuluna gitmek( 6 Aylık 18000 tl falan diyelim yaklaşık bir okul- araştırmalarıma göre-) bu ikik ülkeyi deneyimlerinizle kıyalayabilirmiisniz ? Tabiki çalışma faktörü çok önemli. Geçimimi kendim sağlamam gerek.
    4. Sosyal yaşantıyı yine objektif olarak anlatabilirmisiniz. ( plajlar,sosyal etkinlikler, kayak, sörf, sosyal sorumluluk projeleri, fuar, festival, ralli yarışları, dans geceleri, sinema,spor salonları, spor yapılabilecek parkları, vb.. )
    5- Orta seviye bir ingilizce ile en iyi para kazanılabilecek iş öneriniz ? 7
    6- Avustralya ya dil okuluna gitmseydiniz onun yerine nerede dil adına bir program seçerdiniz ?
    7-Dil okullarının eğitimi ? 6 ay dil okuluna gitmek gereksiz mi yoksa az mı 8-tabiki kişinin kendi gelişimiyle dogru orantılı ) Ama yaşadığını hergün ingilizce konuşması gerektiği, çalıştığını varsayarsak, 6 aylık bir harcanan emek çöpe gider mi ?
    9-En uygun konaklama seçenekleri ve fiyatları ?
    10- 1 ay çalışılan ( haftalık 20 saat çalalışma izni) para ile geçinilebilir mi? ( kalmaya para verilmediğini sayarsak- yemek, ulaşım,ihtiyaç gibi şeyler için yeter mi?

    11- Ve sizin bahsetmek istediğiniz herhangi bir konu var mı?

    Arkadaşlar bu yazıma deneyimli olanlardan cevap alabilirsem çok sevinirim. Gerçekten karar aşamasındayım. İnternette yazılan her yazıyı okumaya iyi bir araştırma yapmaya çalışıyorum. Bu konuda bana yardımcı olursanız çok sevinirim.

    Ve tavsiyelerinizide almak isterim. 2 seçeneğim var.

    1. Amerikada au-pair programına katılıp 6 ay kalmak ( bebek bakmak aile yanında kalıp yemek ve konaklamak para vermemek aileden haftalık 200$ cep harçlığı program ücreti 3000$ uçak bileti onlardan ama 1 yıllık program olduğu için 6. ayda dönersem dönüş biletim benden yani program için vereceğim para+ 1 aylık idare etmek için cep harçlığım ile 7000-8000 tl Tabi bu programın zorluguda hergün katlanılmak zorunda olunan aynı iş çocukla uğraşmanın zorluğu vb… Ama ekonomik .

    2. Avustralyada 6 ay dil eğitimi(12000tl)+konaklama (10000) ve çalışma
    Konaklama ve dil eğitimini karşılarak avustralyaya giderecek çalışarak cep harçlığı kazanma ? Orda da yakınım mevcut her türlü yardım yapabilecek.

    Sizce hangi program daha cazip verilen onca para ama en azından eğitim mi?
    Yoksa ekonomik program ile amerikaya gidip zorlansam da bu programın katkısının daha çok olacağımı ?

    Offf çok konuştum kusura bakmayın. Kararsız ve hergün 5-6 saat internette araştırma yapmaktan beyni sulanan bu kızı mazur görün .

    Görüşlerinizi, deneyimlerinizi ve tabiki sorularıma cevapalarınızı bekliyorum.
    Sevgiler

  • Avustralya bazılarının yazdığı gibi ne cennet ne de cehennem…Her şey insanın kafasında bitiyor..Kimsenin yazdığının etkisinde kalmayın.Gelmek istiyorsaniz imkaniniz varsa ilk önce turist olarak gelin ve ülkeyi gözlemleyin.

  • Merhaba,

    Yazmadan edemedim. Bir sehre bir ulkeye bukadar haksizlik edilmez. Yazan kisinin yasina, Turkiye’deki gecmisine ve tecrubesizligine yeriyorum.

    Umarim yeni edinecegi tecrubelerle yasami daha objectif gorecektir.

    Farkli bir gorus icin sizi ‘Uzaktaki Minik Kiz’i’ takip etmenizi oneriyorum.

    http://uzaktakiminikkiz.blogspot.com.tr/

  • Her insan farklıdır, her hikaye de farklı. 2002’de Londra’da 3 yıl yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki, yaşadığım deneyime bakışım bile yıllarca değişti. gençken farklı saikelrle dönüyorsun, hava,iklim aile…. ama büyüdüğün zaman sosyal devlet, hukuk devleti gibi kavramların önemini anladıgın zaman. bu ülkelerde yaşam isteği, kendi vatanının romantizmini geçiyor. biz 2 kız arkadaş, gayet kurumsal ve iyi olan işlerimizi bırakıp, Melbourne’ a gidicez. zor hayat…. olabilir umrumda değil. farklı ülkede yaşam pratiğin varsa, hayatını kurmadaki yaşayacakların ortalama aynıdır. kişinin ne istediğini bilip ona göre yaşaması en dogrusu. ben olumlu olumsuz tüm yorumları okudum. herkese teşekkürler. biz Ocak 2017’de ordayz ve ne istediğimizi bildiğimiz için daha iyi olacağımızı biliyoruz.

  • arkadaşlar butun yorumları okudum ben ocak ayında uzun donemlı dıl okuluna gıtmeyı dusunuyorum fakat yapılan yorumların bazıları hevesımı kırdı bazıları ıse daha cok tesvik ettı. Yanlız yapılan yorumların cogu Sıdney ıcındı ben Melbourne de yasamayı dusunuyorum ora hakkında bılgı verebılecek olan varmı acaba?

  • Arkadaşımız zaten istemeden gittiğini en başta söylemiş, yaptığı eleştirilerin en büyük sebebi bu bence. Ben 1 yıldır araştırıyorum, önce İngiltere sonra Kanada derken Brisbane’da karar kıldım. Kasım ayı ortasında öğrenci vizesi başvurumu yapmayı planlıyorum, 10 ay dil eğitimi sonrası 42 haftalık “leadership and management” diploma programını düşünüyorum. Bu ülkenin arsız siyasetçilerinden, çocuk tecavüzcülerinden, lanet trafiğinden, yolda çıkan metrobüslerinden biraz uzaklaşmak geçici süre bile olsa gidenlere iyi gelir diye düşünüyorum. Orada da her şey mükemmel olmayacak belki ama güzel bir tecrübe olacağını ve her milletten insanla tanışıp onların kültürlerini öğrenmenin müthiş bir vizyon katacağını düşünüyorum. Çevremdeki bir çok arkadaşımda da aynı arayışı görüyorum ve bu gerçekten çok üzücü. Bence gidenlerin ileride muhakkak tekrar ülkeye dönmesi, tecrübelerini aktarması önemli. En basitinden çevre düzeni ve mimarisi gibi konularda bile faydalı olacağını düşünüyorum.

    Her şey gönlünüzce olsun 🙂

    • Çağrı Bey selamlar, işlemlere başladınız mı? Bende sizin programa benzer bir eğitim süreci düşünüyorum. Toplamda 13 ay sürecek bu süreç için ne kadar bütçe ayırdınız? Birde çalıştığınız bir acenta var mı? Yoksa kendiniz mi okullar ile görüşüyorsunuz?

  • En baştan beri okuyorum. Bir ay öncesinde işimden ayrıldım. Dil için 6 aylık bir çıkartma hangi ülke olabilir diye düşünürken yolum kesişti avusturalia ile. Bazı arkadaşlar ) aylık eğitim içim 12000 tl lerden bahsetmişler, maalesef ben 7300 aud altında bir okula denk gelemedim. Yurtdışı eğitim kurumları ile kontaktayım, ya beni sömürmeye hazırlanıyorlar,ya da gerçekten ben hedefimi tofel dan yeterli bir puan olarak koyduğum için ancak bu okullar paklar diye düşünüyorlar. Ben kaplan- melbörn için görüşmeye devam ediyorum… daha iyi ve ucuz alternatif önerebilecek varsa sevinirim. Henüz netleştirmedim çünkü, karar değiştirebilirim lakin vaktim çok yok acele etmem gerek öte yandan. 6 ay okulu saymazsak ne kadar bütçe yeterli olacaktır melbörn için? Kafamda deli sorular, desteğinizi bekliyorum arkadaşlar… ülkemizdeki sorunlar maalesef bu karara zorladı beni, maalesef sistem böyle devam ettikçe hiçbirşeyin düzeleceği YÖK… saygılar (blackrfz@hotmail.com)

  • Buraya gelmeden evvel dayım bana şöyle dedi: yiğen, nereye gidersen git, buraya ülkene gel, yaşanacak yerler burasıdır. İşte o zamanlar ben içinden, hadi len dedim, Türkiyemi yaşanacak yermiş? Cahillik işte.
    Bu kız cağizin söyledikleri yüzde yüz doğru hatta eksikleri bile var. 16 seneden beri Avustralyada yaşıyorum, 16 sene geçti hala alışamadım, her geçen gün dahada bunalıyorum memleketim gözümde tütüyor.
    Bi yaşlı amca vardı arasıra konuşurduk, nasılsın amca dediğimde: ne olsun işte, açık ceza evinde yaşıyoruz derdi. İşte burası tamda amcanın dediği gibi açık ceza evi. Ben Melbourne da yaşıyorum ve burası Sidney den daha berbat. Türkiyede özgürlük için tepinenler buraya gelsinlerde özgürlük görsünler!
    Hiçbirşey dışardan göründüğü gibi değil, reklamlara aldanmayın.
    Bu ülkede 3 şey güzeldir.
    1. Hastaneler ücretsizdir.
    2. İşsiz kalırsanız devlet, siz iş bulana kadar size hertürlü yardımı yapar.
    3. Gelir paylaşımı Türkiyeye nazaran daha iyi, alım gücü yüksektir.
    (Burda Ekonomi her geçen gün kötüye gidiyor)

    Bunların dışında burda hayat inanılmaz derecede sıkıcıdır. Artık belirli bi zaman sonra kendi kendinize konuşmaya başlarsınız.

    Burda her yer çitle çevrilidir ve her yer özel arazidir. Hani buranın çok büyük olduğundan bahsederlarya hep, işte o büyüklük size yaramaz çünkü heryere giremezsiniz. Mesela arabanızla gidiyorsunuz bi köprüye geldiniz ve köprünün altından koca bi nehir akıyor, dedinizki şurda bi durayım balık yakalayım, hiç aklınızdan bile geçirmeyin, çünkü köprünün altı tel örgü ile çevrilidir giremezsiniz.

    Hatta bir gün gps’e adresi yazdım bi nehre gidiyorum 1 buçuk saat yolculuktan sonra gördümki gideceğim nehir özel arazinin içinden geçiyor ve gidemeden geri geldim
    Nehirlerin büyük bi bölümü halka kapalıdır hep özel araziden geçer ve siz o araziye giremezsiniz.

    Bende av tutkusu vardı çocukluğumdan beri (şimdi bıraktım) işte buraya geldiğimde ilk işim tüfek almak oldu. Tüfeği aldık eee nerde avlanacağız, hani burası koooocaman bi kıtaydı, işte siz bu kocaman kıtada mumla avlanacak yer ararsınız bulamazsınız.

    Arabayla uzun yola giderken yolun iki tarafında göreceğiniz şey tel örgüdür. Bakarsınız yemyeşil yerler ama sadece bakarsınız asla giremezsiniz, çünkü tel örgünün arkasındadır. Adamlarda hastalık var, boş biyer görmesinler hemen tel örgüyle kapatırlar.

    Motorsikleti severmisiniz ee motorsiklet olunca e hani insan biraz basar yani. İşte siz onu burda yaparsanız kendinizi mehkemede bulursunuz. Heryerde hız kamerası vardır ve izin verilen maksimum hız 110KM dir. 130 la bile gidemezsiniz. Eh arasıra bi kaçamak basarsınız o kadar. Öle 140 150 basar giderim yok böle bişey. Polise artislik falan yapmayı hiç aklınızdan bile geçirmeyin 

    Bi video seyrettim, adam motorsikletle İstanbuldan memleketine gidene kadar 140 160, saatlerce bastı gitti. Burda yapsaydı bidaha güneş yüzü göremezdi.

    Tabi herşey kişiye göre değişir. Ben buraya gelirim, sabah işe giderim, akşam eve gelirim, geliver ayvazım gidiver tingozum tarzı bi hayat bana koymaz diyorsanız burası tam size göre.

    Not: Bu yazılanlar memleket hasretinin verdiği bunaltıdan değil gerçeğin ta kendisidir!

  • 10 yılını Sidneyde geçirmiş biri olarak büyük bir şaşkınlıkla okudum yazılanları… Bence bu sıkılganlığın sebebi edinemediğiniz arkadaş çevreniz. Bu kadar memnuniyetsiz ve karamsar biri içinde arkadaş bulmak, bulunan arkadaşlığı devam ettirmek büyük sorun teşkil ediyordur zaten… Kişiye göre değişen zevkler vardır tabi ama bu yazılanlar trajikomik. -dediğinize göre- iş olmayan bi gazete de ve bir cafe de hafta da 20 saat çalışıp kaç para kazanmayı bekliyordunuz. Kazandığınız para size göre yetersizse ona göre yaşamalısınız. Cebinizde günlük 100 dolar varsa 100 dolarlık yaşarsınız 10 dolar varsa 10 dolarlık. Alkol-sigara-ve bilumum diğer zevklerimden geri kalmam diyorsanız ama kazandığınız para azsa ise iste Avustralyada olun ister Türkiyede yine aynı sıkıntıyı çekersiniz. Bu yazdığınız yazı oraya gezmeye,okumaya hatta yaşamaya gelecek insanlar için çok yanlış yönlendirmeler içeriyor. Hala Sidney deyseniz umarım mutlu olacak bir şeyler bulmuşsunuzdur. Eğer değilseniz yine aynı temennimi iletiyorum. İnşallah bi gün bişeylerden zevk alıp gerçekten mutlu biri olursunuz…

  • Her geçen gün daha da bunaltıcı oluyor burası.17 sene geçmiş buraya geleli hala alışamadan yaşamaya devam ediyorum.Buraya gelmek isteyen arkadaşlar hiç birşey dışardan gözüktüğü gibi değil,biz bulaştık bu Avustralya işine siz yol yakınken hiç bulaşmayın.

  • neden göründüğü gibi değil? ben düşünüyordum bikaç ay içinde. değilse neresi olabilir. tr de çok süper yaşanılası bir yer değil ki artık.

  • Selamlar. Ben de yapılan röportajdan ve yorumlardan üzülerek bahsetmek istiyorum. Ben de Sydney’de yaşıyorum ve burayı övenleri yurtdışı özentisi diye nitelendirmenize üzüldüm. Amerika’da da bir sene yaşamış olmama rağmen, diyebilirimki Avustralya istediğiniz herşeyi sizi üzmeden verecek bir ülke. Hem çalışma hakkınız, hem de en kötü ücreti bile alsanız hayatınızı geçindirebilmeniz, ücretsiz bir çok etkinlik, festival, opera, gidilecek binlerce park vs varken yapılacak bir şey bulamamayı çevrenin azlığına bağlıyorum. Gelir gelmez iş bulmak için Türk işverenlere koşuyorsanız, Türkler dışında çevre yapmıyorsanız, ya da yabancıların olduğu yerde bile başka kültürleri öğreneceğiniz yerde mutlaka inatla Türkçe konuşuyorsanız yapacak bir şey yok, o çemberden kurtulamazsınız. Kaldı ki geldiğimiz yer dünyanın en güzel, en demokratik, en yaşanılası yeri değildi. (Not; demiyorum ki Türkler kötüdür kakadır, çok güzel, çok eğitimli insanlar var çevremde ama sadece Türkler Türkler diyenleri anlamıyorum, anlamak da istemiyorum.)
    Sevgiler

  • Burası gelecek vaad eden bi ülke olmaktan çıktı. Geleceğini düşünüyorsan buradan uzak dur. Türkiye gibi dünyanın en güzel ülkesini bırakıp bu kasvetli ülkeye gelme.

    Elbette Türkiyede çarpık sistemin verdiği rahatsızlıklar ve ülke gelirinin bir kaç vampir aile tarafından talan edilmesi, insanların asgari ücret adı altında köleleştirilmesi gibi sorunlar vardır. Bu sorunlar sisteme dayalı sorunlardır. Fakat Türkiye hergeçen gün gelişen büyüyen ve gelecek vaad eden bi ülkedir.

    Avustralya eskiden (her nekadar sıkıcı olsada) çok ucuz bi yerdi. Eskiden insanlar alışveriş yaparken etiketine bakmazdı. Şimdi herkez bizde dahil etiketlere bakıp ucuz olanı tercih ediyoruz. Eskiden meyveler sebzeler ucuzdu. (şimdi çok pahalı mesela domatezin kilosu yaz günü 7 dolar. Keşke foto ekleme bölümü olsaydıda gönderseydim) Eskiden benzinin litresi 50 sentti, gazın litresi 20 sennti. Amerikanın Irak ı işkalinden sonra benzinin litresi 1 doları geçti. (yine Türkiyeden daha ucuz benzin) Heryerde iş bulabilirdiniz, çoğu insan 2 işte çalışırdı. Eskiden kanunlar daha çok işçiden yanaydı şimdi ise kanunların çoğu değişti. Burda fabrikaların çoğu tası tarağı toplayıp Çine voltaladılar. (burda işsizlik büyüyerek artıyor) Ayriyetten Avustralya hükümetinin her zaman amerika ve ingilterenin kıçını yalaması ve işgallerine ortak olması buraya hem mali açıdan zarar vermekle birlikte ayrrıyetten nufusunuda arttırdı. Amerika, Afganistanı ve Irağı işgal etti peki Avustralyanın bu işten kârı ne? koca bir hiç. Burda eskiden tek tük Afgan görürdüm, şimdi burası küçük bir afganistana dönmüş durumda. Hatta bazı caddelerin isimleri bile değişti, (Kabil caddesi)

    Mesela burda 20 veya 30 sene çalıştınız emekli oldunuz (yaşınız 65 şi geçmeden emekli olamazsınız. Hadi diyelim malülen emekli oldunuz yaşınız 50 veya 45) ve Türkeyeye gidip emekliliğin tadını çıkaracaksınız (nah çıkarırsınız) Avustralyadan çıkış yaptığınız taktirde emekli maaşınız sadece 2 ay ödenir. Bazı emekliliklerde hiç ödenmez, çıkış yaptığınız an kesilir. Yani tambir açık ceza evi.

    Ben burda yaşı 65 şi geçmiş ve hala emekli olmayı bekleyen Türkiyede öğretmenliği bırakıp buraya gelmiş ve bin pişman olmuş insanlarlada tanıştım. Yahu amca dedim, sen Türkiyede olsaydın şimdilerde çooktan emekli olmuştun ve devletin öğretmenlere verdiği avantalar içindedin, sen ne yaptın böyle dediğimde, çok pişman olduğunu söylemiş ve bi b*k yedik işte demişti.

    Yani uzun lafın kısası, eski çamlar bardak oldu.

    Buraya turist olarak gelip 3 – 5 ay kalıp, burayı ballandıra ballandıra anlatanlara aldanmayın ve kendinizide kandırmayın. Sonra Türkeyedeki özgürlüğünüzü ve yaşantınızı burda çok ararsınız. 3-5 ay bi ülkede kalıp orayı anlayamazsın. Tıpkı 3-5 ay Bodrumda Marmariste turist olarak kalmak tatil yapmak başkadır, birde bu illerde çalışmak ve orada yaşamak başkadır.

    Bana 15 sene evvel Avutralyaya geleyimmi diye sorsaydınız eh gel bi dene derdim. Fakat şimdi bu soruyu soranlara gelme, hayatını zından etme derim.

  • Merhaba, herkes gitmek istiyor, gidince dertlerimizde bizimle geliyor oysa ama yinde gitmenin cazibesi var. Bende eşim ve iki çocuğum ile gitmek istiyorum. Bu düzenden bir anda olsa sıyrılmak dünyaya başka bir yerden bakmak istiyorum. Yazıyı ve tüm yorumları okudum. Tabi herkes kendi iç dünyasından bakmış. Yaşım kırka yaklaşıyor ve düşünüyorum ki hayat kendi deneyimlerimizden, gözlemlerimizden ibadet. O zaman kendimiz neden deneyimlemiyoruz diyorum. Bu gün içinde yaşadığımız bir üzüntüyü bir sıkıntıyı ilerde anlatırken bir tebessümle anlatmaz mıyız?

  • Yazıların büyük bir kısmını okudum. Bir süredir benimde Avusturalyada yaşamayı aklına koymuştum. eşim emekli benimde bir yılım var. Çocuklarımın daha iyi ve demokratik bir ülkede yaşamaları düşüncesiyle nedense aklımdan Avusturalya geçmekte. Artık Türkiye eski Türkiye değil. Şimdiki Türkiyeyi Irakla, Mısırla, Libya ile bir tutabilirsiniz. Ülke güzel ama artık burada özgürce yaşamak düşünmek imkansız. Özgürlük olmadığı sürece insan kendini nefes alamaz hissediyor. Yapılan her yanlışa burada alkış tutan insan o kadar çok ki anlatamam. O nedenle en kısa bir sürede bu ülkeden çoluğu çocuğu alıp gitmek var. Hergün şiddet, hergün cinayet her gün şehit cenazeleri. Artık basını takip etmek imkansız. Yoksa kafayı yersiniz. İnsanların birbirine saygısı ve sevgisi yok. Yani kısaca Türkiye yaşanılacak ülke olmaktan çıktı. Eğer Avusturalyada yaşıyorsanız yaşadığınız yerin kıymetini bilin. Avusturalyayı seçmemin birinci nedeni demokratik saygı ve sevgi ortamının olmasıdır. Yoksa hayat her yerde aynıdır. ikinci nedenim ise Türklerin daha az olduğunu düşündüğümden Avusturalyayı tercih etmekteyim.

  • Merhaba ben 7 aylıık dil programıyla gitmeyi dusunuyorum fakat söylenenleri yarım yamalak anlayıp yarım yamalak konuşabiliyorum. Girişkenliğimde vs. bir sorun yok fakat bu şartlarda (bulaşıkçı,garson vs. vasıfsız) iş bulabilmem mümkünmüdür bilgilendirebilirmi giden bir arkadaş beni . Bu konu beni ürkütüyor.
    (5 aydır tr de ingilizce egitimi alıyorum bilindik kursların verdiği cinslerden)

  • Selamlar, Avustralyada üniversite eğitimi almak istiyorum fakat bunun için neler yapmam gerek? Ne kadar bütçe lazım?
    Oraya hiç gitmemiş olanlar hep olumsuz şeyler söylüyor mesela gidemezsin eğitim içinde hala lise öğrencisisin turist vizesi bile çıkmaz almazlar falan filan diyip insanın şevkini kırıyorlar. Sizce ben ne yapmalıyım? Denilenler kadar doğru mu yoksa abartma varmı? Bu arada 25 yaşındayım futbol oynadığım dönemde okulu bırakmıştım ve milli takım seçmelerini kazanmıştım fakat torpille benim yerime iş adamının oğlunu almışlardı o günden sonra futbolu bıraktım bu ülkede hiç bişey yapmak istemiyorum artık şans ve imkan olsaydı şuan futbolcuydum fakat hep yalı çocukları takımlarda. Sizden ricam eğer bu iletiyi görürseniz bilgi için ( mjdtuneri@icloud.com) mail atarsanız çok mutlu olurum gerçekten sizlerin tecrübelerine ihtiyacım var. Saygılarımla Mert

  • bende dil okulu için gideceğim. Türkiyeyi seviyorum. Sydney’in iklimi Antalya’ya benziyormuş. yorumların hepsini üşenmeden okudum. yalınayak sokaklarda dolaşma olayı çok iyiymiş. Avustralya sömürü düzeninin bir parçası her yerin çitle kaplı olmasını da yadırgamadım. Demişler ki işsizlik her geçen gün artıyor vs. Türkiye’de genç işsizliği %25 normal işsizlik %10-15 arasında ayrıca Türkiye’de yüksek lisans yaparken bile iş bulmak neredeyse imkansız. Devleti geçtim artık özel sektörde bile torpille iş bulabiliyor insanlar. 2008 de üniversiteye başladığımda yeni mezun mühendis 2000 tl ye iş buluyordu şimdi hala 2000 tl ama 2008 deki ile kıyaslarsanız 750 tl gibi kalıyor. Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz. Yemin ederim 4 senedir özel sektörde mühendis olarak çalıştığım halde geçtim evi 1/5 vw golf parası bile biriktiremedim. Keşke köyüm olsaydı da köydeki koyunları satıp müteahhitlik yapabilseydim. Burada insanların saygı duyduğu tek şey para. Sorsan herkes vatan millet sakarya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir