San Francisco: Bir Yerelin Gözünden Yaşam

“Kızlar yemek yapan erkekleri seksi bulurlar” cümlesinden yola çıkarak hayatına yön veren ve San Francisco‘da “Mutfak Sanatları” okuduktan sonra kariyerine Do&Co’da devam eden Oğuzhan Kitapçıoğlu ile biraz San Francisco, biraz New York üzerine konuştuk. Özellikle California’da eğitim almayı ya da yaşamayı düşünenler için güzel bir rehber ortaya çıktı.

securedownload (2)Nasıl karar verdin SF’ya yerleşmeye?

Aslında çok spontane gelişti. Oraya yerleşmek aklımın ucundan bile geçmiyordu. Bi’ hafta sonu arkadaşımla buluşmak için Bağdat Caddesi’ne gidiyordum, dolmuşta ‘’ AMERIKA’YA YOLLUYORUZ!’’ tarzında bir ilan gördüm. O aralar ben de mutfak sanatlarıyla ilgili bir okul araştırıyordum ve Türkiye’de bu konuyla ilgili pek seçenek olmadığından ciddi anlamda ümitsizliğe kapılmıştım. Yeditepe’ye gideceğim herhalde diye hüzünlenirken, San Francisco’nun biraz dışında ‘Bay Area da Diablo Valley College’ adlı okulu buldum, fiyatta anlaştık ve transfer oldum.

Ne kadar süre orada yaşadın?

Yaklaşık 5 dolu dolu sene .

Sence yaşamak için ideal bir şehir mi?
Verdiğin karardan memnun musun? Yine olsa yine yaparım diyor musun?

Kesinlikle öyle. Amerika’da hayat tecrübesi kazanmak istiyorsanız ve kafanızda “Acaba California’da nerede yaşanır?” gibi bir soru varsa , hiç düsünmeden San Fransisco’yu tercih etmelisiniz. Bir daha olsa, kesinlikle yine orayı tercih ederdim.

Orada yaşarken ne tür zorluklar yaşadın?

İlk etapta “Galiba zorlanacağım” diye düşündüğüm anlar oldu. İlk gittiğim gün, uçaktan indim , okul ile bağlantısı olan bir adam beni havaalanından aldı ve gecenin 1’inde, 65 yaşında, siyahi bir babaannenin evine bıraktı. Hiç tanımadığınız bir kültürün içinde, hiç tanımadığınız bir insanla yaşamak ilk etapta ürkütücü görünse de, Amerika’daki ilk 6 ayımı bu  host family’de, (evini yurtdışına giden öğrencilere açan aileler) hayatımda tanıdığım en tatlı kadınlardan biriyle yaşayarak geçirdim. Benim açımdan çok eğlenceli bir deneyimdi ve her konuda bana çok yardımcı oldu. Bence ilk dönemimde, oranın kültürüne alışmak için oldukça doğru bir tercihti.

Bunun dışında, bazen orada çalışma iznine sahip olmadığınız için ve zaman zaman paranızı abuk şeylere harcadığınız için ay sonunda noodle’a kalabiliyorsunuz. (Ortalama bir noodle’ın fiyatı Türkiye’dekinin aksine burada 1 dolar gibi bir şey tabi)

İlk zamanlar senin için zor muydu? Çete savaşlarına karışıp, büyük altın kolyeler takmaya başladın mı? Biz böyle biliyoruz çünkü burada.

Aslında gayet eğlenceliydi ama tabi ilk kez bu kadar uzakta ve ayrı kaldığın için, bir aileyi özleme durumu oluyor. Çete savaşlarına karıştım ve kendime büyük bir krallık kurdum, şu anda Türk Gangstalar Birliği başkanıyım. (tamam burasını biz ekledik)

Arkadaşlık anlayışı Türkiye’den farklı mı? “Hadi çıkıp bir kahve içelim” diyebiliyor mu insan mesela? Yoksa “gel Oğuzhan illa kırmızı bardaklı house party yapacağız hayatta bırakmam” mı diyorlar?

Zamanla oturuyor arkadaşlık anlayışı. Tabi Türkiye’de daha samimi ve sıkı buraya göre. Belki de buradaki insanlarla çok fazla bir geçmişin olmadığından da öyle geliyor olabilir. Hesap ödeme, arabaya benzin atma ya da ortak yapılabilecek bir takım aktivitelerde Alman hesabına giriliyor. Bu durum ilk başlarda tuhaf gelse de, sonradan sen de o kültürün gereklerine uyum sağlıyorsun bir şekilde. Ama tabi şu açıdan da yaklaşmak lazım, uzun bir sürenin sonunda herkes birbirine alıştıktan sonra belirli bir çevren oluşuyor ve Türkiye’de durum neyse orada da aynı oluyor işte. Sadece konuşulan şeyler ve espri anlayışı farklı.

Kırmızı bardak altın kuraldır. Kırmızı bardaksız ev partisi, ev partisi değildir. Şaka bir yana, orada yapılan ev partileri, üniversite döneminde başınıza gelebilecek en güzel ve eğlenceli şeylerden biri bence. Özellikle ev sahipliği de yapıyorsanız çok tuhaf şeyler yaşayabiliyorsunuz.securedownload (1)

Peki yaşam pahalı mı? Harcamaların Türkiye’ya kıyasla fazla oldu mu mesela?

Her kapitalist, metropol, büyük şehirdeki gibi burada da yaşam pahalı. Şahsen ben Türkiye’de daha çok para harcıyorum, sanırsam dışarı çıkma bazında yaklaşıyorum olaya. Fakat gece hayatını baz almazsak, giyim kuşam, market alışverişi gibi şeyler kesinlikle Amerika’da daha ucuz. Bana en garip gelen şey, sebzenin etten daha pahalı oluşu.

San Francisco, özellikle sanat, etkinlik ve konser açısından aktif bir şehir olarak biliniyor. Sence de öyle mi, bu anlamda seni tatmin etti mi?   

Kesinlikle. Günün her anı, ücretli ya da ücretsiz, bir galeride, kalabalığın ortasında ya da kuytu bir köşede bir sanatçıyla ya da sanat eseriyle karşılaşmak mümkün. Bence bu şehrin diğerlerinden farklı kılan, ona karakteristik bir özellik kazandıran en önemli özelliği de bu zaten. Herhangi bir sanat dalına ilginiz var ise, kesinlikle SF ‘yi tercih etmelisiniz.

Gece hayatı ne durumda? Eğlenmekten aklımızı kaçırabilir miyiz?

Net bir cevap olsun; evet kaçırabilirsiniz. Yine de burada 5 senedir yaşayan bir olarak, gece hayatının bundan 2 sene önceye kadar daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Her hafta sonu bir elektronik parti ya da “rave” partiler oluyordu. Özellikle “Love Fest” döneminde şehir müthiş oluyor.  Ayrıca bu gibi festival haftalarında, şehirde bol bol ünlüyle de karşılaşabiliyorsunuz. Ancak son dönemlerde bahsettiğim büyük rave’ler iptal olmaya başladı. Bunun sebebi, her sene genç yaştaki insanların overdose’dan hayatını kaybetmesi.  Yine de hala lokal etkinlik alanları ve club’ları takip ederek, kaliteli bir eğlence hayatının içine dahil olabilirsiniz. Özellikle ‘’Mezzenine, 1015, Rickshaw Stop ve Mighty’’ favorilerim arasında.

Bizim Eminem’den Jay Z’den öğrendiğimize göre, doğu yakası ve batı yakası arasında fark var. Şu an New York’ta yaşadığını göz önünde bulundurursak gerçekten iki yaka arasında bir fark görebildin mi?

Ben daha New York’ta yeniyim ama benim gözlemlediğim kadarıyla da iki yaka arasında büyük farklar var. Zaten, aldığım iş teklifini bir kenara koyarsak, San Fransisco’dan New York’a gelme nedenlerimden biri de bu yakayı, yaşam biçimini tecrübe etmek istememdi. Şu ana kadar ayırdına vardığım en büyük fark: New York’un acelesi var. İnsanlar koşuşturuyor, bir dakika durmuyorlar, her şeyden para kazanma derdindeler. Ben İstanbul’dan sonra ilk kez New York’ta otoyolda soğuk su satan adamlar gördüm. California daha “chill” diyebiliriz. Herkes keyifli ve sakin. Bunda “Medical Marijuana”nın (sağlık problemleri nedeniyle, legal olarak temin edebileceğiniz marijuana) yasal olması da kesinlikle büyük bir etken. New York tam anlamıyla bir metropol yaşantısı. Ben İstanbul’a çok benzettim. Orada olduğu gibi New York’ta da farklı bölgelerde farklı yaşam tarzları, sınıflar, gözle görülür biçimde birbirlerinden ayrışıyorlar.

San Francisco’da yaşadığın en tuhaf şey neydi?

Bunu tuhaf diye adlandırmak yanlış olabilir, daha çok yüzümde bir gülümseme oluşmasına neden oldu diyebilirim ama, şehire ilk geldiğim dönemlerde yaşadığım bir olayı hiç unutmadım. Oldukça soğuk bir kış akşamı, üzerinde sadece hırkası olan bir adam, yolda gördüğü bir ağaca “Sen üşümüşsün, al hırkamı giy” diyerek üzerindekini çıkarıp ağaca bağlamıştı.

9 Comments

  • Guzel anlatmisiniz daha detayli olarak mesela egitm ve calisma ücret kira ucrtini de anlatirsaniz bilgi sahibi olmak isterim.

    • Çalışma ücreti olarak neyi kast ettiğini anlamadım ama zaten öğrenci vizesiyle Amerika’ya gidildiğinde yasal bir çalışma imkanı olmuyor. Okul içerisinde kütüphane gibi yerlerde çok düşük bir ücretle part time çalışabiliyorsun ama. Eğitim ücretleri için bir genelleme yapmak çok zor, her okula göre değişiyor. Ama genel olarak Amerika’da eğitim çok pahalı. Özellikle yurt dışından gelen öğrenciler için daha da yüksek bir ücret alıyorlar. Burs imkanları var tabi ama genel olarak vatandaşlarına veya oturma izini olanlara öncelik veriyorlar. Kira olarak da San Francisco dünyanın en pahalı şehirlerinden biri. Ben orada 3 ay yaşadım ve gayet sıradan bir semtinde 2 odalı bir daireye aylık $2500 kira ödedim. Ki bu diğerlerine göre çok ucuz kalmıştı.

  • Ote yandan, San Francisco’da craigslist veya airbnb’den, aylik $900-$1500 arasi degisen bir fiyat araliginda yasanabilir/guzel (mobilyali veya mobilyasiz) odalar bulmak da mumkun. Cogunlukla, 4-5 odali evlerde, bosalan bir odayi “room mate interview” ya da “open house” yaparak, oncelikle insanlari taniyip daha sonra adaylarin arasindan kafa dengi ve guvenilir olan birini secerek “sublet” ediyorlar. Uygun fiyat bulunduktan sonra gecilmesi gereken daha buyuk kritik asama da bu..

  • merhaba eylül gibi ben de 6 aylığına san franciscoya gideceğim yaşamın çok pahalı olduğundan konaklama harici 500-600 dolarla geçinilemeyeceğinden bahsediyorlar ne kadar doğru acaba? istanbuldan çok mu pahalı?

  • Merhaba. Bende bu ağustos ayında Diablo Valley College’e başlayacağım. Okul nasıl tam olarak? Ben maddi nedenlerden ötürü ilk 2 yıl orada son 2 yıl 4 yıllık bir üniversitede bitireceğim. Okul, insanlar nasıl merak ediyorum. Daha önce Boston da bulunmuştum. Yerel insanlar yabancılardan daha nazik ve cana yakındı. Bir diğer merak ettiğim çok fazla ispanyolca konuşan insanlarla tanıştın mı?
    Bu arada bende bütün bir yıl boyunca aile yanında kalıp önümüzdeki diğer yaz ayına doğru daire tutmayı planlıyorum. İlk kez bir aile yanında kalacağım umarım herşey iyi olur XD !

  • Harika bir yazı olmuş, bayıldım! Özellikle de şu kısmı çoooook sevdim 😀 Çete savaşlarına karıştım ve kendime büyük bir krallık kurdum, şu anda Türk Gangstalar Birliği başkanıyım. (tamam burasını biz ekledik)

  • Merhabalar ben 2014 yilindan beri SF deyim.Dil egitimi icin gelmistim simdi yuksek lisans yapiyorum..biraz yasam standartlarinda bahsetmek istiyorum.hayat cok pahali normal bir ogrencinin gecinmesi icin ayda $3000’a ihtiyaci var okul ,ev kirasi ve kendi masraflariyla..bu yuzden pek tavsiye etmiyorum los angeles yada san diego taraflari biraz daha mahkul.ayrica havasi her daim soguk ve sisli!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir